2. Bakara Suresi / 36.ayet

Şeytan oradan ikisinin de ayağını kaydırdı, onları bulundukları yerden çıkardı. Biz de onlara “Hepiniz birbirinize düşman olarak oradan inin, yeryüzünde sizin için bir müddet yerleşme ve geçici bir yararlanma vardır.” dedik.

Bknz: (7/11)»(7/23)(18/50)(35/6)

Mustafa Çavdar Meali

Bakara 36 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Şeytansa oradan onların ayaklarını kaydırdı, onları bulundukları makamdan çıkarıverdi. Dedik ki: Bazınız, bazınıza düşman olarak inin buradan. Bir zamana kadar yeryüzünde oturmanız, oradan rızıklanmanız mukadder.

(Bakara 36)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Fakat şeytan, oradan ikisinin (Hz. Adem ve Havva Annemizin) ayağını kaydırmış ve böylece onları içinde bulundukları (huzurlu ve mutlu durum) dan çıkarmıştı. Biz de: “Haydi, birbirinize düşman olarak (kadın ve erkek birbirleri yüzünden isyana kayıp, sonunda bela ve cezaya uğrayarak) inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir yerleşim ve meta vardır” deyip (cezalarını vermiştik).

(Bakara 36)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ama şeytan orada ikisini de kandırıp ayaklarını kaydırdı da, böylece sahip oldukları konumu yitirmelerine sebep oldu. Bu yüzden biz: “Buradan çıkıp gidin, bundan sonra birbirinize düşman olarak yaşayın sizin için yeryüzünde bir müddet barınacak ve geçinecek bir yer vardır” dedik.

(Bakara 36)

Adem Uğur Meali:

Şeytan onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları (cennetten) onları çıkardı. Bunun üzerine: Bir kısmınız diğerine düşman olarak ininiz, sizin için yeryüzünde barınak ve belli bir zamana dek yaşamak vardır, dedik.

(Bakara 36)

Ahmet Hulusi Meali:

Bundan sonra şeytan onları içinde yaşadıkları (boyuttan) kaydırttı. Biz de dedik ki: "Bir kısmınız diğerine (ruh ve beden) düşman olarak inin. Sizin (ve nesliniz) için bir süre arzda (beden boyutu şartlarında) yaşam ve belli bir süre oradan yararlanma söz konusudur. "

(Bakara 36)

Ahmet Tekin Meali:

Şeytan, Âdem ile eşini Cennetten uzaklaştırmak için, onları kusur işlemeye sevk etti. Bulundukları konumdan, Cennet nimetleri ve imkânları içinden onları çıkardı. Bunun üzerine: “Buradan ilişiğinizi keserek yeryüzüne göç edin. Birbirinize düşmanlığınız devam edecek. Yeryüzünde bir vakte kadar sizin için bir yaşama yeri, bir barınak ve kısmetiniz, nasibiniz var." dedik.

(Bakara 36)

Ahmet Varol Meali

Ancak şeytan her ikisinin de ayağını oradan kaydırdı ve kendilerini içinde bulundukları yerden çıkarttı. Biz de: "Birbirlerinize düşman olarak oradan inin. Yeryüzünde sizin için bir yerleşme yeri ve belli süreye kadar geçiminizi sağlayacak varlık verilecektir" dedik.

(Bakara 36)

Ali Bulaç Meali:

Fakat Şeytan, oradan ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde bulundukları (durum)dan çıkardı. Biz de: "Kiminiz kiminize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir yerleşim ve meta vardır" dedik.

(Bakara 36)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Nihayet onları (Âdem ile Havvâ'yı) Şeytan (bir desise ile) Cennetten kaydırdı ve içinde bulundukları nimetten onları çıkardı. Biz de: “- Biri-birinize düşman olarak buradan (yere) inin. Yeryüzünde sizin için bir vakte (ömrünüzün sonuna) kadar yerleşmek ve menfaatlenmek vardır.” demiştik.

(Bakara 36)

Ali Rıza Sefa Meali:

Bunun üzerine, şeytan ayaklarını kaydırarak, bulundukları yerden çıkardı. Biz de şöyle dedik: "Birbirinize düşman olarak inin! Belirli bir zamana dek, yeryüzünde sizin için bir yerleşim ve geçinme vardır!"

(Bakara 36)

Ali Ünal Meali:

(Kibir ve gururuna yenik düşerek Allah’ın emrine isyanla küfrünü ortaya koyan ve hem İlâhî huzur ve rahmetten, hem de cennetten kovulup insana da düşman kesilen) şeytan, (daha önce kendisine karşı uyarmamıza rağmen Âdem’e ve eşine yasaklanmış ağaçtan tattırarak) ayaklarını kaydırdı ve onları içinde bulundukları halden ve yerden çıkardı. Biz de, “İnin, artık kiminiz kiminize düşmansınız (ve böyle bir hayat süreceksiniz. Zaten içindeki her şey sizin için yaratılmış bulunan ve orada hilâfetiniz takdirim olan) yeryüzünde belli bir süreye kadar mesken tutup kalacak ve oradan tam yararlanacaksınız.” dedik.

(Bakara 36)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Bunun üzerine şeytan, onların ayağını o cennetten kaydırdı. Bulundukları ortamdan onları çıkardı. Biz de “Birbirinize düşmanlar olarak buradan inin! Belli bir müddete kadar yeryüzünde sizin için bir karargâh ve faydalanma vardır” dedik.

(Bakara 36)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Bunun üzerine şeytan, onları bulundukları yerden kaydırıp çıkardı. Biz de, "Birbirinize düşman olarak oradan ininiz ve yeryüzünde belli bir zamana kadar ikamet edip yaşayacaksınız" dedik.

(Bakara 36)

Bekir Sadak Meali:

Seytan oradan ikisinin de ayagini kaydirtti, onlari bulunduklari yerden cikardi, onlara «Biribirinize dusman olarak inin, yeryuzunde bir muddet icin yerlesip gecineceksiniz» dedik.

(Bakara 36)

Besim Atalay Meali:

Hemen şeytan onların, kaydırdı ayakların, oldukları halden uzaklaştırdı, biz de dedik onlara: «Aşağıya ininiz, düşmansınız artık birbirinize, bir zamana değin yer yüzünde sizin için, durakla, metah bulunur»

(Bakara 36)

Celal Yıldırım Meali:

(Ne var ki) Şeytan onları oradan kaydırdı; ikisini de içinde bulundukları şeyden (sonsuz nimetlerden) çıkardı. (Bunun üzerine) Biz de (bundan böyle) kiminiz kiminize düşman olarak (oradan yeryüzüne) inin. Sizin için yeryüzünde (belli) bir süreye kadar bir karargâh ve yararlanacağınız şey (ler) vardır, dedik.

(Bakara 36)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Ama şeytan (cennette ebedi kalmak istiyorsanız bu ağaçtakinden yiyin diyerek) ikisini de içinde bulundukları yerden (cennetten) çıkardı (ve böylece sahip oldukları konumu yitirmelerine sebep oldu). Bunun üzerine biz de: “(Şeytana uyduğunuz için onunla) birbirinize düşman olarak (ve imtihan dünyasının zorluklarını kabullenerek yeryüzüne) inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre (ömrünüzün sonuna kadar) ikamet etme ve yararlanma vardır” dedik. *

(Bakara 36)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Şeytan oradan ikisinin de ayağını kaydırttı, onları bulundukları yerden çıkardı, onlara "Birbirinize düşman olarak inin, yeryüzünde bir müddet için yerleşip geçineceksiniz" dedik.

(Bakara 36)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Derken, şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı. Bunun üzerine biz de, "Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre barınak ve yararlanma vardır" dedik.

(Bakara 36)

Diyanet Vakfı Meali:

Şeytan onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları (cennetten) onları çıkardı. Bunun üzerine: Bir kısmınız diğerine düşman olarak ininiz, sizin için yeryüzünde barınak ve belli bir zamana dek yaşamak vardır, dedik.

(Bakara 36)

Edip Yüksel Meali:

Şeytan, onları oradan kaydırıp bulundukları yerden çıkarttı. Nihayet, 'Birbirinize düşman olarak aşağı inin. Yeryüzünde belli bir süre kalıp yaşayacaksınız,' dedik.

(Bakara 36)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bunun üzerine Şeytan onları oradan kaydırdı, ikisini de bulundukları naz-ü naimden çıkardı, biz de haydi dedik bazınız bazınıza düşman olarak inin ve size yerde bir zamana kadar bir karar ve bir nasip alma var

(Bakara 36)

Elmalılı Yeni Meali:

Bunun üzerine şeytan onları oradan kaydırdı, ikisini de bulundukları o bolluk içindeki yerden çıkardı. Biz de: "Haydi kiminiz kiminize düşman olarak inin ve yerde bir zamana kadar kalıp nasibinizi alacaksınız." dedik.

(Bakara 36)

Erhan Aktaş Meali:

Fakat şeytan onları, oradan kaydırdı. Böylece ikisini de içinde bulundukları durumdan çıkardı. Biz de: "Birbirinize düşman olarak inin.[1] Yeryüzü, belli bir süreye kadar size barınak ve geçinme yeri olacak." dedik.

1)"İhbitu", sözcüğü "inin" anlamına gelmektedir. Ancak bu inme, yüksek bir yerden alçak bir yere inmek anlamında değil, iyi bir konumdan, kötü bir konuma inmektir. Değerde azalmayı ifade etmektedir. Ayette, "köyden şehre inmek" deyimindeki "inme" anlamındaki inmeden, yani "yer değişikliğinden" söz edilmektedir. Güzel bir mekandan ayırıp, kötü bir mekana gönderilmek kast edilmiştir. Dolayısıyla "Cennet'ten dünyaya inmek" şeklinde anlam verilmesi doğru değildir. "İhbitu/inin sözcüğünün bu anlamda kullanıldığını, bu surenin 61. ayetinde de görmekteyiz. Sözcük, söz konusu ayette, "Mısır'a inin." şeklinde yer almaktadır.

(Bakara 36)

Gültekin Onan Meali:

Şeytan, onları oradan kaydırıp bulundukları yerden çıkarttı. Nihayet, "Birbirinize düşman olarak aşağı inin. Yeryüzünde belli bir süre kalıp yaşayacaksınız" dedik.

(Bakara 36)

Hakkı Yılmaz Meali:

Bunun üzerine şeytân; İblis/düşünce yetisi onları oradan kaydırdı, içinde bulundukları ortamdan çıkardı. Ve Biz, “Birbirinize düşman olarak inin, orada belirli bir vakte kadar sizin için bir karar yeri ve bir yararlanma vardır” dedik.

(Bakara 36)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şeytan onların ayağını (cennetten) kaydırdı ve onları bulundukları yerden çıkardı. (Allah) dedi ki: “(Oradan) birbirinize düşmanlar olarak (dünyaya) inin. Sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir karar (yerleşip yaşamak) ve (yeryüzünün nimetlerinden) faydalanma vardır.”

(Bakara 36)

Harun Yıldırım Meali:

Bunun üzerine, şeytan o ikisini oradan kaydırdı ve onları bulundukları yerden çıkarttı. Dedik ki: “Kiminiz kiminize düşman olarak inin.Yeryüzünde sizin için belli bir vakte kadar yerleşim yeri ve geçimlik vardır.”

(Bakara 36)

Hasan Basri Çantay:

Bunun üzerine Şeytan onları (n ayağını) oradan kaydırıp içinde bulunduklarından (onun ni'metlerinden) onları çıkarıvermiş (mahrum edivermiş) di. Biz de: "Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yer yüzünde sizin için bir vakta (ömrünüzün sonuna) kadar durak ve faidelenecek şey vardır" demişdik.

(Bakara 36)

Hayrat Neşriyat Meali:

Derken şeytan onları(n ayaklarını) oradan kaydırdı da içinde bulundukları şeyden (o ni'metten) onları çıkardı. Bunun üzerine (biz onlara) şöyle dedik: “(Ey Âdem, Havvâ ve Şeytan!) Birbirinize düşman olarak inin!(3) Artık sizin için yeryüzünde bir zamâna kadar bir yerleşme ve bir faydalanma vardır.”*

(Bakara 36)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Akabinde şeytan o ikisini ondan yana kaydırdı/yanılttı, ardından o ikisini bulundukları [konum]dan çıkarttı. "Birbirinize birer düşman olarak inin! Yerde [dünyada] sizin için bir barınma yeri ve bir süreye kadar bir geçim vardır." dedik.

(Bakara 36)

Hüseyin Atay Meali:

Şeytan ikisinin ayağını da oradan kaydırdı ve onları bulundukları yerden çıkardı. Biz de "Birbirinize düşman olarak inin, yeryüzünde sizin için yerleşecek bir yer ve bir süreye kadar gönenç vardır" dedik.

(Bakara 36)

İbni Kesir Meali:

Nihayet şeytan onları cennetten kaydırdı. Onları bulundukları yerden çıkardı. Biz de: Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde sizin için bir zamana kadar yerleşim ve faydalanma vardır, dedik.

(Bakara 36)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sonra şeytan, yasak ağaçla o ikisinide ayarttı ve içinde oldukları bahçeden ikisini çıkarttı. Bizde “Kiminiz kiminize düşmanlar olarak inin oradan, sizin için yeryüzünde belirli bir süreye kadar kalmak vardır” dedik.

(Bakara 36)

İskender Ali Mihr Meali:

Fakat şeytan, ikisinin (ayağını) oradan kaydırdı. Böylece ikisini de içinde oldukları şeyden (ni’metten) çıkardı. Ve: “Birbirinize düşman olarak (dünyaya) inin. Sizin için (belli) bir zamana kadar yeryüzünde oturma ve faydalanma (geçimini temin etme) vardır.” dedik.

(Bakara 36)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Derken Şeytan her ikisinin de oradan ayağını kaydırdı. Her ikisini de yerlerinden etti. Bunun üzerine Biz de buyurduk: «Biribirinize düşman olarak buradan gidin. Yeryüzünde sağ oldukça barınacak yer, geçinecek nesne vardır.»

(Bakara 36)

Kadri Çelik Meali:

Şeytan oradan ikisini de kaydırdı ve bulundukları yerden çıkardı. Onlara, “Birbirinize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir zamana kadar bir yerleşim ve meta vardır” dedik.

(Bakara 36)

Mahmut Kısa Meali:

Derken şeytan, nurdan bir örtü ile gözlerden gizlenmiş olan mahrem yerlerini açıp kendilerine göstermek ve böylece şehvet duygularını kamçılayıp onları günaha sürüklemek için, Âdem ile Havvâ’nın kalbine vesvese vererek dedi ki: “Rabb’inizin size bu meyveyi yasaklamasının tek sebebi, tanrısal güçlere sahip birer melek veya sonsuz bir hayat sahibi olacağınızdan endişe duymasıdır. Allah adına and içerim ki, bunu sırf sizin iyiliğiniz için yapıyorum!” (7. Ârâf: 20, 21) Böylece, onları aldatarak yasak ağaçtan yemelerine, bunun sonucunda da cennetten çıkmalarına sebep oldu. Biz de “Birbirinize düşman olarak inin yeryüzüne. Artık hayat yeryüzünde, oraya yerleşecek ve belli bir süreye kadar orada yaşayacaksınız!” dedik.

(Bakara 36)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Rağbet göstererek şeytan, onların ayaklarını kaydırdı. Onların bulundukları eşsiz, Ayrıcalıklı makamdan çıkarıverdi. Biz de onlara: "Birbirinize düşman olarak inin Buradan" dedik. "Size yeryüzünde belli bir müddet yerleşim ve bir meta vardır."

(Bakara 36)

Mehmet Türk Meali:

Fakat şeytan, ikisinin ayağını birden oradan kaydırdı1 ve onları, içerisinde bulundukları yerden çıkardı. Biz de: “Haydi! (Şeytan ile) siz, birbirinize düşman olarak2 yeryüzünde belirli bir süreye kadar barınmak ve geçinmek üzere oradan inin.” dedik.*

(Bakara 36)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Ondan sonra) Şeytan, (o ağaç yüzünden) onları (yerlerinden) kaydırdı ve içinde bulundukları (durumdan) çıkardı. Onlara, “Çıkın buradan! (Artık) birbirinize düşmansınız ve (unutmayın ki, belli) bir süreye kadar yeryüzünde kalmanız ve geçiminizi sağlamanız (mukadderdir,)” dedik.

(Bakara 36)

Muhammed Esed Meali:

Ama Şeytan orada ikisini de yoldan çıkardı ve böylece sahip oldukları konumu yitirmelerine sebep oldu. Bu yüzden Biz: "İnin, (bundan böyle) kiminiz kiminize düşman olarak yaşayın ve yeryüzünü bir müddet için mesken edinip orada geçiminizi sağlayın!" dedik.

(Bakara 36)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ne var ki Şeytan, ayaklarını kaydırdı da onları içinde bulundukları yerden çıkardı. Biz de şöyle buyurduk; "Kiminiz kiminize düşman olarak aşağıya inin. Sizin yeryüzünde kalmanız ve geçici bir süre oradan yararlanmanız gerekmektedir."

(Bakara 36)

Mustafa Çavdar Meali:

Şeytan oradan ikisinin de ayağını kaydırdı, onları bulundukları yerden çıkardı. Biz de onlara "Hepiniz birbirinize düşman olarak oradan inin, yeryüzünde sizin için bir müddet yerleşme ve geçici bir yararlanma vardır." dedik.

Bknz: (7/11)»(7/23) - (18/50) - (35/6)

(Bakara 36)

Mustafa Çevik Meali:

36-38 Bir süre sonra her ikisi de şeytanın telkinine, uydurduğu yalanına kanıp o yasağı çiğnediler. Bu yüzden Allah da onları cennetten çıkardı. Çıkarırken de onlara, “Şeytan ve siz birbirinize düşman olarak buradan çıkıp gidin, yeryüzünü bir süreliğine mesken edinin, sonra da size içinizden nasıl yaşamanız gerektiğini bildiren peygamberler ve kitaplar göndereceğim. Kim onlarla davet olunduğu nizam ile ahlaka uygun yaşarsa, dünyada ve âhirette mahzun olmayacak.” dedi. Âdem şeytanın tuzağına düşerek Allah’ın koyduğu yasağı çiğnemiş olmanın pişmanlığı ile kıvranıp dururken, bir yandan da af dilemeye çalışıyor ve nasıl bağışlanabileceğini bilemiyordu. Onun yürekten pişmanlığını gören Allah, kendisine hangi sözlerle yönelip tevbe ederek af dilemesi gerektiğini öğretti. Derken Âdem Rabbinden öğrendiği kelimelerle O’na yönelip, bağışlanma diledi. Böylece Allah onun tevbesini kabul etti, çünkü O çok şefkatli, merhametli ve tevbe edip, yürekten Rablerine yönelenleri bağışlayıcıdır.

(Bakara 36)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Fakat Şeytan onların ayaklarını kaydırdı, böylece sahip oldukları müstesna konumdan uzaklaştırdı. Ve Biz dedik ki: "Birbirinize düşman olarak çıkıp gidin! Zira yeryüzünde, geçici bir hayat alanı ve tadımlık bir haz sizi bekliyor!"

(Bakara 36)

Osman Okur Meali:

Şeytan ikisini(n de ayağını) oradan kaydırdı, böylece; (her) ikisinide bulundukları yerden çıkar(ılmasını sağla)dı. Biz de dedik: “(Konakladığınız yerden) birinizin, diğerinize yapabileceği düşmanlığa dikkat ederek çıkın.” Yeryüzünde sizin için bir süre yerleşim ve bir süreye kadar da geçim vardır

(Bakara 36)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

İmdi, Şeytan Âdem ile Havva'yı cennetten kaydırdı. Oradaki nîmetlerden çıkarıp uzaklaştırdı. Biz de dedik ki: «Bâzınız bâzınıza düşman olmak üzere yeryüzüne ininiz, sizin için yer yüzünde bir vakte kadar bir karar ve bir nasip vardır.»

(Bakara 36)

Ömer Öngüt Meali:

Ne var ki şeytan ayaklarını kaydırıp onları oradan uzaklaştırmış, içinde bulundukları yerden çıkarmıştı. Bunun üzerine biz de: “Birbirinize düşman olarak inin! Sizin için yeryüzünde bir müddet yerleşmek ve geçinmek vardır. ” dedik.

(Bakara 36)

Ömer Sevinçgül Meali:

Derken, şeytan onları kandırıp oradan kaydırdı. Her ikisini de bulundukları yerden çıkardı. Biz de, “Kiminiz kiminize düşman olarak inin oradan! Belirli bir zamana kadar yeryüzünde kalacak, hayatınızı orada sürdüreceksiniz” dedik.

(Bakara 36)

Sadık Türkmen Meali:

Şeytan (İblis) ikisini(n de ayağını) oradan kaydırdı, böylece; (her) ikisini(n) de bulundukları yerden çıkar(ılmasını sağla)dı. Biz de dedik: “(Konakladığınız yerden) birinizin, diğerinize yapabileceği düşmanlığa dikkat ederek inin.” Arzda/yeryüzünde sizin için bir süre yerleşim ve bir süreye kadar da geçim vardır.

(Bakara 36)

Seyyid Kutub Meali:

Fakat Şeytan onların ayaklarını oradan kaydırarak, kendilerini içinde bulundukları nimet yurdundan çıkardı. Biz de dedik ki; «Birbirinize düşman olarak oradan aşağı inin. Yeryüzü belirli bir süreye kadar size barınak ve geçim yeri olacaktır.»

(Bakara 36)

Suat Yıldırım Meali:

Derken Şeytan onların ayaklarını kaydırarak içinde bulundukları nimet yurdundan çıkardı. Biz de: "Haydi, dedik, birbirinize düşman olarak yeryüzüne inin! Siz orada belirli bir süre ikamet edip yararlanacaksınız."

(Bakara 36)

Süleyman Ateş Meali:

Derken şeytan onlar(ın ayağın)ı oradan kaydırdı, içinde bulundukları (ni'met yurdu)ndan çıkardı. (Biz de) dedik ki: "Birbirinize düşman olarak inin. Sizin, yeryüzünde kalıp bir süre yaşamanız lazımdır."

(Bakara 36)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sonra Şeytan, o ağaç yüzünden ayaklarını kaydırdı da onları bulundukları yerden çıkardı. Onlara şöyle dedik: "İnin oradan! Biriniz diğerinin hakkına göz dikecek.[1] Sizin için bu topraklarda yerleşecek yer ve bir süreye kadar geçineceğiniz şeyler bulunacaktır".

1) Kelimenin kökü olan adv =عدو, sınırı aşmak ve uyumsuzluk demektir (Müfredat). Şeytan insana muhaliftir. Muhalefet karı-koca arasında da olduğu için Allah Teala bunun normal karşılanmasını istemiştir.

(Bakara 36)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Ama şeytan onları kandırarak bulundukları yerden çıkardı. Biz de: "Birbirinize düşman olarak oradan inin. Yeryüzüne yerleşip bir süre orada geçineceksiniz" dedik.

(Bakara 36)

Şaban Piriş Meali:

Şeytan oradan ikisinin de ayağını kaydırdı, onları bulundukları yerden çıkardı. Biz de onlara: -Birbirinize düşman olarak inin, yeryüzünde bir müddet için yerleşip geçineceksiniz, dedik.

(Bakara 36)

Talat Koçyiğit Meali:

Ne var ki şeytan, onları oradan uzaklaştırmış ve içinde bulundukları (o rahat) durumdan çıkartmıştı. Biz de onlara, "birbirinize düşman olarak inin; yeryüzünde (belirli) bir zamana kadar, sizin için yerleşebileceğiniz bir mekân ve geçinebileceğiniz bir nimet bulunacaktır" demiştik.

(Bakara 36)

Tefhimul Kuran Meali:

Fakat Şeytan, oradan ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde bulundukları durumdan çıkardı. Biz de: «Kiminiz kiminize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir yerleşim ve meta vardır» dedik.

(Bakara 36)

Ümit Şimşek Meali:

Derken Şeytan, ayaklarını kaydırdı da onları bulundukları yerden çıkardı. Biz de “İnin aşağı,” dedik. “Artık birbirinize düşman olarak yaşayacaksınız. Yeryüzünde sizin için belirli bir vakte kadar bir yerleşim ve bir nasip vardır.”

(Bakara 36)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunun üzerine şeytan onların ayaklarını kaydırdı da onları içinde bulundukları yerden çıkardı. Biz de şöyle buyurduk: "Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak aşağıya inin. Belli bir süreye kadar yeryüzünde sizin için bir bekleme yeri, bir nimet / bir yararlanma imkanı olacaktır.

(Bakara 36)