7. Araf Suresi / 4.ayet

Biz nice uygarlıkları helak ettik. Kahredici azabımız, onlara gece ya da öğle vakti uyurlarken gelip çattı.

Bknz: (6/6)(6/47)(11/100)»(11/101)(19/98)(28/58)

Mustafa Çavdar Meali

Araf 4 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Biz nice şehirler helak etmişiz ki azabımız gelip çattığı zaman ya geceydi; halk, uykuya dalmıştı, yahut da gündüzdü, öğle uykusundaydı, dinlenmedeydi.

(Araf 4)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Biz (elçilerimize düşmanlık eden) nice ülkeleri helak edip batırdık. Geceleri uyurlarken ya da gündüzün dinlenirlerken Bizim zorlu azabımız onlara gelip-yakalayıp (yıkıma uğrattı).

(Araf 4)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bize ve elçilerimize baş kaldıran topluluklardan nicesini, gece vakti veya güpegündüz dinlenirken, ansızın gelip çatan cezamızla yok etmişizdir.

(Araf 4)

Adem Uğur Meali:

Nice memleketler var ki biz onları helâk ettik. Azabımız onlara geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken geldi.

(Araf 4)

Ahmet Hulusi Meali:

Nice şehirlerdeki toplulukları helak ettik; gece veya gündüz uykusu içindeyken, azabımız onlara geldi!

(Araf 4)

Ahmet Tekin Meali:

Nice memleketler helâk ettik. Azâbımız onlara, geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken, uyurlarken geldi.*

(Araf 4)

Ahmet Varol Meali

Biz nice kasabaları helak ettik. Onlara azabımız ya gece vakti veya gündüz uykusuna yattıkları sırada ulaştı.

(Araf 4)

Ali Bulaç Meali:

Biz nice ülkeleri yıkıma uğrattık. Geceleri uyurlarken ya da gündüzün dinlenirlerken bizim zorlu azabımız onlara geliverdi.

(Araf 4)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Biz nice memleketler halkını helâk ettik ki, onlara azâbımız, gece yatarlarken, yahut gündüz istirahat ederlerken gelmişti.

(Araf 4)

Ali Rıza Sefa Meali:

Nice kentleri yıkıma uğrattık; gece zamanı veya gündüz dinlenirken cezamız onlara geldi.

(Araf 4)

Ali Ünal Meali:

(Uyarılara kulak asmayan) nice memleketleri helâk ettik ve zorlu baskınımız, onların başında (en gafil oldukları anlarda) ya gece uykusu ya da gündüz uykusu esnasında birden patlayıverdi.

(Araf 4)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Nice şehirleri helak ettik. Onlar gece uyurlarken veya gündüz öğlen uykusunda iken azabımız onlara geldi.

(Araf 4)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Nice memleketler var ki biz onları helak ettik. Azabımız onlara geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken geldi.

(Araf 4)

Bekir Sadak Meali:

Biz nice kasabalari yok etmisizdir; geceleyin veya gunduz uykularinda iken baskinimiza ugramislardir.

(Araf 4)

Besim Atalay Meali:

Biz nice şehirleri yok eylemişiz, azabımız gece uyurlarken, ya da, gündüzleyin dinlenirlerken gelip çatmıştı

(Araf 4)

Celal Yıldırım Meali:

Nice kasabaları bitik hale getirip yok etmişizdir ki, kahredici azabımız geceleyin veya öğle sıcağında dinlenirlerken onlara gelivermiştir.

(Araf 4)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Biz nice kentleri (yaptıkları yüzünden) yok ettik. Azabımız, onları, ya (Lut kavminde olduğu gibi) geceleyin ya da (Şuayip kavmindeki gibi) öğle uykuları sırasında yakalayıverdi.

(Araf 4)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Biz nice kentleri yok etmişizdir; geceleyin veya gündüz uykularında iken baskınımıza uğramışlardır.

(Araf 4)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Nice memleketleri helak ettik. Onlara azabımız gece uykusuna dalmışken, yahut gündüz istirahat halinde iken gelmişti.

(Araf 4)

Diyanet Vakfı Meali:

Nice memleketler var ki biz onları helâk ettik. Azabımız onlara geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken geldi.  *

(Araf 4)

Edip Yüksel Meali:

Yok ettiğimiz nice topluluklar, uyurlarken yahut gündüzün işlerine dalmış haldeyken azabımız kendilerine ulaştı.

(Araf 4)

Elmalılı Orjinal Meali:

Biz nice memleket helak etmişizdir ki gece yatarlarken yahud gündüz uyurlarken baskınımız ona gelivermiştir

(Araf 4)

Elmalılı Yeni Meali:

Biz, nice memleketler helak etmişizdir ki, onlara baskınımız gece yatarlarken veya gündüz uyurken gelmiştir.

(Araf 4)

Erhan Aktaş Meali:

Biz, nice kentleri yok ettik. Gece uyurlarken veya gündüz uykusundayken[1] onlara azabımız gelip çattı.

1)Öğlen uykusu.

(Araf 4)

Gültekin Onan Meali:

Biz nice ülkeleri (veya toplulukları) yıkıma uğrattık. Gece uyurlarken ya da gündüz dinlenirlerken bizim zorlu azabımız onlara geliverdi.

(Araf 4)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve Biz nice kentleri değişime, yıkıma uğrattık. Azabımız onlar gece uyurlarken yahut gündüz dinlenirlerken onlara gelivermişti.

(Araf 4)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Helak ettiğimiz nice belde vardır ki gece uyurken veya gündüz uykusunda azabımız onlara gelmiştir.

(Araf 4)

Harun Yıldırım Meali:

Biz nice yurtları helak etmişizdir ki, geceleyin ya da onlar gündüz uyurlarken azabımız onlara geliverdi.

(Araf 4)

Hasan Basri Çantay:

Biz nice memleketler (ehalisin) i helak etdik. Öyle ki (kah) geceleyin, kah onlar kaylule ederlerken azabımız gelib çatdı onlara.

(Araf 4)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hâlbuki nice şehirler var ki onları helâk ettik de azâbımız kendilerine geceleyin veya onlar (o memleketin halkı) kaylûlede (gündüz uykusunda) olan kimseler iken gelivermiştir.

(Araf 4)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kent[ler]den kaç tanesini helak ettik! Kederimiz(azabımız), ona [halkına¹] geceleyin hemde kendileri öğlen dinlenmekte iken geldi.

(Araf 4)

Hüseyin Atay Meali:

Biz nice kentleri yok etmişizdir. Geceleyin veya gündüzün uykularında iken baskınımız onlara geliverdi.

(Araf 4)

İbni Kesir Meali:

Nice kasabalar vardır ki; Biz, onları helak etmişizdir. Geceleyin uyurken, öğleyin dinlenirken, baskınımız gelip çattı onlara.

(Araf 4)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz, nice kasabaları yok ettik. Onlar gece yataklarında veya gündüz öğle vaktinde dinlenirken, azabımız onlara gelmişti.

(Araf 4)

İskender Ali Mihr Meali:

Ülkelerden nicesini (kaç tanesini) helâk ettik. Artık azabımız onlara geceleyin veya onlar öğle uykusu uyurken geldi.

(Araf 4)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Biz nice kentleri yokettik. Azabımız onları ya geceleyin ya da gündüz uykuda iken gelip bastırmıştır.

(Araf 4)

Kadri Çelik Meali:

Biz nice ülkeleri yok etmişizdir; azabımız onlara, geceleyin ya da öğlen vakti uyurlarken geliverdi.

(Araf 4)

Mahmut Kısa Meali:

Oysa Biz, emrimize başkaldıran nice toplumları helâk ettik; geceleyin uyurlarken yâhut gündüz vakti dinlenirlerken, azâbımız ansızın başlarına çöküvermişti!

(Araf 4)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Azabımız onlara gece uyurken veya gündüz istirahatte yakalayıvermiştir Rahat halleri devam ederken nice ülkeleri helak edip yok etmişizdir.

(Araf 4)

Mehmet Türk Meali:

Biz (halkı zâlim olan) nice ülkeleri helâk ettik. Bizim azabımız onlara, ya gece uyurlarken1 ya da gündüz uyurlarken,2 ansızın geliverdi.*

(Araf 4)

Muhammed Celal Şems Meali:

Biz nice yerleşimleri helâk ettik. Azabımız, geceleyin veya öğleyin uykularındayken, onlara gelip (çattı.)

(Araf 4)

Muhammed Esed Meali:

Biz (baş kaldıran) topluluklardan nicesini, gece vakti ya da güpegündüz dinlenirken ansızın gelip çatan cezamızla yok etmişizdir.

(Araf 4)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Biz nice ülkeleri yıkıma uğrattık. Geceleri uyurlarken ya da gündüzün dinlenirlerken bizim zorlu azabımız onlara ulaşıverdi.

(Araf 4)

Mustafa Çavdar Meali:

Biz nice uygarlıkları helak ettik. Kahredici azabımız, onlara gece ya da öğle vakti uyurlarken gelip çattı.

Bknz: (6/6) - (6/47) - (11/100)»(11/101) - (19/98) - (28/58)

(Araf 4)

Mustafa Çevik Meali:

Biz uyarılarımızı ve öğütlerimizi dikkate almayan nice toplulukları gazabı mızla helak ettik. Azabımız onlardan bazılarına gecenin bazılarına da gündüzün bir vaktinde gelip çatmıştır.

(Araf 4)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Biz nice (asi) toplulukları helak etmişizdir; kahredici gazabımız bir gece vakti ya da gün ortasında dinlenirken gelip çatıvermiştir.

(Araf 4)

Osman Okur Meali:

Biz nice kentleri (yaptıkları yüzünden) yok ettik. Azabımız, onları, ya (Lut kavminde olduğu gibi) geceleyin ya da (Şuayip kavmindeki gibi) öğle uykuları sırasında yakalayıverdi.

(Araf 4)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Bir nice ülkeyi helâk ettik ki, onlara azabımız gece yatarlarken veya gündüzün ortasında uyurlarken gelip çatmıştır.

(Araf 4)

Ömer Öngüt Meali:

Nice memleketler var ki biz onları helâk ettik. Azabımız onlara geceleyin veya gündüz uykularında iken geldi.

(Araf 4)

Ömer Sevinçgül Meali:

Biz nice toplumları helak ettik. Baskınımız onlara ya geceleyin yatarlarken ya da gün ortasında uyurlarken geldi.

(Araf 4)

Sadık Türkmen Meali:

BİZ kentlerden nicelerini helâk ettik! Azabımız onları gece yatarlarken/uyurlarken veya gündüz daldıkları an yakalayıverdi!

(Araf 4)

Seyyid Kutub Meali:

Biz nice kentleri yokettik. Azabımız, onları, ya geceleyin ya da öğle uykuları sırasında yakalayıverdi.

(Araf 4)

Suat Yıldırım Meali:

Biz nice ülkeler imha ettik ki ya gece uyurlarken, yahut gündüz yatarlarken baskınımız onlara gelivermişti.

(Araf 4)

Süleyman Ateş Meali:

Nice kent(ler)i helak ettik; gece yatarlarken, yahut gündüz uyurlarken, azabımız onlara geliverdi.

(Araf 4)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Biz nice kentleri etkisiz (yaşanmaz) hale getirdik. Baskınımız onlara, ya geceleyin ya da gündüz uykusunda[1] iken gelmiştir.

1)Bkz: Yunus 10/50

(Araf 4)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Biz nice toplumu yok ettik. Azabımız onları, gece veya gündüz dinlenirlerken yakalayıverdi.

(Araf 4)

Şaban Piriş Meali:

Nice memleketler helak ettik. Kahredici azabımız, onlara gece ya da öğle vakti uyurlarken gelip çattı.

(Araf 4)

Talat Koçyiğit Meali:

Biz nice ülke helak etmişizdir. Azabımız onlara ya geceleyin, ya da gündüz, onlar kaylûlet (öğle uykusu) halinde iken gelip çatmıştır.

(Araf 4)

Tefhimul Kuran Meali:

Biz nice ülkeleri yıkıma uğrattık. Geceleri uyurlarken ya da gündüzün dinlenirlerken bizim zorlu azabımız onlara geliverdi.

(Araf 4)

Ümit Şimşek Meali:

Biz nice beldeler helâk ettik ki, azabımız onlara gece yatarlarken veya gündüz uykusunda iken ansızın gelivermişti.

(Araf 4)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Nice yurtları ve medeniyetleri yere batırdık biz. Öyle ki, geceleyin yahut öğle uykusu uyumakta oldukları bir sırada azabımız tepelerine iniverdi.

(Araf 4)