7. Araf Suresi / 88.ayet

Kavminden büyüklük taslayanlarının ileri gelenleri dediler ki:
– Ey Şuayb! Ya seni ve seninle birlikte iman edenleri ülkemizden sürüp çıkarırız, ya da bizim inanç sistemimize geri dönersiniz!
Şuayb: – Biz bunu istemesek de mi? dedi ve devam etti:

Bknz: (11/87)(26/185)»(26/187)

Mustafa Çavdar Meali

Araf 88 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Kavminin ileri gelenlerinden olup iman etmeyi kibirlerine yediremeyenler, ey Şuayb dediler, mutlaka seni de, sana inananları da hep beraber ya şehrimizden çıkaracağız, yahut da bizim dinimize dönersiniz. O da dedi ki: Biz istemesek de zorla mı yapacaksınız bunu?

(Araf 88)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Kavminin önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar (müstekbirler) dediler ki: "Ey Şuayb, seni ve seninle birlikte iman edenleri ya ülkemizden sürüp-çıkaracağız veya mutlaka bizim (geleneklerimize ve) dinimize (ve yerleşik düzenimize) geri döneceksiniz." (Şuayb:) "Biz istemesek de mi?" dedi. (Hayır, bizi küfre ve kötülüğe zorla sokamazsınız.)

(Araf 88)

Abdullah Parlıyan Meali:

Kavmi içinde kendini beğenmiş kodamanlar şöyle dediler: “Ey Şuayb! Seni ve beraberindeki iman edenleri ülkemizden sürgün edeceğiz veya sizler mutlaka bizim dinimize döneceksiniz.” Şuayb da “İstemesek de mi?” dedi.

(Araf 88)

Adem Uğur Meali:

Kavminden ileri gelen kibirliler dediler ki: "Ey Şuayb! Seni ve seninle beraber inananları memleketimizden kesinlikle çıkaracağız veya dinimize döneceksiniz" (Şuayb): İstemesek de mi? dedi.

(Araf 88)

Ahmet Hulusi Meali:

(Şuayb'ın) halkından, kendilerini büyük gören ileri gelenler dediler ki: "Ey Şuayb! Kesinlikle, ya seni ve seninle beraber iman edenleri şehrimizden çıkaracağız ya da mutlaka bizim atalarımızın dinine döneceksiniz"... (Şuayb da): "İstemesek de mi?" dedi.

(Araf 88)

Ahmet Tekin Meali:

Kavminin büyüklük taslayan serkeş zorba kodamanları: “Yâ Şuayb, ya seni ve seninle beraber iman edenleri memleketimizden kesinlikle çıkaracağız, ya da geleneksel düzenimize döneceksin, bizim yaşadığımız hayatı benimseyeceksin" dediler. Şuayb: “İstemesek de mi, baskıyla, zorla bunları yaptıracaksınız?" dedi.

(Araf 88)

Ahmet Varol Meali

Kavminin büyüklük taslayan ileri gelenleri dediler ki: "Ey Şu'ayb! Ya seni ve seninle birlikte iman edenleri kasabamızdan çıkaracağız, ya da dinimize döneceksiniz." O da şöyle dedi: "İstemesek de mi?

(Araf 88)

Ali Bulaç Meali:

Kavminin önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar (müstekbirler) dediler ki: "Ey Şuayb, seni ve seninle birlikte iman edenleri ya ülkemizden sürüp çıkaracağız veya mutlaka bizim dinimize geri döneceksiniz." (Şuayb:) "Biz istemesek de mi?" dedi.

(Araf 88)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Şuayb'ın kavminden iman etmeyi kibirlerine yediremiyen ileri gelenler: “- Yâ Şuayb; Seni ve beraberindeki iman edenleri muhakkak memleketimizden çıkaracağız, veyahut bizim dinimize döneceksiniz.” dediler. Şuayb şöyle dedi: “- dininizi, istemediğimiz ve hoşlanmadığımız halde mi, (bizi geri çevireceksiniz?).

(Araf 88)

Ali Rıza Sefa Meali:

Toplumu arasındaki büyüklük taslayanların ileri gelenleri, şöyle dediler: "Ey Şuayb! Seni ve seninle birlikte inananları, ya kesinlikle kentimizden çıkarırız ya da kesinlikle bizim dinimize dönersiniz!" Dedi ki: "Ya istemiyorsak?"

(Araf 88)

Ali Ünal Meali:

Halkı içinde büyüklük taslayıp diğerlerini ezen söz sahibi önde gelenler, şöyle mukabelede bulundular: “Seni ey Şuayb, ve iman edip seninle beraber olanları hiç şüpheniz olmasın ki memleketimizden sürer çıkarırız, ya da bizim yolumuza, düzenimize dönersiniz.” Şuayb’ın cevabı ise şöyle oldu: “Biz istemesek bile, zorla öyle mi?

(Araf 88)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Milletin ileri gelenleri olup inanmayı kibirlerine yediremeyenler. “Ey Şuayb! Biz seni ve seninler beraber inananları şehrimizden çıkartacağız. Veya siz, milliyetimize dönersiniz” dediler. Şuayb: “İstemesek de mi?

(Araf 88)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler dediler ki: "Ey Şu'ayb, ya mutlaka seni ve seninle beraber inananları şehrimizden çıkartırız, ya da dinimize dönersiniz!" Şu'ayb dedi ki: "İstemesek de mi?"

(Araf 88)

Bekir Sadak Meali:

(88-89) Milletinin buyukluk taslayan ileri gelenleri, «Ey suayb! Ya dinimize donersiniz ya da, and olsun ki seni ve inananlari seninle beraber kasabamizdan cikaririz» dediler. suayb, onlara: «Istemezsek de mi? Allah bizi dininizden kurtardiktan sonra ona donecek olursak, dogrusu Allah'a karsi yalan uydurmus oluruz. Rabbimizin dilemesi bir yana, dininize donmek bize yakismaz. Rabbimizin ilmi her seyi kusatmistir. Biz yalniz Allah'a guvendik. Rabbimiz! Bizimle milletimiz arasinda hak ile Sen hukum ver, Sen hukmedenlerin en hayirlisisin» dedi.

(Araf 88)

Besim Atalay Meali:

Şuayb'ın ulusundan, büyüklenen ulular dediler ki: «Ey Şuayb! Ya dönersin dinimize, ya da sana uyanlarla, seni burdan dışarı çıkaracağız», Şuayb dedi ki: «İstememiş olsak da mı?

(Araf 88)

Celal Yıldırım Meali:

Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler dediler ki: «Ey Şuâyb ! Ya milletimize (dinimize) dönersiniz, ya da and olsun ki seni de seninle beraber imân edenleri de kasabamızdan çıkarırız.» O da: «İstemesek de mi?» dedi.

(Araf 88)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Kavmi içinde ileri gelen, kendini beğenmiş kimseler dediler ki: “Ey Şuayb! Hiç şüphen olmasın ki, seni ve inanan yoldaşlarını ülkemizden sürgün edeceğiz yahut kesin bir biçimde bizim yolumuza dönersiniz!” O da: “Peki, ya bunu (sürgünü) istemiyorsak?” dedi.

(Araf 88)

Diyanet İşleri Eski Meali:

88,89. Milletinin büyüklük taslayan ileri gelenleri, "Ey Şuayb! Ya dinimize dönersiniz ya da, and olsun ki seni ve inananları seninle beraber kentimizden çıkarırız" dediler. Şuayb, onlara: "İstemezsek de mi? Allah bizi dininizden kurtardıktan sonra ona dönecek olursak, doğrusu Allah'a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimizin dilemesi bir yana, dininize dönmek bize yakışmaz. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz yalnız Allah'a güvendik. Rabbimiz! Bizimle milletimiz arasında hak ile Sen hüküm ver, Sen hükmedenlerin en hayırlısısın" dedi.

(Araf 88)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Şu'ayb'ın kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler dediler ki: "Ey Şu'ayb! Andolsun, ya kesinlikle bizim dinimize dönersiniz ya da mutlaka seni ve seninle birlikte inananları memleketimizden çıkarırız." Şu'ayb, "İstemesek de mi?" dedi.

(Araf 88)

Diyanet Vakfı Meali:

Kavminden ileri gelen kibirliler dediler ki: «Ey Şuayb! Seni ve seninle beraber inananları memleketimizden kesinlikle çıkaracağız veya dinimize döneceksiniz» (Şuayb): İstemesek de mi? dedi.

(Araf 88)

Edip Yüksel Meali:

Halkının büyüklük taslayan ileri gelenleri, 'Şuayb, ya seni ve seninle beraber inananları kentimizden süreceğiz ya da dinimize geri dönersin!,' dediler. O da şöyle dedi: 'Biz istemesek de mi?'

(Araf 88)

Elmalılı Orjinal Meali:

Kavminden büyüklenmek isteyen cumhur cemaat, ya Şuayb! kat'iyyen, dediler: Seni de seninle beraber iyman edenleri de memleketimizden çıkarırız, yahud ki sureti kat'iyede milletimize dönersiniz; ya, dedi, istemezsek de mi?

(Araf 88)

Elmalılı Yeni Meali:

Kavminden büyüklenmek isteyen cumhur cemaat dediler ki: "Ey Şuayb, mutlaka seni ve seninle birlikte iman edenleri memleketimizden çıkaracağız, ya da muhakkak dinimize döneceksiniz." Dedi ki: "İstemesek de mi?"

(Araf 88)

Erhan Aktaş Meali:

Halkından büyüklük taslayan ileri gelenler, dediler ki: "Ey Şu'ayb! Seni ve seninle birlikte iman edenleri ya yurdumuzdan çıkaracağız ya da bizim milletimize[1] döneceksiniz." O da: "Kerih[2] görsek de mi?" dedi.

1)Bizim yaşam sistemimize, yaşam tarzımıza, uygarlığımıza.
2)Yanlış ve kötü.

(Araf 88)

Gültekin Onan Meali:

Kavminin önde gelenlerinden büyüklenenler dediler ki: "Ey Şuayb, seni ve seninle birlikte inananları ya ülkemizden sürüp çıkaracağız veya mutlaka bizim dinimize geri döneceksiniz." (Şuayb) "Biz istemesek de mi?" dedi.

(Araf 88)

Hakkı Yılmaz Meali:

88-89 Toplumundan büyüklük taslayan ileri gelenler dediler ki: “Ey Şu‘ayb! Ya seni ve seninle beraber inananları kentimizden kesinlikle çıkarırız, ya da bizim dinimize/ yaşam tarzımıza dönersiniz!” Şu‘ayb, dedi ki: “İstemesek de mi! Allah bizi ondan kurtardıktan sonra tekrar sizin dininize/yaşam tarzınıza dönersek, kesinlikle Allah'a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz Allah'ın dilemesi dışında ona geri dönmemiz bizim için olacak şey değildir. Rabbimiz bilgisi ile her şeyi kuşatmıştır. Biz sadece Allah'a güvenip dayandık.” –Ey Rabbimiz! Bizimle toplumumuz arasında hak ile hükmet. Çünkü Sen hükmedenlerin en hayırlısısın!–

(Araf 88)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Kavminden ileri gelen müstekbirler demişlerdi ki: “Ey Şuayb! Seni ve seninle beraber iman edenleri kesinlikle yurdumuzdan çıkarıp süreceğiz. Ya da kesinlikle dinimize geri dönersiniz.” Demişti ki: “İstemesek de mi?”

(Araf 88)

Harun Yıldırım Meali:

Kavminin ileri gelenlerinden büyüklenenler: “Ey Şuayb, seni ve seninle birlikte iman edenleri ya ülkemizden çıkaracağız ya da mutlaka bizim dinimize döneceksiniz?” dediler. Dedi ki: “Biz istemesek de mi?”

(Araf 88)

Hasan Basri Çantay:

Onun kavminden (iman etmeyi) kibirlerine yediremeyen kodamanlar şöyle dedi: "Ey Şuayb, seni ve beraberindeki iman edenleri ya muhakkak memleketimizden çıkaracağız, yahud mutlaka bizim dinimize döneceksiniz". O: "Ya istemesek de mi?" dedi.

(Araf 88)

Hayrat Neşriyat Meali:

Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler dedi ki: “Ey Şuayb! (Ya) mutlaka seni ve berâberindeki îmân edenleri memleketimizden çıkaracağız veya kesinlikle dînimizedönersiniz!” (Şuayb) dedi ki: “(Biz bu teklîfinizi) çirkin bulan kimseler olsak da mı?”

(Araf 88)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Milletinden büyüklük taslamış o seçkinler "Seni kentimizden mutlaka ama mutlaka çıkaracağız ey Şuayb! seninle birlikte inanmış olanları da. Ya da dini görüşümüze mutlaka ama mutlaka tekrar döneceksiniz!" dediler. [Şuayb] "İstemeyenler olsak da mı?" dedi.

(Araf 88)

Hüseyin Atay Meali:

Ulusunun büyüklenen ileri gelenleri "Ey Şuayb! Andolsun, ya seni ve seninle beraber olan inananları kentimizden çıkaracağız ya da dinimize döneceksiniz" dediler. "İstemezsek de mi?" dedi.

(Araf 88)

İbni Kesir Meali:

Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler dediler ki: Ey Şuayb; seni ve beraberindeki inanmış olanları, ya memleketimizden çıkarırız veya mutlaka bizim dinimize dönersiniz. Dedi ki: İstemezsek de mi?

(Araf 88)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kavminden kendilerini büyük gören seçkinleri “Seni ve sana inananları kasabamızdan çıkaracağız veyahut ta bizim inançlarımıza geri dönersiniz” dediler. Şuayb “Biz istemesekte mi? (zorla çıkaracaksınız)” dedi.

(Araf 88)

İskender Ali Mihr Meali:

Onun kavminden kibirlenenlerin ileri gelenleri şöyle dedi(ler): “Ya Şuayb, seni ve seninle beraber âmenû olanları (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) mutlaka ülkemizden çıkaracağız! Ya da siz mutlaka bizim milletimize (dînimize) dönersiniz.” (Şuayb A.S): “Şâyet biz kerih görüyorsak da mı?” dedi.

(Araf 88)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ulusunun büyüklük taslıyan ileri gelenleri dediler: «Ey Şuayb! Seni de, seninle birlikte inananları da ilimizden ne olursa olsun çıkaracağız. Ya da siz ne olursa olsun bizim dinimize dönmelisiniz.» Dedi: «Ya biz bu dinden tiksiniyorsak?

(Araf 88)

Kadri Çelik Meali:

Kavminin büyüklük taslayan ileri gelenleri, “Ey Şuayb! Ya dinimize dönersiniz, ya da şüphesiz seni ve iman edenleri, seninle beraber kasabamızdan çıkarırız” dediler. Şuayb, “(Dininizi) İstemesek de mi?” dedi.

(Araf 88)

Mahmut Kısa Meali:

Şuayb’ın bu güzel sözlerine karşılık, halkının büyüklük taslayan ileri gelenleri, “Ey Şuayb!” dediler, “Ya bizim hayat tarzımıza tamamen uyup dinimize dönersiniz, ya da seni ve seninle birlikte iman edenleri yurdumuzdan sürüp çıkarırız! Ya bunu böylece kabul eder, bizi sever, bizimle birlikte bizim gibi aynı hayatı yaşarsınız, ya da çeker gider, ülkemizi terk edersiniz!” Bunun üzerine Şuayb, “Peki, biz istemesek de bizi zorla dinimizden döndürecek misiniz? Zorla, baskıyla kalplerimize hükmedebileceğinizi mi sanıyorsunuz?” diye cevap verdi. Ve ekledi:

(Araf 88)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Apaçık büyüklük taslayan, kavmin ileri gelenleri: Ey Şuayp" dediler, Fiilen ya seni ve sana iman edenleri elbet bu beldeden çıkaracağız Aksi taktirde, ya da eskiden olduğu gibi bizim dinimize döneceksiniz. (Reddedip bunu, Şuayp): "Biz istemesek de mi böyle olacak?" demiştir.

(Araf 88)

Mehmet Türk Meali:

Kavminin büyüklük taslayan ileri gelenleri: “Ey Şuayb! Ya bizim dinimize dönersiniz ya da seni ve seninle beraber îman edenleri, ülkemizden kesinlikle çıkaracağız.” dediler. (Şuayb): “Biz, istemezsek de mi?” dedi.

(Araf 88)

Muhammed Celal Şems Meali:

Kavminden kibirlenmiş ileri gelenler, “Ey Şuayb! Ya dinimize geri dönersin, ya (da) seni ve seninle beraber iman edenleri yurdumuzdan çıkarırız.” dediler. Bunun üzerine o, dedi ki: “Eğer bunu istemezsek, (yine de yurdumuzdan bizi çıkaracak mısınız?)”

(Araf 88)

Muhammed Esed Meali:

Kavmi içinde ileri gelen, kendini beğenmiş o kurumlu kimseler: "Ey Şuayb!" dediler, "Hiç şüphen olmasın ki, seni ve inanan yoldaşlarını ülkemizden sürgün edeceğiz, meğer ki, kesin bir biçimde bizim yolumuza dönersiniz!" (Şuayb): "Peki, ya bunu yürekten istemiyorsak?" dedi,

(Araf 88)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Halkının önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar, dediler ki; "Ey Şuayb, seni ve seninle birlikte inananları ya ülkemizden sürüp çıkaracağız veya mutlaka bizim dinimize geri döneceksiniz." O da dedi ki; "Biz istemesek de bunu yapacak mısınız?"

(Araf 88)

Mustafa Çavdar Meali:

Kavminden büyüklük taslayanlarının ileri gelenleri dediler ki: - Ey Şuayb! Ya seni ve seninle birlikte iman edenleri ülkemizden sürüp çıkarırız, ya da bizim inanç sistemimize geri dönersiniz! Şuayb: - Biz bunu istemesek de mi? dedi ve devam etti:

Bknz: (11/87) - (26/185)»(26/187)

(Araf 88)

Mustafa Çevik Meali:

88-89 Kavminin yöneticisi ve kendini beğenmiş ileri gelenleri Şuayb’a, “Ey Şuayb! Ya bizim dinimize dönersiniz ya da seni ve beraberindeki iman edenleri yurdumuzdan sürüp çıkarırız.” dediler. Şuayb da onlara: “Biz istemesek de zorla, baskıyla mı yapacaksınız bunu?” dedi ve ardından da, “Allah, sizin kokuşmuş, zulme dayalı, insanı insana kul eden nizamınızdan bizi kurtarmışken, onu tekrar kabul edip dönmek demek, Allah’a güvenmemek, âyetlerini yalanlamak, nankörlük ve iftira etmektir. Allah asla bundan razı olmaz. O yüzden sizin talebinizi kabul etmemiz mümkün değildir. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır ve her şeyin en doğrusunu da O bilir. Biz yalnızca O’na yönelir ve O’na güveniriz. Rabbimiz bizimle şu müşrik ve kâfir kavim arasındaki hükmünü ver, hüküm verenlerin en hayırlısı Sensin.” dedi.

(Araf 88)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Kavminin büyüklük taslayan seçkinleri "Ey Şuayb!" dediler, "Ya seni ve beraberindeki mü'minleri yurdumuzdan sürüp çıkarırız, ya da bizim inanç sistemimize geri dönersin!" (Şuayb) dedi ki: "Peki, ya razı olmazsak?

(Araf 88)

Osman Okur Meali:

Kavminden ileri gelen kibirliler dediler ki: «Ey Şuayb! Seni ve seninle beraber inananları memleketimizden kesinlikle çıkaracağız veya dinimize döneceksiniz» (Şuayb): İstemesek de mi? dedi.

(Araf 88)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onun kavminden tekebbürde bulunmuş olan bir cemaat demişti ki: «Ey Şuayb! Seni ve seninle beraber imân edenleri elbette yurdumuzdan çıkarırız veyahut kat'i sûrette bizim milletimize dönüverirsiniz.» O da demişti ki: «Ya biz onu kerih görenler olduğumuz halde de mi?

(Araf 88)

Ömer Öngüt Meali:

Kavminin büyüklük taslayan ileri gelenleri dediler ki: “Ey Şuayb! Seni ve seninle beraber inananları memleketimizden çıkaracağız, yahut dinimize dönersiniz. ” O da: “Biz istemesek de mi?” dedi.

(Araf 88)

Ömer Sevinçgül Meali:

Halkının büyüklük taslayan seçkinleri, “Ey Şuayb! Sen ve sana inananlar, ya bizim yolumuza dönersiniz ya da sizi yurdumuzdan süreriz” dediler. Şuayb, “Ya bunu ‘sizin istediklerinizi’ yapmak içimizden gelmiyorsa..?” dedi.

(Araf 88)

Sadık Türkmen Meali:

Kavminin büyüklük taslayanlarından ileri gelenler, dediler ki: “Ey Şuayb! Biz seni ve seninle beraber inananları kentimizden çıkaracağız. Ya da mutlaka bizim dinimize döneceksiniz.” (Şuayb) dedi ki: “Biz istemesek de mi?!..

(Araf 88)

Seyyid Kutub Meali:

O'nun kendini beğenmiş soydaşları dediler ki, 'Ya seni ve seninle birlikte inananları kentimizden süreriz, ya da dinimize dönersiniz Şuayb onlara dedi ki; 'İstemesek de mi?'

(Araf 88)

Suat Yıldırım Meali:

Halkından kibirlenen eşraf grubu: "Bak Şuayb!" dediler, "yeminle söylüyoruz:Ya tekrar dinimize dönersiniz. Ya da seni de, sana inanan taraftarlarını da ülkemizden süreriz!"Şuayb şöyle cevap verdi: "Peki, istemesek de mi dinimizden döndürüp süreceksiniz (Ya istemezsek ne olacakmış!)

(Araf 88)

Süleyman Ateş Meali:

Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler dediler ki: "Ey Şu'ayb, mutlaka seni ve seninle beraber inananları kentimizden çıkarırız, ya da dinimize dönersiniz!" Dedi ki: "İstemesek de mi (bizi yurdumuzdan çıkaracak veya dinimizden döndüreceksiniz)?

(Araf 88)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Halkı içinden büyüklük taslayan itibarlı kişiler şöyle dediler: "Bak Şuayb! Ne pahasına olursa olsun seni bu ülkeden çıkaracağız, seninle birlikte inananları da öyle. Tek çare bizim düzenimize dönmenizdir." Şuayb dedi ki "Biz istemesek de mi?"

(Araf 88)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Kavminin büyüklük taslayan ileri gelenleri: "Ey Şuayb! Ya dinimize dönersiniz ya da seni ve sana inananları yurdumuzdan süreriz" dediler. Şuayb: "Biz istemesek de mi?" dedi.

(Araf 88)

Şaban Piriş Meali:

O'nun kavminden büyüklük taslayan ileri gelenleri, dediler ki: -Ey Şuayb! Elbette seni ve seninle birlikte iman edenleri ülkemizden çıkaracağız. Ya da siz bizim yolumuza geri döneceksiniz!

(Araf 88)

Talat Koçyiğit Meali:

Kavminden Büyüklük taslayan ileri gelenler, (Şu'ayb'a) şöyle demişlerdi: "Ey Şu'ayb! Ya seni ve seninle birlikte iman edenleri mutlaka ülkemizden çıkaracağız; ya da dînimize geri döneceksiniz." Şu'ayb da demişti ki: (ülkemizden çıkmayı, yahut dîninize dönmeyi) istemediğimiz halde de mi?"

(Araf 88)

Tefhimul Kuran Meali:

Kavminin önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar (müstekbirler), dediler ki: «Ey Şuayb, seni ve seninle birlikte iman edenleri ya ülkemizden sürüp çıkaracağız veya mutlaka bizim dinimize geri döneceksiniz.» (Şuayb:) «Biz istemesek de mi?» dedi.

(Araf 88)

Ümit Şimşek Meali:

Kavminin büyüklük taslayan ileri gelenleri, “Ey Şuayb,” dediler, “ya bizim dinimize dönersin, ya da seni ve beraberindeki iman edenleri ülkeden çıkarırız.” Şuayb dedi ki: “Biz istemesek de mi?

(Araf 88)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Toplumunun büyüklük taslayan kodamanları dediler ki: "Ey Şuayb! Ya kesinlikle milletimize dönersiniz yahutta seni ve seninle birlikte inananları kentimizden çıkarırız." Dedi ki: "Ya istemiyorsak; zor ve baskıyla mı?"

(Araf 88)