33. Ahzab Suresi / 47.ayet

Artık müminlere, kendilerini Allah katından büyük bir ikram beklediğini müjdele!

Bknz: (17/9)»(17/10)(18/2)»(18/3)

Mustafa Çavdar Meali

Ahzab 47 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve müjdele inananları ki şüphe yok, onlara, Allah'tan büyük bir lütuf ve ihsan var.

(Ahzab 47)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Öyle ise Hz. Peygamberin sünnetine ve hayat sistemine tâbi olan) Mü’minlere müjde ver; gerçekten onlar için, Allah'tan büyük bir fazl (ikram ve ihtişam) var edilmiştir.

(Ahzab 47)

Abdullah Parlıyan Meali:

O halde mü'minlere kendilerini, Allah'tan büyük bir lütuf ve sevapla müjdele.

(Ahzab 47)

Adem Uğur Meali:

Allah'tan büyük bir lütfa ereceklerini müminlere müjdele.

(Ahzab 47)

Ahmet Hulusi Meali:

İman edenlere, muhakkak ki onlar için Allah'tan büyük bir lütuf - ihsan olduğunu müjdele!

(Ahzab 47)

Ahmet Tekin Meali:

Mü'minlere, Allah tarafından büyük bir lütuf ihsan edildiğini müjdele.

(Ahzab 47)

Ahmet Varol Meali

Mü'minlere, Allah'tan kendilerine büyük bir lütuf olduğunu müjdele.

(Ahzab 47)

Ali Bulaç Meali:

Mü'minlere müjde ver; gerçekten onlar için Allah'tan büyük bir fazl vardır.

(Ahzab 47)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Ey Rasûlüm) müminlere müjdele: Onlara gerçekten büyük bir mükâfat var.

(Ahzab 47)

Ali Rıza Sefa Meali:

İnananlara, sevinçli haberi ver; onlar için, Allah tarafından büyük bir lütuf vardır.

(Ahzab 47)

Ali Ünal Meali:

(Senin saçtığın ışıkla aydınlanıp, onun altında yollarını bulan) mü’minlere şu müjdeyi ver ki, onlar, Allah tarafından büyük bir lütf u ihsana nail olacaklardır.

(Ahzab 47)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlar için Allah’tan büyük bir ikram ve ihsan vardır diye, müminlere müjde ver!

(Ahzab 47)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İnananlara kendileri için Allah katından büyük bir lütuf olacağını müjdele!

(Ahzab 47)

Bekir Sadak Meali:

Inananlara, Rablerinden buyuk bir lutuf oldugunu mujdele.

(Ahzab 47)

Besim Atalay Meali:

Kâfirlerle, münafıklara başeğmeyesin, verdikleri üzüntüye alındırma sen onların, Allaha dayanasın; vekil olmak yüzünden, Allah elverir

(Ahzab 47)

Celal Yıldırım Meali:

Mü'minleri, Allah'tan kendilerine büyük sevaplar ve üstünlüklerle müjdele.

(Ahzab 47)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Mü'minlere kendileri için Allah'tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele!

(Ahzab 47)

Diyanet İşleri Eski Meali:

İnananlara, Rablerinden büyük bir lütuf olduğunu müjdele.

(Ahzab 47)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Mü'minlere kendileri için Allah'tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele.

(Ahzab 47)

Diyanet Vakfı Meali:

Allah'tan büyük bir lütfa ereceklerini müminlere müjdele.

(Ahzab 47)

Edip Yüksel Meali:

İnananlara, ALLAH'tan büyük bir lütfa ulaşacaklarını müjdele.

(Ahzab 47)

Elmalılı Orjinal Meali:

Mü'minlere müjdele! Onlara Allahdan bir büyük fadl var

(Ahzab 47)

Elmalılı Yeni Meali:

Mü'minlere müjdele, onlara Allah tarafından büyük bir nimet olduğunu!

(Ahzab 47)

Erhan Aktaş Meali:

İnananları müjdele! Onlar için Allah'tan büyük bir lütuf vardır.

(Ahzab 47)

Gültekin Onan Meali:

Müminlere müjde ver, gerçekten onlar için Tanrı'dan büyük bir fazl vardır.

(Ahzab 47)

Hakkı Yılmaz Meali:

(45-48) Ey Peygamber! Şüphesiz Biz, seni, bir şâhit, bir müjdeci, bir uyarıcı, Kendi izniyle/ bilgisiyle Allah'a bir davetçi ve ışık saçan bir kandil olarak gönderdik/elçi yaptık. Sen de inananlara, şüphesiz kendileri için Allah'tan büyük bir armağan olduğunu müjdele. Kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddeden kimselere ve münâfıklara itaat etme, onların verdiği eziyetleri bırak, önemseme. Ve sen, Allah'a işin sonucunu havale et. Ve “tüm varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan” olarak Allah yeter.

(Ahzab 47)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Müminlere, onlar için Allah’tan büyük bir lütuf ve ihsan olduğunu müjdele.

(Ahzab 47)

Harun Yıldırım Meali:

Allah'tan büyük bir lütfa ereceklerini müminlere müjdele.

(Ahzab 47)

Hasan Basri Çantay:

(Habibim) Allahdan kendilerine cidden büyük bir fazl (-u kerem inayet buyurulmuş) olduğunu mü'minlere müjdele.

(Ahzab 47)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve Allah'dan kendileri için gerçekten (pek) büyük bir lütuf olduğunu mü'minlere müjdele!

(Ahzab 47)

Hubeyb Öndeş Meali: /

İnançlıları, kendileri için Allah'tan büyük bir ikram olduğu [bilgisi] ile müjdele.

(Ahzab 47)

Hüseyin Atay Meali:

İnananlara doğrusu Rablerinden büyük bir iyilik olduğunu müjdele!

(Ahzab 47)

İbni Kesir Meali:

Mü'minlere; kendileri için Allah tarafından büyük bir lütuf olduğunu müjdele.

(Ahzab 47)

İlyas Yorulmaz Meali:

Allah tarafından inananlar için hazırlanmış, büyük bir lütuf olduğunu müjdele.

(Ahzab 47)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve mü’minleri müjdele! Muhakkak ki onlar için Allah’tan büyük fazl vardır.

(Ahzab 47)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İnananlara müjdele ki Allah'ın kendilerine büyük bir vergisi olacaktır.

(Ahzab 47)

Kadri Çelik Meali:

Müminlere müjde ver. Gerçekten onlar için Allah'tan büyük bir lütuf vardır.

(Ahzab 47)

Mahmut Kısa Meali:

O hâlde, inananları şimdiden müjdele: Onlara, Allah tarafından vaadedilen büyük bir ikram var!

(Ahzab 47)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Zevkle müminlere müjdeler ver. Gerçekten onlara, Allah tarafından büyük bir lütuf vardır.

(Ahzab 47)

Mehmet Türk Meali:

Mü’minlere; gerçekten (kendilerine) Allah’tan büyük bir lütuf bulunduğunu müjdele!

(Ahzab 47)

Muhammed Celal Şems Meali:

Müminlere, (bunun) Allah tarafından onlar için büyük bir lütuf olduğunu müjdele.

(Ahzab 47)

Muhammed Esed Meali:

(O halde,) müminlere kendilerini Allah'tan büyük bir lütuf beklediğini müjdele;

(Ahzab 47)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sen, inananlara Allah'tan gelen büyük bir sunuma ulaşacaklarını müjdele.

(Ahzab 47)

Mustafa Çavdar Meali:

Artık müminlere, kendilerini Allah katından büyük bir ikram beklediğini müjdele!

Bknz: (17/9)»(17/10) - (18/2)»(18/3)

(Ahzab 47)

Mustafa Çevik Meali:

45-47 Ey Peygamber! Biz, seni hak ve hakikate insanları çağıran, uyarıcı ve ışık saçan bir elçi olarak gönderdik. Mü’min olarak yaşamayı seçip, gereklerini yerine getirenlere, kendilerini Allah katında büyük bir mükâfatın beklediğini müjdele.

(Ahzab 47)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İmdi mü'minlere, Allah'tan kendilerini büyük bir lütfun beklediğini müjdele!

(Ahzab 47)

Osman Okur Meali:

İnananlara, Rablerinden büyük bir lutuf olduğunu müjdele.

(Ahzab 47)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve mü'minleri müjdele. Muhakkak ki onlar için elbette Allah tarafından pek büyük bir ihsan vardır.

(Ahzab 47)

Ömer Öngüt Meali:

Resulüm! Müminlere Allah tarafından büyük bir lütuf olduğunu müjdele.

(Ahzab 47)

Ömer Sevinçgül Meali:

Rablerinden gelecek büyük lütfu inananlara müjdele.

(Ahzab 47)

Sadık Türkmen Meali:

Müminlere kendileri için, Allah’tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele.

(Ahzab 47)

Seyyid Kutub Meali:

Mü'minlere Allah'tan büyük bir lütfa ereceklerini müjdele.

(Ahzab 47)

Suat Yıldırım Meali:

Sen, müminlere Allah'tan büyük bir lütfa nail olacaklarını müjdele!

(Ahzab 47)

Süleyman Ateş Meali:

Mü'minlere, Allah'tan büyük bir lutuf bulunduğunu müjdele!

(Ahzab 47)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Müminlere müjde ver; Allah tarafından onlar için büyük bir ikramiye hazırlanmıştır.

(Ahzab 47)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

İman edenlere Allah katında büyük bir ödül olduğunu müjdele.

(Ahzab 47)

Şaban Piriş Meali:

Müminlere, kendileri için Allah'tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele!

(Ahzab 47)

Talat Koçyiğit Meali:

Müminlere, Allah'tan kendileri için büyük bir lütuf bulunduğunu müjdele,

(Ahzab 47)

Tefhimul Kuran Meali:

Mü'minlere müjde ver; gerçekten onlar için Allah'tan büyük bir fazl vardır.

(Ahzab 47)

Ümit Şimşek Meali:

Mü'minlere de, Allah'tan pek büyük bir lütuf ve ikrama erişeceklerini müjdele.

(Ahzab 47)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve muştula inananlara: Kendilerine Allah'tan büyük bir lütuf vardır.

(Ahzab 47)