2. Bakara Suresi / 75.ayet

Onların size inanmalarını mı umuyorsunuz? Oysa onlardan bir gurup vardır ki Allah’ın kelamını işitirler de düşünüp akıl erdirdikten sonra, bile bile onu tahrif ederler.

Bknz: (27/11)(67/10)

Mustafa Çavdar Meali

Bakara 75 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bunların, size inanıvereceklerini mi umuyor, buna mı tamah ediyorsunuz? İçlerinde bir bölük var ki Allah sözünü duyduktan, akılları o sözleri aldıktan sonra da bilebile değiştirirlerdi o sözleri.

(Bakara 75)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Siz (ey Müslümanlar hâlâ,) onların (Yahudi ve Hristiyanların) size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa onlardan bir bölümü, Allah'ın sözünü işittikten, (iyice algılayıp bunların yararına ve doğruluğuna kanaat getirip) akıl erdirdikten sonra, bile bile onu değiştirip (tahrif ederlerdi).

(Bakara 75)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ey peygamber ve müslümanlar! O kendilerine kitap verilenlerin, size inanacaklarını çok mu istersiniz? Aksine bunların birçoğu Allah'ın kelamını dinler ama, onu anladıktan sonra, bile bile çarpıtırlardı.

(Bakara 75)

Adem Uğur Meali:

Şimdi (ey müminler!) onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa ki onlardan bir zümre, Allah'ın kelâmını işitirler de iyice anladıktan sonra, bile bile onu tahrif ederlerdi.

(Bakara 75)

Ahmet Hulusi Meali:

Şimdi siz ey iman edenler, (genetik geçmişi bu olan Yahudilerin) size inanmalarını mı ümit ediyorsunuz? Oysa onların bir kısmı vardı ki, kelamullahı (Musa'yı) dinler, dediklerini anlar, sonra da bile bile tahrif ederlerdi (değiştirirler başka anlamlara çevirirlerdi).

(Bakara 75)

Ahmet Tekin Meali:

Şimdi onların, Yahudilerin size güveneceklerini, peygamberiniz Muhammed'in peygamberliğini tasdik edeceklerini ümit edebilir misiniz? Onlardan bir grup Allah'ın kelâmını işitiyor. Sonra da, akılları yattığı halde bile bile ekleyerek, çıkararak, değiştirerek, helâli haram, haramı helâl yaparak, ileri gelenlerinden cezaları kaldırarak ilâhî kelâmı tahrif ediyorlar.

(Bakara 75)

Ahmet Varol Meali

Siz onların size inanmalarını mı umuyorsunuz! [12] Oysa onların içinde öyle bir topluluk vardı ki, Allah'ın sözünü duyuyor ve onu iyice kavradıktan sonra bile bile değiştiriyorlardı.*

(Bakara 75)

Ali Bulaç Meali:

Siz (müslümanlar,) onların size inanacaklarını umuyor musunuz? Oysa onlardan bir bölümü, Allah'ın sözünü işitiyor, (iyice algılayıp) akıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı.

(Bakara 75)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ey müminler, Yahûdilerin size inanacaklarını umar mısınız? Halbuki onlardan bir zümre vardı ki, Allah'ın kelâmını (Tevratı) dinlerler ve duyarlardı da, hakkı anladıktan sonra, onu bile bile değiştirirlerdi.

(Bakara 75)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onların, size inanacaklarını mı umut ediyorsunuz? Üstelik onların arasından bir küme, Allah'ın Sözünü duyduktan sonra, Onu anlamalarına karşın, bilerek değiştirirler.

(Bakara 75)

Ali Ünal Meali:

(Ey mü’minler topluluğu! Allah’ın onca nimetlerine rağmen O’na karşı hep vefasızlıkta bulunmuş böyle bir kavmin) size (sizin inanıp onlara da anlattığınız İslâm’a, Kitaba ve Peygamber’e) hemen inanıvereceklerini mi umuyorsunuz? Hele içlerinde bir grup vardı ki, Allah’ın Kelâmı’nı dinlerler, onun gerçekten Allah Kelâmı olduğuna akılları yatar, fakat sonra bile bile onu tahrif ederler, kelimeleri başka manâlara çekip asıl manâlarından saptırırlar ve farklı farklı yorumlara tâbi tutarlardı.

(Bakara 75)

Bahaeddin Sağlam Meali:

(Yahudilerin kalpleri böyle olduktan sonra) siz ey Müslümanlar! Onların, size inanmalarını mı umut ediyorsunuz? Hâlbuki onlardan bir fırka, Allah’ın sözünü işitir, onu anladıktan sonra da bile bile o sözü saptırırlardı. (Onlar ikiyüzlü bir yapıdadırlar.)

(Bakara 75)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Artık onların, size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Onlardan bir zümre vardı ki, Allah'ın kelamını dinlerler ve kavrayıp anladıktan sonra, bile bile onda değişiklik yaparlardı.

(Bakara 75)

Bekir Sadak Meali:

Size inanacaklarini umuyor musunuz? Oysa onlardan bir takimi Allah'in sozunu isitiyor, ona akillari yattiktan sonra, bile bile onu tahrif ediyorlardi.

(Bakara 75)

Besim Atalay Meali:

İstiyor musunuz onlar size inanalar? Onların bir bölüğü Allahın sözünü işitirler de, anladıktan sonra, onu bile bile bozarlar !

(Bakara 75)

Celal Yıldırım Meali:

(Ey Peygamber ve mü'minler! Yahudilerin) size inanmalarını çok mu istiyorsunuz ? Halbuki onlardan bir topluluk Allah'ın Kelâmını (Tevrat'ı) dinlerler, ona akıl erdirdikten sonra onu bile bile tahrif ederlerdi.

(Bakara 75)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Şimdi siz (ey inananlar) onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Aksine, birçoğu Allah'ın kelamını dinler ama onu anladıktan sonra bilerek çarpıtırlar. *

(Bakara 75)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Size inanacaklarını umuyor musunuz? Oysa onlardan bir takımı Allah'ın sözünü işitiyor, ona akılları yattıktan sonra, bile bile onu tahrif ediyorlardı.

(Bakara 75)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Şimdi, bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa içlerinden birtakımı, Allah'ın kelamını dinler, iyice anladıktan sonra, onu bile bile tahrif ederlerdi.

(Bakara 75)

Diyanet Vakfı Meali:

Şimdi (ey müminler!) onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa ki, onlardan bir zümre, Allah'ın kelâmını işitirler de iyice anladıktan sonra, bile bile onu tahrif ederlerdi.

(Bakara 75)

Edip Yüksel Meali:

Onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Halbuki onların bir kısmı, ALLAH'ın sözünü işitip kavradıktan sonra, bile bile onu değiştirirlerdi.

(Bakara 75)

Elmalılı Orjinal Meali:

Şimdi bunların size iman edivereceklerini ümit mi ediyorsunuz? Halbuki bunlardan bir fırka vardı ki Allahın kelamını işitirlerdi de akılları aldıktan sonra onu bile bile tahrif ederlerdi

(Bakara 75)

Elmalılı Yeni Meali:

Şimdi bunların size iman edeceklerini ümit mi ediyorsunuz? Halbuki bunlardan bir zümre vardır ki, Allah'ın kelamını dinlerlerdi de akılları aldıktan sonra onu bile bile tahrif ederlerdi.

(Bakara 75)

Erhan Aktaş Meali:

Şimdi onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Onlardan bir grup, Allah'ın kelamını dinleyip iyice anladıktan sonra, onu bile bile çarpıtırlar.

(Bakara 75)

Gültekin Onan Meali:

Onların size inanacaklarını (güveneceklerini) umuyor musunuz? Oysa onların bir bölümü / zümresi (feriykun) Tanrı'nın sözünü (kelam) işitip (yesmeune) aklettikten sonra, bile bile / bilerek (yalemun) onu değiştirirlerdi (yuharrifunehu).

(Bakara 75)

Hakkı Yılmaz Meali:

Peki siz, onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysaki onlardan bir zümre, Allah'ın kelâmına kulak verirler, sonra, onu iyice anladıktan sonra, bile bile onu değiştirip bozarlar.

(Bakara 75)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

İçlerinden bir grubun, Allah’ın kelamını dinleyip iyice anladıktan sonra, bile bile tahrif ediyor olmalarına rağmen, size inanacaklarını mı umuyorsunuz?

(Bakara 75)

Harun Yıldırım Meali:

Hala size inanacaklarını ümit eder misiniz? Halbuki onlardan bir grup var ki, Allah'ın kelamını işitirlerdi de sonra onu akıl erdirmelerinin ardından bildikleri halde onu tahrif etmekteydiler.

(Bakara 75)

Hasan Basri Çantay:

Artık (ey mü'minler) onların (Yahudilerin) size inanacaklarını umar mısınız? Halbuki onlardan (hahamlık eden) bir zümre vardır ki Allanın kelamını (Tevratı) dinlerlerdi de akılları aldıkdan sonra onlar bunu bile bile tahrif (ve tağyir) ederlerdi.

(Bakara 75)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Ey mü'minler! Onların) size inanacaklarını mı ümîd ediyorsunuz? Hâlbuki gerçekten onlardan bir fırka vardı ki, Allah'ın kelâmını işitirler, sonra onu anlamalarının ardından, kendileri bile bile onu tahrîf eder (değiştirir)lerdi.

(Bakara 75)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Onlardan [yahudilerden] bir grup vardı. Allah'ın kelamını duyuyordu, dahası onu akıl ettikten sonra bilerek onu tahrif ediyorlardı. [Durum bu haldeyken] sizin için inanırlar diye mi umut ediyorsunuz? (umut etmeyin!)

(Bakara 75)

Hüseyin Atay Meali:

Bunların, size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Ve onlardan birtakım insanlar Allah’ın sözünü dinlerdi. Ona akılları yattıktan sonra da onu bile bile çarpıtırlardı.

(Bakara 75)

İbni Kesir Meali:

Onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Onlardan öyle bir zümre vardı ki, Allah'ın kelamını dinlerlerdi de akılları yattıktan sonra, bile bile bunu değiştirirlerdi.

(Bakara 75)

İlyas Yorulmaz Meali:

(Sizler ey inananlar) Kalpleri katılaşmış olanların size inanmalarını mı bekliyorsunuz? Onlardan bir gurup Allah'ın sözlerini dinlerler, çok iyi anladıkları halde, bile bile Allah'ın sözlerini bozarlar.

(Bakara 75)

İskender Ali Mihr Meali:

(Ey mü’minler)! Hâlâ onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Onlardan bir fırka (grup) vardı ki, Allah’ın kelâmını işitirler, sonra onu akıl ettikleri (anladıkları) halde, bile bile tahrif ederler.

(Bakara 75)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Siz yine de yahudilerin size inanacaklarını umuyor musunuz? Oysaki içlerinden bir takımı Allah'ın sözü olan Tevrat'ı anladıktan sonra onu bile bile bozuyorlardı.

(Bakara 75)

Kadri Çelik Meali:

Size iman edeceklerine mi tamah ediyorsunuz? Oysa onlardan bir takımı Allah'ın sözünü işitiyor, ona akılları yattıktan sonrada, bile bile onu tahrif ediyorlardı.

(Bakara 75)

Mahmut Kısa Meali:

Şimdi ey Müslümanlar, bu inatçı kâfirlerin durumu ortada iken, hâlâ onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Hayır, ne yazık ki inanmayacaklar, çünkü içlerinde öyle insanlar var ki, Allah’ın sözlerini dinleyip, onun doğruluğuna iyice kanaat getirdikten sonra, onu bile bile değiştirip çarpıtıyorlar. Öyle ki;

(Bakara 75)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? (ey inanlar) Halbuki onlar Arasından bir kısmı Allah'ın sözünü işitiyor, aklediyor ve bilerek değiştiriyor.

(Bakara 75)

Mehmet Türk Meali:

(Ey îman edenler!) Siz, o (Yahûdî-lerden) Allah’ın (Tevrât’taki) sözünü işitip ve iyice anladıktan sonra, içlerinden onu bile bile değiştiren güruhun, size inanacaklarını mı umuyorsunuz?

(Bakara 75)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Ey Müslümanlar! O Yahudiler’in) size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa onlardan bir grup Allah’ın kelâmını işitirler, onu kavradıktan sonra (içeriğini) bilerek bozarlar ve (yaptıklarının kötü sonuç vereceğini de) çok iyi bilirler.

(Bakara 75)

Muhammed Esed Meali:

Şimdi, onların tebliğ ettiğimiz şeye inanacaklarını bekliyor musunuz? Aksine, bir çoğu Allah'ın kelamını dinler ama onu anladıktan sonra bile bile çarpıtırlar.

(Bakara 75)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Şimdi siz bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa onlardan bir bölümü Allah'ın sözünü işitir ve iyice anladıktan sonra onu bile bile saptırırdı.

(Bakara 75)

Mustafa Çavdar Meali:

Onların size inanmalarını mı umuyorsunuz? Oysa onlardan bir gurup vardır ki Allah’ın kelamını işitirler de düşünüp akıl erdirdikten sonra, bile bile onu tahrif ederler.

Bknz: (27/11) - (67/10)

(Bakara 75)

Mustafa Çevik Meali:

75-78 Ey Peygamber! Sen, o kitap ehli olduklarını söyleyenlerin, davet edildikleri tevhid inancına iman edeceklerini mi bekliyorsun? Onlardan birçoğu Allah kelamı olan âyetleri dinleyip kavramalarına, gerçek olduğunu bilmelerine rağmen anlamını değiştirerek çarpıtıyorlar. Öte yandan bunların içlerindeki ikiyüzlü münafıklar da, mü’minlerle karşılaştıklarında söz konusu çıkarları olunca: “Biz de sizin gibi inandık, iman ettik.” diyorlar fakat kendileri gibi olanlarla bir araya geldiklerinde ise birbirlerine şöyle derler: “Allah’ın bize kitabımızda, son Peygamber’le ilgili bildirdiklerini Müslümanlara sakın anlatmayın, yoksa Rabbimizden bildirilen bu gerçeğe niçin uymadığımızı bize karşı kullanır, delil olarak önümüze koyarlar. O yüzden de onlardan uzak durun, bunun doğuracağı sonuçları hiç düşünmüyor musunuz?” Hâlbuki Allah onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir! Onların içlerinde ellerinde bulunan kitapta kalmış olan gerçekleri bilmeyen ve kitapla hiç ilgisi olmayan, sadece söylenenlere ve zanna uyan ümmiler de vardır.

(Bakara 75)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bütün bu olanlardan sonra siz, onların size inanmalarını mı bekliyorsunuz? Oysa onlardan bir çoğu Allah'ın kelamını işitip ne demek istediğini kavradıkları halde, bile bile tahrif ediyorlar.

(Bakara 75)

Osman Okur Meali:

Ey müminler, (Yahûdilerin) size inanacaklarını umar mısınız? Halbuki onlardan bir zümre vardı ki, Allah’ın kelâmını (Tevratı) dinlerler ve duyarlardı da, hakkı anladıktan sonra, onu bile bile değiştirirlerdi.

(Bakara 75)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Artık sizin için onların imân edip inanacaklarını ümit eder misiniz? Onlardan muhakkak bir gürûh vardır ki Allah'ın kelâmını işitirler de O'nu akılları ile anladıktan sonra tağyire kalkışırlar. Halbuki onlar bilirler.

(Bakara 75)

Ömer Öngüt Meali:

(Ey müminler!) Şimdi siz onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa onlardan (hahamlık eden) bir zümre vardı ki, Allah'ın kelâmını (Tevrat'ı) işitirler de iyice anladıkları halde onu bile bile tahrif eder (değiştirirler) di.

(Bakara 75)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz! Oysa onlardan bir takımı Allah’ın sözünü işitir de akılları iyice kavradıktan sonra bilerek çarpıtırlardı.

(Bakara 75)

Sadık Türkmen Meali:

ŞİMDİ, bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa içlerinden birtakımı, Allah’ın kelamını dinler, iyice anladıktan sonra, onu bile bile tahrif ederlerdi/çarpıtırlardı.

(Bakara 75)

Seyyid Kutub Meali:

Şimdi siz onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa onlar arasında öyle bir grup var ki, Allah'ın kelâmını işitirler ve anlamına akılları yattıktan sonra, onu bile bile değiştirirlerdi.

(Bakara 75)

Suat Yıldırım Meali:

Nasıl olur onların size güvenmelerini beklersiniz ki onlardan bir zümre vardı ki Allah'ın kelamını işitip akılları aldıktan sonra, bile bile onu tahrif eder, değiştirirlerdi.

(Bakara 75)

Süleyman Ateş Meali:

Şimdi (ey mü'minler) siz, bunların size inanmalarını mı umuyorsunuz? Oysa bunlardan bir grup vardı ki, Allah'ın sözünü işitirlerdi de düşünüp akıl erdirdikten sonra, bile bile onu değiştirirlerdi.

(Bakara 75)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Şimdi bunların size inanıp güvenmelerini mi bekliyorsunuz? İçlerinden birtakımı, Allah'ın sözünü dinler, akıllarına da yatar, sonra onu başka tarafa çekerler. Bunu, bile bile yaparlar.

(Bakara 75)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onların size inanacaklarını mı sanıyorsunuz? Onların bir çoğu Allah'ın kelamını dinler, ama anladığı halde onu bile bile çarpıtır.

(Bakara 75)

Şaban Piriş Meali:

Size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa onlardan bir grup vardı ki Allah'ın sözünü işitirlerdi de düşünüp akıl erdirdikten sonra, bile bile onu bozarlardı.

(Bakara 75)

Talat Koçyiğit Meali:

(Ey Müslümanlar! Şimdi siz,) onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Halbuki onlardan bir grup, Allah'ın kelâmını dinlerlerdi de, sonra akılları erdiği halde, onu bile bile tahrif ederlerdi.

(Bakara 75)

Tefhimul Kuran Meali:

Siz (müslümanlar,) onların (Yahudilerin) size inanacaklarını umuyor musunuz? Oysa onlardan bir bölümü, Allah'ın sözünü işitiyor, (iyice algılayıp) akıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı.

(Bakara 75)

Ümit Şimşek Meali:

Şimdi siz onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz?(41) Oysa onlardan bir topluluk var ki, Allah'ın kelâmını dinler, onu anladıktan sonra bile bile tahrif ederler.*

(Bakara 75)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şimdi siz bunların size inanmalarını mı umuyorsunuz? Bunların içlerinden bir fırka vardı ki, Allah'ın kelamını dinliyorlar, sonra onu, kavramalarının ardından, bilip durdukları halde tahrif ediyorlardı.

(Bakara 75)