7. Araf Suresi / 131.ayet

Ama onlar bolluk ve refaha ulaştıklarında “Bu bizim en doğal hakkımızdı” derler, sıkıntı ve darlığa düştüklerinde ise Musa’yı ve onunla birlikte olanları uğursuzlukla suçlarlardı. Oysa onların uğursuzluk saydıkları Allah katından bir yasadır. Fakat bu gerçeği onların çoğu bilmiyorlar.

Bknz: (27/47)(36/18)

Mustafa Çavdar Meali

Araf 131 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Onlara bir iyilik gelince hakkımızdı bu zaten derler, bir kötülük geldi mi Musa'nın ve onunla beraber bulunanların uğursuzluğuna verirlerdi. İyice bil ki uğradıkları uğursuzluk, Allah'tandı, fakat çoğu bilmezdi bunu.

(Araf 131)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onlara (Firavun ve etbaına) bir iyilik geldiği zaman “Bu bizim içindir (bu nimet ve fazileti hak etmişizdir) ” diyorlardı; onlara bir kötülük isabet ettiğinde ise (bunu da) Musa ve beraberindekilerin bir uğursuzluğu olarak yorumlarlardı. Haberiniz olsun, Allah katında asıl uğursuz olanlar kendileridir; ama onların çoğu (bu gerçekleri) bilmezler (ve akıl erdirmezler).

(Araf 131)

Abdullah Parlıyan Meali:

Fakat onlar, kendilerine ne zaman bir iyilik erişse, “Bu davranışlarımızla elde ettiğimiz hakkımızdır” derler. Eğer kendilerine bir kötülük gelirse, bunu Musa ve onun taraftarlarının uğursuzluğuna verirlerdi. Yoo, şüphesiz onların uğursuzlukları Allah tarafından onlara yüklenmiştir; fakat çoğu bu gerçeği bilmez.

(Araf 131)

Adem Uğur Meali:

Onlara bir iyilik (bolluk) gelince, "Bu bizim hakkımızdır" derler; eğer kendilerine bir fenalık gelirse Musa ve onunla beraber olanları uğursuz sayarlardı. Bilesiniz ki, onlara gelen uğursuzluk Allah katındandır, fakat onların çoğu bunu bilmezler.

(Araf 131)

Ahmet Hulusi Meali:

Onlara bir iyilik geldiğinde: "Bu bizim getirimizdir" dediler... Onlara bir kötülük geldiğinde de, Musa ve onunla beraber olanların uğursuzluğuna yordular... Dikkat edin, onların uğursuzluk kabul ettiği, ancak Allah indindedir... Fakat onların çoğunluğu bunu kavrayamaz!

(Araf 131)

Ahmet Tekin Meali:

Kendilerine bir iyilik, bolluk gelince: "- Bu bizim hakkımızdır" dediler. Başlarına bir kötülük gelince de, bunu Mûsâ ile beraberindekilerin uğursuzluğundan saydılar. Şunu unutmayın, onların uğurlu ve uğursuz saydıklarının, hayır ve şerden paylarının, rızıklarının kendi iradî tercihleri sonucu olacağı Allah katında yazılıdır. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.

(Araf 131)

Ahmet Varol Meali

Onlara bir iyilik geldiğinde: "Bu bizim hakkımızdır" derlerdi. Başlarına bir kötülük geldiğinde de Musa ve beraberindekilerin uğursuzluğuna yorarlardı. İyi bilin ki, onların uğursuzluğu Allah katındandır [8], ancak çoğu bunu bilmez.*

(Araf 131)

Ali Bulaç Meali:

Onlara bir iyilik geldiği zaman "Bu bizim için" dediler; onlara bir kötülük isabet ettiğinde (bunu da) Musa ve beraberindekilerin bir uğursuzluğu olarak yorumlarlardı. Haberiniz olsun, Allah katında asıl uğursuz olanlar kendileridir; ama onların çoğu bilmezler.

(Araf 131)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Fakat onlara (firavun ailesine) iyilik ve bolluk geldiği zaman: “- Bu bizim hakkımızdır.” dediler. Başlarına bir fenalık geldiği zaman da, beraberindekilerin uğursuzluğuna yoruyorlardı. Dikkat edin! İyilik ve kötülüğü yaratmak ancak Allah'ın kudretiyledir. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.

(Araf 131)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onlara bir iyilik geldiğinde, "Bu bizimdir!" derlerdi. Bir kötülük geldiğinde ise Musa'nın ve Onunla birlikte olanların uğursuzluğuna verirlerdi. İyi bilin ki, Allah'ın katında uğursuz olanlar onlardır. Fakat onların çoğu bilmez.

(Araf 131)

Ali Ünal Meali:

(Hayatlarının akışı içinde) bolluk ve refah gördükleri zaman, “Bu, bizim hakkımız! Kabiliyet ve çalışmamızın ürünü bu!” derler; kötü bir durumla karşılaştıklarında ise, onu Musa ile beraberindeki mü’minlerde iddia ettikleri uğursuzluğa verirler –Hayır, şunu iyi bilin ki, onların uğur veya uğursuzluk dedikleri her şey, Allah’ın hükmü ve yaratmasıyladır. Ne var ki onların çoğu, ilimle alâkaları olmadığı için bunu bilmiyorlardı.–

(Araf 131)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlara bir iyilik geldiğinde, “bu bizdendir” derlerdi. Bir kötülük onlara isabet ettiğinde, Musa ve onunla beraber olanların uğursuzluğuna verirlerdi. Hâlbuki kesinlikle başlarına gelecek olan nasibleri, Allah katında(muayyen)dır. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.

(Araf 131)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onlara bir iyilik, bolluk gelince, "Bu bizim hakkımızdır" derler; eğer kendilerine bir fenalık gelirse, Musa ve onunla beraber olanların uğursuzluğuna sayarlardı. Bilesiniz ki onlara gelen uğursuzluk Allah katındandır, fakat onların çoğu bunu bilmezler.

(Araf 131)

Bekir Sadak Meali:

Onlara bir iyilik geldigi zaman; «Bu bizden oturudur» derler, bir fenaliga ugrarlarsa da, Musa ve onunla beraber olanlarin ugursuzluguna verirlerdi. Bilin ki, kendilerinin ugradigi ugursuzluk Allah katindandir, fakat cogu bunu bilmezler.

(Araf 131)

Besim Atalay Meali:

Dediler ki: «Bizi aldatmak için herhangi belgeyi getirsen dahi, sana inan etmeyiz»

(Araf 131)

Celal Yıldırım Meali:

Kendilerine iyilik geldiği zaman, «bu bize lâyıktır» derlerdi. Bir kötülük dokununca, Musa ve onunla beraber olanların uğursuzluğuna yorumlarlardı. Haberiniz olsun ki, onların uğursuzlukları Allah katındadır, ne var ki çoğu bunu bilmezler.

(Araf 131)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlara bir iyilik geldiğinde: “Bu, bizim içindir” derlerdi. Ne zaman da başları dara düşse bunu Musa ve onun yandaşlarının uğursuzluğuna verirlerdi. Şüphesiz, onların uğursuzlukları (yaptıkları yüzünden) Allah tarafından öngörülmüştür. Ne var ki, çokları bunu bilmezler.

(Araf 131)

Diyanet İşleri Eski Meali:

/.Onlara bir iyilik geldiği zaman; "Bu bizden ötürüdür" derler, bir fenalığa uğrarlarsa da, Musa ve onunla beraber olanların uğursuzluğuna verirlerdi. Bilin ki, kendilerinin uğradığı uğursuzluk Allah katındandır, fakat çoğu bunu bilmezler.

(Araf 131)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Fakat onlara iyilik geldiği zaman, "Bu bizimdir, (biz çalışıp kazandık)" derler. Eğer başlarına bir kötülük gelirse, Musa ve beraberindekilerin uğursuzluğuna yorarlardı. İyi bilin ki, onların uğursuzluk sebebi ancak Allah katında (yazılı)dır. Fakat çokları bilmezler.

(Araf 131)

Diyanet Vakfı Meali:

Onlara bir iyilik (bolluk) gelince, «Bu bizim hakkımızdır» derler; eğer kendilerine bir fenalık gelirse Musa ve onunla beraber olanları uğursuz sayarlardı. Bilesiniz ki, onlara gelen uğursuzluk Allah katındandır, fakat onların çoğu bunu bilmezler.

(Araf 131)

Edip Yüksel Meali:

Kendilerine bir iyilik geldiği zaman, 'Bunu biz hakkettik,' derler, kendilerine bir kötülük dokunduğu zaman ise Musa ve beraberindekileri uğursuzlukla suçlarlardı. Doğrusu, onların uğursuzluğu ALLAH tarafından kararlaştırılır. Ancak çokları bilmezler.

(Araf 131)

Elmalılı Orjinal Meali:

Fakat kendilerine iyilik geldiği zaman ha, bu bizim hakkımız dediler, ve başlarına bir kötülük gelirse Musa ile ma'ıyyetindekilerden teşe'üm ediyorlardı, şum kuşları ise ancak Allah yanındadır ve lakin ekserisi bilmezlerdi

(Araf 131)

Elmalılı Yeni Meali:

Fakat kendilerine iyilik geldiği zaman: "İşte bu bizim hakkımızdır." dediler. Başlarına bir kötülük gelirse Musa ile yanındakilerin uğursuzluğuna verirlerdi. Uğursuzluk kuşları ise Allah'ın yanındadır. Fakat çoğu bilmezlerdi.

(Araf 131)

Erhan Aktaş Meali:

Onlara bir iyilik geldiği zaman, "Bu bizdendir." derler. Bir kötülük isabet ettiği zaman da Musa ve onunla birlikte olanları uğursuz sayarlardı. İyi bilin ki onların uğursuzluğu ancak Allah katındadır.[1] Ancak çokları bunu bilmez.

1)Firavuncuların yaşadıkları kuraklık ve kıtlık belasının Musa'nın ve onun yanında yer alanlarla bir ilgisi yoktur. Bu belalar, kendi yaptıklarının karşılığı olarak Allah tarafından bir cezalandırılmadır.

(Araf 131)

Gültekin Onan Meali:

Kendilerine bir iyilik geldiği zaman, "Bu bizim için (biz bunu hakettik)" dediler; onlara bir kötülük isabet ettiğinde (bunu da) Musa ve beraberindekilerin bir uğursuzluğu olarak yorumlarlardı. Haberiniz olsun, Tanrı katında asıl uğursuz (kötülük kaynağı) olanlar kendileridir.

(Araf 131)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonra kendilerine iyilik geldiği zaman, “İşte bu bize aittir” dediler. Eğer kendilerine bir kötülük gelirse, Mûsâ ile yanındakilerin uğursuzluğu olarak kabul ederler. İyi bilin ki, onların uğursuzluğu Allah katındadır. Fakat onların çoğu bilmezler.

(Araf 131)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onlara bir iyilik geldiğinde: “Biz bunu hak ettik.” derlerdi. Başlarına bir kötülük geldiğinde: “Musa’nın ve beraberinde olanların uğursuzluğudur.” (derlerdi.) Dikkat edin! Onların uğursuzluk (saydıkları musibetlerin tamamı) Allah katındandır. Fakat onların birçoğu bilmezler.

(Araf 131)

Harun Yıldırım Meali:

Onlara bir iyilik geldiği zaman: “Bu bizim içindir.” dediler, onlara bir kötülük isabet ettiğinde de onu Musa ve beraberindekilerin bir uğursuzluğu sayarlardı. Dikkat edin uğursuzluk ancak Allah katındandır, fakat onların çoğu bilmezler.

(Araf 131)

Hasan Basri Çantay:

Fakat onlara iyilik gelince: "Bu, bizim hakkımızdır" dediler. Eğer kendilerine bir fenalık da gelirse Musa ile onun beraberindekilere uğursuzluk yüklerlerdi. Gözünüzü açın ki onların uğursuzluğu ancak Allah tarafındandır. Fakat çokları bilmezler.

(Araf 131)

Hayrat Neşriyat Meali:

İşte onlara iyilik geldiği zaman: “Bu bizim (hakkımız)dır” derler. Ama onlara bir kötülük isâbet ederse, Mûsâ ve onunla berâber olanları uğursuz sayarlardı. Dikkat edin! Onların uğursuzluğu (kendi amellerinden olup) ancak Allah katındandır; fakat onların çoğu bilmezler.

(Araf 131)

Hubeyb Öndeş Meali: /

İyilik kendilerine geldiği zaman "Bu[iyilik] sadece bizimdir." dediler. Eğer, bir kötülük kendilerine isabet ederse, Musa ve beraberindekileri uğursuzlukla suçlarlar. Dikkat! Onların uğursuzluğu/kuşu sadece Allah'ın katındandır; fakat, çoğunluğu bilmiyor.

(Araf 131)

Hüseyin Atay Meali:

Onlara bir iyilik geldiği zaman, "Bu bizden ötürüdür" derler. Başlarına bir felaket gelirse, Musa ve onunla beraber olanların uğursuzluğuna verirlerdi. Bilin ki, onların uğursuzlukları Allah katindadır. Ancak çoğu bilmez.

(Araf 131)

İbni Kesir Meali:

Onlara bir iyilik geldiğinde: Bu, bizim içindir, dediler. Şayet kendilerine bir kötülük gelirse; Musa ile beraberindekilere uğursuzluk yüklerdi. Dikkat edin, onların uğursuzluğu ancak Allah katındadır, fakat çoğu bilmezler.

(Araf 131)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlara bir iyilik gelse “Bu bizim kendimize aittir” derler. Onlara bir kötülük dokunduğunda ise, Musa ve onunla beraber olanlardan dolayı uğursuzluğa uğradıklarını söylerler. Hayır… onların uğradıkları uğursuzluklar Allah'ın katından gelen cezadır. Ama çoğunluğu bunu bilmiyor.

(Araf 131)

İskender Ali Mihr Meali:

Artık onlara bir hasene geldiği zaman: “Bu bizim(hakkımız)dır.” dediler. Ve onlara bir kötülük isabet edince (onu) Musa (A.S) ve beraberindekilerin uğursuzluğu sayıyorlar. Fakat onların uğursuzluğu Allah tarafından değil mi? Ve lâkin onların çoğu bilmiyorlar.

(Araf 131)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlar iyiliğe kavuşunca: «Tam bize göre» derler, başlarına bir kötülük gelince de onu Musa ile onun yanındakilerin uğursuzluğuna verirlerdi. Bilesiniz ki gerçekten onların uğursuzluğu Allah'ın katından gelmedir. Ancak, onların pek çoğu bunu bilmezler.

(Araf 131)

Kadri Çelik Meali:

Onlara bir iyilik geldiği zaman, “Bu bizim için” derlerdi. Onlara bir kötülük de isabet ettiğinde (bunu da) Musa ve beraberindekilerin bir uğursuzluğu olarak yorumlarlardı. Haberiniz olsun, Allah katında asıl uğursuz olanlar kendileridir; ama onların çoğu bilmezler.

(Araf 131)

Mahmut Kısa Meali:

Ne zaman kendilerine bir iyilik erişse, “Bu bizim doğru yolda olduğumuzu açıkça gösteren bir delil olup, yalnızca bize aittir ve sırf bizim bilgi ve becerimiz sayesinde gerçekleşmiştir!” derlerdi. Başlarına bir belâ gelince de, Mûsâ ve arkadaşlarının kendilerineuğursuzluk getirdiğini ileri sürerlerdi. Hayır; aslında uğursuzlukları kendi kötülükleri yüzünden Allah tarafından verilmiştir; ne var ki, pek çokları bunu bilmezler.

(Araf 131)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Rast gelip iyilik olunca, bu zaten bizim hakkımızdı derler onlar. Ayrıca bir kötülük geldi mi, Musa ve beraberindekilerin uğursuzluğudur Farklı bir şey değildir diye yorumlarlar. İyi bilin ki bu kendilerindendir Allah katında asıl uğursuz olan onlardır ama onların çoğu bilmezler

(Araf 131)

Mehmet Türk Meali:

Fakat onlar, kendilerine bir iyilik geldiği zaman: “Bu bizim hakkımızdır.” dediler, başlarına bir kötülük gelince de bunu, Mûsa ile yanındakilerin uğursuzluğuna1 yordular. Şunu iyi bilin ki onların bütün uğursuzluğu Allah katındandır, fakat onların çoğu bunu bilmiyorlar.*

(Araf 131)

Muhammed Celal Şems Meali:

Ancak kendilerine bolluk gelince, “Bu bizim hakkımızdır,” derlerdi. Ama bir sıkıntı gelince, Musa ve beraberindekilerin uğursuzluğuna yüklerlerdi. İyi bilin ki, onların uğursuzluklarının (nedenleri) Allah Katında saklıdır. Ancak onların çoğu, bunu bilmezler.

(Araf 131)

Muhammed Esed Meali:

Fakat onlar, kendilerine ne zaman bir iyilik erişse "Bu (zaten) bizim hakkımızdı!" derler, ne zaman da başları dara düşse bunu Musa ve onun yandaşlarının uğursuzluğuna verirlerdi. Yoo! Şüphesiz, onların uğur(suzluk)ları Allah tarafından öngörülmüştür; ne var ki, çoğu (bunu) bilmez.

(Araf 131)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlara bir iyilik geldiğinde; "Bu bizim hakkımızdır," derlerdi. Kendilerine bir kötülük dokunduğunda ise Musa ve yanındakilerin uğursuzluğuna yorarlardı. Gözünüzü açın. Onlara gelen uğursuzluk Allah katındandır. Oysa çoğu bunu bilmiyor.

(Araf 131)

Mustafa Çavdar Meali:

Ama onlar bolluk ve refaha ulaştıklarında "Bu bizim en doğal hakkımızdı" derler, sıkıntı ve darlığa düştüklerinde ise Musa’yı ve onunla birlikte olanları uğursuzlukla suçlarlardı. Oysa onların uğursuzluk saydıkları Allah katından bir yasadır. Fakat bu gerçeği onların çoğu bilmiyorlar.

Bknz: (27/47) - (36/18)

(Araf 131)

Mustafa Çevik Meali:

Onlar dara düşüp zorda kaldıklarında “Bu duruma düşmemiz, Musa ve ona inananların uğursuzlukları sebebiyledir.” derler. Fakat ne zaman da bolluk ve refaha kavuşsalar, bu defa da “Bu, zaten bizim hakkımızdı.” derlerdi. Onların uğursuzluk say dıkları, aslında hak ettiklerinin bir karşılığıdır fakat çoğu bu gerçeği kabul etmediler.

(Araf 131)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Oysa ki onlar, kendilerine ne zaman bir iyilik ulaşsa "Bu (zaten) bizim hakkımızdı" derler; fakat ne zaman da bir kötülük dokunsa, Musa ve onunla birlikte olanların uğursuzluğuna yorarlardı. Yoo! Onların uğursuzluğa yordukları (şey) Allah katındandır; fakat onların çoğu bunun farkında değiller.

(Araf 131)

Osman Okur Meali:

İşte onlara iyilik geldiği zaman:'Bu bizim (hakkımız)dır' derler. Ama onlara bir kötülük isâbet ederse, Mûsâ ve onunla berâber olanları uğursuz sayarlardı. Dikkat edin! Onların uğursuzluğu (kendi kötü amellerinden olup) ancak Allah katındandır (Allah'ın imtahanıdır); fakat onların çoğu bilmezler.

(Araf 131)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Fakat onlara güzellik gelince, «Bu bizim hakkımızdır» dediler. Onlara bir kötülük isabet ederse Mûsa ile ve O'nunla beraber olanlar ile teşe'ümde bulunurlardı. Haberiniz olsun ki, onların şeameti ancak Allah tarafındandır. Fakat onların pek çokları bilmezler.

(Araf 131)

Ömer Öngüt Meali:

Onlara bir iyilik geldiği zaman: “Bu bizim hakkımızdır. ” derlerdi. Bir kötülük dokununca, Musa ve onunla beraber olanların uğursuzluğuna yorarlardı. İyi bilin ki, kendilerinin uğradığı uğursuzluk Allah katındandır, fakat çoğu bunu bilmezler.

(Araf 131)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kendilerine ne zaman bir iyilik erişse, “Bunun sebebi biziz” derlerdi. Ne zaman bir kötülük gelse, Musa ve yanındakilerin uğursuzluğunu sebep gösterirlerdi. Bilin, Allah katında asıl uğursuzlar kendileridir! Fakat onların çoğu bilmez!

(Araf 131)

Sadık Türkmen Meali:

Onlara bir iyilik geldiği zaman: “Bu bizim hakkımızdır” dediler. Bir kötülük isabet edince de Musa’nın ve onunla birlikte olanların uğursuzluğuna yoruyorlardı. İyi bilin ki; onlara gelen belâlar/musibetler Allah katındandır. Fakat onların birçoğu bilmiyor.

(Araf 131)

Seyyid Kutub Meali:

Onlar bir iyilikle karşılaşınca «bu kendimizden kaynaklanıyor» derler. Fakat eğer başlarına bir kötülük gelecek olursa, bunu Musa ile arkadaşlarının uğursuzluğuna yorarlar. Oysa onların kaderlerini belirleme yetkisi sırf Allah'ın tekelindedir, fakat çoğu bunu bilmiyor.

(Araf 131)

Suat Yıldırım Meali:

Onlara iyilik, bolluk geldiğinde: "Ha işte bu bizim hakkımız! Kendi becerimizle bunu elde ettik!" derlerdi. Eğer kendilerine bir kötülük gelirse onu, Musa ile beraberindeki müminlerin uğursuzluklarına verirlerdi. Dikkat edin, iyiliği olduğu gibi kötülüğü de yaratmak, ancak Allah'ın kudretiyledir fakat onların çoğu bilmezler.

(Araf 131)

Süleyman Ateş Meali:

Onlara bir iyilik geldiği zaman: "Bu, bizimdir (kendi becerimizle bunu elde ettik)" derler; kendilerine bir kötülük ulaşırsa, Musa ve onunla beraber olanları uğursuz sayarlar(onların yüzünden belaya uğradıklarını sanırlar)dı. İyi bilinki, onların uğursuzluğu Allah katındadır, fakat çokları bilmezler.

(Araf 131)

Süleymaniye Vakfı Meali:

İşleri iyi gidince "Biz bunu hak ettik." derler, sıkıntı bastırdı mı onu da Musa'nın ve beraberindekilerin uğursuzluğuna bağlarlardı. Bakın, onlar için asıl uğursuzluk Allah katında olandır. Ama çokları bunu bilmez.

(Araf 131)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bir nimete kavuştuklarında: "Bu, zaten bizim hakkımızdı"; bir musibete uğradıklarında ise, "Bu, Musa ve beraberindekilerin yaptıklarından dolayıdır" derlerdi. Hayır, başlarına gelen herşey Allah'tandır, fakat çoğu anlamıyor.

(Araf 131)

Şaban Piriş Meali:

Onlara bir iyilik geldiği zaman "bu bizim hakkımızdır" derler, onlara bir kötülük dokunduğu zaman onu Musa ve onun yanındakilerin uğursuzluğuna verirlerdi. Dikkat edin, onların uğursuzluğu sadece Allah katındandır. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.

(Araf 131)

Talat Koçyiğit Meali:

Buna rağmen, kendilerine bir iyilik geldiği zaman, "bu bizden" diyorlar; kendilerine bir kötülük isabet edince de, Musa'nın ve onunla beraber olanların uğursuzluğuna yoruyorlardı. Oysa iyice bilinmelidir ki, onların uğursuzluğu Allah katındadır; fakat çokları bilmezler.

(Araf 131)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlara bir iyilik geldiği zaman «Bu bizim için» dediler; onlara bir kötülük de isabet ettiğinde (bunu da) Musa ve beraberindekilerin bir uğursuzluğu olarak yorumlarlardı. Haberiniz olsun, Allah katında asıl uğursuz olanlar kendileridir; ama onların çoğu bilmezler.

(Araf 131)

Ümit Şimşek Meali:

Başlarına bir iyilik gelince “Bu bizim hakkımız” der, kötülük gelince de Musa ile beraberindekilerin uğursuzluğuna yorarlardı. Heyhat! Onların uğursuzluğu Allah katındandı da çoğu bunu bilmiyordu.

(Araf 131)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onlara bir iyilik geldiğinde, "bu bizimdir" derlerdi. Kendilerine bir kötülük dokunduğunda ise Musa ve beraberindekilerin uğursuzluğuna yorarlardı. Gözünüzü açın! Onların uğursuzluk kuşu Allah katındadır. Fakat çokları bilmiyorlar.

(Araf 131)