72. Cin Suresi / 8.ayet

– Biz, bilgi çalmak için göklere erişmek istedik fakat onun, güçlü bekçiler ve alev toplarıyla donatılmış olduğunu gördük.

Bknz: (15/16)»(15/17)(21/32)

Mustafa Çavdar Meali

Cin 8 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve gerçekten de biz, göğü yokladık da orasını, kuvvetli bekçilerle ve şihaplarla dolu bulduk.

(Cin 8)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

“(Kader programının günlük görev taksimatı sırasında bilgi hırsızlığı yapmak ve gelip insanları azdırmak için) Doğrusu biz göğü (dokunup) yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla (ateş alevleri olan kovalayıcı toplarla) kaplı (doldurulmuş) bulduk.”

(Cin 8)

Abdullah Parlıyan Meali:

Cinler devamla: “Gerçekten biz gök yüzünü yokladık ama onu güçlü muhafızlar ve alevlerle dolu bulduk.

(Cin 8)

Adem Uğur Meali:

Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk.

(Cin 8)

Ahmet Hulusi Meali:

"Gerçekten biz semaya dokunduk da onu, güçlü bekçilerle (kuvvelerle) ve şihablarla (anlamamızı önleyen ışınlarla) doldurulmuş bulduk. "

(Cin 8)

Ahmet Tekin Meali:

“- Doğrusu biz göğü yokladık. Fakat onu güçlü koruyucular ve kor halinde akan alev yalımlarıyla dolu gördük.”

(Cin 8)

Ahmet Varol Meali

Doğrusu biz göğü yokladık da onu güçlü bekçiler ve parlak ateşlerle doldurulmuş bulduk.

(Cin 8)

Ali Bulaç Meali:

"Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk."

(Cin 8)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Doğrusu biz (cinler topluluğu, meleklerin sözünü dinlemek için) semayı yokladık da, onu (meleklerden ibaret) çok kuvvetli bekçiler ve şihaplarla (akan yakıcı yıldızlarla) doldurulmuş bulduk.

(Cin 8)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Aslında, gökyüzüne dokunduk. Ama onu, güçlü bekçilerle ve yakıcı ışınlarla dolu bulduk!"[542]

542)72:8,9 ayetleri, kimi yorumcular tarafından astroloji ile ilişkilendirilerek, şöyle yorumlanmıştır: "Gökyüzü ve yıldızların görünmeyen varlıklara karşı koruma altına alınmış olması, yıldızlardan gelecek okunması yöntemleriyle, insanın algılama yetilerinin ötesinde olan bilgileri elde etme çabalarının olanaksız olduğunu bildirmektedir. Bu bilgileri öğrenmek isteyenleri izleyecek olan yakıcı ışınlar, düş kırıklığı anlamını taşımaktadır." Gökyüzünün şeytanlara karşı korunduğu da 15:16-18; 37:6-10 ve 67:5 ayetlerinde bildirilmiştir.

(Cin 8)

Ali Ünal Meali:

‘Göğe çıkmak istedik, ama bir de ne görelim: orası sert ve kuvvetli bekçiler ve alev fışkırtan mermilerle dolu.

(Cin 8)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve (bana bildirildi ki: Onlar şöyle demişler.) “Gerçekten biz göğü yokladık, baktık, şiddetli nöbetçilerle ve ışık saçan yıldızlarla (ateş mermileri ile) doldurulmuştur.”

(Cin 8)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Doğrusu biz cinler, göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev hüzmeleri ile doldurulmuş bulduk."

(Cin 8)

Bekir Sadak Meali:

«Dogrusu biz gogu yokladik; onu sert bekciler ve kayan ateslerle doldurulmus bulduk.»

(Cin 8)

Besim Atalay Meali:

«Biz göğe dokunmuştuk, onu sert bekçilerle, akan yıldızlarla dopdolu bulduk!

(Cin 8)

Celal Yıldırım Meali:

Biz, gerçekten göğü yokladık da sert ve güçlü bekçilerle ve şihablarla dolu bulduk.

(Cin 8)

Cemal Külünkoğlu Meali:

“Doğrusu biz (cinler topluluğu, meleklerin sözünü dinlemek için) semayı yokladık. Fakat onu çetin bekçilerle ve yakıcı ışınlarla dolu bulduk.”*

(Cin 8)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Doğrusu biz göğü yokladık; onu sert bekçiler ve kayan ateşlerle (ışınlarla) doldurulmuş bulduk."

(Cin 8)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Kuşkusuz biz göğe ulaşmak istedik, fakat onu çetin bekçilerle ve yakıcı ışıklarla dolu bulduk."

(Cin 8)

Diyanet Vakfı Meali:

Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk.

(Cin 8)

Edip Yüksel Meali:

'Biz göğe dokunduk ve onu güçlü bekçilerle ve ateş toplarıyla korunmuş bulduk.'

(Cin 8)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve doğrusu biz o Semayı yokladık da onu öyle bulduk ki şiddetli muhafızlar ve şihablarla doldurulmuş

(Cin 8)

Elmalılı Yeni Meali:

Doğrusu biz o göğü yokladık da onu kuvvetli muhafızlar ve atılmaya hazır ateşin aleviyle doldurulmuş bulduk.

(Cin 8)

Erhan Aktaş Meali:

"Gerçekten de biz göğe erişmek istedik, fakat onun zorlu bekçiler ve parlak alevlerle doldurulmuş olduğunu gördük."

(Cin 8)

Gültekin Onan Meali:

"Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk."

(Cin 8)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve gerçekten biz göğe dokunduk da onu kuvvetli bekçiler ve parlak alevlerle doldurulmuş bulduk.

(Cin 8)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Kuşkusuz biz, göğe dokunduk da onun çok güçlü bekçiler ve ateş toplarıyla dolu olduğunu gördük.”

(Cin 8)

Harun Yıldırım Meali:

“Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve alevli ateşlerle kaplı bulduk.”

(Cin 8)

Hasan Basri Çantay:

(Cin devamla:) "Biz ciddi bir suretde göğe erişmek istedik. Fakat onu sert bekçilerle ve (yakıcı) şihablarla doldurulmuş bulduk".

(Cin 8)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Doğrusu biz, (melâikeleri dinlemek için) göğe dokunduk (orayı yokladık) da onu(artık), kuvvetli bekçiler ve alevli yıldızlarla doldurulmuş bulduk.”

(Cin 8)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(8-9) "Gerçekten biz, göğe dokunduk da onu şiddetli bekçiler ve ateş topları [ile] doldurulmuş halde bulduk. Hâlbuki, gerçekten biz, ondan [gökten bir kısımda] işitmek için oturma zamanında/yerinde oturuyorduk da şimdi kim dinlemek isterse, kendisi için takip eden bir ateş topu buluyor".

(Cin 8)

Hüseyin Atay Meali:

Ve doğrusu biz, göğü yokladık, onu sert bekçiler ve alevlerle doldurulmuş bulduk.

(Cin 8)

İbni Kesir Meali:

Doğrusu biz; göğü yokladık da, onu sert bekçiler ve alevlerle doldurulmuş bulduk.

(Cin 8)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz göğe yöneldiğimizde, gökyüzünü çok güçlü bekçiler ve ateş parçaları ile doldurulmuş bulduk.

(Cin 8)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve gerçekten biz semaya, elbette dokunduk. O zaman onu çok güçlü bekçiler ve şihaplarla (yakıcı ışınlarla) doldurulmuş bulduk.

(Cin 8)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Gerçekten biz göğü bir yoklamak istedik de onu sert koruyucularla, ateş parçalarıyla dolu bulduk.

(Cin 8)

Kadri Çelik Meali:

“Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve akanyıldızlarla doldurulmuş bulduk.”

(Cin 8)

Mahmut Kısa Meali:

“Zatengöğü gezip yokladığımızda gördük ki, bütün gökyüzü, uzayda gezip dolaşmayı bizim için neredeyse imkânsız hâle getiren güçlü bekçilerle ve ateş toplarıyla doldurulmuş. İşte bunu görünce, tarihin akışını değiştiren çok önemli bir olayın gerçekleştiğini anladık.”

(Cin 8)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Cinler:" Göğe dokunduk, bulduk ki, orada vardır bekçiler, alevler"

(Cin 8)

Mehmet Türk Meali:

“Doğrusu biz (cinler) göğü yokladık, fakat onu güçlü koruyucular ve parlak bir ateşle doldurulmuş bulduk.”

(Cin 8)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Biz, göğü araştırdık (manevi bilgileri elde etmeye çalıştık).Ancak onu güçlü bekçiler ve parlak alevlerle dolu bulduk.”

(Cin 8)

Muhammed Esed Meali:

Ve (zaman oldu) biz göğe uzandık ama onu güçlü muhafızlar ve alevlerle dolu bulduk,

(Cin 8)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Doğrusu biz; göğü yokladık da, onu sert bekçiler ve alevlerle doldurulmuş olarak bulduk."

(Cin 8)

Mustafa Çavdar Meali:

– Biz, bilgi çalmak için göklere erişmek istedik fakat onun, güçlü bekçiler ve alev toplarıyla donatılmış olduğunu gördük.

Bknz: (15/16)»(15/17) - (21/32)

(Cin 8)

Mustafa Çevik Meali:

1-14 Ey Peygamber! De ki: Tanıyıp bilmediğimiz bir kısım kimselerin okunmakta olunan Kur’an’ı dinledikten sonra kendi toplumlarına gidip şöyle dedikleri bana vahyolundu. “Biz insanı doğruya, yaratılışının amacına davet eden olağanüstü güzellikte harikulade, bir Kur’an dinledik ve duyduklarımıza da iman ettik. Bundan böyle asla Rabbimize ortak koşmayacak ve O’ndan başkasını da ilah edinmeyeceğiz. İçimizdeki şeytan yandaşlarının uydurduğu gibi Rabbimiz ne bir eş ne de bir evlat edinmiştir. Rabbimizin şanı çok yücedir. Bizlere bundan önce bir kısım insanların yaratılışları farklı, görünmez yaratıklardan olan cinlerle temas halinde oldukları söylenmiş, onlardan gayba dair haberler alabilecekleri bildirilmiş ve yardımlarına sığınılabileceği öğretilmişti. Bizler, insanların ve cinlerin Allah hakkında yalanlar uydurup iftiralar atacaklarına da inanmazdık, ama şimdi dinlediğiniz Kur’an’dan öğrendik ki gerçek böyle değilmiş. Önceleri, Allah’ın hiç kimseyi öldükten sonra tekrar dirilteceğine de inanmazdık. Şayet Allah, Hz. Muhammed’i peygamber olarak gönderip bu gerçekleri bildirmese yine de öğrenemeyecektik. Ayrıca daha önce inandırıldığımız gibi gökyüzünden medet umuyor, haberler bekliyorduk. Şimdi oralardan haberler alınmasının mümkün olmadığını, dahası buna inananların peşlerini cehennem ateşinin bırakmayacağını da öğrendik. İşte bu Kur’an’ın âyetleri böylesi asılsız, karanlık inançları ışığıyla yok ediyor. İçimizde doğrudan hayırdan yana yaşamak arzusunda olanlar olduğu gibi, dünyevi çıkarlarını her şeyin üstünde tutup doğru yanlış demeden ona uyan zalimler de var. Kur’an’ı dinleyinceye kadar yeryüzünde böyle yaşamakta olanlar için Rabbimizin neyi murad ettiğini, hükmünün ne olacağını da bilmiyorduk. Artık şunu çok iyi anladık ki Allah’ın belirlediği sınırların dışına çıkan hiç kimsenin, Allah’tan kaçıp kurtulması mümkün değildir. Biz, Kur’an’ı dinleyip gerçeği işitince duyduklarımıza iman ettik. Rabbine iman edip güvenen kimse, Allah’ın izni olmadan kendisine herhangi bir zarar verilmesinden ve haksızlığa uğratılmaktan korkmaz. İçimizde dinlediğimiz Kur’an ile davet edildiğine iman edip Rabbine teslim olanlar da, daveti kabul etmeyip müşrik kalmakta direnenler de var!”

(Cin 8)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Yine cinler şöyle dediler): "Gerçek şu ki biz göğü yokladık, ama onu tam donanımlı bir koruma ordusu ve tarifsiz bir göktaşı sağanağıyla dopdolu bulduk;

(Cin 8)

Osman Okur Meali:

“Doğrusu biz semayı yokladık. Fakat onu çetin bekçilerle ve yakıcı ışınlarla dolu bulduk.”

(Cin 8)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Ve muhakkak ki, biz göze dokundukta hemen onu şiddetli bekçiler ile ve şihaplar ile doldurulmuş bulduk.»

(Cin 8)

Ömer Öngüt Meali:

"Biz göğü yokladık, onu çok kuvvetli bekçilerle ve alevlerle doldurulmuş bulduk. "

(Cin 8)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Semayı yokladık, onu yaman koruyucularla ve alev toplarıyla dopdolu bulduk.

(Cin 8)

Sadık Türkmen Meali:

Doğrusu biz göğe dokunmak istedik de onu sert bekçilerle ve alevlerle dolu bulduk.

(Cin 8)

Seyyid Kutub Meali:

Göğü yokladık, orayı sert bekçilerle ve göktaşları ile dopdolu bulduk.

(Cin 8)

Suat Yıldırım Meali:

-"Biz göğe çıkmak istedik: Bir de ne görelim: orası sert ve kuvvetli bekçiler, şihablar, alevler, (roket gibi mermiler)le dolu!

(Cin 8)

Süleyman Ateş Meali:

Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçilerle ve ışınlarla doldurulmuş bulduk.

(Cin 8)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bir gün göğe[1] vardık; orayı koruyucularla ve ateş parçalarıyla doldurulmuş bulduk.

1) ٍİnsanlar ve cinler, gerekli güce ulaşırlarsa yedinci kat semaya kadar cikabilirler. Bkz.(Rahman 55/33) Ancak cin şeytanları, birinci kat semaya bile sokulmaz, taşlanarak uzaklaştırılırlar. Bkz.(Saffat 37/6-10)

(Cin 8)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

'Gökyüzüne el attık; ama onu, güçlü koruyucular ve alevlerle dolu bulduk.'

(Cin 8)

Şaban Piriş Meali:

-Biz, göğü yokladık ve onu şiddetli bir koruma ve alevle dolu bulduk.

(Cin 8)

Talat Koçyiğit Meali:

"Biz, gökyüzünü yokladık ve onu sert bekçiler ve birer atımlık alevlerle doldurulmuş bulduk."

(Cin 8)

Tefhimul Kuran Meali:

«Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk.»

(Cin 8)

Ümit Şimşek Meali:

“Biz göğü yokladık; fakat onu güçlü bekçiler ve alevlerle(2) dolu bulduk.*

(Cin 8)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Biz göğe gerçekten dokunduk da onu titiz ve güçlü bekçilerle ve kayıp giden ışınlarla/alevlerle doldurulmuş bulduk."

(Cin 8)