3. Ali İmran Suresi / 89.ayet

Ancak, bu hatalarından sonra tövbe ile dönüş yapan ve hallerini düzeltenler müstesnadır. Allah, eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz merhamet sahibidir.

Bknz: (20/82)(39/53)

Mustafa Çavdar Meali

Ali İmran 89 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ancak bundan sonra tövbe edenler ve düzgün bir hale gelenler müstesna. Çünkü Allah, suçları örter ve rahimdir.

(Ali İmran 89)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ancak bu (uyarıların) ardından (ölmeden önce pişman olup vicdanlarına uyarak) ; tevbe edenler, salih olarak davranıp (tekrar Hakka dönenler) başka. Çünkü Allah, gerçekten Bağışlayandır, Esirgeyendir.

(Ali İmran 89)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ama daha sonra tevbe edip kendilerini düzeltenler, bu cezadan hariç tutulacaklardır. Zira Allah çok bağışlayan ve çok acıyandır.

(Ali İmran 89)

Adem Uğur Meali:

Ancak, bundan sonra tevbe edip yola gelenler başka. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.

(Ali İmran 89)

Ahmet Hulusi Meali:

Ancak, bu hallerinden sonra (yanlışlarını idrak edip) tövbe ederlerse ve ıslah olurlarsa (yanlışlarını düzeltirlerse), muhakkak ki Allah Ğafur'dur, Rahıym'dir.

(Ali İmran 89)

Ahmet Tekin Meali:

Ancak taahhüdünü bozduktan, küfrü imana tercih ettikten sonra tevbe edip İslâmî hakikatleri ortaya koyarak, samimiyetle Allah'a itaate yönelenler, yaymaya devam ettikleri yanlış bilgileri düzeltenler müstesna. Allah çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.

(Ali İmran 89)

Ahmet Varol Meali

Ancak bundan sonra tevbe edip durumlarını düzeltenler müstesnadır. Çünkü Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.

(Ali İmran 89)

Ali Bulaç Meali:

Ancak bundan sonra tevbe edenler, 'salih olarak davrananlar' başka. Çünkü Allah, gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.

(Ali İmran 89)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ancak onun arkasından tevbe edip hallerini düzeltenler başka. Çünkü Allah, hakikaten günahları bağışlayan, çok esirgeyendir.

(Ali İmran 89)

Ali Rıza Sefa Meali:

Bundan sonra pişmanlık gösterenler ve kendisini düzeltenler başkadır. Kuşkusuz, Allah, Sınırsız Bağışlayandır; Merhametlidir.

(Ali İmran 89)

Ali Ünal Meali:

Ancak bilahare tevbe eden ve (içlerini küfürden temizleyerek, iman ve salih amelle) ıslahı halde bulunanlar müstesna. Şüphesiz Allah, günahları çok affedendir; (tevbe ve ıslahı hâl ile Kendisine yönelenlere karşı) hususî merhameti pek bol olandır.

(Ali İmran 89)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Bundan sonra tevbe edip yapıcı işler yapanlar ise, (bilsinler ki) Allah çok bağışlayan ve çok acıyandır.

(Ali İmran 89)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Ancak, daha sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler hariç tutulacaktır; zira Allah çok affedicidir; merhamet sahibidir.

(Ali İmran 89)

Bekir Sadak Meali:

Ancak bunun ardindan tevbe edip duzelenler mustesnadir. Dogrusu Allah bagislar ve merhamet eder.

(Ali İmran 89)

Besim Atalay Meali:

Bundan sonra ancak tövbe edip, yararlı iş görenler böyle değildir, Allah bağışlayıcı, Allah yarlıgayıcı

(Ali İmran 89)

Celal Yıldırım Meali:

Ancak bundan sonra tevbe edip kendini düzeltenler müstesna.. Şüphesiz ki. Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.

(Ali İmran 89)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Ancak bunun ardından tevbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

(Ali İmran 89)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Ancak bunun ardından tevbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder.

(Ali İmran 89)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Ancak bundan sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler müstesnadır. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

(Ali İmran 89)

Diyanet Vakfı Meali:

Ancak, bundan sonra tevbe edip yola gelenler başka. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.

(Ali İmran 89)

Edip Yüksel Meali:

Ancak, bundan sonra yönelip durumlarını düzeltenler başka. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

(Ali İmran 89)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ancak, onun arkasından tevbe edib salaha girenler başka. Çünkü Allah gafurdur, rahimdir

(Ali İmran 89)

Elmalılı Yeni Meali:

Ancak onun arkasından tevbe edip gidişatlarını düzeltenler başka; çünkü Allah, bağışlayan ve çok esirgeyendir.

(Ali İmran 89)

Erhan Aktaş Meali:

Ancak, bundan sonra tövbe edip[1] kendilerini düzeltenler hariç. Kuşkusuz, Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.

1)Tövbeden kasıt, yapılan kötülükten fiilen vazgeçmektir.

(Ali İmran 89)

Gültekin Onan Meali:

Ancak bundan sonra tevbe edenler, 'salih olarak davrananlar' başka. Çünkü Tanrı, gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.

(Ali İmran 89)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ancak bundan sonra bilinçlenerek hatalarından dönen ve düzeltenler başka. Artık, şüphesiz Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.

(Ali İmran 89)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Bundan sonra tevbe edenler ve (hatalarını) düzeltenler müstesna! Şüphesiz ki Allah, (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir.

(Ali İmran 89)

Harun Yıldırım Meali:

Ancak bundan sonra tevbe edip düzeltenler müstesna. Şüphesiz Allah Ğafur’dur, Rahim’dir.

(Ali İmran 89)

Hasan Basri Çantay:

Bundan sonra tevbe (ve rücu) ve (nefslerini) ıslah edenler müstesna. Çünkü Allah cidden (kusurları) örten, çok esirgeyendir.

(Ali İmran 89)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ancak, bundan sonra tevbe edip (hâllerini) ıslâh edenler müstesnâdırlar; hiç şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.

(Ali İmran 89)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Ancak, bundan sonra tevbe etmiş ve (hallerini) düzeltmiş olanlar hariç. Artık, kesinlikle Allah, çok bağışlayandır, rahimdir.

(Ali İmran 89)

Hüseyin Atay Meali:

Ancak, ondan sonra tövbe edip düzeltenler olursa, doğrusu Allah bağışlar, acır.

(Ali İmran 89)

İbni Kesir Meali:

Ancak bunun ardından tevbe edip islah edenler müstesnadır. Doğrusu Allah, Gafur'dur, Rahim'dir.

(Ali İmran 89)

İlyas Yorulmaz Meali:

Ancak bundan sonra, inkarlarından vazgeçip (tövbe edip) durumlarını düzeltirlerse (yeniden İslam'a dönüp gereğini yerine getirirlerse), elbetteki Allah bağışlayıcı ve merhametli olandır.

(Ali İmran 89)

İskender Ali Mihr Meali:

Bundan sonra tövbe edip, ıslâh olanlar (nefslerini tezkiye edenler) hariç. O taktirde muhakkak ki Allah, Gafur'dur, Rahîm'dir.

(Ali İmran 89)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Meğer ki bundan sonra tövbe edip de düzelmiş olsunlar. Çünkü Allah yarlıgayıcıdır, esirgeyicidir.

(Ali İmran 89)

Kadri Çelik Meali:

Ancak bunun ardından tevbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlayıcıdır, merhamet edicidir.

(Ali İmran 89)

Mahmut Kısa Meali:

Ancak, işlediği günahın ardından pişmanlık duyarak tövbe edip kendilerini düzeltenler bunun dışındadır. Allah onları elbette bağışlayacaktır. Çünkü Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.

(Ali İmran 89)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Müstesnası ancak tövbe edip hallerini düzeltenlerdir. Allah Gafur'dur, Rahim'dir.

(Ali İmran 89)

Mehmet Türk Meali:

Ancak, daha sonra gerçekten tevbe edip durumunu düzeltenlere1 gelince, şüphesiz ki Allah (kullarını) çok bağışlayandır, pek esirgeyendir.*

(Ali İmran 89)

Muhammed Celal Şems Meali:

Ancak bundan sonra tevbe edip, kendilerini ıslah edenler (bundan) müstesnadır. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan ve çok rahmet edendir.

(Ali İmran 89)

Muhammed Esed Meali:

Ama daha sonra tevbe edip kendilerini düzeltenler hariç tutulacaktır: Zira Allah, çok affedicidir, rahmet kaynağıdır.

(Ali İmran 89)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ancak daha sonra tövbe eden ve durumlarını düzeltenler başkadır. Çünkü Allah, acıyandır, esirgeyici olandır.

(Ali İmran 89)

Mustafa Çavdar Meali:

Ancak, bu hatalarından sonra tövbe ile dönüş yapan ve hallerini düzeltenler müstesnadır. Allah, eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz merhamet sahibidir.

Bknz: (20/82) - (39/53)

(Ali İmran 89)

Mustafa Çevik Meali:

86-89 Allah, peygamberleri ve kitablarıyla davet ettiği hayat nizamının gerçeğin ta kendisi olduğunu bildikleri halde bundan yüz çeviren toplumlara hidayet nasip etmez. Bunların cezası Allah’ın, meleklerin ve bütün mü’minlerin lanetine uğramaktır. Âhirette de içinde devamlı kalacakları cehenneme atılacaklar ve kendilerine asla yardım edilmeyecektir. Ancak şirkinden ve küfründen dünyada tevbe edip iman ederek sorumluluklarını yerine getirenlere karşı Allah çok merhametli ve bağışlayıcıdır.

(Ali İmran 89)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ama tevbe edenler ve durumlarını düzeltenler hariç; çünkü Allah'ın bağışı da, merhameti de tariflere sığmaz.

(Ali İmran 89)

Osman Okur Meali:

Ama bundan sonra, tevbe edip düzelenler bunun dışındadır. Şüphesiz Allah bağışlar ve merhamet eder.

(Ali İmran 89)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ancak o kimseler ki, bundan sonra tevbe ettiler ve ıslahta bulundular, onlar müstesna. Çünkü Allah Teâlâ şüphe yok ki gafûrdur, rahîmdir.

(Ali İmran 89)

Ömer Öngüt Meali:

Ancak bunun ardından tevbe edip kendini düzeltenler başka. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.

(Ali İmran 89)

Ömer Sevinçgül Meali:

İnkâr ettikten sonra, içtenlikle tevbe ederek uslananlar olursa o başka. Çünkü, Allah bağışlayıcıdır, merhametlidir.

(Ali İmran 89)

Sadık Türkmen Meali:

Ancak bundan sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler müstesnadır. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

(Ali İmran 89)

Seyyid Kutub Meali:

Ancak bu sapıtmanın ardından tevbe ederek durumlarını düzeltenler hariç. Çünkü Allah affedici ve merhametlidir.

(Ali İmran 89)

Suat Yıldırım Meali:

Ancak daha sonra tövbe edip nefislerini ıslah edenler, bu hükmün dışındadır. Çünkü Allah gafurdur, rahimdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur).

(Ali İmran 89)

Süleyman Ateş Meali:

Ancak ondan sonra, tevbe edip uslananlar başka. Çünkü Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

(Ali İmran 89)

Süleymaniye Vakfı Meali:

(Ölmeden) Dönüş yapıp kendini düzelten olursa başka. Allah onları bağışlar ve iyilikte bulunur.

(Ali İmran 89)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Ancak daha sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler bunun dışındadır. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.

(Ali İmran 89)

Şaban Piriş Meali:

Ancak, bu hatalarından sonra tevbe edip, hallerini düzeltenler müstesnadır. Allah, affedendir, merhamet edendir.

(Ali İmran 89)

Talat Koçyiğit Meali:

Bundan sonra tövbe edenler ve hallerini düzeltenler müstesna. Zira Allah, çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.

(Ali İmran 89)

Tefhimul Kuran Meali:

Ancak bundan sonra tevbe edenler. 'salih olarak davrananlar' başka. Çünkü Allah, gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.

(Ali İmran 89)

Ümit Şimşek Meali:

Ancak daha sonra tevbe eden ve durumlarını düzeltenler müstesnadır. Çünkü Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.

(Ali İmran 89)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ondan sonra tövbe edip hallerini düzeltenler müstesna. Hiç şüphesiz, Allah, çok affedici, çok merhametlidir.

(Ali İmran 89)