7. Araf Suresi / 78.ayet

Bunun üzerine şiddetli bir sarsıntı onları ansızın yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

Bknz: (11/67)

Mustafa Çavdar Meali

Araf 78 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Derken onlar şiddetli bir sesle azaba uğradılar, yurtlarında diz çökmüş bir halde yüzükoyun kapanarak helak olup gittiler.

(Araf 78)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Allah (bu haksızlıkları ve ahlâksızlıkları) üzerine onları şiddetli bir sarsıntı ile tutup (azapla) yakalamış da, (böylece) yurtlarında diz üstü çöken (ve ezilen) kimseler olup kalmışlardı.

(Araf 78)

Abdullah Parlıyan Meali:

Derken ansızın onları bir deprem yakalayıverdi de, bulundukları yerde cansız diz üstü yıkılıp kaldılar.

(Araf 78)

Adem Uğur Meali:

Bunun üzerine onları, o (gürültülü) sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü dona kaldılar.

(Araf 78)

Ahmet Hulusi Meali:

Onları çok şiddetli bir deprem yakaladı... Yurtlarında göçüp öldüler!

(Araf 78)

Ahmet Tekin Meali:

Bunun üzerine şiddetli bir gürleme halinde âni bir sarsıntı onların işini bitirdi. Sabahleyin yurtlarında yere çarpılarak çakılıp kalanlar oldular.*

(Araf 78)

Ahmet Varol Meali

Bunun üzerine onları kuvvetli bir sarsıntı aldı ve yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.

(Araf 78)

Ali Bulaç Meali:

Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

(Araf 78)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bunun üzerine onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı ve evlerinde çöküp mahvoldular.

(Araf 78)

Ali Rıza Sefa Meali:

Bunun üzerine, zorlu bir sarsıntı onları yakaladı ve kendi ülkelerinde diz üstü çöküp kaldılar.

(Araf 78)

Ali Ünal Meali:

Nihayet o korkunç sarsıntı onları kıskıvrak yakaladı da, (hiçbir kurtuluş zaman ve imkânı bulamadan) oldukları yerde yüzüstü kapaklanıp gittiler.

(Araf 78)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Bunun üzerine bir titreme (zelzele) onları yakaladı. Evlerinde üst üste yığılarak kaldılar.

(Araf 78)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Bunun üzerine, onları o şiddetli sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü çöktüler.

(Araf 78)

Bekir Sadak Meali:

Bu yuzden onlari bir sarsinti tuttu ve olduklari yerde diz ustu cokuverdiler.

(Araf 78)

Besim Atalay Meali:

Hemen bir deprenti çattı onlara, hepsi de yerlerinde yüzü kuylu düştüler

(Araf 78)

Celal Yıldırım Meali:

Bunun üzerine onları ansızın bir sarsıntı (müthiş bir deprem) yakalayıverdi, derken bulundukları yerde dizüstü çöküp kaldılar.

(Araf 78)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Derken bir deprem ansızın yakalayıverdi onları ve kendi yurtlarında/evlerinde dizüstü dona kaldılar.

(Araf 78)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Bu yüzden onları bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.

(Araf 78)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Derken, onları o kuvvetli sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü hareketsiz çöke kaldılar.

(Araf 78)

Diyanet Vakfı Meali:

Bunun üzerine onları o (gürültülü) sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü dona kaldılar.

(Araf 78)

Edip Yüksel Meali:

Bunun üzerine, onları o sarsıntı yakaladı; evlerinde dizüstü çöküverdiler.

(Araf 78)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bunun üzerine onları "o recfe" tutuverdi vatanlarında çöke kaldılar

(Araf 78)

Elmalılı Yeni Meali:

Bunun üzerine kendilerini o şiddetli sarsıntı tutuverdi ve yurtlarında çöküp kaldılar.

(Araf 78)

Erhan Aktaş Meali:

Bunun üzerine şiddetli bir sarsıntı onları yakaladı ve yurtlarında dizüstü çöke kaldılar.

(Araf 78)

Gültekin Onan Meali:

Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

(Araf 78)

Hakkı Yılmaz Meali:

Bunun üzerine hemen onları, şiddetli sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

(Araf 78)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Bunun üzerine) onları korkunç bir sarsıntı yakaladı ve öz yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.

(Araf 78)

Harun Yıldırım Meali:

Bunun üzerine onları şiddetli bir sarsıntı yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

(Araf 78)

Hasan Basri Çantay:

Bunun üzerine onları şiddetli bir sarsıntı tutuverdi de yurtlarında diz üstü çöken (helake uğrayan) kimseler oldular.

(Araf 78)

Hayrat Neşriyat Meali:

Bunun üzerine onları o sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü çöküp kalan kimseler oldular.(1)*

(Araf 78)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Derken onları şiddetli çalkalanma yakaladı. Ardından kendilerinin yurdunda çökmüş bir halde sabahladılar.

(Araf 78)

Hüseyin Atay Meali:

Bu yüzden onları şiddetli bir titreme yakaladı ve oldukları yerde dizüstü çöküverdiler.

(Araf 78)

İbni Kesir Meali:

Bu yüzden onları şiddetli bir sarsıntı tutuverdi de yurtlarında dizüstü çöken kimseler oldular.

(Araf 78)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bundan sonra bir sarsıntı onları yakaladı ve bulundukları mekanda dizlerinin üstüne çöke kaldılar.

(Araf 78)

İskender Ali Mihr Meali:

Bunun üzerine onları şiddetli bir sarsıntı aldı (yakaladı) ve kendi yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.

(Araf 78)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bunun üzerine deprem onları öyle bir sarstı ki oldukları yerde yüzükoyun düşüp öldüler.

(Araf 78)

Kadri Çelik Meali:

Bu yüzden onları şiddetli bir sarsıntı tuttu da böylece evlerinde diz üstü çöküverenler oldular.

(Araf 78)

Mahmut Kısa Meali:

Bunun üzerine, ansızın dehşet verici bir gürültüyle patlayarak şehrin altını üstüne getiren korkunç bir sarsıntı çarpıverdi onları; böylece, düne kadar güven içinde oturdukları yurtlarında, oldukları yere cansız serildiler!

(Araf 78)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Filvaki anında dayanılmaz bir ses duyuldu ve dizüstü yığıldılar."

(Araf 78)

Mehmet Türk Meali:

Bunun üzerine, onları büyük bir sarsıntı hemen yakalayıverdi ve oldukları yerde, diz üstü çöke kaldılar.1*

(Araf 78)

Muhammed Celal Şems Meali:

Bunun üzerine onları şiddetli bir deprem yakaladı ve evlerinde diz üstü düşüp kaldılar.

(Araf 78)

Muhammed Esed Meali:

Derken bir deprem ansızın yakalayıverdi onları ve kendi evlerinde cansız seriliverdiler.

(Araf 78)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Bunun üzerine onları, şiddetli bir sarsıntı yakaladı da öz yurtlarında yere çökmüş bir hale geldiler.

(Araf 78)

Mustafa Çavdar Meali:

Bunun üzerine şiddetli bir sarsıntı onları ansızın yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

Bknz: (11/67)

(Araf 78)

Mustafa Çevik Meali:

Derken ansızın çok şiddetli bir deprem onları yakaladı ve bulundukları yerde helak edildiler.

(Araf 78)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Derken şiddetli bir sarsıntı onları ansızın yakalayıverdi ve kendi obalarında cansız donakaldılar.

(Araf 78)

Osman Okur Meali:

Bunun üzerine onları o (gürültülü) sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü dona kaldılar.

(Araf 78)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Bunun üzerine onları şiddetli bir sarsılma tutuverdi. Yurtlarında diz üstü çöküvermiş oldular.

(Araf 78)

Ömer Öngüt Meali:

Bunun üzerine onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı ve yurtlarında dizüstü çökekaldılar.

(Araf 78)

Ömer Sevinçgül Meali:

Derken, onları bir sarsıntı yakaladı. Yerlerinde can verip devrildiler!

(Araf 78)

Sadık Türkmen Meali:

Onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı da, kendi yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

(Araf 78)

Seyyid Kutub Meali:

Bu arada ani bir yer sarsıntısına tutuldular da oldukları yerde yığılıp kalıverdiler.

(Araf 78)

Suat Yıldırım Meali:

Bunun üzerine o şiddetli sarsıntı onları kıskıvrak yakaladı da yurtlarında çökekaldılar.

(Araf 78)

Süleyman Ateş Meali:

Bunun üzerine hemen onları, o sarsıntı yakaladı, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

(Araf 78)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Çok geçmeden onları öyle bir sarsıntı tuttu ki bulundukları yere çöküp kaldılar.

(Araf 78)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bu yüzden şiddetli bir sarsmtıya yakalandılar ve evlerinde cansız yere seriliverdiler.

(Araf 78)

Şaban Piriş Meali:

Bunun üzerine onları şiddetli bir sarsıntı tutuverdi ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

(Araf 78)

Talat Koçyiğit Meali:

Bundan sonradır ki onları bir sarsıntı yakalamış ve kendi yurdlarında çökekalmışlardı.

(Araf 78)

Tefhimul Kuran Meali:

Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

(Araf 78)

Ümit Şimşek Meali:

Sonra onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü serilip kaldılar.

(Araf 78)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunun üzerine onları, o şiddetli sarsıntı/o korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında yere çökmüş bir hale geldiler.

(Araf 78)