98. Beyyine Suresi / 5.ayet

Oysa onlar, dini/yaşamlarını sadece Allah’a has kılarak Hanifler/şirke bulaşmamış kimseler olarak Allah’a kulluk etmek, namazı kılmak, zekâtı vermek ile emrolunmuşlardı. İşte insanlığın değerler sistemi/dosdoğru din budur.

Bknz: (6/162)(30/30)

Mustafa Çavdar Meali

Beyyine 5 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve ancak özleri halis olarak ve onun gerçek dinine uyarak Allah'a kulluk etmeleri emredildi onlara, doğru olmaları emredildi ve namaz kılmaları ve zekat vermeleri ve işte budur hükümleri sabit doğru kitaplardaki din de.

(Beyyine 5)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Oysa onlar, Dini sadece O'na halis kılan hanifler (Allah'ı birleyenler) olarak, ancak Allah'a kulluk etmek, namazı dosdoğru ikame (huzur ve şuurla yerine getirmek) ve zekâtı vermek dışında (yanlış ve yararsız şeylerle) emrolunmamışlardı. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din bu (İslam) dır.

(Beyyine 5)

Abdullah Parlıyan Meali:

Oysa kendilerine yalnızca Allah'a ibadet etmeleri, bütün içtenlikleriyle yalnız O'na iman ederek batıl olan herşeyden uzak durmaları, namazlarında dikkatli ve devamlı olmaları ve mallarının bencillik kirinden arındırılması için karşılıksız harcamada bulunmaları emrolunmuştu. İşte dosdoğru din de budur.

(Beyyine 5)

Adem Uğur Meali:

Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.

(Beyyine 5)

Ahmet Hulusi Meali:

Oysaki onlar, Hanifler olarak Dini O'na (yalnız Allah'a) halis kılarak; Allah'a kulluk yapmalarından, salatı ikame etmelerinden ve zekatı vermelerinden başka bir şeyle emir olunmadılar... İşte budur Din-i Kayyim (geçerli hak din - sistem)!

(Beyyine 5)

Ahmet Tekin Meali:

Halbuki, onların da, yalnız Hakka ve tevhide yönelerek, Allah'ın dinini ve düzenini içtenlikle benimseyerek samimiyetle toplumlarında uygulayıp, Allah'a kulluk ve ibâdet etmeleri, O'nun şeriatına bağlanmaları, O'na boyun eğmeleri, namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılmaları, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte sağlıklı bir toplumun dini, insanlığı, insanî değerleri ayakta tutacak hak din, zamanla değişmeyen tabiî hukuk kurallarını içeren şeriat, düzen, medeniyet budur.*

(Beyyine 5)

Ahmet Varol Meali

Oysa onlar dini yalnız O'na halis kılan hanifler olarak Allah'a kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekten başka bir şeyle emrolunmamışlardı. İşte dosdoğru din de budur.

(Beyyine 5)

Ali Bulaç Meali:

Oysa onlar, dini yalnızca O'na halis kılan hanifler (Allah'ı birleyenler) olarak sadece Allah'a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur.

(Beyyine 5)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Halbuki onlar, ancak Allah'a, O'nun dininde ihlâs sahibleri olarak, diğer bâtıl dinlerden İslâm'a yönelerek ibadet etsinler, namazı gereği üzre kılsınlar ve zekâtı versinler diye emrolunmuşlardı. İşte bu emredildikleri şey, dosdoğru hak dindir.

(Beyyine 5)

Ali Rıza Sefa Meali:

Üstelik onlara, dini yalnızca Allah'a içtenlikle özgüleyerek O'na hizmet etmek, namazı kılmak ve zekatı vermek dışında bir buyruk verilmemişti. Dinin kaynağı ve dayanağı, işte budur.[609]

609)"Dinin kaynağı ve dayanağı" bildiriminin yer aldığı bu ayetle birlikte, 9:36; 12:40; 30:30,43 ayetleri, "Geri çevrilmesi olanaksız olan gün gelmeden önce; dinin yalnızca Allah'a içtenlikle özgülenmesi, Allah'tan başkasına hizmet edilmemesi, gerçeğe aykırı olan şeylerden uzaklaşılması, namaz kılınması, zekat verilmesi ve hac görevinin dört kutsal ay boyunca yapılması" buyruklarını içermektedir. Dinin kaynağı ve dayanağı bildirimi, Kur'an çevirilerinde, "Dosdoğru din" veya "Sağlam din" veya "Eskimez ve aşınmaz din" veya "Kıyamete dek devam edecek din" biçiminde çevrilmiştir. "Dinin yalnızca Allah'a özgülenerek O'na hizmet edilmesi" bildirimi, 7:29; 10:22; 29:65; 31:32; 39:2,11,14; 40:14,65 ayetlerinde tekrarlanır.

(Beyyine 5)

Ali Ünal Meali:

Oysa onlara da ancak, Din’i bütün yanlarıyla içten kabul ederek ve sadece O’nun rızasını hedef alarak, küfür ve şirkten uzak, dupduru bir tevhid inancı içinde Allah’a ibadet etmeleri, namazı bütün şartlarına riayet ederek vaktinde ve aksatmadan kılmaları ve zekâtı tastaman vermeleri emredilmişti. Budur kusursuz, sağlam ve dosdoğru Din.

(Beyyine 5)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hâlbuki dini Allah’a has kılarak, dosdoğru bir şekilde O’na ibadet etmekle, namaz kılmakla, zekât vermekle emir almışlardı. (Evet, kendilerine yalnızca böyle emredilmişti.) İşte doğru yolda olan bir milletin dini budur!

(Beyyine 5)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Oysa kendilerine, dini yalnız Allah'a halis kılıp O'nu birleyerek Allah'a kulluk etmeleri, namazı kılmaları, zekatı vermeleri emredilmişti. İşte doğru din budur.

(Beyyine 5)

Bekir Sadak Meali:

Oysa onlar, dogruya yonelerek, dini yalniz Allah'a has kilarak O'na kulluk etmek, namazi kilmak ve zekati vermekle emrolunmuslardi. Dosdogru olan din de budur.

(Beyyine 5)

Besim Atalay Meali:

Onlarsa ancak, dini Allah için özden kılarak, pak Müslüman olarak, namaz kılmak, zekât vermek ile emrolunmuşlardır; doğru din işte budur

(Beyyine 5)

Celal Yıldırım Meali:

Halbuki onlar ancak dini O'na (Allah'a) has kılmak, bâtıldan uzak, Hakk'a yönelerek Allah'a kulluk etmekle, namaz kılmakla, zekâtı vermekle emrolunmuşlardı. İşte en âdil, en sağlam hükümler taşıyan din budur '

(Beyyine 5)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Oysa onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah'a has kılmak, O'na kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekâtı vermekle emrolunmuşlardı. İşte en doğru olan din de budur.

(Beyyine 5)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Oysa onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah'a has kılarak O'na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. Dosdoğru olan din de budur.

(Beyyine 5)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Halbuki onlara, ancak dini Allah'a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O'na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekatı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.

(Beyyine 5)

Diyanet Vakfı Meali:

Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.*

(Beyyine 5)

Edip Yüksel Meali:

Oysa onlardan, dini sadece ALLAH'a ait kılan tektanrıcılar (monoteist) olarak O'na kulluk etmeleri, namazı gözetmeleri ve zekatı vermeleri istenmişti. İşte dosdoğru din budur.

(Beyyine 5)

Elmalılı Orjinal Meali:

Halbuki onlar ancak şununla emr olunmuşlardı: hakperest müvahhid (hanifler) olarak dini Allah için halis kılarak yalnız Allaha ıbadet etsinler ve namazı dürüst kılsınlar ve zekatı versinler ve odur "dini kayyime"

(Beyyine 5)

Elmalılı Yeni Meali:

Oysa onlar, hakka tapan, Allah'ı birleyiciler olarak dini yalnızca Allah'a tahsis edip Allah'a ibadet etsinler, namazı dosdoğru kılsınlar ve zekatı versinler diye emrolunmuşlardı ancak. İşte odur dosdoğru din!

(Beyyine 5)

Erhan Aktaş Meali:

Oysa Allah'a kulluktan ve dini hanifler[1] olarak O'na has kılmaktan ve salatı ikame etmekten[2], zekatı vermekten[2] başka bir şeyle emrolunmadılar. İşte doğru din budur.

1)Şirk koşmaksızın Allah'a yönelmiş olan.
2)Şirkten arınmış bir bilinçle Allah'a yönelmek, O'na kulluk etmek ve bunu arınmış, temizlenmiş bir benlikle yapmak.

(Beyyine 5)

Gültekin Onan Meali:

Oysa onlara, dini yalnızca O'na halis kılan hanifler olarak sadece Tanrı'ya kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başkası buyrulmadı. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur.

(Beyyine 5)

Hakkı Yılmaz Meali:

Oysa ki onlara sadece, dini yalnız Allah için arındıran kişiler hâlinde sadece Allah'a kulluk etmeleri, salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları, ayakta tutmaları], zekâtı/vergiyi vermeleri emredilmişti. Ve işte bu, doğru/eksiksiz/aşınmaz dindir.

(Beyyine 5)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Hâlbuki onlar, ancak dini O’na halis kılan hanifler olarak Allah’a ibadet etmekle, namazı dosdoğru kılıp, zekâtı vermekle emrolunmuşlardı. İşte dosdoğru din budur.

(Beyyine 5)

Harun Yıldırım Meali:

Oysa onlar, dini yalnızca O’na halis kılan hanifler olarak sadece Allah’a ibadet etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekâtı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. Dosdoğru din, işte budur.

(Beyyine 5)

Hasan Basri Çantay:

Halbuki onlar Allaha, Onun dininde ihlas (ve samimiyyet) erbabı ve muvahhidler olarak, ibadet etmelerinden, namazı dosdoğru kılmalarından, zekatı vermelerinden başkasıyle emr olunmamışlardı. En doğru din de bu idi.

(Beyyine 5)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hâlbuki (onlara) ancak, dinde ihlâslı (samîmî) kimseler, hakka yönelmişler olarak O'nun (rızâsı) için yalnız Allah'a kulluk etmeleri, namazı hakkıyla edâ etmeleri ve zekât vermeleri emrolunmuştu. İşte bu ise, doğru dindir!

(Beyyine 5)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Onlar, ancak Hanifler [doğruya eğilmiş] olarak, dini kendisine [Allah'a] adamış olarak Allah'a kulluk etmeleri, namazı sürekli olarak gereğince kılmaları ve zekatı vermeleri için emir olundular. İşte bu, dosdoğru dindir.

(Beyyine 5)

Hüseyin Atay Meali:

4-5 Ancak, kendilerine kitap verilenler, onlara apaçık bir belge geldikten sonra ayrılığa düştüler. Oysa onlar doğruya yönelerek, bağlılığı yalnız Allah'a öz kılıp Ona kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. Dosdoğru olan din budur.

(Beyyine 5)

İbni Kesir Meali:

Halbuki onlar; doğruya yönelerek, dini yalnız Allah'a tahsis ederek O'na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. En doğru din de işte budur.

(Beyyine 5)

İlyas Yorulmaz Meali:

Halbuki, Allah'ın dinine hiçbir şey katmadan ve Allah'a ortaklar koşmayarak, O nun belirlediği dinde (kurallar içinde) kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekatı vermeleri onlara emredilmişti. İşte en doğru din bunları yapmaktır.

(Beyyine 5)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onlar, Allah için hanifler olarak dînde halis kullar olmaktan (nefslerini halis kılmaktan) ve namazı ikame etmekten ve zekâtı vermekten başka bir şeyle emrolunmadılar. İşte kayyum dîn (kıyâmete kadar devam edecek dîn) budur.

(Beyyine 5)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlara buyrulanlar yalnız şunlardı: Allah'a yürekten bağlı olarak tapın, yalvarıya durun, zekât verin, işte dosdoğru din budur.

(Beyyine 5)

Kadri Çelik Meali:

Oysa onlar, dini yalnızca O'na halis kılanlar olarak sadece Allah'a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekâtı vermek dışında bir şeyle emredilmiş değillerdir. İşte sapasağlam din budur.

(Beyyine 5)

Mahmut Kısa Meali:

Oysa onlara, tertemiz bir inançla bir tek Allah’a yönelerek ve her konuda O’nun hükmüne boyun eğerek yalnızca O’na kulluk etmeleri, namazı dosdoğru kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti; işte budur,insanı kurtuluşa iletecek dosdoğru din! Öyleyse;

(Beyyine 5)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Esasında onlara sadece Allah'a ibadet etmeleri emredildi. Bununla birlikte namaz kılmaları zekat vermeleri emredildi. Emirler böyle. Dosdoğru din budur. Dinde ihlas emredildi.

(Beyyine 5)

Mehmet Türk Meali:

Hâlbuki onlar sadece, dini yalnız Allah’a has kılarak,1 Allah’a tam inanarak, namazı dosdoğru ve devamlı kılmakla ve zekât vermekle emrolunmuşlardı. İşte dosdoğru din de buydu.*

(Beyyine 5)

Muhammed Celal Şems Meali:

Oysa onlara, dini ancak (Allah’a) halis kılmaları, daima O’na eğilip yalnızca Allah’a ibadet etmeleri, namazı ayakta tutmaları ve zekât vermeleri emredilmişti. Kalıcı talimata (sahip) din, işte budur.

(Beyyine 5)

Muhammed Esed Meali:

Oysa kendilerine yalnızca Allah'a ibadet etmeleri, bütün içtenlikleriyle yalnız O'na iman ederek batıl olan her şeyden uzak durmaları; namazlarında dikkatli ve devamlı olmaları; ve karşılıksız harcamada bulunmaları emrolunmuştu çünkü bu, doğruluğu kesin ve açık olan bir ahlaki değerler sistemidir.

(Beyyine 5)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Oysa onlara, dini yalnız Allah a özgü kılıp onu birleyerek kulluk etmeleri, ona yakarışta bulunmaları ve yoksulun hakkı olanı vermeleri emredilmişti. İşte bu, sapasağlam bir dindir.

(Beyyine 5)

Mustafa Çavdar Meali:

Oysa onlar, dini/yaşamlarını sadece Allah’a has kılarak Hanifler/şirke bulaşmamış kimseler olarak Allah’a kulluk etmek, namazı kılmak, zekâtı vermek ile emrolunmuşlardı. İşte insanlığın değerler sistemi/dosdoğru din budur.

Bknz: (6/162) - (30/30)

(Beyyine 5)

Mustafa Çevik Meali:

1-5 Kitap ehlinden olan ve olmayan kâfirlerle müşrikler, kendilerine Peygamber ve Kur’an ile gerçekler bildirilip de hakikate davet edilinceye kadar aralarında ayrılığa düşmeden bir arada yaşadılar. Onlara bu davet ulaşmadan haklarında karar verilecek değildi. Peygamber onlara bir rehber olarak Allah’ın âyetlerinden oluşan o tertemiz sahifelerdeki daveti okuyunca kitap ehlinden olduklarını söyleyenler, Peygamber’i kendi kavimlerinden olmaması sebebi ile reddedip, Peygamber ve ona iman edenlerle ayrılığa düştüler. Oysa Allah, Peygamber’i ve kitabı, insanları Allah’ın emri olan namaz ve zekâtla birlikte Allah’a kulluğu tebliğ etsinler diye göndermiştir. İşte gerçek din de budur. Kulları üzerinde din (nizam) belirleme hakkı yalnızca Allah’a aittir.

(Beyyine 5)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Oysa kendileri yalnızca Allah'a kulluk etmek, din koyma yetkisinin sadece O'na mahsus olduğuna iman edip batıl olan her şeyden uzak durmak, ibadeti hakkıyla eda etmek, arınmak ve artmak için verilmesi gerekeni vermekle emrolunmuşlardı: İşte insanlığın ebedi değerler sistemi budur.

(Beyyine 5)

Osman Okur Meali:

Oysa onlar sadece (bâtıl dinlerden uzaklaşarak) saf bir inançla Allah'a kulluk etmek, namaz kılmak ve zekât vermekle emrolunmuşlardı ki, dosdoğru din de zaten budur.

(Beyyine 5)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Halbuki, onlar emrolunmadılar, ancak dinde ihlas sahipleri, muvahhidler olarak ibadet etsinler ve namazı dosdoğru kılsınlar ve zekâtı versinler (diye emrolunmuşlardır). Ve işte en doğru din de budur.

(Beyyine 5)

Ömer Öngüt Meali:

Oysa kendilerine, dini yalnız Allah'a has kılıp O'nu birleyerek Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları, zekât vermeleri emredilmişti. Bu dimdik ayakta duran bir dindir.

(Beyyine 5)

Ömer Sevinçgül Meali:

Oysa, onlara emredilen, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah’a has kılarak kulluk etmek, namazı özenle kılmak, zekâtı vermekti. İşte dosdoğru din budur!

(Beyyine 5)

Sadık Türkmen Meali:

Halbuki onlara dini yalnız Allah’a has/özgü kılıp, hakka yönelen kimseler olarak O’na kul olmaları, namazı kılmaları ve zekâtı (çalışıp üreterek) vermeleri emredilmişti. İşte dosdoğru/sağlam din budur.

(Beyyine 5)

Seyyid Kutub Meali:

Oysa onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah'a has kılarak O'na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. Dosdoğru olan din de budur.

(Beyyine 5)

Suat Yıldırım Meali:

Halbuki onlara, şirkten uzak olarak yalnız Allah'a ibadet etmeleri, namazı hakkıyla ifa etmeleri, zekatı vermeleri emredilmişti. İşte sağlam, dosdoğru din budur.

(Beyyine 5)

Süleyman Ateş Meali:

Oysa kendilerine, dini yalnız Allah'a halis kılıp O'nu birleyerek Allah'a kulluk etmeleri, namazı kılmaları, zekatı vermeleri emredilmişti. İşte doğru din oydu.

(Beyyine 5)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlara (resullerimiz tarafından) sadece şu emir verilmiştir: Allah'ın dinine bir şey katıştırmadan yalnız O'na kulluk edin; namazı düzgün ve sürekli kılın, zekatı da verin. İşte doğru din budur.

(Beyyine 5)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Oysa onlara, samimiyetle ve ortak koşmadan sadece Allah'a kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. Çünkü dosdoğru din budur.

(Beyyine 5)

Şaban Piriş Meali:

Onlar, sadece dini/otoriteyi Allah'a has kılan hanifler olarak ona kulluk etmek, namazı kılmak, zekatı vermek ile emrolunmuşlardı. İşte dosdoğru din budur.

(Beyyine 5)

Talat Koçyiğit Meali:

Oysa onlar, dîni yalnız Allah'a hâs kılarak ve doğruya yönelerek Allah'a ibadet etmekten, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekatı vermekten başka bir şeyle emrolunmamışlardı. Zira dosdoğru dîn bu idi.

(Beyyine 5)

Tefhimul Kuran Meali:

Oysa onlar, dini yalnızca O'na halis kılan hanifler (Allah'ı birleyenler) olarak sadece Allah'a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekâtı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam olan) din budur.

(Beyyine 5)

Ümit Şimşek Meali:

Oysa onlar sadece bâtıl dinlerden uzaklaşarak saf bir inançla Allah'a kulluk etmek, namaz kılmak ve zekât vermekle emrolunmuşlardı ki, dosdoğru din de zaten budur.

(Beyyine 5)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Oysa ki onlara, dini yalnız O'na özgüleyerek, dosdoğru yürüyen kişiler halinde sadece Allah'a ibadet etmeleri, namazı kılmaları, zekatı vermeleri emredilmişti. İşte budur doğru, eskimez ve aşınmaz din.

(Beyyine 5)