80. Abese Suresi / 12.ayet
Abese 12 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Ahmet Tekin Meali:
Allah'ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun iradesinin tecellisi içinde, kendi iradesini ve tercihini isabetli kullanan Kur'ân'ı düşünür, ondan öğüt alır.
(Abese 12)Bayraktar Bayraklı Meali:
- Hayır! Yaptığın doğru değil, ayetlerimiz bir öğüttür, dileyen ondan öğüt alır.
(Abese 12)Cemal Külünkoğlu Meali:
11,12. Hayır! (Böyle yapman doğru değil.) Çünkü o (Kur'an) bir öğüttür. Dileyen ondan öğüt alır.
(Abese 12)Diyanet Vakfı Meali:
11, 12, 13, 14, 15, 16. Hayır! Şüphesiz bunlar (âyetler), değerli ve güvenilir kâtiplerin elleriyle (yazılıp) tertemiz kılınmış, yüce makamlara kaldırılmış mukaddes sahifelerde (yazılı) bir öğüttür; dileyen ondan (Kur'an'dan) öğüt alır.
(Abese 12)Hakkı Yılmaz Meali:
11-16 Kesinlikle onların düşündüğü gibi değil! Kur’ân, değerli sayfalar içinde, yüceltilmiş, tertemiz temizlenmiş, saygın, iyi yazıcıların ellerinde bir düşündürücüdür. Dileyen onu düşünüp öğüt alır.
(Abese 12)Mahmut Kısa Meali:
Öyleyse, dünya ve âhirette kurtuluş ve esenliğe ulaşmak isteyen, ondan öğüt alsın. Kendisini ebedî azâba mahkûm etmek isteyen de, bırak ondan yüz çevirsin!
(Abese 12)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
(11-12) Ancak bununla düşünür öğüt alırsın. Bu bir hatırlatmadır.
(Abese 12)Mustafa Çevik Meali:
11-16 Ancak yaratılışının sebebine uygun yaşamak isteyenler, Allah’ın âyetlerinden (vahyinden) öğüt alırlar. Bizim katımızda kayıt altında olan vahyi, yine bizim yanımızda itibarlı, değerli ve güçlü kıldığımız melek (Cebrail), Peygamber’e ulaştırmaktadır.
(Abese 12)Osman Okur Meali:
(11-12) Hayır, o bir hatırlatmadır. Artık kim gayret göstererek düşünürse (kuran’dan ancak o öğüt) alır.
(Abese 12)Süleymaniye Vakfı Meali:
Kim ne yapmışsa[1] onu hatırlayacaktır[2].
1)Burada şae (شاء) fiiline (كوَّن) kevvene = oluşturdu" anlamı verilmiştir. Çünkü şae (شاء) şey (شَيْء)'den türemiştir. Şey (شَيْء) hem mastar hem isimdir. Mastar anlamı "oluşturma" isim anlamı ise kendisi veya ölçüsü oluşmuş varlıktır. Allah Teala şöyle buyurur:إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئاً أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ "Bir şeyi irade ettiğinde yaptığı, sadece ona "ol" demektir; sonra o şey oluşur." (Yasin 36/82)
Ayetteki شَيْئاً (= şey'en) mastar, ondaki tenvin ise muzafun ileyhten ıvazdır. Yani ifade, شيْئَ شَيئٍْ iken muzafun ileyh olan şey شيئ kaldırılmış yerine tenvin konmuştur. Kaldırılan isimdir ve mastar olan شيئ'in mef'ulüdür. Ayetteki كُنْ tam fiildir ve faili şey (شيئ)'dir. Şey (شيئ)'in kendisi henüz oluşmamış olsa da ölçüsü oluştuğu için emre muhatap kılınmıştır.
Ayetteki فَيَكُونُ(feyekun) da tam fiildir. Bu sebeple (إِذَا أَرَادَ شَيْئاً)'e; إحداث شيء و تكوينه إِذَا أَرَادَ = bir şeyi var etmek ve oluşturmak istediği zaman'. anlamı verilir. Çünkü tam olan كُنْ = kün'ün anlamı, kevvin كوِّنْ= oluşmaya başla!" veya "uhdus أحدث = varlık sahnesine çık" şeklindedir. Buradan hareketle mastar olan شيئ 'in, ihdas (إحداث) ve tekvin (تكوين) anlamında olduğu ortaya çıkar. İhdas, yokken var etmek, tekvin ise oluşturmaktır. Bize göre tekvin anlamı daha uygundur
Şey (شَيْء) mastarından (شاء) fiili türetilmiştir. Aslı (شَيَأَ)'dir. Ya (ي)'dan önce fetha olduğu için ya elife dönüşmüş ve (شاء) olmuştur. Mastar ile fiil arasında anlam farkı olmaz; tek fark fiilin bir zaman dilimi içinde olmasıdır. Şey mastarının anlamı (تكوين) tekvin olduğu için şae (شاء)'nin anlamı da "(كوَّن) kevvene =oluşturdu" olur. Daha geniş izah için "Doğru Bildiğimiz Yanlışlar - Abdülaziz Bayındır" adlı kitabın ikinci baskısındaki ilgili bölüme bkz.
2)Ayet şu şekilde takdir edilerek anlam verilmiştir: من كون شيئا ذكره (bir şey yapan onu hatırlar)
Suçlar bağışlansa bile ahirette kişiye gösterilecektir. Allah Teala şöyle buyurur: "Kim zerre kadar iyilik yapmış olsa onu görür. Kim zerre kadar kötülük yapmış olsa onu da görür." (Zilzal 99/7-8)
Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
(11-12) Hayır! Bunlar birer öğüttür. Dileyen onlardan öğüt alır.
(Abese 12)