7. Araf Suresi / 97.ayet

Şimdi o ülkelerin halkı, geceleyin uyurken azabımızın kendilerine ansızın gelip çatmayacağından emin midirler?

Bknz: (7/4)

Mustafa Çavdar Meali

Araf 97 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Memleketlerdeki halk, uykuya dalmışken geceleyin ansızın azabımızın gelip çatmayacağından emin mi?

(Araf 97)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Peki o ülkeler halkı (ve bugünkü gaflet ve dalâlet toplulukları), geceleri uyurken, onlara zorlu azabımızın gelmeyeceğinden güvende miydiler?

(Araf 97)

Abdullah Parlıyan Meali:

O halde, o ülkelerin sakinleri geceleyin uyurlarken, azabımızın ansızın kendilerine, gelmesinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Adem Uğur Meali:

Yoksa o ülkelerin halkı geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Ahmet Hulusi Meali:

O bölgelerin halkları, gecenin bir vakti uyurlarken, kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden eminler mi?

(Araf 97)

Ahmet Tekin Meali:

Acaba, o ülkelerin halkı, geceleyin uyurlarken kendilerine azâbımızın gelmeyeceğinden emin mi idiler?

(Araf 97)

Ahmet Varol Meali

Kasabaların halkı, uyumakta oldukları bir gece vaktinde kendilerine şiddetli azabımızın gelmeyeceğinden güvende miydiler?

(Araf 97)

Ali Bulaç Meali:

O ülkeler halkı, geceleri uyurken, onlara zorlu azabımızın gelmeyeceğinden güvende miydiler?

(Araf 97)

Ali Fikri Yavuz Meali:

O memleketlerin halkı (kâfirler), geceleyin uyurlarken, azabımızın kendilerine inivermesinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Ali Rıza Sefa Meali:

Yoksa o kentlerin halkının, geceleyin onlar uykudayken, cezamızın gelmeyeceğine ilişkin güvenceleri mi var?

(Araf 97)

Ali Ünal Meali:

Yoksa o ülkelerin ahalisi, zorlu ve karşı konulmaz baskınımızın onlar geceleyin uyurken birden bastırıvermesinden kendilerini emniyette mi hissediyorlardı?

(Araf 97)

Bahaeddin Sağlam Meali:

O kentliler, geceleyin uyurken azabımızın kendilerine gelmeyeceğinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Yoksa o ülkelerin halkı, geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin miydiler?

(Araf 97)

Bekir Sadak Meali:

Kasabalarin halki, geceleyin uyurlarken azabimizin kendilerine gelmesinden guvende miydiler?

(Araf 97)

Besim Atalay Meali:

Şehirlerde bulunanlar, bizim azabımızın geceleyin gelip, çatacağına karşı emniyette imiydiler?

(Araf 97)

Celal Yıldırım Meali:

Kasabalar halkı geceleyin uykuda iken azabımızın (ansızın) kendilerine gelmesinden güvende midirler?

(Araf 97)

Cemal Külünkoğlu Meali:

O halde, hangi toplumun insanları, azabımızın, geceleyin onlar uykudayken ansızın başlarına gelmeyeceğinden emin olabilir?

(Araf 97)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kentlerin halkı, geceleyin uyurlarken azabımızın kendilerine gelmesinden güvende miydiler?

(Araf 97)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Memleketlerin halkları geceleyin uyurken kendilerine azabımızın gelmesinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Diyanet Vakfı Meali:

Yoksa o ülkelerin halkı geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Edip Yüksel Meali:

Ülkelerin halkları, azabımızın geceleyin onlar uyurlarken kendilerine gelmeyeceğinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ya şimdi şu köy, kasaba ahalisi geceleyin uyurlarken azabımızın kendilerine baskın halinde gelivermiyeceğinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Elmalılı Yeni Meali:

Şimdi şu köy, kasaba halkı geceleyi uyurlarken, kendilerine azabımızın baskın halinde gelmeyeceğinden emin miydiler?

(Araf 97)

Erhan Aktaş Meali:

O beldelerin halkı, geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Gültekin Onan Meali:

O ülkeler ehli, geceleri uyurken, onlara zorlu azabımızın gelmeyeceğinden güvencede (emin) miydiler?

(Araf 97)

Hakkı Yılmaz Meali:

97-99 Acaba o kentlerin halkı, geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmesinden güvende oldular mı? Yoksa o kentlerin halkı, kuşluk vakti anlamsız işlerle uğraşırlarken onlara azabımızın geleceğinden güvende oldular mı? Öyleyse Allah'ın ince plânından güvende oldular mı? Ziyana uğramış topluluktan başkası Allah'ın ince plânından kendini güvende görmez.

(Araf 97)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Yoksa o belde halkı, gece uyurken azabımızın onlara gelmeyeceğinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Harun Yıldırım Meali:

O ülkelerin halkı geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Hasan Basri Çantay:

O memleketlerin halkı, kendileri geceleyin uyurlarken, azabımızın onlara gelib çatmasından (korkmayıb) emin mi oldu (lar)?

(Araf 97)

Hayrat Neşriyat Meali:

Yoksa o şehirlerin halkı, kendileri uyuyan kimseler iken azâbımızın kendilerine geceleyin gelmesinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Artık kentlerin halkı kendileri uyurken geceleyin 'perişan edişimizin [azabımızın)' kendilerine gelmesinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Hüseyin Atay Meali:

Ülkelerin halkı, uyurlarken, geceleyin, baskınımızın başlarına gelmesinden güvende mi idiler?

(Araf 97)

İbni Kesir Meali:

Kasabaların halkı; kendileri geceleyin uyurlarken, azabımızın onlara gelip çatmasından emin mi oldular?

(Araf 97)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kasaba halkı gece uyurken, ansızın gece vaktinde azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular?

(Araf 97)

İskender Ali Mihr Meali:

Yoksa o ülkelerin halkı şiddetli azabımızın onlara, onlar gece vakti uyurken gelmesinden (gelmemesinden) emin miydiler?

(Araf 97)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İl kişileri ne biliyorlar ki azabımız onları geceleyin uykuda iken gelip çarpmıyacak?

(Araf 97)

Kadri Çelik Meali:

Kasabaların halkı geceleyin uyurlarken, azabımızın kendilerine gelmesinden güvende midirler?

(Araf 97)

Mahmut Kısa Meali:

Peki, şu anda yeryüzünde hüküm süren dünya toplumları, geceleyin uyurlarken azâbımızın ansızın gelip tepelerine çökmeyeceğinden nasıl emîn olabiliyorlar?

(Araf 97)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Rahatça uykuya dalmışken geceleyin, o ülke halkları, ansızın zorlu bir Azabımızın, kendilerine gelip çatmayacağından emin mi oldular?

(Araf 97)

Mehmet Türk Meali:

Acaba (helâk edilen) bu ülkelerin halkları geceleyin uyurlarken kendilerine helâkin gelmesinden hiç emin olabilirler mi?

(Araf 97)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Bu) yerleşimlerin halkı, geceleyin uyurlarken azabımızın gelip çatmasından emniyette midirler?

(Araf 97)

Muhammed Esed Meali:

O halde, artık hangi toplumun insanları, azabımızın, geceleyin daha onlar uykudayken ansızın başlarına kopmayacağından emin olabilirler?

(Araf 97)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Yoksa o ülkelerin halkı, geceleri uyurken, onlara zorlu azabımızın gelmeyeceğinden güvende miydiler?

(Araf 97)

Mustafa Çavdar Meali:

Şimdi o ülkelerin halkı, geceleyin uyurken azabımızın kendilerine ansızın gelip çatmayacağından emin midirler?

Bknz: (7/4)

(Araf 97)

Mustafa Çevik Meali:

97-98 O halde hangi toplum, davetimize sırtını dönmesi halinde, azabımızın onları da geceleyin uykularında ansızın yakalamayacağından emin olabilir. Yahut gündüzün iş güçle oyalanıp dururken azabımızın gelip çatmayacağını bilebilir?

(Araf 97)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Şu halde bu ülkelerin insanları, azabımızın gece vakti onlar uykudayken ansızıp gelip çatmayacağından emin olabilirler miydi?

(Araf 97)

Osman Okur Meali:

Yoksa o ülkelerin halkı geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ya o beldeler ahalisi, geceleyin uyurlarken azabımın kendilerine gelmesinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Ömer Öngüt Meali:

Yoksa o memleketlerin halkı geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelemeyeceğinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Ömer Sevinçgül Meali:

Şu toplumun insanları, geceleyin uyurlarken baskınımız kendilerine gelmeyecek diye güvende olabilirler mi!

(Araf 97)

Sadık Türkmen Meali:

O ülkeler halkı geceleyin uyuyorlar iken, zorlu azabımızın kendilerine gelmeyeceğinden emin midirler?

(Araf 97)

Seyyid Kutub Meali:

Acaba o ülkelerin halkları geceleyin uyurlarken başlarına azabımızın gelmeyeceğinden emin midirler?

(Araf 97)

Suat Yıldırım Meali:

Peki o ülkelerin ahalisi, geceleyin uyurlarken satvetimizin kendilerine baskın halinde gelivermesinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Süleyman Ateş Meali:

Peki (o) ülkelerin halkı, geceleyin uyurlarken azabımızın kendilerine gelmeyeceğinden emin midirler?

(Araf 97)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bu gibi kentlerin ahalisi gece uykuda iken baskınımıza uğramayacaklarından emin midirler?

(Araf 97)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(97-98) Hangi toplum geceleyin uyurken veya gündüz vakti işlerine dalmışken azabımızın başına inmeyeceğinden emin olabilir?

(Araf 97)

Şaban Piriş Meali:

(97-99) Ülkelerin halkı, azabımızın geceleyin, onlar uykuda iken başlarına gelmeyeceğinden emin midir? Ya da ülkelerin halkı azabımızın güpegündüz onlar eğlencede iken başlarına gelmeyeceğinden emin midir? Allah'ın tuzağından emin midirler? Allah'ın tuzağından mahvolmuş toplumdan başkası asla emin olmaz.

(Araf 97)

Talat Koçyiğit Meali:

Peki, o ülkelerin halkı, geceleyin uyurlarken, azabımızın kendilerine gelip çatmayacağından emin mi idiler ki?

(Araf 97)

Tefhimul Kuran Meali:

O ülkeler halkı, geceleri uyurken, onlara zorlu azabımızın gelmeyeceğinden güvende miydiler?

(Araf 97)

Ümit Şimşek Meali:

Yoksa o beldelerin ahalisi, gece vakti onlar uyurken azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular?

(Araf 97)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O kentlerin halkı, uyudukları bir sırada, şiddetimizin bir gece kendilerine gelmeyeceğinden emin mi idiler?

(Araf 97)