44. Duhan Suresi / 29.ayet

Onların ardından ne gök ağladı, ne de yer! Ne de cezaları ertelendi.

Bknz: (7/104)»(7/110)(10/88)»(10/92)(44/19)»(44/33)

Mustafa Çavdar Meali

Duhan 29 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Derken ne gök ağladı onlara, ne yer ve mühlet de verilmedi onlara.

(Duhan 29)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Firavun ve adamları öyle zalimdi ki) Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı (herkes helak edilmelerine sevindi) ve onlar(ın azabı da) ertelenmedi.

(Duhan 29)

Abdullah Parlıyan Meali:

Onların yok oluşlarına ne gök, ne de yer sakinleri ağlamadı ve tevbe edebilmeleri için zaman da tanınmadı.

(Duhan 29)

Adem Uğur Meali:

Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.

(Duhan 29)

Ahmet Hulusi Meali:

Onlara (bedensellikte boğulanlara) sema ve arz ağlamadı ve onlar nazar edilenlerden olmadılar.

(Duhan 29)

Ahmet Tekin Meali:

Gök ve yer onların gidişine ağlamadı. Onlara mühlet de verilmedi.

(Duhan 29)

Ahmet Varol Meali

Onlara ne gök ne de yer ağladı. Kendilerine mühlet de verilmedi.

(Duhan 29)

Ali Bulaç Meali:

Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı ve onlar(ın azabı) ertelenmedi.

(Duhan 29)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Nihayet (Firavun ve kavminin) üzerlerine ne gök ağladı, ne yer; ne de (azap bakımından) geciktirildiler.

(Duhan 29)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onlar için, gök ve yeryüzü ağlamadı; süre de verilmedi.

(Duhan 29)

Ali Ünal Meali:

Onlara gök de yer de ağlamadı; (azabı hak ettiklerinde) kendilerine mühlet tanınmadı ve göz de açtırılmadı.

(Duhan 29)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ne gök ne de yer, onlara ağlamadı. Ve mühlet verilip bırakılacak olmadılar.

(Duhan 29)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.

(Duhan 29)

Bekir Sadak Meali:

Gok ve yer, onlar icin gozyasi dokmedi, onlar erteye birakilmamislardi. *

(Duhan 29)

Besim Atalay Meali:

Ne onlara gök ağladı, ne de yer; zaman dahi verilmedi

(Duhan 29)

Celal Yıldırım Meali:

Üzerlerine ne gök ağladı, ne de yer... Onlara artık mühlet de ve rilmedi.

(Duhan 29)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Gökyüzü ve yeryüzü onlara (üzülüp) ağlamadı ve kendilerine mühlet de verilmedi (boğulup gittiler).

(Duhan 29)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Gök ve yer, onlar için gözyaşı dökmedi, onlar erteye bırakılmamışlardı.*

(Duhan 29)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.

(Duhan 29)

Diyanet Vakfı Meali:

Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.

(Duhan 29)

Edip Yüksel Meali:

Ne gök ve ne de yer onlara ağladı; ertelenmediler de.

(Duhan 29)

Elmalılı Orjinal Meali:

Binnetice ne Gök ağladı üzerlerine ne Yer ne de imhal olundular

(Duhan 29)

Elmalılı Yeni Meali:

Sonuçta ne gök ağladı üzerlerine, ne yer; ne de kendilerine bir mühlet verildi.

(Duhan 29)

Erhan Aktaş Meali:

Onlara ne gök ağladı ne de yer. Ve onlara fırsat da verilmedi.

(Duhan 29)

Gültekin Onan Meali:

Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı ve onlar(ın azabı) ertelenmedi.

(Duhan 29)

Hakkı Yılmaz Meali:

İşte, gök ve yeryüzü onların üzerine ağlamadı. Onlar, süre tanınanlar da olmadı.

(Duhan 29)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Ne gök ne de yer ağladı onlar için ve onlara mühlet de verilmedi.

(Duhan 29)

Harun Yıldırım Meali:

Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı ve onlar ertelenmedi.

(Duhan 29)

Hasan Basri Çantay:

Ne gök, ne yer onların üstüne ağlamadı. Onlara (aman ve) mühlet verilmedi.

(Duhan 29)

Hayrat Neşriyat Meali:

Bunun üzerine onlara, ne gök ne de yer ağladı! (Onlar) mühlet verilen kimseler de olmadılar!(1)*

(Duhan 29)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Ardından, onlara karşı gök ve yer ağlamadı. Onlar, göz açtırılanlar [süre verilenler] değillerdi.

(Duhan 29)

Hüseyin Atay Meali:

Gök ve yer onlar için göz yaşı dökmedi, hem de ertelenmemişlerdi.

(Duhan 29)

İbni Kesir Meali:

Gök ve yer onların helakine ağlamadı. Ve onlar, mühlet verilenler de olmadı.

(Duhan 29)

İlyas Yorulmaz Meali:

Helak olanlara gök ve yer ağlamadı ve onlar yeryüzünde fazla kalamadılar.

(Duhan 29)

İskender Ali Mihr Meali:

Onlara yer ve gök ağlamadı. Ve onlara mühlet verilmedi.

(Duhan 29)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlar için ne gök ağladı, ne de yer. Onlara göz açtırmadık.

(Duhan 29)

Kadri Çelik Meali:

Onlar için ne gök, ne yer ağladı ve onlar (azabı) ertelenenler de olmadı.

(Duhan 29)

Mahmut Kısa Meali:

Firavun ve ordusu öyle büyük bir lânete uğramıştı ki, ne gök ehli ağladı arkalarından, ne de yeryüzü sâkinleri; kendilerine tövbe etmek için ikinci bir fırsat da verilmedi!

(Duhan 29)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Hayır! yok oluşlarında onlara ne gök, ne de yer ağladı. Onlara mühlet de verilmemiştir.

(Duhan 29)

Mehmet Türk Meali:

Onlar için gökte de yerde de hiç ağlayan olmadı1 ve onlara göz bile açtırılmadı. *

(Duhan 29)

Muhammed Celal Şems Meali:

Bundan sonra ne gök, ne (de) yer onlara ağlamadı. Kendilerine mühlet (de) verilmedi.

(Duhan 29)

Muhammed Esed Meali:

onlara ne gök ne de yer ağladı ve ne de bir mühlet verildi.

(Duhan 29)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Gök ve yer onlar için gözyaşı dökmedi. Üstelik onlara süre de verilmedi.

(Duhan 29)

Mustafa Çavdar Meali:

Onların ardından ne gök ağladı, ne de yer! Ne de cezaları ertelendi.

Bknz: (7/104)»(7/110) - (10/88)»(10/92) - (44/19)»(44/33)

(Duhan 29)

Mustafa Çevik Meali:

25-29 Suda boğularak helak olan Firavun ve adamları geride has bahçeler, çeşmeler, ekin tarlaları ve görkemli barınaklar bırakarak yok olup gittiler, sonra da onların geride bıraktıklarına başka bir toplumu mirasçı kıldık. Helak olan o kavme ne gökte ne de yerde ağlayan olmadı. O Güne kadar tanınmış olan süreden başka süre de tanınmadı, çünkü bu cezayı çoktan hak etmişlerdi.

(Duhan 29)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ne gök ağladı onlara, ne de yer; ve ne de cezaları ertelendi.

(Duhan 29)

Osman Okur Meali:

Gök ve yer, onlar için gözyaşı dökmedi, onlara mühlet de verilmedi.

(Duhan 29)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Artık onların üzerine gök ve yer ağlamadı, ve bir mühlet verilmişler de olmadılar.

(Duhan 29)

Ömer Öngüt Meali:

Gök ve yer onlar için gözyaşı dökmedi, onlara mühlet de verilmedi.

(Duhan 29)

Ömer Sevinçgül Meali:

‘Öldükleri zaman’ ne gök ağladı üzerlerine, ne de yer. Onlara süre de verilmedi.

(Duhan 29)

Sadık Türkmen Meali:

Gökyüzü ve yeryüzü onların üzerine ağlamadı! Fırsat verilenlerden de olmadılar.

(Duhan 29)

Seyyid Kutub Meali:

Onlara gök ve yer ağlamadı ve kendilerine mühlet de verilmedi.

(Duhan 29)

Suat Yıldırım Meali:

(28-29) İşte böyle oldu! Sonra bütün bunları, başka bir topluma miras bıraktık. Merhamete layık olma haklarını kaybettiklerinden, perişan hallerine gök de ağlamadı, yer de ağlamadı. Artık onlara yeni bir mühlet de verilmedi.

(Duhan 29)

Süleyman Ateş Meali:

Onlara gök ve yer ağlamadı. Ve kendilerine fırsat da verilmedi.

(Duhan 29)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Firavun'a ve ordusuna ne gök ağladı, ne de yer. Onlara yeni bir fırsat da verilmedi.

(Duhan 29)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onlara ne gök ağladı, ne yer; ne de bir mühlet verildi.

(Duhan 29)

Şaban Piriş Meali:

Onlara ne gök ağladı, ne de yer! Hiç bekletilmediler.

(Duhan 29)

Talat Koçyiğit Meali:

Onların helaki ile gök de yer de üzerlerine ağlamamış, kendilerine mühlet de verilmemiştir.

(Duhan 29)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlar için ne gök, ne yer ağlamadı ve onlar (azabı) ertelenenler de olmadı.

(Duhan 29)

Ümit Şimşek Meali:

Gök ve yer onlara ağlamadı;(3) kendilerine süre de tanınmadı.*

(Duhan 29)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Gök de ağlamadı onlar için yer de. Yüzlerine bakılmadı bile!

(Duhan 29)