7. Araf Suresi / 94.ayet

Biz, hangi ülkeye bir nebi göndermişsek, Allah’a gönülden yalvarmaları için onları kıtlık ve yoklukla mutlaka imtihan etmişizdir.

Bknz: (6/42)(7/96)

Mustafa Çavdar Meali

Araf 94 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hiçbir şehre peygamber göndermedik ki oranın halkını, yola gelsinler de yalvarıp yakarsınlar diye can ve malca bir sıkıntıya, bir azaba uğratmayalım.

(Araf 94)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek, onun halkı yalvarıp-yakarsınlar (pişman olup iman ve itaate yanaşsınlar) diye, mutlaka onları dayanılmaz bir zorluk (yoksulluk) ve sıkıntıyla tutup (silkeledik).

(Araf 94)

Abdullah Parlıyan Meali:

Hangi memlekete bir peygamber göndermişsek, mutlaka ora halkını yalvarıp yakarsınlar diye bir takım sıkıntı ve şiddetle hırpalamışızdır.

(Araf 94)

Adem Uğur Meali:

Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek, ora halkını, (peygambere baş kaldırdıklarından ötürü bize) yalvarıp yakarsınlar diye mutlaka yoksulluk ve darlıkla sıkmışızdır.

(Araf 94)

Ahmet Hulusi Meali:

Biz (hangi) bölge halkına bir Nebi irsal ettiysek, mutlaka onun halkını (kendini beğenmişliklerinden uzaklaştırmak için) sıkıntı, hastalık ile kuşattık; belki içtenlik ve alçak gönüllülükle yönelirler (diye).

(Araf 94)

Ahmet Tekin Meali:

Biz hangi ülkeye özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere bir peygamber gönderdiysek, oranın halkını yalvarıp yakarsınlar diye mutlaka yoksulluk, şiddet, hastalık ve ekonomik darboğazlarla, mallarına ve kendilerine gelen zararlarla sıktık.

(Araf 94)

Ahmet Varol Meali

Hangi kasabaya peygamber gönderdiysek mutlaka oranın halkını, belki gönülden yalvarıp yakarırlar diye sıkıntı ve darlıkla karşı karşıya getirdik.

(Araf 94)

Ali Bulaç Meali:

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek onun halkı yalvarıp yakarsınlar diye, mutlaka onları dayanılmaz bir zorluk (yoksulluk) ve sıkıntıyla yakalayıvermişiz.

(Araf 94)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Biz herhangi bir memlekete bir peygamber gönderdikse, önce halkını (peygamberlerini tanımadıklarından) şiddet ve zaruretle sıkmışız ki, yalvarıp yakarsınlar.

(Araf 94)

Ali Rıza Sefa Meali:

Peygamber göndermiş olduğumuz hiçbir kent yoktur ki, halkını, yoksulluklara ve zorluklara uğratmış olmayalım; belki yalvararak yakarışlarda bulunurlar diye.

(Araf 94)

Ali Ünal Meali:

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderirsek önce oranın halkını zorluklar, sıkıntılar ve musibetlere düçar ederiz ki, kalbleri yumuşasın, gafletten uyanıp kendilerine gelsinler ve içten Allah’a yönelerek, yalvarıp yakarsınlar.

(Araf 94)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek, yalvarıp yakarsınlar diye oranın halkını azap ve sıkıntıya uğrattık.

(Araf 94)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek, ora halkını peygambere baş kaldırdıklarından ötürü Allah'a yalvarıp yakarsınlar diye mutlaka yoksulluk ve darlıkla sıkmışızdır.

(Araf 94)

Bekir Sadak Meali:

Biz hangi kasabaya bir peygamber gonderdikse, ora halkini, yalvarip yakarsinlar diye, darlik ve sikintiya ugratmisizdir.

(Araf 94)

Besim Atalay Meali:

Biz bir yere peygamber gönderirsek, yalvarması için onlara kıtlık da, darlık da verirdik

(Araf 94)

Celal Yıldırım Meali:

Hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek mutlaka oranın halkını, yalvarıp yakarsınlar (gafletten uyansınlar) diye bir takım sıkıntı, darlık ve şiddete (tâbi) tutup (hırpalamışızdır).

(Araf 94)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek onun halkını (inkârları yüzünden) ancak yalvarıp yakarsınlar diye, dayanılmaz bir zorluk (yoksulluk) ve sıkıntıyla yakalayıvermişiz.

(Araf 94)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Biz hangi kente (ülkeye) bir peygamber gönderdikse, ora halkını, yalvarıp yakarsınlar diye, darlık ve sıkıntıya uğratmışızdır.

(Araf 94)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Biz hiçbir memlekete bir peygamber göndermedik ki (karşı çıkmaktan vazgeçip) yalvarıp yakarsınlar diye ora halkını yoksulluk ve sıkıntıya uğratmış olmayalım.

(Araf 94)

Diyanet Vakfı Meali:

Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek, ora halkını, (peygambere baş kaldırdıklarından ötürü bize) yalvarıp yakarsınlar diye mutlaka yoksulluk ve darlıkla sıkmışızdır.

(Araf 94)

Edip Yüksel Meali:

Her ne zaman bir ülkeye bir peygamber gönderdiysek, yalvarsınlar diye halkını darlık ve sıkıntıya uğrattık.

(Araf 94)

Elmalılı Orjinal Meali:

Biz hangi memlekete bir Peygamber gönderdikse iptida ahalisini şiddet ve zaruretle sıkmışızdır ki niyaza düşsünler

(Araf 94)

Elmalılı Yeni Meali:

Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek önce halkını sıkıntı ve darlıkla sıkmışızdır ki, yalvarıp yakarsınlar.

(Araf 94)

Erhan Aktaş Meali:

Biz, hangi beldeye nebi gönderdiysek mutlaka onun halkını[1] yalvarıp yakarsınlar diye dayanılmaz bir zorluk[2] ve bir sıkıntıya uğratmışızdır.

1)O beldenin büyüklük taslayan, mü'minlere eziyet eden; müşrik ve nankörlerini.
2)Can ve malca.

(Araf 94)

Gültekin Onan Meali:

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek onun ehli (halkı) yalvarıp yakarsınlar diye mutlaka onları dayanılmaz bir zorluk (yoksulluk) ve sıkıntıyla yakalayıvermişiz.

(Araf 94)

Hakkı Yılmaz Meali:

94-95 Biz hangi kente bir peygamber gönderdiysek, onun halkını kesinlikle yalvarıp yakarsınlar diye yoksulluk ve darlıkla yakaladık. Sonra kötülüğün yerini iyiliğe değiştirdik; sonunda çoğaldılar ve “Atalarımıza da böyle darlık ve sevinç dokunmuştu” dediler. Bunun üzerine onları hemen, onlar hiç farkında değillerken ansızın yakalayıverdik.

(Araf 94)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Biz hangi beldeye bir nebi yollamışsak, (Allah’a) boyun eğip gönülden yakarsınlar diye o belde halkını fakirlik ve sıkıntı ile imtihan etmişizdir.

(Araf 94)

Harun Yıldırım Meali:

Biz hangi memlekete bir rasul gönderdiysek, oranın halkını mutlaka sıkıntı ve zorlukla yakalamışızdır ki yalvarıp yakarsınlar.

(Araf 94)

Hasan Basri Çantay:

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdi isek onun halkını (peygamberlerini tanımamaları yüzünden) yalvarıb yakarsınlar diye mutlakaa fakirlikle, şiddetle, hastalıkla (sıkıb) yakaladık.

(Araf 94)

Hayrat Neşriyat Meali:

İşte (biz) hangi şehre bir peygamber gönderdiysek, mutlaka oranın halkını sıkıntılar ve hastalıklarla yakaladık;(2) tâ ki yalvarsınlar (ve îmâna gelsinler).*

(Araf 94)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Ne [zaman] herhangi bir kentin içine herhangi bir nebi gönderdiysek -yalvarmaları beklendiği için- [sonunda] ancak keder ve sıkıntı ile yakaladık.

(Araf 94)

Hüseyin Atay Meali:

Yakarsınlar diye, Biz herhangi bir kente bir peygamber göndermişsek, kuşkusuz halkını darlık ve sıkıntıya sokmuş olduk.

(Araf 94)

İbni Kesir Meali:

Biz, hangi kasabaya bir peygamber gönderdiysek; yalvarıp yakarsınlar diye, ora halkını mutlaka darlık ve sıkıntıya uğratmışızdır.

(Araf 94)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz bir kasabaya nebilerden kimi göndermişsek, oranın halkını azap ve sıkıntılara uğrattık ki, belki Rablerine saygı ile boyun eğerler.

(Araf 94)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek, onun halkını darlık ve sıkıntıya uğratmadığımız ülke yoktur ki; böylece onlar yalvarıp, yakarırlar.

(Araf 94)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Biz hangi ile bir peygamber gönderdikse oranın kişilerini darlığa, sıkıntıya uğratmışızdır. Bu da Allah'a yakarsınlar diyedir.

(Araf 94)

Kadri Çelik Meali:

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek, onun halkı yalvarıp-yakarsınlar diye, mutlaka onları dayanılmaz bir zorluk (yoksulluk) ve sıkıntıyla yakalayıvermişizdir.

(Araf 94)

Mahmut Kısa Meali:

Biz hangi ülkeye bir Peygamber veya dâvetçi gönderdiysek, mutlaka o ülke halkını yoksulluk ve benzeri sıkıntılarla imtihân etmişizdir ki, böylece gaflet uykusundan uyansınlar da, ne kadar âciz olduklarını idrâk ederek Allah’a yönelip yalvarsınlar.

(Araf 94)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Aşikar ki; Biz hangi memlekete bir peygamber göndermişsek eğer (Rablerine) oranın halkı yalvarsın yakarsın diye bir takım zorluklar Acılar, sıkıntılar, dayanılmaz güçlüklerle ve şiddetlerle hırpalamışızdır.

(Araf 94)

Mehmet Türk Meali:

Biz Peygamber gönderdiğimiz her ülkenin halkını (kibirlerini atıp) hakka boyun eğsinler diye, mutlaka yoksulluk ve sıkıntı ile denedik.

(Araf 94)

Muhammed Celal Şems Meali:

Hangi yerleşime bir peygamber gönderdiysek, alçakgönüllülük göstersinler diye oranın halkını, sıkıntılar ve zorluklarla yakalayıverdik.

(Araf 94)

Muhammed Esed Meali:

BİZ hiçbir topluma peygamber göndermemişizdir ki belki kibirlerinden sıyrılırlar diye onları darlıkla, sıkıntıyla denemiş olmayalım.

(Araf 94)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Biz hangi ülkeye bir elçi gönderdiysek, oranın halkını, olur ki, yalvarırlar diye darlıklara ve zorluklara uğrattık.

(Araf 94)

Mustafa Çavdar Meali:

Biz, hangi ülkeye bir nebi göndermişsek, Allah’a gönülden yalvarmaları için onları kıtlık ve yoklukla mutlaka imtihan etmişizdir.

Bknz: (6/42) - (7/96)

(Araf 94)

Mustafa Çevik Meali:

94-95 Biz her topluma peygamber ve kitap gönderip yaratılış sebepleri olan kurallarını Allah’ın belirlediği hayatı yaşamaya davet ederken bir yandan da sıkıntı ve yokluklarla sınadık. Sonra da o sıkıntı ve yokluğu bolluk ve refaha çevirdik. Allah’ın her iki durumu da yaşatmasına rağmen, birçoğu Allah’a yönelip şükretmek yerine, “Atalarımız da tıpkı bizim gibi, bazen yokluk, sıkıntı çekmiş, bazen de bolluk ve refah içinde yaşamışlardı.” diyerek nankörlük ve azgınlıklarına devam ettiler. Bu yüzden Biz de böylelerini hiç beklemedikleri bir zamanda yakalayıp hak ettikleri azapla cezalandırdık.

(Araf 94)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Biz hiçbir ülkeye bir peygamber göndermemişisizdir ki, (zamanında) oranın halkını belki (Allah'a) boyun eğerler diye şiddetli zorluk ve darlıkla sınamamış olalım.

(Araf 94)

Osman Okur Meali:

Biz hangi ülkeye bir Nebi gönderdiysek, ora halkını, (nebiye baş kaldırdıklarından ötürü bize) yalvarıp yakarsınlar diye mutlaka yoksulluk ve darlıkla sıkmışızdır.

(Araf 94)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Bir memlekete bir peygamber göndermedik ki, illâ onun ahalisini fakr ile ve hastalık ile yakaladık. Tâ ki yalvarıp yakarsınlar.

(Araf 94)

Ömer Öngüt Meali:

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdikse oranın halkını yalvarıp yakarsınlar diye mutlaka yoksulluk ve darlıkla sıkmışızdır.

(Araf 94)

Ömer Sevinçgül Meali:

Biz hangi halka peygamber gönderdiysek, yakarsınlar diye, onları zorlukla, darlıkla sıkıntıya soktuk.

(Araf 94)

Sadık Türkmen Meali:

BİZ hangi ülkeye bir Nebi gönderdiysek, onun ehlini/halkını sıkıntıyla ve darlıkla sıkmışızdır. Umulur ki, yalvarır yakarırlar diye.

(Araf 94)

Seyyid Kutub Meali:

Peygamber gönderdiğimiz her ülkenin halkını, ola ki, bize yalvarırlar diye, mutlaka sıkıntılara ve belalara uğrattık.

(Araf 94)

Suat Yıldırım Meali:

Biz hangi ülkeye peygamber gönderdiysek, (mutlaka ilkin oranın halkını, gafletten uyarsın,) Allah'a yönelip yalvarsınlar diye yoksulluğa, hastalık ve musibetlere duçar ederiz.

(Araf 94)

Süleyman Ateş Meali:

Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek, onun halkını -yalvarıp yakarsınlar diye- mutlaka yoksulluk ve darlıkla sıkmışızdır.

(Araf 94)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Biz hangi kente bir nebi göndersek oranın halkını baskı ve zorluğa sokarız ki yalvarıp yakarsınlar.[1]

1)Bu Allah'ın kanunudur (sünnetullah). İnsanlar kendilerine gelen nebilerin doğru söylediğini anlarlar ancak mevcut düzenlerini terk etmek istemezler. Bu direnişi kırmak için Allah tarafından baskı ve zorluklara maruz bırakılırlar. Daha detaylı bilgilendirme için bakınız: (Enam 6/42-45)

(Araf 94)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Peygamber gönderdiğimiz her halkı, yalvarıp yakarsınlar diye darlık ve sıkıntıya uğrattık.

(Araf 94)

Şaban Piriş Meali:

Biz, hangi ülkeye bir nebi göndermişsek, halkını yalvarıp yakarmaları için darlık ve meşakkate düşürdük.

(Araf 94)

Talat Koçyiğit Meali:

Biz, hangi ülkeye bir peygamber göndermişsek, halkını, yalvarıp yakarmaları için, mutlaka meşakkat ve darlığa düşürmüşüzdür.

(Araf 94)

Tefhimul Kuran Meali:

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek onun halkı yalvarıp yakarsınlar diye, mutlaka onları dayanılmaz bir zorluk (yoksulluk) ve sıkıntıyla yakalayıvermişiz.

(Araf 94)

Ümit Şimşek Meali:

Biz hangi beldeye bir peygamber gönderdiysek, oranın halkını, olur ki yalvarırlar diye darlıklara ve zorluklara uğrattık.

(Araf 94)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Biz bir ülkeye bir peygamber gönderdiğimizde, onun halkını zorluk ve darlıkla mutlaka sıktık ki, sığınıp yakarsınlar.

(Araf 94)