46. Ahkaf Suresi / 18.ayet

İşte böyleleri, kendilerinden önce gelip geçen ve haklarında azap hükmü gerçekleşmiş olan insan ve cin topluluklarına dâhil olmuşlardır. Şüphesiz onların hepsi de hüsrana uğramışlardır.

Bknz: (6/130)»(6/131)(46/20)

Mustafa Çavdar Meali

Ahkaf 18 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bunlar, öyle kişilerdir ki, onlardan önce cinden ve insanlardan gelip geçen ümmetler içinde, onlara da, azaba uğrayacaklarına dair söylenen söz hak olmuştur; şüphe yok ki onlar, ziyana uğramışlardır.

(Ahkaf 18)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

İşte bunlar, cinnlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelip-geçmiş ümmetler içinde (azap) sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar, (ebediyen) ziyana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Abdullah Parlıyan Meali:

İşte bu ve benzerleri, kendilerine azap sözü gerekli olmuş kimselerdir. Kendilerinden önce geçen cin ve insan toplulukları arasında, azabın içinde bulunacaklardır. Bunlar kesinlikle kaybedenlerdir.

(Ahkaf 18)

Adem Uğur Meali:

İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar içinde, haklarında azabın gerçekleştiği kimselerdir. Gerçekten onlar ziyana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Ahmet Hulusi Meali:

İşte bunlar, cin ve insten, onlardan önce gelip - geçmiş ümmetler hakkındaki azap hükmü, bunlar aleyhine de gerçekleşecek kimselerdir... Muhakkak ki onlar hüsrana uğrayanlardı.

(Ahkaf 18)

Ahmet Tekin Meali:

İşte onlar, hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, peygamberlere ve kutsal kitaplara itibar etmedikleri için, kendilerinden önce yaşayıp geçip gitmiş olan cin ve insan toplulukları içinde azap ile ilgili gerekçeli kararı hak eden kimselerdir. Onlar gerçekte hüsrana uğramış kimselerdir.

(Ahkaf 18)

Ahmet Varol Meali

İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce geçmiş ümmetler içinde üzerlerine (azap) sözü gerçekleşmiş kimselerdir. Şüphesiz onlar ziyana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Ali Bulaç Meali:

İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelip geçmiş ümmetler içinde (azab) sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Ali Fikri Yavuz Meali:

İşte bu inançta olanlar, kendilerinden daha evvel gelib geçen insan ve cinlerden, üzerlerine azab gerçekleşmiş ümmetlerle beraberdirler. Çünkü bunlar, aldanıb hep ziyana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Ali Rıza Sefa Meali:

İşte, kendilerinden önce gelip geçmiş cin ve insan toplulukları için gerçekleşen söz, onlar için de geçerli oldu. Aslında, yitime uğrayanlar onlardır.

(Ahkaf 18)

Ali Ünal Meali:

Böyleleri, kendilerinden önce gelip geçmiş benzeri cin ve insan toplulukları hakkında verilmiş ve uygulanmış olan ceza hükmünü aynen hak etmiş olanlardır. Bütünüyle kaybetmiş olanlardır onlar.

(Ahkaf 18)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplumlarında geçerli olan azap sözü, (yasası) böyleler aleyhinde gerçekleşir. Onlar gerçekten zararlı çıkanlardır.

(Ahkaf 18)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar içinde, haklarında azabın gerçekleştiği kimselerdir. Gerçekten onlar ziyana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Bekir Sadak Meali:

(17-18) Annesine babasina: «Of ikinizden ; benden once nice nesiller gelip gecmisken beni tekrar diriltilmemle mi tehdit ediyorsunuz?» diyen kimseye, anne babasi Allah'a siginarak: «Sana yaziklar olsun! Inan; dogrusu Allah'in sozu gercektir» dedikleri halde: «Bu, Kuran oncekilerin masallarindan baska bir sey degildir» diye cevap verenler iste onlar kendilerinden once cinlerden ve insanlardan gelip gecmis ummetler icinde, Allah'in azap vadinin aleyhlerinde gerceklestigi kimselerdir. Dogrusu onlar husranda olanlardir.

(Ahkaf 18)

Besim Atalay Meali:

İşte bunlara, inden, cinden kendilerinden önce geçen ümmetlere olduğu gibi, söz hak olmuştur, onlar ziyandalar

(Ahkaf 18)

Celal Yıldırım Meali:

İşte bunlar kendilerinden önce cinlerden ve, insanlardan gelip geçen ümmetler hakkında (azâb va'di ve hükmü) gerçekleşen kimselerdir. Şüphesiz ki bunlar hüsran içinde kalanlardır.

(Ahkaf 18)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İşte onlar da, kendilerinden önce insanlardan ve cinlerden gelmiş geçmiş topluluklar içinde, haklarında azap hükmü kesinleşmiş olanlardır. Çünkü onlar hüsrana uğramış kimselerdir.

(Ahkaf 18)

Diyanet İşleri Eski Meali:

17,18. Annesine babasına: "Of ikinizden; benden önce nice nesiller gelip geçmişken beni tekrar diriltilmemle mi tehdit ediyorsunuz?" diyen kimseye, anne babası Allah'a sığınarak: "Sana yazıklar olsun! İnan; doğrusu Allah'ın sözü gerçektir" dedikleri halde: "Bu, Kuran öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" diye cevap verenler işte onlar kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler içinde, Allah'ın azap vadinin aleyhlerinde gerçekleştiği kimselerdir. Doğrusu onlar hüsranda olanlardır.

(Ahkaf 18)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar içinde, haklarında o sözün (azabın) gerçekleştiği kimselerdir. Şüphesiz onlar ziyana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Diyanet Vakfı Meali:

İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar içinde, haklarında azabın gerçekleştiği kimselerdir. Gerçekten onlar ziyana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Edip Yüksel Meali:

Bu gibiler, gelip geçmiş cin ve insan toplumları arasında azap sözünü haketmiş kimselerdir. Onlar kaybedenlerdir.

(Ahkaf 18)

Elmalılı Orjinal Meali:

İşte bunlar İns-ü Cinden önlerinde geçen ümmetler içinde üzerlerine söz hakk olmuş olan kimselerdir, çünkü bunlar hep husrana mahkum olmuşlardır

(Ahkaf 18)

Elmalılı Yeni Meali:

İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce geçen ümmetler içinde haklarında (azap) söz(ü) hak olmuş olan kimselerdir.Çünkü bunlar, hep hüsrana mahkum olmuşlardır.

(Ahkaf 18)

Erhan Aktaş Meali:

İşte onlar ki, kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin[1] ve ins[1] toplumlarında aleyhlerinde "sözü"[2] hak etmiş kimselerdir. Kuşkusuz onlar, hüsranda olanlardır.

1)Tanınan–tanınmayan, bilinen-bilinmeyen, yerli-yabacı, her kesimden insan topluluğu.
2)Yaptıklarından hesaba çekileceklerine, azabın gerçek olduğuna dair Allah'ın sözü.

(Ahkaf 18)

Gültekin Onan Meali:

İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelip geçmiş ümmetler içinde (azab) sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Hakkı Yılmaz Meali:

İşte anası-babası ile inanç çatışması olan, âhirete inanmayan çocuklar, kendilerinden önce gelip geçmiş olan bilinen-bilinmeyen tüm kesimden önderli toplumlar içerisinde aleyhlerinde Söz hak olmuş kimselerdir. Şüphesiz onlar, gerçekten kayba/ zarara uğrayıp acı çeken kimseler idiler.

(Ahkaf 18)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Bunlar, kendilerinden önce geçmiş ümmetlerden cinler ve insanlar arasından (azap) sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Şüphesiz ki onlar, hüsrana uğramış olanlardır.

(Ahkaf 18)

Harun Yıldırım Meali:

İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelipgeçmiş ümmetler içinde aleyhlerine söz hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Hasan Basri Çantay:

İşte o (ve benzerleri) cinden ve insandan kendilerinden evvel gelib geçen ümmetler arasında, üzerlerine (azab) söz (ü) hak olmuş (kimseler) dir. Çünkü bunlar hüsrana uğramış olanlardır.

(Ahkaf 18)

Hayrat Neşriyat Meali:

İşte bunlar, cin ve insandan, kendilerinden önce gelip geçmiş topluluklar içinde üzerlerine (azâba dâir) söz, hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar hüsrâna uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(17-18) [Annesi ve babası, kendisine] "Yazık sana! İnan! Gerçekten, Allah'ın verdiği söz Haktır [gerçektir]." [diyerek] Allah'tan yardım isterken, anne-babasına "Uf ya ikinize! Benden önce nesiller gelip geçmiş olduğu halde, bana benim çıkarılacak [diriltilecek] olduğumu mu vaat ediyorsunuz [söz veriyorsunuz]?" deyip ardından da "Bu ancak öncülerin-öncekilerin satırları[uydurmaları]dır." diyene [gelince] İşte on[un gibi olan]lar, kendilerinden önceki Cin ve insan[türün]den gelip geçmiş toplulukların içinde kendilerine (o) söz [tehdit] hak olmuş [kesinleşmiş] olanlardır. Gerçekten onlar, kaybedenlerin ta kendileriydiler.

(Ahkaf 18)

Hüseyin Atay Meali:

17-18 Annesine babasına, "Öf ikinizden! Benden önce nice nesiller gelip geçmişken diriltileceğimi mi bana öğütlüyorsunuz?" diyen kimseye, ikisi Allah'a sığınarak: "Sana yazıklar olsun! İnan! Doğrusu Allah'ın sözü gerçektir." Bunun üzerine "Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" der. İşte onlar kendilerinden önce gelip geçmiş cin ve insan milletleri içinde sözün aleyhlerine gerçekleşeceği kimselerdir. Doğrusu, onlar kaybedenlerdir.

(Ahkaf 18)

İbni Kesir Meali:

İşte onlar; kendilerinden önce cinnlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler içinde üzerlerine söz hak olmuş kimselerdir. Doğrusu onlar, hüsrana uğrayanlardandırlar.

(Ahkaf 18)

İlyas Yorulmaz Meali:

İşte böyleleri, daha önce yaşamış, sizin tanımadığınız (cin) veya isimlerini bildiğiniz (ins) toplumlar üzerine, Allah'ın azap sözünün gerçekleştiği kimselerdir. Elbette ki onlar kaybetmiş topluluklardır.

(Ahkaf 18)

İskender Ali Mihr Meali:

İşte onlar ki, onlardan evvel gelip geçmiş olan cin ve insan toplumlarında, üzerlerine (azap) sözü hak olmuştur. Muhakkak ki onlar, hüsranda olanlardır.

(Ahkaf 18)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İşte bunlar kendilerinden önce cin ya da insan olarak gelip geçen topluluklar arsında üzerlerine azap gerekmiş olan kimselerdir. Çünkü bunlar kendilerine yazık edenlerdir.

(Ahkaf 18)

Kadri Çelik Meali:

İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce geçen ümmetler içinde üzerlerine söz (azap) hak olmuş kimselerdir. Doğrusu onlar, hüsrana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Mahmut Kısa Meali:

Böyleleri, kendilerinden önce gelip geçmiş isyankâr cin ve insan toplumlarıyla beraber azâbı hak etmiş olan kimselerdir. Gerçekten onlar, o Gün büyük bir hüsrana uğrayacaklardır.

(Ahkaf 18)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Haklarında azap hükmü kesinleşmiş kimseler, işte onlardır ki; Geçmiş topluluklar, Kendilerinden önce insanlardan ve cinler içindedir. Çünkü onlar hüsrana uğramışlardır.

(Ahkaf 18)

Mehmet Türk Meali:

İşte bunlar kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları hakkındaki azap sözü, kendileri için de hak olan kimselerdir. Doğrusu bunların hepsi, kendilerine yazık etmiş oldular.

(Ahkaf 18)

Muhammed Celal Şems Meali:

İster cinlerden, ister insanlardan olsun, kendilerinden önce geçmiş kavimlerden (haklarında azap) sözü gerçekleşmiş olanlar (da,) ancak bunlardır. Şüphesiz onların (hepsi) hüsrana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Muhammed Esed Meali:

İşte bunlar, kendilerinden önce geçip gitmiş (öteki günahkar) insanlar ve görünmeyen varlıklar toplulukları ile birlikte (yok olup gitme) cezasına çarptırılacak olanlardır. Onlar, kesinlikle kaybedenlerden olacaktır.

(Ahkaf 18)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar içinde azabı hak etmiş kimselerdir. Gerçekten onlar yıkıma uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Mustafa Çavdar Meali:

İşte böyleleri, kendilerinden önce gelip geçen ve haklarında azap hükmü gerçekleşmiş olan insan ve cin topluluklarına dâhil olmuşlardır. Şüphesiz onların hepsi de hüsrana uğramışlardır.

Bknz: (6/130)»(6/131) - (46/20)

(Ahkaf 18)

Mustafa Çevik Meali:

15-18 Biz insana ana babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu nice zorluklarla karnında taşıyıp, nice zahmetle dünyaya getirmiştir. Çocuğun ana karnında taşınması ile birlikte, sütten kesilmesi otuz ayı bulmaktadır. Nihayet bir kısmı kırk yaşına gelip tam olgunluk çağına erişince: “Rabbim! Bana, anne ve babama verdiğin nimetlerden dolayı sana şükretmeyi ve razı olacağın bir hayatı yaşamayı nasip et ve soyumdan gelecek nesillere de rızana uygun yaşama arzusu ve gayreti bahşet. Rabbim! Bu zamana kadar işlemiş olduğum günahlardan tevbe edip bütün kalbimle sana yöneliyor ve teslim oluyorum.” diye dua ederler. Biz de günahlarından tevbe edip, doğru olanı yaşamak ve yaşatmak için ellerinden gelen gayreti gösterenleri bağışlayıp, verdiğimiz sözün gereği cennetlikler arasına katacağız. Bununla birlikte öyle evlatlar da vardır ki, annesi ve babası onu Allah’ın davetine uymaya çağırdığında, onlara şöyle cevap verirler: “İkinize de yazıklar olsun! Benden önce bu dünyadan bunca insan gelip geçmiş ve hiçbiri de diriltilmemişken, siz bana öldükten sonra diriltilip hesaba çekileceğimi söylüyorsunuz ve böylece aklınız sıra beni uyarıyorsunuz öyle mi?” Buna rağmen anne ve babası bir yandan Allah’a dua edip evlatlarının gerçeği görmesini isterlerken, bir yandan da evlatlarına, “Allah’ın vaadi haktır ve mutlaka gerçekleşecektir; nankörlük edip de davetinden yüz çevirme.” demeye devam ederler. Fakat hayırsız evlat bu defa da anasına babasına dönüp, “Bu sizin söyledikleriniz eskilerin masallarından başka bir şey değil.” deyiverir. İşte böyleleri kendilerinden önce gelip geçmiş ve haklarında azap hükmü kesinleşmiş insanlar ve cinler topluluğuna dahil edilerek, hüsrana uğramayı hak etmişlerdir.

(Ahkaf 18)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İşte onlar, haklarında ilahi yasanın gerçekleştiği kimselerdir; kendilerinden önce geçip gitmiş görünür görünmez-bilinir bilinmez iradeli varlıklara dahil olmuşlardır: Şüphesiz kaybeden de onlar olacaktır.

(Ahkaf 18)

Osman Okur Meali:

İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler içinde, aleyhlerinde söz hak olmuş (azap gerçekleşeceği) kimselerdir. Doğrusu onlar hüsrana uğrayanlardır

(Ahkaf 18)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

İşte bunlar izi kendilerinden önce gelip geçen cin ve insten ümmetler arasında bulunan kimselerdir ki, üzerlerine söz hak olmuştur. Muhakkak ki onlar hüsrâna uğramış oldular.

(Ahkaf 18)

Ömer Öngüt Meali:

İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler içinde, aleyhlerinde söz hak olmuş (azap gerçekleşmiş) kimselerdir. Doğrusu onlar hüsrana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Ömer Sevinçgül Meali:

İşte bunlar, kendilerinden önce gerek cinlerden, gerek insanlardan, gelip geçen topluluklar içinde üzerlerine söz hak olmuş ‘azap sözü gerçekleşmiş’ kimselerdir. Zarara uğrayanlar arasında yerlerini alacaklar!

(Ahkaf 18)

Sadık Türkmen Meali:

İşte bunlar; cinlerden ve insanlardan, kendilerinden önce geçen topluluklar içinde, azabı hak etmiş kimselerdir. Gerçekten onlar, zarara uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Seyyid Kutub Meali:

İşte onlar da kendilerine azab sözü gerekli olmuş kimselerdir. Kendilerinden önce geçen cin ve insan toplulukları arasında azab içinde bulunacaklardır. Gerçekten onlar ziyana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Suat Yıldırım Meali:

İşte onlar, kendilerinden önce insanlardan ve cinlerden gelmiş geçmiş topluluklar içinde, haklarında azap hükmü kesinleşmiş olanlardır. Çünkü onlar hüsrana uğramış kimselerdir.

(Ahkaf 18)

Süleyman Ateş Meali:

İşte onlar da kendilerine (azab) söz(ü) gerekli olmuş kimselerdir. Kendilerinden önce geçen cin ve insan toplulukları arasında (azabın içinde) bulunacaklardır. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bu gibiler, daha önce gelip geçmiş insan ve cin toplumları içinden şu sözü hak edenlerdir: "Onlar kaybetmişlerdir." İşte bu kişi (bu gerçeğe masal diyen) gibi, daha önce gelmiş insan ve cin toplumlarından olanlar, (tehdit edildikleri şey) başlarına gelince o sözün gerçek olduğunu anladılar ve elbette kaybedenlere dönüştüler.

(Ahkaf 18)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onlar da, kendilerinden önce geçen ve azaba uğrayacakları kesinleşen insan ve cin topluluklarıyla beraber azap görecekler ve hüsrana uğrayacaklardır.

(Ahkaf 18)

Şaban Piriş Meali:

İşte onlar, cinlerden ve insanlardan, kendilerinden önce gelip geçmiş toplumlar arasında haklarında (azap) hükmü gerçekleşmiş olanlardır. Onlar, hüsrana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Talat Koçyiğit Meali:

Bunlar, kendilerin den önce gelip geçmiş cin ve insan toplulukları içinde, haklarında azâb hükmünün gerçekleştiği kimselerdir. Bunlar da muhakkak hüsrana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Tefhimul Kuran Meali:

İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelip geçmiş ümmetler içinde, (azab) sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)

Ümit Şimşek Meali:

Onlar, kendilerinden önceki cin ve insan toplulukları içinde azabı hak etmiş kimselerdir. Gerçekten de onlar hüsrana uğramışlardır.

(Ahkaf 18)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte bunlar, kendilerinden önce gelip geçmiş cin ve insan ümmetleri içinde, üzerlerine azap hak olanlardır. Hiç kuşkusuz onlar, hüsrana uğrayanlardır.

(Ahkaf 18)