33. Ahzab Suresi / 36.ayet

Allah bir konuda hüküm vermiş ve elçisi de tebliğ ettikten sonra herhangi bir konuda hiçbir mümin erkek veya mümin kadının, kişisel tercihlerine göre davranma hakkı yoktur.
Kim Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden Elçi’sine karşı gelirse, apaçık bir sapkınlığa düşmüş olur.

Bknz: (24/51)(65/8)»(65/9)

Mustafa Çavdar Meali

Ahzab 36 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Allah ve Resulü, bir işe hükmetti mi erkek olsun, kadın olsun, hiçbir inananın, o işi istediği gibi yapmakta muhayyer olmasına imkan yoktur ve kim, Allah'a ve Peygamberine isyan ederse gerçekten de apaçık bir sapıklığa düşmüş, sapıtıp gitmiştir.*

(Ahzab 36)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Allah ve Resulü, bir işe hükmettiği (bir konuda karar verdiği) zaman, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için, artık o işlerinde kendi isteklerine (ve beklentilerine) göre (başka görüşleri) seçme ve tercih hakkı yoktur, olamaz! Kim Allah'a ve Resulü’ne isyan ederse (Ayet ve hadislerin açık hükümlerini çiğner ve kendi keyfince te’vil edip tersine çevirirse), işte gerçekten o, apaçık bir sapkınlıkla sapmıştır.

(Ahzab 36)

Abdullah Parlıyan Meali:

Allah ve elçisi, bir konuda hüküm verdikten sonra, artık inanmış bir erkek ve kadının, kendi işlerinde tercih hakları yoktur. Ama böyle bir hakkı kendilerinde görerek, Allah'a ve elçisine isyan eden kimse, apaçık bir sapıklıkla sapıtmış olur.

(Ahzab 36)

Adem Uğur Meali:

Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Ahmet Hulusi Meali:

Allah ve Rasulü bir iş hakkında hükmettiklerinde, iman etmiş bir erkek ve iman etmiş bir kadının, o işlerinde, kendileri için tercih - seçim hakkı yoktur! Kim Allah'a ve Rasulüne isyan ederse (uygulamazsa), gerçekten apaçık yanlış olan bir inanca sapmıştır!

(Ahzab 36)

Ahmet Tekin Meali:

Allah ve Rasulü bir planı icraya karar verdiği zaman, Kur'ân ve sünnetteki emirler, hükümler söz konusu olunca, mü'min bir erkeğin ve mü'min bir kadının, şahsî düşünce ve kararlarına dayalı başka tercihlerini dikkate almaları mümkün değildir. Kim Allah'a ve Rasulüne bağlılığı ve saygıyı terkeder, emirlerine itaat etmez, savsaklar ve rızalarını gözetmez, Kur'ân'ı ve sünneti uygulamazsa, kesinkes başına buyruk hareket ederek açıkça hak yoldan uzaklaşmış, dalâleti, bozuk düzeni, helâki, ahmaklığı tercih etmiştir.*

(Ahzab 36)

Ahmet Varol Meali

Allah ve Peygamberi bir işe hükmettiğinde artık mü'min bir erkeğin ve mü'min bir kadının işlerinde kendi isteklerine göre bir seçim hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Peygamberine karşı gelirse şüphesiz o apaçık bir sapıklığın içine düşmüştür.*

(Ahzab 36)

Ali Bulaç Meali:

Allah ve Resulü, bir işe hükmettiği zaman, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulü'ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır.

(Ahzab 36)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman, mümin bir erkekle mümin bir kadın için, kendi işlerinden dolayı Allah'ın ve Peygamberin hükmüne aykırı olanı seçmek hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Rasûlüne isyan ederse, muhakkak açık bir sapıklık etmiş olur. (Hz. Peygamber (s.a.v.) halası kızı Zeyneb'i azadlısı ve oğulluğu bulunan Zeyd ile nikâhlamak istemişti. Bunlardan her ikisi de muvafakat etmemişlerdi. Bunun üzerine, bu âyeti kerime nâzil oldu ve onlar da evlendiler).

(Ahzab 36)

Ali Rıza Sefa Meali:

Allah ve O'nun elçisi, bir konuda yargı verdiği zaman, inanmış bir erkek ve inanmış bir kadının, kendi isteklerine göre edimlerini belirleme hakkı yoktur. Allah'a ve O'nun elçisine kim karşı gelirse, apaçık bir sapkınlığa sürüklenir.

(Ahzab 36)

Ali Ünal Meali:

Allah ve Rasûlü bir meselede hükmünü verdiği zaman mü’min bir erkek veya mü’ min bir kadının kendileriyle alâkalı o meselede başka bir tercihte bulunma hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Rasûlü’ne isyan ederse besbelli bir sapıklığa düşmüş demektir.

(Ahzab 36)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Allah ve Resulü bir işi emrettikleri zaman, mümin erkek ve kadınların kendi isteklerine göre hareket etmeleri, onlara yakışmaz. Kim Allah ve Resulüne karşı isyan ederse, o apaçık bir sapıklığa düşmüş demektir.

(Ahzab 36)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Allah ve Peygamberi bir işi emrettiğinde, hiçbir inanmış erkek ve kadının o işte tercih hakkı yoktur. Kim, Allah'ın ve Peygamberinin emrine aykırı hareket ederse, kesinlikle apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Bekir Sadak Meali:

Allah ve Peygamber'i bir seye hukmettigi zaman, inanan erkek ve kadina artik islerinde baska yolu secmek yarasmaz. Allah'a ve Peygamber'e bas kaldiran suphesiz apacik bir sekilde sapmis olur.

(Ahzab 36)

Besim Atalay Meali:

«Allah ile, peygamberi bir işe hükmedince; erkek, dişi inanlılardan işlerinde istediğin yapmak yoktur, hem Allaha, hem de peygambere başeğmeyen bir kimse, açıkça sapıtmıştır»

(Ahzab 36)

Celal Yıldırım Meali:

Allah ve Peygamberi bir iş, bir mesle hakkında hüküm verdiğinde, artık hiç bir mü'min erkeğe ve kadına kendi iş ve meselelerinde istediklerini seçmek uygun olmaz. Kim Allah ve Peygamberine karşı gelirse, gerçekten o, açık bir sapıklıkla sapıtmış olur.

(Ahzab 36)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Allah ve Resulü bir iş hakkında hüküm verdiği zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendiişleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır. *

(Ahzab 36)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Allah ve Peygamber'i bir şeye hükmettiği zaman, inanan erkek ve kadına artık işlerinde başka yolu seçmek yaraşmaz. Allah'a ve Peygamber'e baş kaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur.

(Ahzab 36)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Allah ve Resulü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.

(Ahzab 36)

Diyanet Vakfı Meali:

Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Edip Yüksel Meali:

ALLAH ve elçisi bir işte hüküm verdiği zaman, hiçbir inanan erkek ve kadın o işte seçim hakkına sahip değildir. Kim ALLAH'a ve elçisine isyan ederse açık bir biçimde sapmış olur.

(Ahzab 36)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bununla beraber gerek bir mü'min için ve gerek bir mü'mine, Allah ve Resulü bir işe huküm verdiği zaman o işlerinden ihtiyar kendilerinin olmak olamaz ve her kim Allah ve Resulüne asıy olursa açık bir sapıklık etmiş olur

(Ahzab 36)

Elmalılı Yeni Meali:

Bununla beraber, Allah ve Rasulü bir işe karar verdiği zaman, gerek inanan bir erkeğin gerek inanan bir kadının kendilerine ait bir işte tercih hakları olamaz. Her kim Allah'a ve peygamberine asi olursa açık bir sapıklık etmiş olur.

(Ahzab 36)

Erhan Aktaş Meali:

Allah ve Rasul'ü bir konuda karar verdiği zaman, hiçbir inanan erkek ve inanan kadın için, o konuda tercih hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Rasul'üne asilik ederse o, açık bir sapkınlıkla sapmış olur.

(Ahzab 36)

Gültekin Onan Meali:

Tanrı ve Resulü, bir buyruğa hükmettiği (kada) zaman, inançlı bir erkek ve inançlı bir kadın için o buyrukta kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Tanrı'ya ve Resulü'ne isyan ederse, artık gerçekten o apaçık bir sapıklıkla sapmıştır.

(Ahzab 36)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve Allah ve Elçisi bir işte hüküm verdiklerinde, hiçbir mü’min erkek ve mü’min kadın için kendi işlerinde serbestlik yoktur. Ve kim Allah'a ve Elçisi'ne isyan ederse o, açık bir sapıklıkla sapmıştır.

(Ahzab 36)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Allah ve Resûl'ü bir şeye hükmettiğinde, mümin erkek ve mümin kadının o işlerinde seçim hakları yoktur. Kim de Allah’a ve Resûl’üne isyan ederse, muhakkak ki apaçık bir sapıklıkla sapmıştır.

(Ahzab 36)

Harun Yıldırım Meali:

Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Hasan Basri Çantay:

Allah ve peygamberi bir işe hüküm etdiği zaman gerek mü'min olan bir erkek, gerek mü'min olan bir kadın için (ona aykırı olacak) işlerinde kendilerine muhayyerlik yokdur. Kim Allaha ve Resulüne isyan ederse muhakkak ki o, apaçık bir sapıklıkla yolunu sapıtmışdır.

(Ahzab 36)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hem Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, artık ne mü'min bir erkek, ne de mü'min bir kadın için (o hükme muhâlif) işlerinde kendilerine (başka bir yolu) seçme hakkı yoktur! Ve her kim Allah'a ve Resûlüne isyân ederse, artık muhakkak ki apaçık bir sapıklık ile dalâlete düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Allah ve Elçisi, herhangi bir işe karar verdiği zaman, inançlı herhangi bir erkek ve inançlı bir kadın için, işlerinden kendilerine herhangi bir seçim hakkı olması, [uygun] olmaz. Kim, Allah'a ve Elçisi'ne isyan ettiyse [bilsin ki] apaçık bir kayboluşa sapmıştır.

(Ahzab 36)

Hüseyin Atay Meali:

Allah ve elçisi bir şey buyurduğu zaman artık inanan erkeğin ve inanan kadının işlerinde seçim hakları olmaz. Allah'a ve elçisine başkaldıran, şüphesiz, apaçık bir şekilde sapmış olur.

(Ahzab 36)

İbni Kesir Meali:

Allah ve Rasulü bir şeye hükmettiği zaman; ne mü'min erkekler için ne de mü'min kadınlar için artık işlerinde bir seçme hakkı olamaz. Kim de Allah'a ve Rasulüne isyan ederse; şüphesiz ki apaçık bir sapıklıkla sapmış olur.

(Ahzab 36)

İlyas Yorulmaz Meali:

İnanan bir erkek ve inanan bir kadın için, Allah ve O nun Elçisi bir işte hüküm verdiğinde, artık onun için (o hükme teslim olmaktan başka) o işinde seçim hakkı yoktur. Kim Allah ve elçisine isyan ederse, açıkça sapıtmış olur.

(Ahzab 36)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve mü’min erkek ve mü’min kadının, Allah ve O’nun Resûl’ü, onlar için bir işin olmasına hükmettiği (karar verdiği) zaman, kendi işlerinde seçim hakkı olamaz. Ve kim, Allah ve O’nun Resûl’üne asi olursa (itaat etmezse), o taktirde apaçık bir dalâlet ile sapmış olur.

(Ahzab 36)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Allah ile elçisi bir iş üzerine yargılarını verdikten sonra inanan erkekle inanan kadın için artık o işde istedikleri gibi davranmak doğru olamaz. Herkim de Allah'a, elçisine karşı gelecek olursa işte o açıktan açığa sapkınlığa uğramış olur.

(Ahzab 36)

Kadri Çelik Meali:

Allah ve resulü bir işe hükmettiği zaman, mümin olan bir erkek ve mümin olan bir kadın için o işte (kendi isteklerine göre) seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve resulüne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapıtmıştır.*

(Ahzab 36)

Mahmut Kısa Meali:

Allah ve dolayısıyla, O’nun emirlerini sizlere ulaştıran Elçisi herhangi bir konuda kesin ve bağlayıcı bir hüküm vermişse, artık inanan bir erkek ve kadının, kendi görüşüne dayanarak aksi yönde bir tercihte bulunması kesinlikle söz konusu olamaz! Şunu iyi bilin ki, her kim kendisinde böyle bir hak görerek Allah’a ve Elçisine başkaldıracak olursa, muhakkak apaçık bir sapıklığa düşmüş demektir! Hz. Muhammed (s) Peygamber olmadan yıllar önce eşi Hatice, kabîle savaşlarında esir edilen çocuk yaşta bir köleyi ona hediye etmişti. Muhammed, Zeyd adındaki bu genç köleyi alır almaz özgürlüğüne kavuşturdu ve ona öz evladı gibi davrandı. Yıllar sonra Zeyd’in babası, kaçırılıp köle yapılan çocuğunun izini süre süre Mekke’ye kadar gelerek, ücretini ödemek şartıyla çocuğunu Muhammed’den istedi. O da kararı Zeyd’e bıraktı; eğer gitmek isterse hiçbir ücret istemeden onu ailesine vereceğini söyledi. Fakat Zeyd, Muhammed’i babasına tercih ederek onun yanında kaldı. Muhammed (s) de onu evlat edinerek yanına aldı. Muhammed’e Peygamberlik verildiğinde, ona ilk inananlardan biri de, Zeyd olmuştu. Müslümanlar Medîne’ye hicret ettikten sonra Peygamber, halasının kızı Zeyneb ile azatlı kölesi Zeyd’i evlendirmek istedi. Zeyneb, önce bunu kabul etmek istemediyse de, Peygamberi kıramayıp Zeyd ile evlendi. Fakat bu evlilik, eşler arasındaki uyumsuzluk sebebiyle sağlıklı yürüyemedi. Bu arada Allah, bu evliliğin sona ereceğini ve ardından, —başka bir geleneği daha yıkmak için— Peygamberin Zeyneb ile evleneceğini ona vahiy yoluyla bildirmişti. Fakat bu emir Peygambere o kadar ağır gelmişti ki, eşini boşamak için kendisine danışmaya gelen evlatlığı Zeyd’e, her defasında bunu yapmamasını söyleyerek işi geciktirmeye çalışıyordu. Çünkü kâfirlerin bunu fırsat bilip İslâm aleyhinde propaganda yapacakları endişesi bir yana, Müslümanların bile bu evliliği yadırgayacağından korkuyordu. O günkü geleneklere göre, bir kişinin evlatlığı aynen öz evladı gibi kabul ediliyor, bu yüzden de evlatlığın boşadığı kadınla evlenmek çirkin bir davranış olarak görülüyordu. Oysa Allah, helâli haram kılan bu geleneği kökünden kaldırmak istiyordu. Bunun için Peygambere, evlatlığının boşadığı bu kadınla evlenmesini —Kur’an hâricinde bir vahiy ile— emretti:

(Ahzab 36)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Zaten Allah ve Resulü bir işe hükmettikten sonra, Mümin ve müminenin tercihi yoktur. Allah ve Resulüne kim isyan ederse, artık gerçekten o apaçık bir sapıklıkla sapıtmış olur.

(Ahzab 36)

Mehmet Türk Meali:

Allah ve Rasûlü bir işe karar verdiği zaman, mü’min bir erkek ve mü’min bir kadının o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur.1 Kim Allah’a ve Rasûlü’ne isyan ederse, şüphesiz o, apaçık bir şekilde sapıtmıştır.*

(Ahzab 36)

Muhammed Celal Şems Meali:

Allah ve peygamberi bir iş hakkında hüküm verdiklerinde, mümin erkek ve mümin kadının (artık) kendi (işleri) hakkında diledikleri gibi hüküm verme yetkileri yoktur. Kim Allah’a ve Peygamberi’ne itaat etmezse, o apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Muhammed Esed Meali:

Allah ve Elçisi bir konuda hüküm verdikten sonra artık inanmış bir erkek ve kadının kendileriyle ilgili konularda tercih serbestisi yoktur; (bu, hakkı kendinde görerek) Allah'a ve Elçisi'ne isyan eden kimse, apaçık bir sapkınlığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Allah ve elçisi bir konuda karar verdiği zaman inanmış erkek ve inanmış kadının, artık dilediği gibi davranma hakkı yoktur. Kim Allah'a ve elçisine karşı gelirse, apaçık bir sapkınlığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Mustafa Çavdar Meali:

Allah bir konuda hüküm vermiş ve elçisi de tebliğ ettikten sonra herhangi bir konuda hiçbir mümin erkek veya mümin kadının, kişisel tercihlerine göre davranma hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden Elçi’sine karşı gelirse, apaçık bir sapkınlığa düşmüş olur.

Bknz: (24/51) - (65/8)»(65/9)

(Ahzab 36)

Mustafa Çevik Meali:

Allah ve Resulü bir konuda hüküm verdikten sonra, mü’min erkek veya kadının o konuda başka bir hüküm koyma, kendi tercihlerine göre amel etme ya da başkalarının hükümlerine göre davranma hakkı yoktur. Kim Allah’ın ve Rasulünün hükümlerine karşı çıkarsa apaçık bir dalalete düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Allah ve Rasulü bir konuda hüküm verdiği zaman, inanan bir erkek ve kadının kendi işlerinde kişisel tercihlerine göre hareket etmeleri düşünülemez: zira kim Allah ve Rasulü'ne isyan ederse, işte o apaçık bir sapıklığa gömülmüş olur.

(Ahzab 36)

Osman Okur Meali:

Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve bir mü'min ve bir mü'mine için sahih değildir ki, Allah ve Resûlü bir işe hükmettiği vakit onlar için kendi işlerinden dolayı (O hükm-ü ilâhîye karşı) bir muhayyerlik olsun. Ve her kim Allah'a ve Peygamberine isyan ederse artık apaçık bir sapıklık ile sapıtmış olur.

(Ahzab 36)

Ömer Öngüt Meali:

Allah ve Resul'ü bir işe hüküm verdiği zaman, mümin bir erkekle mümin bir kadın için, artık o işte kendi arzularına göre seçme hakkı yoktur. Allah'a ve Resul'üne başkaldırıp isyan eden kimse hiç süphesiz ki apaçık bir şekilde sapıklığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Ömer Sevinçgül Meali:

Allah ve Elçisi bir konuda hüküm verirlerse, inanan erkek ya da inanan kadının, kendileriyle ilgili konularda ‘ilahi yasayı göz ardı edip başka bir yol’ seçme hakları yoktur. ‘Sınırı aşarak’ Allah’a ve Elçisine başkaldıran kimse, apaçık bir biçimde sapmış olur.

(Ahzab 36)

Sadık Türkmen Meali:

ALLAH ve Rasûlü bir iş hakkında hüküm verdiği zaman, (herkesi ilgilendiren “savunma” gibi işlerde), hiçbir mümin erkek ve hiçbir mümin kadın için ayrı ayrı hareket etmeleri sözkonusu olamaz. Kim Allah’a ve Rasûlüne karşı gelirse; şüphesiz ki o, apaçık bir şekilde sapmıştır.

(Ahzab 36)

Seyyid Kutub Meali:

Allah ve Resulü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış bir erkek ve kadına, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Suat Yıldırım Meali:

Allah ve Resulü herhangi bir meselede hüküm bildirdikten sonra, hiçbir erkek veya kadın müminin, o konuda başka bir tercihte bulunma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne isyan ederse besbelli bir sapıklığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Süleyman Ateş Meali:

Allah ve Resulü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış bir erkek ve kadının, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Allah, yani (O'nun sözlerini içeren) Kıtab'ı[1] bir işi kesinleştirmişse inanıp güvenmiş bir erkeğin ve kadının, o konuda bir tercih hakkı kalmaz[2]. Kim, Allah'a yani (O'nun sözlerini içeren) Kıtab'ına baş kaldırırsa açık bir şekilde sapmış olur.

1) Resul (رسول), "gönderilen"demektir. Bir bilgiyi iletmek için gönderilen elçiye resul dendiği gibi onunla gönderilen bilgiye de resul denir (Müfredat). Kur'an'daki resul kelimeleri ya elçi ya da Allah'ın Kitabı anlamındadır. Elçi ölümlü, Kitap kalıcıdır. Uhud savaşında Nebimiz'in öldüğüne dair haberlerin yayılması üzerine Allah Teala şöyle demiştir: "Muhammed sadece elçidir. Ondan önce de elçiler geldi. O ölse veya öldürülse, gerisin geri mi döneceksiniz?" (Al-i İmran 3/144) Aramızda sürekli kalacak olan  resul, Kur'an olduğu için bu ayetteki resule başka anlam verilemez.
2) Muhammed aleyhisselam, müminlere örnek olmakla görevlidir (Ahzab 33/21). Evlatlığı Zeyd, karısı Zeyneb'i boşamak isteyince onu bir korku sardı. Çünkü Nisa 23'te, öz oğulların boşadıkları eşleriyle evlenilmesi yasaklanmış ama evlatlıklar bu yasağın kapsamına sokulmamıştı. Allah onu, evlatlıkların boşanmış eşleriyle evlenme konusunda örnek yapmak için Zeynep ile evlenmesini emrederse halkın karşısına nasıl çıkardı. Bu ayet onu uyarmakta ve Allah'ın, yapılmasını istediği bir konuda, ne onun ne de Zeyneb'in bir tercih hakkının olmadığını bildirmektedir. Bundan sonraki ayetlerde konunun ayrıntıları vardır.

(Ahzab 36)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Allah ve elçisinin hüküm verdiği bir konuda, erkek veya kadın, hiçbir müminin seçim hakkı yoktur. Kim Allah'a ve elçisine karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Şaban Piriş Meali:

Allah ve elçisi bir konuda hüküm verdiği zaman mü'min erkek ve mü'min kadının, artık dilediği gibi davranma hakkı yoktur. Kim Allah'a ve elçisine karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Talat Koçyiğit Meali:

Allah ve Rasülü birşeye hükmettikleri zaman, mü'min erkek ve mümin kadının kendi işlerinde artık başka bir şeyi seçmeye hakları yoktur. Kim Allah'a ve Rasûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

(Ahzab 36)

Tefhimul Kuran Meali:

Allah ve Resulü, bir işe hükmettiği zaman, mü'min olan bir erkek ve mü'min olan bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulü'ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapıtmıştır.

(Ahzab 36)

Ümit Şimşek Meali:

Allah ve Resulü bir işte hüküm verdiği zaman, ne bir mü'min erkeğin, ne de bir mü'min kadının, o işte başka bir seçeneği olmaz. Allah'a ve Resulüne isyan eden ise apaçık bir sapıklığa düşmüştür.

(Ahzab 36)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Allah ve resulü bir işte hüküm verdiklerinde, inanmış bir erkekle inanmış bir kadının, işlerini kendi isteklerine göre belirleme hakları yoktur. Allah'a ve resulüne isyan eden, açık bir sapıklığa batıp gitmiş demektir.

(Ahzab 36)