– İşte o insanlar da sizin gibi, Allah’ın hiç kimseyi yeniden diriltemeyeceğini, hiç kimseyi elçi olarak göndermeyeceğini zannederlerdi.
Bknz: (40/35)
– İşte o insanlar da sizin gibi, Allah’ın hiç kimseyi yeniden diriltemeyeceğini, hiç kimseyi elçi olarak göndermeyeceğini zannederlerdi.
Bknz: (40/35)
Ve şüphe yok ki onlar da sizin sandığınız gibi Allah'ın, kesin olarak hiçbir kimseyi tekrar diriltmiyeceğini sanıyorlar.
(Cin 7)"Ve onlar (cinnlerin kâfir takımı), sizin de öyle zannedip aldandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi kesin olarak (ahirette hesaba çekmek üzere) diriltmeyeceğini sanmışlardı."
(Cin 7)Hakikaten o cinler de siz insanların zannettiği gibi Allah'ın hiçbir kimseyi asla diriltemeyeceğini veya Allah'ın hiçbir kimseyi peygamber olarak göndermeyeceğini sanmışlardı.
(Cin 7)Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı.
(Cin 7)"Muhakkak ki onlar (insanlar), sizin gibi düşünüp, Allah'ın hiçbir kimseyi asla ba's etmeyeceğini, zannetmişler!" (Bu ayet cinlerin de yaşadıkları beden boyutu itibarıyla 'Ölüm - kıyamet' aşaması sonrasına insanlar gibi vakıf olmadıklarını göstermektedir. A. H. )
(Cin 7)“Onlar da, sizin zannetiğiniz gibi, Allah'ın hiç kimseyi asla peygamber olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirmeyeceğini zannediyorlardı.”*
(Cin 7)Onlar da sizin sandığınız gibi Allah'ın hiç kimseyi diriltmeyeceğini sanmışlardı.
(Cin 7)"Ve onlar, sizin de sandığınız gibi Allah'ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı."
(Cin 7)O insanlar da, (ey cinler) sizin zannettiğiniz gibi, Allah'ın ebedîyen hiç bir kimseyi öldükten sonra diriltmiyeceğini zannetmişlerdi.
(Cin 7)"Aslında, onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın kimseyi göndermeyeceğini sanıyorlardı!"[541]
541)"Kimseyi göndermeyeceğini" söylemi, kimi Kur'an çevirilerinde, "Kimseyi tekrar diriltmeyeceğini" veya "Kimseyi yeniden yaratmayacağını" biçiminde çevrilmiştir.
‘Ve bu kişiler de (ey halkımız), aynen sizin düşündüğünüz gibi, Allah’ın bir insanı rasûl olarak göndereceğini düşünmüyorlardı.
(Cin 7)(Ve bana bildirildi ki:) O cinler de, siz insanların sandığı gibi, Allah’ın hiç kimseyi diriltmeyeceğini sanmışlar.
(Cin 7)Cinler sizin sandığınız gibi Allah'ın hiçbir kimseyi peygamber olarak göndermeyeceğini sanıyorlardı.
(Cin 7)«Dogrusu, onlar da sizin, Allah'in kimseyi yeniden diriltmeyeceginizi sandiginiz gibi sanida bulunmuslardi.»
(Cin 7)Onlar da sizin sandığınız gibi Allah'ın hiçbir kimseyi diriltip kal, dırmıyacağını sanmışlardı.
(Cin 7)“Gerçekten onlar da, sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi öldükten sonra tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı.”
(Cin 7)"Doğrusu, onlar da sizin, Allah'ın kimseyi yeniden diriltmeyeceğinizi sandığınız gibi sanıda bulunmuşlardı."
(Cin 7)"Gerçekten onlar da, sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi öldükten sonra tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı."
(Cin 7)Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı.
(Cin 7)'Onlar, tıpkı sizin sandığınız gibi, ALLAH'ın hiç bir kimseyi göndermeyeceğini sanıyorlardı.'
(Cin 7)Ve doğrusu onlar sizin zann ettiğiniz gibi zann etmişlerdi ki: Allah ebeda hiçbir kimseyi ba's etmiyecek.
(Cin 7)Doğrusu onlar sizin sandığınız gibi sanmışlardı ki, Allah hiçbir kimseyi asla peygamber göndermeyecek.
(Cin 7)Gerçekten de onlar sizin inandığınız şekilde, Allah'ın hiç kimseyi diriltmeyeceğine inanmışlardı.
(Cin 7)"Ve onlar, sizin de sandığınız gibi Tanrı'nın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı."
(Cin 7)Gerçekten de onlar sizin inandığınız gibi, Allah'ın asla kimseyi peygamber göndermeyeceğine/ diriltmeyeceğine inanmışlardı.
(Cin 7)“Ve onlar, sizin de düşündüğünüz gibi Allah’ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini düşünmüşlerdi.”
(Cin 7)"Hakıykaten onlar da, sizin zannetdiğiniz gibi, Allahın hiçbir kimseyi kat'iyyen diriltemeyeceğini sanmışlar".
(Cin 7)“Hakikaten onlar da sizin zannettiğiniz gibi, Allah'ın hiç kimseyi aslâ diriltmeyeceğini zannetmişlerdi.”
(Cin 7)Gerçekten onlar, tıpkı Allah'ın hiçbiri [kimseyi] asla yeniden diriltmeyeceğini zannetmeniz/düşünmeniz gibi zannettiler/düşündüler.
(Cin 7)Doğrusu onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın yeniden kimseyi diriltemeyeceğini sandılar.
(Cin 7)Onlarda aynen sizin zannettiğiniz gibi, Allah'ın hiçbir kimseyi diriltmeyeceğini zannediyorlardı.
(Cin 7)Ve onlar da, sizin zannettiğiniz gibi Allah’ın hiç kimseyi yeniden diriltmeyeceğini zannettiler.
(Cin 7)Gerçekten onlar da, tıpkı sizin gibi, Allah hiçbir kimseyi yeni baştan diriltemez sanmışlardı.
(Cin 7)“Ve onlar (insanlar), sizin (cinlerin) sandığınız gibi Allah'ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardır.”
(Cin 7)“Çünküo insanlar da, tıpkı sizin bir zamanlar sandığınız gibi, Allah’ın insan ve cinlerin hayatına hiçbir zaman müdâhale etmeyeceğini, dolayısıyla hiç kimseyi Peygamber olarak göndermeyeceğini ve öldükten sonra hiç kimsenin dirilmeyeceğini sanıyorlardı. Fakat biz Kur’an’ı dinledikten sonra, bu iddianın tamamen yanlış olduğunu anladık.”
(Cin 7)Nasıl ki, onlar da, sizin gibi Allah'ın hiç birini diriltmeyeceğini sanır.
(Cin 7)“(Ey Cinler!) Doğrusu o (insanlar da) sizin zannettiğiniz gibi Allah’ın kimseyi (Peygamber olarak) göndermeyeceğini zannetmişlerdi.”
(Cin 7)“Onlar (da) sizler gibi, Allah’ın kimseyi (peygamber olarak) göndermeyeceğine (kesinlikle) inanırlardı.”
(Cin 7)O kadar ki, sizin (vaktiyle) düşündüğünüz gibi, onlar da Allah'ın hiç kimseyi (yeniden) asla (elçi olarak) göndermeyeceğini düşünmeye başladılar.
(Cin 7)Bknz: (40/35)
(Cin 7)1-14 Ey Peygamber! De ki: Tanıyıp bilmediğimiz bir kısım kimselerin okunmakta olunan Kur’an’ı dinledikten sonra kendi toplumlarına gidip şöyle dedikleri bana vahyolundu. “Biz insanı doğruya, yaratılışının amacına davet eden olağanüstü güzellikte harikulade, bir Kur’an dinledik ve duyduklarımıza da iman ettik. Bundan böyle asla Rabbimize ortak koşmayacak ve O’ndan başkasını da ilah edinmeyeceğiz. İçimizdeki şeytan yandaşlarının uydurduğu gibi Rabbimiz ne bir eş ne de bir evlat edinmiştir. Rabbimizin şanı çok yücedir. Bizlere bundan önce bir kısım insanların yaratılışları farklı, görünmez yaratıklardan olan cinlerle temas halinde oldukları söylenmiş, onlardan gayba dair haberler alabilecekleri bildirilmiş ve yardımlarına sığınılabileceği öğretilmişti. Bizler, insanların ve cinlerin Allah hakkında yalanlar uydurup iftiralar atacaklarına da inanmazdık, ama şimdi dinlediğiniz Kur’an’dan öğrendik ki gerçek böyle değilmiş. Önceleri, Allah’ın hiç kimseyi öldükten sonra tekrar dirilteceğine de inanmazdık. Şayet Allah, Hz. Muhammed’i peygamber olarak gönderip bu gerçekleri bildirmese yine de öğrenemeyecektik. Ayrıca daha önce inandırıldığımız gibi gökyüzünden medet umuyor, haberler bekliyorduk. Şimdi oralardan haberler alınmasının mümkün olmadığını, dahası buna inananların peşlerini cehennem ateşinin bırakmayacağını da öğrendik. İşte bu Kur’an’ın âyetleri böylesi asılsız, karanlık inançları ışığıyla yok ediyor. İçimizde doğrudan hayırdan yana yaşamak arzusunda olanlar olduğu gibi, dünyevi çıkarlarını her şeyin üstünde tutup doğru yanlış demeden ona uyan zalimler de var. Kur’an’ı dinleyinceye kadar yeryüzünde böyle yaşamakta olanlar için Rabbimizin neyi murad ettiğini, hükmünün ne olacağını da bilmiyorduk. Artık şunu çok iyi anladık ki Allah’ın belirlediği sınırların dışına çıkan hiç kimsenin, Allah’tan kaçıp kurtulması mümkün değildir. Biz, Kur’an’ı dinleyip gerçeği işitince duyduklarımıza iman ettik. Rabbine iman edip güvenen kimse, Allah’ın izni olmadan kendisine herhangi bir zarar verilmesinden ve haksızlığa uğratılmaktan korkmaz. İçimizde dinlediğimiz Kur’an ile davet edildiğine iman edip Rabbine teslim olanlar da, daveti kabul etmeyip müşrik kalmakta direnenler de var!”
(Cin 7)Öyle ki o sapık insanlar, tıpkı sizin sandığınız gibi Allah'ın hiç kimseyi elçi göndermeyeceğini sanmışlardı.
(Cin 7)Gerçekten de onlar sizin inandığınız gibi, Allah'ın asla kimseyi (Elçi) göndermeyeceğine (veya) kimseyi diriltmeyeceğine inanmışlardı.
(Cin 7)«Ve şüphesiz onlar da sizin zannetiğiniz gibi zannetmişlerdir ki, Allah hiçbir kimseyi peygamber göndermeyecektir.»
(Cin 7)"Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi yeniden diriltmeyeceğini sanmışlardı. "
(Cin 7)Onlar da, sizin sandığınız gibi; Allah’ın hiç kimseyi diriltmeyeceğini sanmışlardı.
(Cin 7)O sapık insanlar, tıpkı sizler gibi, Allah'ın hiç kimseyi yeniden diriltmeyeceğini sanmışlardır.
(Cin 7)(1-7) De ki: Bana vahyolunduğuna göre bir cin cemaati Kur'an'ı dinledikten sonra şöyle dediler: "Biz gerçekten, doğru yolu gösteren harikulade bir Kur'an dinledik. Bundan böyle Rabbimize asla bir şerik tanımayacağız. Rabbimizin şanı çok yücedir, O ne eş, ne de çocuk edinmiştir. Meğer içimizden birtakım cahiller, Allah hakkında gerçek olmayan sözler söylüyormuş! Biz de saf saf, insanları ve cinleri, Allah hakkında yalan söylemez sanmışız! Meğer bir kısım insanlar cinlerden bazılarına sığınıp, böylece onları daha da azgın hale getirmişler! Onlar da, sizin zannettiğiniz gibi, Allah'ın ölen hiçbir kimseyi diriltmeyeceğini zannetmişler.
(Cin 7)Onlar da sizin sandığınız gibi Allah'ın hiç kimseyi diriltmeyeceğini sanmışlardı.
(Cin 7)Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın artık kimseyi elçi göndermeyeceğini sanmışlar.
(Cin 7)Sizin zannettiğiniz gibi, onlar da Allah'ın hiç kimseyi yeniden diriltemeyeceğini sanmışlardı.
(Cin 7)«Ve onlar, sizin de sandığınız gibi Allah'ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı.»
(Cin 7)“Onlar da, sizin zannettiğiniz gibi, Allah kimseyi diriltmeyecek sanıyorlardı.
(Cin 7)"Onlar, tıpkı sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi asla diriltmeyeceğini/peygamber göndermeyeceğini sanmışlardı."
(Cin 7)" 'They thought, just like you thought, that GOD would not send another (messenger).
(Cin 7)