29. Ankebut Suresi / 43.ayet

İşte, biz insanlara böyle misaller veriyoruz, ancak bunları gerçek ilim sahiplerinden başkası kavrayamaz.

Bknz: (18/54)(30/58)(39/27)

Mustafa Çavdar Meali

Ankebut 43 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve işte örnekler, onları insanlara gösterip durmadayız ve bilgi sahiplerinden başkaları anlamaz onları.

(Ankebut 43)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Biz bu misalleri insanlar için (örnek ve ibret olsun diye veriyor ve) anlatıyoruz, ama bunları âlimler (İslam'ı bilenler) den başkası akıl edip anlamayacaktır.

(Ankebut 43)

Abdullah Parlıyan Meali:

İşte biz insanların önüne bu örnekleri koyuyoruz, ama onların gerçek anlamını bilenlerden başkası düşünüp anlamaz.

(Ankebut 43)

Adem Uğur Meali:

İşte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.

(Ankebut 43)

Ahmet Hulusi Meali:

İşte misaller, insanlara vurguluyoruz! (Fakat) onları alimlerden başkası aklıyla değerlendirmez!

(Ankebut 43)

Ahmet Tekin Meali:

İşte biz, insanların iyiliği, kurtuluşu için dini hakikatların delillerini, gerekçelerini, insani ve ahlaki değerlerin zaruretlerini böyle misallerle anlatıyoruz. Bunları, yalnızca âlimler düşünüp anlayabilir.

(Ankebut 43)

Ahmet Varol Meali

Bu örnekleri insanlar için veriyoruz. Ancak alimlerden (bilenlerden) başkaları bunlara akıl erdiremezler.

(Ankebut 43)

Ali Bulaç Meali:

İşte bu örnekler; biz bunları insanlara vermekteyiz. Ancak alimlerden başkası bunlara akıl erdirmez.

(Ankebut 43)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Hem bu misaller var ya, biz onları insanlar için beyan ediyoruz. Bunları (bu misallerin güzelliklerini ve faydalarını) ancak (eşyadan ibret alan) alimler anlar.

(Ankebut 43)

Ali Rıza Sefa Meali:

İnsanlar için, işte böyle örnekler veriyoruz. Bilgisi olanlardan başkası, zaten düşünüp anlayamaz.

(Ankebut 43)

Ali Ünal Meali:

(Gerçekleri görsünler ve hallerini ıslah etsinler diye) insanlar için böyle misaller veriyor, böyle karşılaştırmalarda bulunuyoruz. Ama bunlar üzerinde ancak âlimler akıl yorar ve onlardaki gerçek manâları kavrarlar.

(Ankebut 43)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte bu örnekleri insanlara anlatıyoruz. Fakat âlimlerden başka hiç anlayan yok.

(Ankebut 43)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İşte bu örnekleri biz, bütün insanlara veriyoruz. Oysa onları ancak bilenler anlar.

(Ankebut 43)

Bekir Sadak Meali:

Biz bu misalleri insanlara veriyoruz, onlari ancak bilenler anliyabilir.

(Ankebut 43)

Besim Atalay Meali:

Biz, bu örnekleri, insanlarçin getirmekteyiz, ancak bilgin olanlar, onu anlamaktalar

(Ankebut 43)

Celal Yıldırım Meali:

Biz, işte bu misalleri insanlar için (gerçeği daha iyi anlasınlar diye) getiriyoruz. Bunları ancak ilim adamları düşünüp akleder.

(Ankebut 43)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İşte biz, bu misalleri insanlar için (ibret alsınlar diye) getiriyoruz. Onların anlamını ancak ibret almasını bilenler kavrayabilir.*

(Ankebut 43)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Biz bu misalleri insanlara veriyoruz, onları ancak bilenler anlayabilir.

(Ankebut 43)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İşte bu temsilleri biz insanlar için getiriyoruz. Onları ancak bilginler düşünüp anlarlar.

(Ankebut 43)

Diyanet Vakfı Meali:

İşte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.  *

(Ankebut 43)

Edip Yüksel Meali:

Bu örnekleri halk için veririz ve onları bilen kimselerden başkası düşünüp anlamaz.

(Ankebut 43)

Elmalılı Orjinal Meali:

Hem bu meseller yok mu, biz onları insanlar için darbediyoruz, maamafih onlara alimlerden maadasının aklı irmez

(Ankebut 43)

Elmalılı Yeni Meali:

İşte bu misaller var ya, Biz onları insanlar için getiriyoruz; fakat onlara ilim sahiplerinden başkasının aklı ermez.

(Ankebut 43)

Erhan Aktaş Meali:

Bu örnekleri insanlara veriyoruz. Onu bilenlerden[1] başkası kavrayamaz.

1)Gerçeği idrak etmiş olanlar. Gerçeğin vahiy olduğuna inananlar. Kur'an'da yer alan ilim ve alim sözcükleri; Allah'ın, nasıl bir Allah olduğunu idrak etmek; kesin, doğru ve gerçek bilgi kaynağının vahiy olduğuna inanmak, tevhidi bilince sahip olmak; gerçeği görmenin, bilmenin ve kavramanın ayırdında ve bilincinde olmak demektir. Bu nedenle, Kur'an'da yer alan her alim sözcüğüne "bilgin", her ilim sözcüğüne de "bilgi" anlamı vermek kesinlikle doğru değildir.

(Ankebut 43)

Gültekin Onan Meali:

İşte bu örnekler; biz bunları insanlara vermekteyiz. Ancak alimlerden başkası bunları akletmez.

(Ankebut 43)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve Biz, bu örnekleri insanlara veriyoruz. Onlara da bilginlerden başkası akıl erdiremez.

(Ankebut 43)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Bu örnekleri insanlara veririz. Âlim olanlardan başkası onlara akıl erdirmez.

(Ankebut 43)

Harun Yıldırım Meali:

İşte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.

(Ankebut 43)

Hasan Basri Çantay:

İşte misaller! Biz onları insanlar için irad ediyoruz. Aalim olanlardan başkası onları anlamaz.

(Ankebut 43)

Hayrat Neşriyat Meali:

İşte bu misâlleri insanlar için getiriyoruz. Fakat, âlimlerden başkası onlara akıl erdiremez.

(Ankebut 43)

Hubeyb Öndeş Meali: /

İşte bu, kendisini insanlar için örneklendirdiğimiz misallerdir. Onları [örnekleri] ancak bilenler akıl ediyor.

(Ankebut 43)

Hüseyin Atay Meali:

Biz bu misalleri insanlara veriyoruz, onları ancak bilenler düşünebilir.

(Ankebut 43)

İbni Kesir Meali:

İşte misaller. Biz, onları insanlara anlatıyoruz. Bilenlerden başkası bunları anlamaz.

(Ankebut 43)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bu örnekleri insanlar için anlatıyoruz ki, bunları ancak bilenler akleder.

(Ankebut 43)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve işte bu örnekleri insanlar için veriyoruz. Ve onu, âlimlerden başkası akıl (idrak) edemez.

(Ankebut 43)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İşte örnekler! Biz onları insanlar için veriyoruz. Bilgin olmıyanlar bu örnekleri anlıyamazlar.

(Ankebut 43)

Kadri Çelik Meali:

İşte biz insanlara bu örnekleri vermekteyiz. Ancak ilim sahiplerinden başkası bunlara akıl erdirmez.

(Ankebut 43)

Mahmut Kısa Meali:

Dinle, ey insan; işte Biz, insanlara bu misalleri vererek, onları rûhen ve zihnen aydınlatıyoruz; ne var ki, bunları ancak bilgi sahibi olanlar düşünüp anlar. Ve onlar çok iyi bilirler ki:

(Ankebut 43)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Tam bu misalleri insanlara bildiriyoruz. Ancak alimlerden başkası bunlara akıl erdiremezler.

(Ankebut 43)

Mehmet Türk Meali:

İşte bunlar Bizim insanlara verdiğimiz, ancak âlimlerin anlayabileceği misallerdir.

(Ankebut 43)

Muhammed Celal Şems Meali:

Bu insanlara anlattığımız misallerdir. Ancak bilgili olanlar dışında kimse onları anlamaz.

(Ankebut 43)

Muhammed Esed Meali:

İşte Biz insanın önüne bu temsilleri koyuyoruz: ama onların gerçek anlamını ancak (Bizi) tanıyanlar kavrayabilir,

(Ankebut 43)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İşte bunlar bizim, insanlara vermekte olduğumuz örneklerdir ki, bilgi sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez.

(Ankebut 43)

Mustafa Çavdar Meali:

İşte, biz insanlara böyle misaller veriyoruz, ancak bunları gerçek ilim sahiplerinden başkası kavrayamaz.

Bknz: (18/54) - (30/58) - (39/27)

(Ankebut 43)

Mustafa Çevik Meali:

42-43 Şüphesiz Allah, kendisinden başka ilah kabul edilenlerin güçsüz ve değersiz olduklarını çok iyi bilmektedir. Allah verdiği misallerle gerçeği apaçık ortaya koymaktadır. Bunların önemini ancak Allah’ın âyetleri üzerinde düşünenler kavrarlar.

(Ankebut 43)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İşte bütün bu misalleri Biz insanlar için veriyoruz; ne ki bunları sadece (eşyanın var ediliş amacını) bilenler kavrayabilir.

(Ankebut 43)

Osman Okur Meali:

İşte bazı gerçekleri anlatmak için, Biz bu çeşit misalleri getiriyoruz, ama bunları, ancak ibret almasını akledenler anlar.

(Ankebut 43)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve şu misalleri ki, onları nâs için irâd ediyoruz. Maamafih onlara bilginlerden başkası akıl erdiremez.

(Ankebut 43)

Ömer Öngüt Meali:

İşte misaller. . . Biz onları insanlar için getiriyoruz. Âlim olanlardan başkası onları anlamaz.

(Ankebut 43)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bu örnekleri insanlar için veriyoruz. Bunlardan ancak bilenler ibret alabilir.

(Ankebut 43)

Sadık Türkmen Meali:

İşte bu örnekler! Biz onları insanlar için anlatıyoruz. Fakat bilginlerden (gerçek bilim adamlarından) başkası, onları düşünüp akletmiyor!

(Ankebut 43)

Seyyid Kutub Meali:

Biz insanlara bu örnekleri anlatıyoruz, ama onların anlamını bilgililerden başkası kavrayamaz.

(Ankebut 43)

Suat Yıldırım Meali:

İşte bazı gerçekleri anlatmak için, Biz bu kabil temsiller getiriyoruz, ama bunları, ancak ibret almasını bilenler anlar.

(Ankebut 43)

Süleyman Ateş Meali:

Biz bu misalleri insanlara anlatıyoruz ama onları, bilenlerden başkası düşünüp anlamaz.

(Ankebut 43)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bunlar örnek olaylardır. Onları bütün insanlar için veriyoruz ama bilenler dışında hiç kimse onlara akıl yormaz.

(Ankebut 43)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

İşte insanlara böyle misaller veriyoruz. Ama bunları ancak aklını kullananlar anlayabilir.

(Ankebut 43)

Şaban Piriş Meali:

İşte, insanlar için verdiğimiz örnekler, ama onları bilgi sahiplerinden başkaları anlamaz.

(Ankebut 43)

Talat Koçyiğit Meali:

Biz bu misalleri insanlar için veriyoruz. Onları da ancak ilim sahibi olanlar anlayabilir.

(Ankebut 43)

Tefhimul Kuran Meali:

İşte bu örnekler; biz bunları insanlara vermekteyiz. Ancak alimlerden başkası bunlara akıl erdirmez.

(Ankebut 43)

Ümit Şimşek Meali:

İşte bunlar insanlara verdiğimiz misallerdir. Fakat bilgi sahiplerinden başkasının aklı bunları almaz.

(Ankebut 43)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunlar bizim, insanlara vermekte olduğumuz örneklerdir ki ilim sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez.

(Ankebut 43)