62. Cuma Suresi / 2.ayet

O Allah ki ümmi/vahiy kültürüne sahip olmayan ve apaçık bir sapkınlık içinde bulunan bir topluma kendi içlerinden O’nun ayetlerini ileten, onları (şirkten) arındıran, bu kitabı/Kuran’ı ve bu kitabın anlaşılması ve hayata taşınmasını öğreten bir elçi gönderdi.

Bknz: (2/151)(3/164)

Mustafa Çavdar Meali

Cuma 2 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

O, bir mabuttur ki Mekkeliler içinden, kendi cinslerinden bir peygamber göndermiştir; onlara ayetlerini okumaktadır ve onları tertemiz bir hale getirmektedir ve onlara kitabı ve şeriatlerin hikmetlerini öğretmektedir ve bundan önce onlar, elbette apaçık bir sapıklık içindeydiler.*

(Cuma 2)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

O (Allah), ümmiler içinde(n seçip), kendilerinden (biri olan) ve onlara ayetlerini okuyan, onları (Kur’an’la ve izahıyla) temizleyip arındıran ve onlara Kitap ve hikmeti (Sünneti) öğretip (açıklayan) bir Elçi gönderendir. Oysa onlar, bundan önce gerçekten açıkça bir şaşkınlık ve sapkınlık içindelerdi.

(Cuma 2)

Abdullah Parlıyan Meali:

O Allah ki, kitap ve okuma ile ilgisi olmayan bir topluma, kendi aralarından kendilerine, Allah'ın mesajını aktaran, onları küfür, şirk ve nifak gibi hastalıklardan arındıran, ilâhî kelamı ve hikmeti öğreten bir elçi göndermiştir ki, oysa onlar bundan önce, apaçık bir sapıklık içindeydiler.

(Cuma 2)

Adem Uğur Meali:

Çünkü ümmîlere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitab'ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O'dur. Kuşkusuz onlar önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler.

(Cuma 2)

Ahmet Hulusi Meali:

O ki, ümmiler içinde kendilerinden Rasul ba's etti ki; onlara O'nun işaretlerini okuyan, onları saflaştıran ve onlara Kitabı (hakikat ve Sünnetullah BİLGİsi) ve Hikmeti (oluşum sistemi bilgisi) öğretsin. Oysa onlar daha önce apaçık bir inanç sapıklığı içindeydiler.

(Cuma 2)

Ahmet Tekin Meali:

O, içlerinden, ümmîler, Mekkeli bilinen kabileler arasında kendilerine Allah'ın âyetlerini, Kur'ân'ı okuyan, onları pislikten arındıran, vicdanlarını temizleyen, onlara okuma yazmayı, kitaba, Kur'ân'a vukufu, ilmi, hikmeti, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini, sünnetini öğreten, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere bir Rasul seçerek görevlendirendir. Onlar önceden, tamamen başlarına buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet ve bozuk düzen içindeydiler.

(Cuma 2)

Ahmet Varol Meali

O, ümmiler [1] içinde kendilerinden, onlara ayetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara Kitab'ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir. Oysa onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler.*

(Cuma 2)

Ali Bulaç Meali:

O, ümmiler içinde, kendilerinden olan ve onlara ayetlerini okuyan, onları arındırıp temizleyen ve onlara kitap ve hikmeti öğreten bir elçi gönderendir. Oysa onlar, bundan önce gerçekten açıkça bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Çoğu okuma yazma bilmiyen) Arablar içinde, soylarından bir peygamber gönderen O'dur. (Bu Peygamber Muhammed Aleyhisselâm) üzerlerine O'nun ayetlerini okuyor, onları (şirk kirinden) temizliyor, kendilerine Kur'an ve şeriat (dinî hükümler) öğretiyor. Halbuki bundan önce (Peygamberin gelişinden evvel) açık bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Ali Rıza Sefa Meali:

O, önceki kitaplardan bilgisi olmayanlara, kendi aralarından olan, hem O'nun ayetlerini onlara okuyan hem onları arındıran hem de Kitap'ı ve bilgeliği onlara öğreten bir elçi göndermiştir. Daha önce, gerçekten apaçık bir sapkınlık içindeydiler.

(Cuma 2)

Ali Ünal Meali:

O (Allah), kendilerine Kitap verilmemiş ve (pek çoğu itibariyle) okuma–yazma da bilmeyen insanlar arasında, kendi içlerinden (onlarla aynı kavimden ve aynı dili konuşan) bir rasûl gönderdi. O Rasûl, onlara (Allah’ın kendisine vahyettiği) âyetlerini okuyor (ve bizzat kendilerini, dış dünyalarını, eşya ve hadiseleri apaçık delillerimiz olarak onlara anlatıyor); (zihinlerini yanlış düşünce ve kabullerden, kalblerini bâtıl inanç ve günahlardan, hayatlarını her türlü kirden temizleyerek,) onları arındırıyor; onlara (Allah’ın kendisine indirmekte olduğu) Kitabı ve hikmeti (o Kitabı anlama ve tatbik etme yoluyla, ondaki emir ve yasakların manâ ve maksadını, ayrıca eşya ve hadiselerin anlamını) öğretiyor. Onlar, bundan önce ancak apaçık bir sapıklık ve yitip–gitmişlik içindeydiler.

(Cuma 2)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ümmilere (Araplara) daha önce apaçık bir sapıklık içinde oldukları halde, içlerinden kendilerine bir elçi gönderen O’dur. O elçi onlara Allah’ın ayetlerini okuyor, (manen) onları temizliyor; onlara kitap ve hikmeti (yasa ve bilgiyi) öğretiyor.

(Cuma 2)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Ümmilere/cahillere, kendilerine Allah'ın ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara kitabı ve hikmeti öğreten içlerinden bir peygamberi gönderen O'dur. Onlar, bundan önce apaçık bir sapıklık içindeydiler.

(Cuma 2)

Bekir Sadak Meali:

Kitapsiz kimseler arasindan, kendilerine ayetlerini okuyan, onlari aritan, onlara Kitabi ve hikmeti ogreten bir peygamber gonderen O'dur. Onlar, daha once, suphesiz apacik bir sapiklik icinde idiler.

(Cuma 2)

Besim Atalay Meali:

Okuyup yazması olmayanlara, içlerinden bir peygamber gönderdi, onlara okuyor âyetlerini, onları temizliyor, onlara hem kitabı, hem hikmeti öğretiyor; onlarsa, önceden açık bir sapkınlık içindeydiler

(Cuma 2)

Celal Yıldırım Meali:

Ümmîlere (çoğu okur-yazar olmayan Araplara) kendilerinden bir peygamber gönderen O'dur. O Peygamber, onlara Allah'ın âyetlerini okur, onların (iç ve dışlarını) arındırıp temizler; onlara kitap ve hikmet öğretir; oysa ümmîler daha önce açık bir sapıklık içinde bulunuyorlardı.

(Cuma 2)

Cemal Külünkoğlu Meali:

O, ümmilere içlerinden, kendilerine (Allah'ın) âyetlerini okuyan, onları (şirk kirinden) temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir. Hâlbuki onlar, bundan önce apaçık bir sapıklık içindeydiler. *

(Cuma 2)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kitapsız (okuma-yazma bilmeyen) kimseler arasından, kendilerine ayetlerini okuyan, onları arıtan, onlara Kitabı ve hikmeti öğreten bir Peygamber gönderen O'dur. Onlar, daha önce, şüphesiz apaçık bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

O, ümmilere, içlerinden, kendilerine ayetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir. Halbuki onlar, bundan önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Diyanet Vakfı Meali:

Çünkü ümmîlere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitab'ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O'dur. Kuşkusuz onlar önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler.

(Cuma 2)

Edip Yüksel Meali:

O ki, ümmilerin arasından, kendilerinden olan bir elçi göndermiştir ki onlara O'nun ayetlerini okuyor, onları temizliyor ve onlara kitabı ve bilgeliği öğretiyor. Bundan önce onlar apaçık bir sapıklık içinde bulunuyorlardı.

(Cuma 2)

Elmalılı Orjinal Meali:

Odur ki: ümmiler içinde kendilerinden bir Resul gönderdi, üzerlerine onun ayetlerini okuyor ve onları temize çıkarıp parlatıyor, kendilerine kitab ve hikmet öğretiyor, halbuki bundan evvel açık bir dalal içinde idiler.

(Cuma 2)

Elmalılı Yeni Meali:

O'dur, ümmiler içinde kendilerinden olup onlara ayetlerini okuyan, onları temize çıkarıp parlatan, onlara kitap ve hikmet öğreten bir peygamber gönderen. Oysa bundan önce açık bir sapıklık içindeydiler.

(Cuma 2)

Erhan Aktaş Meali:

Ümmilere[1], kendilerinden olan; O'nun ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara Kitap'ı ve Hikmet'i[2] öğreten bir rasul görevlendiren O'dur. Onlar, bundan önce apaçık bir sapkınlık içindeydiler.

1)Ana kentlilere (Mekkelilere) veya daha önce kendilerine kitap gönderilmemiş olan topluluklara.
2)Bu terkipteki kitap sözcüğü, Kur'an'ın Allah tarafından ileri sürülen, kanıtlayıcı, yol gösterici, aydınlatıcı bilgi olmasını ifade etmektedir. Hikmet sözcüğü Kur'an'dan başka bir şey değildir; Kur'an'ın niteliklerinden biridir. Tıpkı Kur'an ve Zikir, Kur'an ve Furkan terkipleri gibi. Bu sözcük, Kur'an'ın önemli bir özelliğini, yönünü vurgulayan bir nitelemedir. Hikmet, Kur'an'ın baskı, zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, kural ve ilkeleri demektir.

(Cuma 2)

Gültekin Onan Meali:

O, ümmiler içinde, kendilerinden olan ve onlara ayetlerini okuyan, onları arındırıp temizleyen ve onlara kitap ve hikmeti öğreten bir elçi gönderendir. Oysa onlar, bundan önce gerçekten açıkça bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Hakkı Yılmaz Meali:

(2,3) O, Anakentliler/Mekkeliler içinde, kendilerinden olan ve Anakentlilere ve henüz onlara katılmamış olan onlardan başkalarına Allah'ın âyetlerini okuyan, onları arındıran, onlara kitabı ve haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri öğreten bir elçi gönderendir. –Onlar, önceden apaçık bir sapıklık içinde olsalar da.– Ve O, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır.

(Cuma 2)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Ümmiler arasında onlardan olan, kendilerine (Allah’ın) ayetlerini okuyan, onları arındıran, Kitab’ı ve hikmeti öğreten bir Resûl gönderen O’dur. Onlar, bundan önce apaçık bir sapıklık içindeydiler.

(Cuma 2)

Harun Yıldırım Meali:

O, ümmiler içinde, onlara ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara kitap ve hikmeti öğreten kendilerinden bir rasul gönderendir. Oysa onlar, bundan önce apaçık bir sapkınlık içinde idiler.

(Cuma 2)

Hasan Basri Çantay:

O, ümmiler içinde kendilerinden (kendilerine) bir peygamber gönderendir ki (bu), onlara ayetlerini okur, onları temizler, onlara kitabı, hikmeti öğretir. Halbuki onlar daha evvel hakıykaten apaçık bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Hayrat Neşriyat Meali:

O (Allah), ümmîler (Arablar) içinde, kendilerinden bir peygamber gönderendir; (o peygamber) onlara O'nun âyetlerini okuyor, onları (günahlardan) temizliyor ve onlara kitâbı ve hikmeti öğretiyor. Hâlbuki (onlar) daha önce gerçekten apaçık bir dalâlet içinde idiler.

(Cuma 2)

Hubeyb Öndeş Meali: /

O, kendilerinden olan, kendilerine onun ayetlerini okuyup teşvik eden, kendilerini arındıran, kendilerine kitabı ve hikmeti [akılla gerçeği tespit etme kabiliyetini] öğreten bir Elçiyi, bilmeyenlerin içine tayin edendir. Gerçekten onlar, daha önce kesinlikle apaçık bir kayboluşun içindeydi.

(Cuma 2)

Hüseyin Atay Meali:

2-3 Toplumlar içinde kendilerine ve henüz onlara katılmamış diğer kimselere de Onun ilkelerini okuyan, onları arıtan, onlara kitabı ve bilgeliği öğreten bir elçi gönderen O'dur. Onlar daha önce, and olsun apaçık bir sapkınlık içinde idiler. O uludur, bilgedir.

(Cuma 2)

İbni Kesir Meali:

Ümmiler arasından, kendilerine O'nun ayetlerini okuyan, onları temizleyen ve onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O'dur. Halbuki onlar; daha önceleri gerçekten apaçık bir sapıklık içindeydiler.

(Cuma 2)

İlyas Yorulmaz Meali:

Ümmi bir topluma kendi içlerinden bir elçi gönderen de O dur. O elçi onlara Allah'ın ayetlerini okuyup, onları tertemiz yapıyor, onlara kitabı ve kitabın içindeki hükümleri öğretiyor. Halbuki onlar, elçi gönderilmeden önce açık bir sapıklık içinde olan bir toplumdu.

(Cuma 2)

İskender Ali Mihr Meali:

Ümmîler arasında, kendilerinden bir resûl beas eden (görevlendiren) O’dur. Onlara, O’nun (Allah’ın) âyetlerini okur, onları tezkiye eder (nefslerini temizler), onlara Kitab’ı (Kur’ân-ı Kerim’i) ve hikmeti öğretir. Ve daha önce (Allah'a ulaşmayı dilemeden evvel) elbette onlar, sadece açık bir dalâlet içinde idiler.

(Cuma 2)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O Allah ki okuması, yazması olmıyanlara kendilerinden elçi gönderdi. Bu elçi onları arıttı, onlara Kitap'ı, doğrunun bilgisini öğretti. Çünkü onlar bundan önce açıktan açığa sapkınlık içinde idiler.

(Cuma 2)

Kadri Çelik Meali:

O; ümmiler içinde kendilerinden olan ve onlara ayetlerini okuyan, onları arındırıp temizleyen ve onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamberi gönderendir. Oysa onlar, bundan önce gerçekten açıkça bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Mahmut Kısa Meali:

O Allah ki, Kitap nedir iman nedir bilmeyen eğitimsiz bir topluma, kendi içlerinden öyle mübarek bir Peygamber gönderdi ki, hem onlara Allah’ın ayetlerini okuyor, hem onları inkâr, cehâlet ve günah kirlerinden arındırıp tertemiz kılıyor, hem de kendilerine ilâhî Kitabı ve Kitaptaki hükümleri hayata uygulama bilgisi olan ve Peygamberin örnek yaşantısıyla ortaya konan hikmeti öğretiyor. Böylece, gönderdiği Kitap ve Elçi sayesinde bütün insanlığa yol gösterecek örnek bir toplum çıkarıyor. Hâlbuki onlar, kendilerine Elçi gönderilmeden önce apaçık bir sapıklık içindeydiler.

(Cuma 2)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Mabut, ümmiler arasında kendilerinden bir elçi göndermiştir. Allah'ın ayetlerini okur. Onları arındırır kitabı ve hikmeti öğretir Cehalet ve sapıklık içindeydiler önceleri. Bu halleri apaçık bilinir.

(Cuma 2)

Mehmet Türk Meali:

Ümmi1 bir topluma, kendilerinden olan ve onlara (Allah’ın) âyetlerini okuyan, onları (bâtıl inançlardan) temizleyen, onlara kitap ve hikmeti2 öğreten bir Peygamber gönderen, O (Allah)’tır. Şüphesiz onlar, daha önce apaçık bir sapkınlık içerisinde idiler.*

(Cuma 2)

Muhammed Celal Şems Meali:

Okuma yazması olmayanlara, aralarından birini Peygamber olarak gönderen O’dur. O, onlara (Allah’ın) ayetlerini okur, onları tertemiz kılar ve kendilerine Kitap ile hikmeti öğretir. Oysa onlar, daha önce büyük bir sapıklık içindeydiler.

(Cuma 2)

Muhammed Esed Meali:

O, Kitap ile ilgisiz bir topluma, kendi içlerinden kendilerine Allah'ın mesajlarını aktaran, onları arındıran, ilahi kelamı ve hikmeti öğreten bir elçi göndermiştir ki, o'ndan önce, açık bir sapıklık içindeydiler;

(Cuma 2)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

O Allah ki, kendilerine kitap verilmiş olanların dışında bir halkın içinden, onlara Allah'ın ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara kitabı ve erdemli bilgiyi öğreten bir elçi göndermiştir. Kuşkusuz onlar daha önceden apaçık bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Mustafa Çavdar Meali:

O Allah ki ümmi/vahiy kültürüne sahip olmayan ve apaçık bir sapkınlık içinde bulunan bir topluma kendi içlerinden O'nun ayetlerini ileten, onları (şirkten) arındıran, bu kitabı/Kuran’ı ve bu kitabın anlaşılması ve hayata taşınmasını öğreten bir elçi gönderdi.

Bknz: (2/151) - (3/164)

(Cuma 2)

Mustafa Çevik Meali:

2-4 Allah şirk ve küfre dayalı nizamın zulmü altında, zalimlerin hükmüne boyun eğmiş, gerçeklerden habersiz bir topluma ve henüz onlara katılmamış tüm insanlığa yaratılışlarının sebebini ve ona uygun nasıl yaşamaları gerektiğini bildiren bir kitap olan Kur’an ve onunla birlikte bir peygamber göndererek gerçekleri apaçık göstermiştir. Allah, Peygamber’i ve Kitabı ile insanları şirkten, küfürden ve her türlü pislikten arınmaya davet etmektedir. Allah büyük lütuf, hüküm ve hikmet sahibidir.

(Cuma 2)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Daha önce kitaptan mahrum olan ve derin bir sapıklık içinde bulunan topluma kendi ayetlerini okumak, onları arındırmak, kitabı ve isabetli hüküm vermeyi öğretmek için kendi içlerinden bir Elçi gönderen O'dur.

(Cuma 2)

Osman Okur Meali:

O, ümmi (Kitap ile ilgisiz) bir topluma, kendi içlerinden kendilerine Allah'ın ayetlerini aktaran, onları arındıran, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir elçi göndermiştir ki, o'ndan önce, açık bir sapıklık içindeydiler;

(Cuma 2)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

O, o (Mabûd-i Kerîm)dir ki, ümmîler arasında kendilerinden bir peygamber gönderdi, onlara karşı âyetlerini okur ve onları temizler ve onlara kitabı ve hikmeti öğretir. Halbuki onlar evvelce pek açık bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Ömer Öngüt Meali:

O Allah ki okuma yazma bilmeyen ümmî bir kavmin içinden, onlara Allah'ın âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitab'ı ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermiştir. Halbuki onlar daha önceden apaçık bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Ömer Sevinçgül Meali:

Allah, ümmi kimselere kendi aralarından bir Peygamber gönderdi. Onlara onun ayetlerini okuyor, kitabı ve hikmeti belletiyor, onları arındırıyor. Oysa bundan önce açık bir sapkınlık içindeydiler.

(Cuma 2)

Sadık Türkmen Meali:

O, ümmîlere (kitap nedir, iman nedir bilmeyenlere); içlerinden kendilerine ayetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitabı ve Hikmet’i (problem çözme bilimini) öğreten, bir Rasûl gönderendir. Halbuki onlar bundan önce, (kitap nedir, iman nedir bilmeyen) apaçık bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Seyyid Kutub Meali:

Ümmiler arasından kendilerine Allah'ın ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen Allah'tır. Halbuki onlar daha önceleri apaçık bir sapıklık içindeydiler.

(Cuma 2)

Suat Yıldırım Meali:

O, ümmiler arasından, kendilerinden olan bir elçi gönderdi. Bu elçi onlara Allah'ın ayetlerini okur, onları arındırır, onlara kitabı ve hikmeti öğretir. Halbuki daha önce belli ve kesin bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Süleyman Ateş Meali:

O'dur ki ümmiler içinde, kendilerinden olan ve onlara Allah'ın ayetlerini okuyan, onları yücelten, onlara Kitabı ve hikmeti öğreten bir elçi gönderdi. Oysa onlar, önceden, açık bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Ümmilerin (ilahi kitapları bilmeyenlerin)[1] içinden elçi çıkaran Allah'tır. Onlara, O'nun ayetlerini okur, Kitab'ı ve hikmeti öğreterek onları geliştirir. Halbuki onlar daha önce açık bir sapkınlık içindeydiler.

1)Bkz.: Bakara 2/78 ve dipnotu

(Cuma 2)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

O, vahiyle ilgisi olmayan bir topluma, aralarından kendilerine Allah'ın âyetlerini ileten, onları arındıran, onlara ilahî kelamı ve hikmeti öğreten bir elçi göndermiştir. Onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler.

(Cuma 2)

Şaban Piriş Meali:

Ümmiler içinde, onlara ayetleri okuyan, onları arındıran, onlara kitabı ve hikmeti öğreten, kendilerinden birini elçi gönderen O'dur. Onlar daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Talat Koçyiğit Meali:

Ümmî Araplar içinde, kendilerinden olan ve onlara Allah'ın âyetlerini okuyan, onları temizleyen ve onlara kitap ve hikmeti öğreten bir Rasûl gönderen O'dur. Halbuki önceden bu Araplar, apaçık bir sapıklık içinde bulunuyorlardı.

(Cuma 2)

Tefhimul Kuran Meali:

O, ümmiler içinde, kendilerinden olan ve onlara ayetlerini okuyan, onları arındırıp temizleyen ve onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamberi gönderendir. Oysa onlar, bundan önce gerçekten açıkça bir sapıklık içinde idiler.

(Cuma 2)

Ümit Şimşek Meali:

O Allah ki, kitap ehli olmayanlar içinde, onlara âyetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitabı ve hikmeti(1) öğreten bir peygamber göndermiştir. Yoksa onlar daha önce apaçık bir şaşkınlıkta idiler.*

(Cuma 2)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O Allah'tır ki, ümmilere içlerinden bir resul göndermiştir de o, onlara Allah'ın ayetlerini okur, onları arıtıp temizler, onlara Kitap'ı ve hikmeti öğretir. Onlar bundan önce tam bir sapıklık içine gömülmüşlerdi.

(Cuma 2)