2. Bakara Suresi / 83.ayet

İsrailoğullarından; “Allah‟tan başkasına kulluk etmeyin. Anaya, babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edin. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın; zekâtı verin!” diye misak/söz almıştık. Sonra siz pek azınız dışında sözünüzden döndünüz ve hala da dönmeye devam ediyorsunuz.

Bknz: (2/63)»(2/177)(4/36)

Mustafa Çavdar Meali

Bakara 83 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bir zaman İsrailoğullarından, Allah'tan başkasına tapmamak, anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik etmek üzere kesin söz almıştık. İnsanlara güzellikle söz söyleyin, iyi şeyler buyurun, namaz kılın, zekat verin demiştik. Sonra pek azınız müstesna, sözünüzden dönmüştünüz, hala da dönmedesiniz zaten.

(Bakara 83)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Hani İsrailoğullarından, “Allah’tan başkasına kulluk yapmayın, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin” diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, (sözünüzden ve özünüzden) döndünüz ve (hâlâ) yüz çevirip duruyorsunuz… (YaniHakk davanızdan ve sadakat iddianızdan dönüp hıyanet ettiniz. Siz zaten hâlâ yüzünüzü ve yönünüzü Hakk’tan çeviren dönek kimselersiniz!)

(Bakara 83)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ey israiloğulları! Ve bir zaman sizden şu konularda kesin söz almıştık: Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere ve fakirlere iyilik yapacaksınız. Bütün insanlara güzel sözler söyleyecek, namazlarınızda dikkatli ve devamlı olacaksınız ve insanlara karşılıksız yardım olan zekatı vereceksiniz. Ama az bir kısmınız dışında, bu sözünüzden döndünüz. Zaten siz dönek kimselersiniz.

(Bakara 83)

Adem Uğur Meali:

Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: Yalnızca Allah'a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve "İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz.

(Bakara 83)

Ahmet Hulusi Meali:

Hani İsrailoğullarından söz almıştık; Allah gayrını var kabul edip ona tapınmayın, ana-babanızın hakkını verin, yakınlarınıza, yetimlere, yoksullara ihsanda bulunun; insanlara güzel (Hakk'a erdirici) sözler söyleyin; namazı ikame edip zekatı verin. (Onlardaki namaz ve zekat İslam'dakinden farklıydı. ) Ancak bundan sonra, birazınız hariç, yüz çevirdiniz ve hala da çevirmekte devam ediyorsunuz.

(Bakara 83)

Ahmet Tekin Meali:

Bizim İsrâiloğulları'ndan, yalnızca Allah'ı ilâh tanımaları, candan müslümanlar olarak Allah'ın hükmüne teslim olmaları, saygıyla Allah'a kulluk ve ibadet etmeleri, yalnız Allah'ın şeriatına bağlanmaları, Allah'a boyun eğmeleri, anaya-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, dullara, kimsesizlere, çevresi, çaresi olmayan yoksullara devamlı iyilik ve ihsanda bulunmaları konusunda kesin taahhüt aldığımızı ehl-i kitaba-yahudilere hatırlat: "Bütün insanların iyiliği için doğruları söyleyin. Namazları erkanına, şartlarına, vaktine riâyet ederek âşikâre kılın. Vicdanınızı, servetlerinizi, sosyal bünyenizi arındıran, berekete vesile olan zekâtı verin." demiştik. Çok azınız hariç sözünüzden döndünüz. Üstelik gücünüzü ve iktidarınızı kullanıp, peygamberin faaliyetlerine engel tedbirler alarak halkı yönlendirdiniz.*

(Bakara 83)

Ahmet Varol Meali

Hani, İsrailoğullarından; "Allah'dan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilikte bulunacaksınız, insanlara güzel söz söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız ve zekatı vereceksiniz" diye kesin söz almıştık. Sonra az bir kısmınız müstesna, bu sözden döndünüz. Siz zaten yüz çevirenlersiniz.

(Bakara 83)

Ali Bulaç Meali:

Hani İsrailoğullarından, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.

(Bakara 83)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ve bir vakit, İsrail Oğullarının şöyle ahd ve misakını aldık: “- Allah'dan başkasına tapınmayacaksınız, ana-babaya, akrabaya, yetimlere ve yoksullara iyilik yapın, insanlara güzellikle söyleyin, namazı kılın, zekât verin.” Sonra, pek azınız müstesna, verdiğiniz bu sağlam sözden yüzçevirdiniz ve hâlâ da sözünüzden dönmekte devamlısınız.

(Bakara 83)

Ali Rıza Sefa Meali:

İsrailoğullarından kesin söz almıştık: "Allah'tan başkasına hizmet etmeyeceksiniz; anne-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilik yapacaksınız; insanlarla güzel konuşacaksınız; namazı dosdoğru kılacaksınız ve zekatı vereceksiniz!" Sonra, çok azınız dışında, yüz çevirerek döndünüz.

(Bakara 83)

Ali Ünal Meali:

Hatırlayın, yine bir zaman İsrail Oğulları’ndan “(İlâh, Rab ve Melik olarak) sadece Allah’a ibadet edecek ve annebabaya saygı, güzel muamele ve iyilikte kusur etmeyeceksiniz; akrabaya, yetimlere ve yeterli geçimlikten gerçekten mahrum düşkünlere de!” diye söz almış, ayrıca şöyle emretmiştik: İnsanlara güzel söz söyleyin (incitici ve kırıcı olmayın), namazı bütün şartlarına riayet ederek, vaktinde ve aksatmadan kılın ve zekâtı eksiksiz verin! Fakat az bir zaman sonra pek azınız müstesna sözünüzden döndünüz; zaten siz, bağlandığınız ahidlerden, verdiğiniz sözlerden sürekli yüz çeviren bir topluluksunuz.

(Bakara 83)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Yine ey Yahudiler, hatırlayın! Bir vakit, İsrailoğullarından söz aldık ki; Allah’tan başka hiçbir şeye ibadet etmeyeceksiniz. Ana babaya, akrabalara, yetimlere, miskinlere iyilikte bulunacaksınız. İnsanlara güzel muamele edeceksiniz, namazı kılıp zekâtı vereceksiniz. Sonra az bir grup hariç hep sırt çevirdiniz. Şimdi de öylesiniz.

(Bakara 83)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Hani biz,İsrailoğulları'ndan şöyle söz almıştık: Sadece Allah'a kulluk edeceksiniz; ana babaya, yakın akrabaya, yetimlere ve yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara doğru olanı söyleyiniz, namazı kılınız, zekatı veriniz. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz.

(Bakara 83)

Bekir Sadak Meali:

Israilogullarindan, «Allah'tan baskasina kulluk etmeyin, anne babaya, yakinlara, yetimlere, duskunlere iyilik edin, insanlarla guzel guzel konusun, namazi kilin, zekati verin» diye soz almistik. Sonra siz pek aziniz mustesna, dondunuz. Sizler zaten doneksiniz.

(Bakara 83)

Besim Atalay Meali:

Hani biz İsrail oğullarından, Allahtan özgeye tapmayın diye, anaya, ataya, hısımlara, öksüzlere, yoksullara iyilik edin, herkesle tatlı konuşun, namaz kılın, zekât verin diye bir söz almıştık; pek azınız kalıp, çoğunuz yüz döndü, siz dönek bir ulussunuz

(Bakara 83)

Celal Yıldırım Meali:

Hatırlayın ki, İsrail oğullarından, «Allah'tan başkasına tapmayın, ana-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilikte bulunun ; insanlara (hitap ederken, onlarla bir konu üzerinde fikir alışverişinde bulunurken) iyi söz söyleyin ; namazı vakitlerinde dosdoğru kılın, zekâtı verin» diye (bildirmiş ve bu hususta gereken) sözü almıştık. Sonra siz pek azınız müstesna olmak üzere yüzçevirdiniz. Sizler zaten dönek kimselersiniz!

(Bakara 83)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Ve bir vakit İsrailoğullarından şöyle söz almıştık: “Allah'tan başkasına tapmayacaksınız, ana-babaya, yakınlara, öksüzlere ve biçarelere de iyilik yapacaksınız. İnsanlarla güzellikle konuşacaksınız, namazlarınızda dikkatli ve devamlı olacaksınız ve zekâtı vereceksiniz.” Sonra pek azınız hariç, sözünüzden döndünüz. Hâlâ da yüz çevirmeye devam ediyorsunuz.

(Bakara 83)

Diyanet İşleri Eski Meali:

İsrailoğullarından, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anne babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin, insanlarla güzel güzel konuşun, namazı kılın, zekatı verin" diye söz almıştık. Sonra siz pek azınız müstesna, döndünüz; hala da yüz çevirip duruyorsunuz.

(Bakara 83)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Hani, biz İsrailoğulları'ndan, "Allah'tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz" diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.

(Bakara 83)

Diyanet Vakfı Meali:

Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: Yalnızca Allah'a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve «İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin» diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz.*

(Bakara 83)

Edip Yüksel Meali:

İsrailoğullarından şöyle söz almıştık: ALLAH'tan başkasına tapmayacak, anaya babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlarla dostça konuşacaksınız. Namazı gözetecek, zekatı vereceksiniz. Fakat bundan sonra pek azınız hariç döndünüz.

(Bakara 83)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve bir vakit İsrail oğullarının şöyle misakını aldık: Allahdan başkasına tapmıyacaksınız; ebeveyne ihsan, yakınlığı olanlara da, öksüzlere de, biçarelere de; nasa güzellik söyleyin; namazı kılın; zekatı verin; sonra pek azınız müstesna sözünüzden döndünüz, hala da dönüyorsunuz

(Bakara 83)

Elmalılı Yeni Meali:

Ve bir vakit İsrailoğullarından şöyle söz almıştık: "Allah'tan başkasına tapmayacaksınız, ana-babaya, yakınlığı olanlara, öksüzlere ve biçarelere de iyilik yapacaksınız. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekatı verin." Sonra pek azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hala da dönüyorsunuz!

(Bakara 83)

Erhan Aktaş Meali:

Hani! Bir zaman İsrailoğulları'ndan, Allah'tan başkasına kulluk etmeyin; anne ve babaya, öksüzlere, düşkünlere iyilik yapın; insanlara güzel söz söyleyin, "salatı ikame edin, zekatı verin[1]", diye kesin söz almıştık. Sonra, içinizden pek azınız hariç sözünüzden döndünüz. Ve sizler, döneklik yapanlarsınız.

1)Çevirilerde ayette ki salat sözcüğüne namaz anlamı verilmektedir. Oysaki burada ki salat namaz değildir: ibadete layık yegane ilah olarak Allah'a inanmak; kulluğu, Allah'a yönelmeyi, dua e ibadeti şirkten arındırılmış bilinçle ve arınmış, temizlenmiş bir benlikle yapmak; yardımlaşmayı, destek olmayı canlı ve diri tutmak demektir. Salat, sözcük olarak namazın yanısıra Allah'a yönelmek, ibadet, dua, rahmet, destek, dayanışma, yardımlaşma, yakından ilgilenme ve din gibi anlamlara gelmektedir.

(Bakara 83)

Gültekin Onan Meali:

Hani İsrailoğullarından "Tanrı'dan başkasına kulluk etmeyin, anaya babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın (ihsanen), insanlara güzel söz söyleyin, namazı gözetin ve zekatı verin" diye misak almıştık Sonra siz pek azınız dışında döndünüz / yüz çevirdiniz (tevelleytüm) ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.

(Bakara 83)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve hani Biz, İsrâîloğulları'nın ‘kesin söz’ünü almıştık: “Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, ana-babaya, yakınlığı olanlara, yetimlere, miskinlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzelliği söyleyiniz, salâtı ikame ediniz [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturunuz-ayakta tutunuz] ve zekâtı/vergiyi veriniz.” Sonra çok azınız müstesnâ olmak üzere yüz çevirdiniz. Ve siz yüz çeviren kimselersiniz.

(Bakara 83)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Hatırlayın!) Hani biz İsrailoğullarından: “Yalnızca Allah’a ibadet edin, anne babaya, yakın akrabaya, yetimlere ve miskinlere/ihtiyaç sahibi yoksullara iyilik yapın. İnsanlara güzel söz söyleyin. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin.” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç (büyük çoğunluğunuz) sözünüzden döndünüz ve hâlâ yüz çevirmeye devam etmektesiniz.

(Bakara 83)

Harun Yıldırım Meali:

Hani İsrailoğullarından: “Allah’tan başkasına ibâdet etmeyeceksiniz, anababaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik yapacaksınız, insanlara en güzel sözü söyleyeceksiniz, namazı dosdoğru kılıp zekatı vereceksiniz” diye kesin söz almıştık. Sonra sizden pek azınız hariç döndünüz ve siz hala yüz çeviricisiniz.

(Bakara 83)

Hasan Basri Çantay:

Hani İsrail oğullarından: "Allahdan başkasına ibadet etmeyin, anaya, babaya, hısımlara, yetimlere, yoksullara iyilik yapın, insanlara güzellikle söyleyin, dosdoğru namaz kılın, zekat verin" diye (emretmiş), te'minatlı söz almışdık. Sonra (bu sağlam sözünüze karşı) içinizden birazınız hark olmak üzere arka döndünüz ve siz (de atalarınız gibi) haala yüz çevirmekde berdevamsınız.

(Bakara 83)

Hayrat Neşriyat Meali:

Yine bir vakit İsrâiloğullarından: “Allah'dan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, ana-babaya, akrabâya, yetimlere ve yoksullara iyilik (edeceksiniz), insanlara da güzellikle söyleyin, namazı hakkıyla edâ edin ve zekâtı verin!” diye sağlam söz almıştık. Sonra sizden pek azı müstesnâ, (hepiniz o sözünüzden) döndünüz, zâten siz yüz çevirici kimselersiniz.

(Bakara 83)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Bir zamanlar, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, anaya babaya iyilik edin¹ yakınlara da, yetimlere de, yoksullara da [iyilik edin!]. İnsanlara güzel söyleyin, namazı sürekli olarak gereğince kılın ve zekâtı verin" diye² İsrail'in oğullarının sağlam anlaşmasını almıştık. Sonra azınlık bir kısım hariç, ilgiyi kesenler olarak yüz çevirdiniz.³

(Bakara 83)

Hüseyin Atay Meali:

Hani! İsrailoğullarından Allah’tan başkasına tapmayacaklarına; anaya, babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edeceklerine; insanlara güzel söz söyleyeceklerine; namaz kılacaklarına; zekatı vereceklerine dair sağlam söz almıştık. Sonra, pek azınız dışında, geri döndünüz. Sizler hâlâ da yüz çevirmektesiniz.

(Bakara 83)

İbni Kesir Meali:

Hani, İsrailoğullarından; Allah'tan başkasına ibadet etmeyin; anaya, babaya, akrabalara, yetimlere, yoksullara iyilik yapın. İnsanlara güzellikle söyleyin, namaz kılın zekat verin diye söz almıştık. Sonra pek azınız müstesna yüz çevirdiniz. Ve siz hala yüz çevirenlerdensiniz.

(Bakara 83)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz İsrail oğulların dan, yalnızca Allah'a ibadet edeceklerine, ana babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik yapacaklarına, insanlara güzel sözler söyleyeceklerine, namazı kılıp, zekatı vereceklerine dair sağlam bir söz almıştık. Sonra “Ey İsrailoğulları pek azınız hariç verdiğiniz sözden döndünüz. Zaten siz hep antlaşmalara sırt dönersiniz” demiştik.

(Bakara 83)

İskender Ali Mihr Meali:

Biz, İsrailoğulları’ndan: “Allah’tan başkasına kul olmayın, ana-babaya, yakınlara (akrabaya), yetimlere ve miskinlere ihsanda bulunun, insanlara güzel söz söyleyin, namazı (hakkıyla) kılın, zekâtı verin.” diye misak almıştık. Sonra da sizden pek azınız hariç, (misakınızdan geri) döndünüz. Ve siz, yüz çeviren kimselersiniz.

(Bakara 83)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O gün biz İsrailoğullarından söz almıştık: «Allah'tan başkasına tapmıyacaksınız, analarınıza, babalarınıza, yakınlarınıza, öksüzlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzellikle söyliyeceksiniz, Allah'a tapacaksınız, zekât vereceksiniz» diye. Sonra siz, pek azınız bir yana, sözünüzden döndünüz. Sizler dönek kimselersiniz.

(Bakara 83)

Kadri Çelik Meali:

Ve hani İsrail oğullarından, “Allah'tan başkasına ibadet etmeyin; anne babaya, yakınlara, yetimlere ve düşkünlere iyilik edin, insanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin” diye söz almıştık. Sonra siz pek azınız müstesna, (amelen ve kalben) yüz çevirenlersiniz.

(Bakara 83)

Mahmut Kısa Meali:

Hani İsrail Oğulları’ndan şöyle söz almıştık: “Sadece Allah’a boyun eğeceksiniz; ana - babaya, diğer yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilik yapacaksınız; insanlara güzel sözler söyleyeceksiniz; namazı kılacak, zekâtı vereceksiniz.” Ama bütün bunlardan sonra, —içinizden pek azınız hariç— sözünüzden caydınız, şimdi de Kur’an’ı inkâr ederek hâlâ yüz çevirip duruyorsunuz. Böylece, daha önce isyankârlık eden atalarınızdan hiç de farklı olmadığınızı ortaya koyuyorsunuz:

(Bakara 83)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Kesin bir söz almıştık hani İsrailoğullarından, Allah'tan başkasına tapmayacaklar, Anaya babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyi davranacaklardı onlar. Rast geldikleri insanlara iyi sözler söyleyecek, namazı dosdoğru kılacaklar, Ayrıca zekatı verecekler diye söz almıştık. Sonra, pek azınız hariç yüz çevirdiniz.

(Bakara 83)

Mehmet Türk Meali:

Bir zamanlar Biz, İsrâil oğullarından: “Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, anaya, babaya, akrabalara, yetimlere ve yoksullara iyilik edin, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin.” diye sağlam söz almıştık. Sonra siz küçük bir azınlık dışında döneklik yaparak (bu sözünüzden de) döndünüz.1*

(Bakara 83)

Muhammed Celal Şems Meali:

Hani İsrâiloğulların’dan, Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, anne ve babaya, akrabaya, öksüzlere ve yoksullara iyilik edin, insanlarla güzellikle konuşun, namazı (dosdoğru) kılın, zekât verin, diye söz almıştık. Ancak aranızdan bir kaçınız hariç, (hepiniz sözünüzden) cayıp yüz çevirmiştiniz.

(Bakara 83)

Muhammed Esed Meali:

Ve bir zaman, (ey) İsrailoğulları, (sizden) şu (konularda) kesin taahhüt almıştık: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz; akraba ve ebeveyninize, yetimlere ve fakirlere iyilik yapacaksınız; bütün insanlarla güzellikle konuşacaksınız; namazlarınızda dikkatli ve devamlı olacaksınız ve karşılıksız yardımda bulunacaksınız." Ama, birkaçınız dışında bu sözünüzden döndünüz: zaten siz, inatçı, isyankar bir topluluksunuz!

(Bakara 83)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Hani bir zamanlar İsrail oğullarından, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, ana babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyi davranın, insanlara güzel söz söyleyin, içtenlikle yalvarıp dua edin ve yoksulun hakkını olanı verin," diye söz almıştık. Sonra pek azınız dışında yüz çevirerek sözünüzden döndünüz. Ve hala da bu konuda ısrar ediyorsunuz.

(Bakara 83)

Mustafa Çavdar Meali:

İsrailoğullarından; “Allah‟tan başkasına kulluk etmeyin. Anaya, babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edin. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın; zekâtı verin!” diye misak/söz almıştık. Sonra siz pek azınız dışında sözünüzden döndünüz ve hala da dönmeye devam ediyorsunuz.

Bknz: (2/63)»(2/177) - (4/36)

(Bakara 83)

Mustafa Çevik Meali:

83-86 Ey İsrailoğulları! Geçmişte sizin atalarınıza da “Yalnız Allah’ı ilah edinin, O’nun daveti olan doğru yolda yaşayın. Ana-babaya, akrabaya, yetime, yoksula yardım edip iyi davranın, namazı kılıp, zekâtı verin ve insanlara güzel sözlerle Allah’ın davetini ulaştırın.” diye emretmiş, buna uyacaklarına dair kendilerinden söz almıştık. Fakat çok azı hariç verdikleri sözlerinden döndüler, hiç olmazsa sizler onların peşinden gidip de, Allah’ın emirlerinden yüz çevirmeyin. Ayrıca sizin atalarınızdan birbirlerinin kanını dökmeyeceklerine ve birbirlerini yurtlarından çıkarmayacaklarına dair de söz almıştık. Buna şimdi elinizde gerçeklerden içinde pek azı kalmış kitabınız da şahitlik etmektedir. Verdikleri sözlere rağmen o günlerde atalarınız, bugün de sizler birbirinizi öldürüyor, bir kısmınız bir kısmınızı yurtlarından sürüp çıkarıyor, zulüm ve düşmanlıkta birbirinizle yardımlaşıyor, elinize esir olarak düştüklerinde de ancak fidye alarak serbest bırakıyorsunuz. Hâlbuki birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmak da size haram kılınmıştı. Sizler kitabın hükümlerinden bir kısmına uyup bir kısmını da kendinize göre değiştiriyorsunuz. Böyle yapanların cezası, dünya hayatlarında rezillik ve zillete düşmek, âhirette ise azabın en şiddetlisine uğratılmak olacaktır. Allah yapıp ettiklerinizden habersiz değildir. İşte bunlar, âhiretteki cennet hayatına karşılık, geçici olan dünya hayatını ve ebedî kalacakları cehennemi tercih edenlerdir. Orada azapları hiç hafifletilmez, kendilerine yardım da edilmez.

(Bakara 83)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Hani bir zaman İsrailoğullarından yalnızca Allah'a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakınlara, kimsesizlere, yoksullara iyilik yapacaksınız, insanlara güzel söz söyleyeceksiniz, namazı istikametle kılacaksınız, zekatı vereceksiniz diye söz almıştık. Sizden birkaç istisna dışında hepiniz sözünüzden dönmüştünüz; ve siz pek dönek bir toplumsunuz.

(Bakara 83)

Osman Okur Meali:

Ve bir vakit İsrailoğullarından şöyle söz almıştık: “Allah'tan başkasına kulluk yapmayacaksınız, ana-babaya, yakınlara, öksüzlere ve biçarelere de iyilik yapacaksınız. İnsanlarla güzellikle konuşacaksınız, namazlarınızda dikkatli ve devamlı olacaksınız ve zekâtı vereceksiniz.” Sonra pek azınız hariç, sözünüzden döndünüz. Hâlâ da yüz çevirmeye devam ediyorsunuz.

(Bakara 83)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve Biz bir vakit İsrailoğullarının misakını almıştık ki, «Siz Allah'tan başkasına ibadet etmezsiniz, ananıza babanıza da (ihsanda bulunursunuz). Karabet sahibine, yetimlere, yoksullara da (ihsan edersiniz). Ve insanlara güzel söz söyleyin. Ve namazı doğruca kılın, zekâtı da verin.» Sonra siz, içinizden pek azınız müstesna olmak üzere yüz çevirdiniz ve siz hâlâ yüz çeviren kimselersiniz.

(Bakara 83)

Ömer Öngüt Meali:

Bir zamanlar biz İsrailoğullarından şöyle söz almıştık: “Yalnızca Allah'a kulluk edin, ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik yapın. İnsanlarla güzel konuşun. Namazı kılın, zekâtı verin!” Sonra pek az kısmınız hariç döndünüz, hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz.

(Bakara 83)

Ömer Sevinçgül Meali:

Hani, İsrailoğullarından, “Allah’tan başkasına kulluk etmeyin. Ana babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara güzel davranın. İnsanlara güzellikle söz söyleyin. Namazı özenle kılın, zekâtı verin” diye buyurmuş, onlardan söz almıştık. Sonra, pek azınız dışında, hepiniz sözünüzden dönüverdiniz. Siz zaten döneksiniz!

(Bakara 83)

Sadık Türkmen Meali:

VE BİR ZAMAN, İsrailoğulları’ndan: “Allah’tan başkasına kul olmayacaksınız; anne ve babaya ve en yakınlara (akrabalara) ve yetimlere ve yoksullara iyi davranacak/iyilik edeceksiniz, insanlara güzel sözler söyleyeceksiniz ve namazı gereği gibi kılacaksınız ve zekatı (çalışıp üreterek) vereceksiniz” diye söz almıştık. Bundan sonra pek azı hariç, yüz çevirerek sözlerinden döndüler.

(Bakara 83)

Seyyid Kutub Meali:

Hani biz İsrailoğullarından 'Allah'dan başka bir şeye tapmayınız, ana- babaya, akrabalara yetimlere ve yoksullara iyilik ediniz, namazı kılınız, zekâtı veriniz» diye söz almıştık. Fakat sonra küçük bir azınlık dışında bu sözünüzden döndünüz. Hâlâ da bu dönekliği sürdürüyorsunuz.

(Bakara 83)

Suat Yıldırım Meali:

Bir vakit İsrailoğullarından söz alıp: "Allah'tan başkasına ibadet etmeyin! Anneye babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara güzel muamele edin, İnsanlara tatlı söz söyleyin, namazı hakkıyla eda edin, zekatı verin!" demiştik. Sonra pek azınız hariç, sözünüzden döndünüz. Hala da yüz çevirmektesiniz.

(Bakara 83)

Süleyman Ateş Meali:

Biz İsrail oğullarından şöyle söz almıştık: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, anaya-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekatı verin!" Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz; hala da yüz çevirip duruyorsunuz.

(Bakara 83)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bir gün İsrailoğulları'ndan "Allah'tan başkasına kul olmayacaksınız; ananıza babanıza, yakınlarınıza, yetimlere ve çaresizlere[1] iyi davranacaksınız. İnsanlarla güzel konuşacak, namazı düzgün ve süreklı kılacak ve zekatı vereceksiniz." diye söz almıştık. Sonra pek azı dışında hepsi yan çizerek sözlerinden dönmüşlerdi.[2]

1) "Çaresiz" diye meal verdiğimiz kelime miskindir; kök anlamı hareketin ardından durağanlaşmadır. Nebimiz şöyle demiştir: "Miskin bir parça, iki parça yiyecek ile yetinen kişi değildir. İhtiyacını karşılayamadığı halde utanan veya ısrarla kimseden bir şey isteyemeyen kişidir." (Buhari, Zekat 53) Gemileri delinen kişilerle ilgili şöyle bir ayet vardır: "O gemi denizde çalışan miskinlere aitti, önlerinde her gemiye zorla el koyan bir kral vardı; bu sebeple onu hasarlı hale getirmek istedim."(Kehf, 18/79) Çünkü gemi ellerinden alınınca işsiz kalacaklardır.
2) Arap edebiyatındaki iltifat sanatı bizde olmadığından mealde bu sanat yok sayılmıştır. Bkz. (Bakara 2/49)'un dipnotu.

(Bakara 83)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

İsrailoğullarından, Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceklerine, ana-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilik edeceklerine; namazı kılıp, zekâtı vereceklerine dair söz almıştık. Ama pek azınız hariç sözünüzden caydınız. Zaten siz, dönek kimselersiniz.

(Bakara 83)

Şaban Piriş Meali:

İsrailoğullarından: -Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anaya, babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edin, insanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekatı verin! diye söz almıştık. Sonra siz pek azınız dışında sözünüzden döndünüz ve hala da dönmeye devam ediyorsunuz.

(Bakara 83)

Talat Koçyiğit Meali:

Hani İsrail oğullarından, sizin Allah'tan başkasına ibadet etmeyeceğinize, anaya babaya, bir de akrabaya, yetimlere ve miskinlere iyilik edeceğinize dair güvenilir söz almıştık. "İnsanlara iyi (söz) söyleyin; namazı dosdoğru kılın: zekâtı verin" (demiştik. Fakat) sonra siz, İçinizden çok azı müstesna, (bu sözden) döndünüz; hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz.

(Bakara 83)

Tefhimul Kuran Meali:

Hani İsrailoğullarından, «Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin» diye kesin söz almıştık. Sonra siz, az bir bölümünüz dışında yüz çevirdiniz ve (hâlâ) çevirmektesiniz.

(Bakara 83)

Ümit Şimşek Meali:

Yine hatırlayın ki, Biz İsrailoğullarından “Allah'tan başkasına kulluk etmeyin; anne ve babaya, akrabaya, yetimlere ve yoksullara iyilik yapın; insanlara güzel söz söyleyin; namazı dosdoğru kılın; zekâtı verin” diye söz almıştık. Sonra, pek azınız müstesna, sözünüzden döndünüz; hâlâ da yüz çeviriyorsunuz.

(Bakara 83)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İsrailoğulları'ndan şöyle bir söz de almıştık: Allah'tan başkasına ibadet etmeyin, anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle davranın. İnsanlara güzeli ve güzelliği söyleyin. Namazı kılın, zekatı verin. Bütün bunlardan sonra siz, pek azınız müstesna, sırt çevirdiniz. Hala da yüz çevirip duruyorsunuz.

(Bakara 83)