6. Enam Suresi / 125.ayet

Kim Allah’ın doğru yoluna girmek isterse, Allah, onun göğsünü İslam’a açar. Kimin de sapkınlığını onaylarsa, sanki göğe yükseliyormuş gibi göğsünü daraltır. Allah, iman etmeyenleri pislik içinde bırakır.

Bknz: (8/55)(39/22)(10/100)

Mustafa Çavdar Meali

Enam 125 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Allah, kimi doğru yola götürmek isterse Müslümanlığı kabul etmesi için gönlünü açar ve kimi sapıtmak isterse gönlünü öyle bir daraltır, sıkar ki sanki göğe ağacakmış da imkan bulamıyor sanır kendisini. İşte Allah, inanmayanlara böyle azap verir.

(Enam 125)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü (gönlünü) İslam'a açar; (ibadet ve hizmet yoluna sokar). Kimi de saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar (Kur’an’a karşı ilgisiz ve sevgisiz kalır) . Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir.

(Enam 125)

Abdullah Parlıyan Meali:

Allah, kimi doğru yola ulaştırmak isterse, kalbini O'na teslim olma arzusuyla genişletir. Kimin de sapmasına izin verirse, onun kalbini daraltır ve sıkıştırır, adeta göklere tırmanıyormuş gibi. İşte Allah iman etmeyenlerin üzerine, böyle sıkıntı, musibet ve pislik çökertir de, dehşete düşürür.

(Enam 125)

Adem Uğur Meali:

Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslâm'a açar; kimi de saptırmak isterse göğe çıkıyormuş gibi kalbini iyice daraltır. Allah inanmayanların üstüne işte böyle murdarlık verir.

(Enam 125)

Ahmet Hulusi Meali:

Allah kimin için hidayet murat ederse, onun sadrını (içini - anlayışını) İslam'a (teslim olmuşluğunun farkındalığına) açar! Kimi de saptırmayı dilerse; onun da sadrını (içini) daraltır, sanki zorlukla semaya yükseliyormuş gibi! Böylece Allah, iman etmeyenleri aşağılar!

(Enam 125)

Ahmet Tekin Meali:

Allah kimi hidâyete erdirmek isterse, gönlünü İslâm'a açarak ferahlık verir. Kimin de, hak yoldan uzaklaşmasına, dalâleti tercihine özgürlük tanımak isterse, sanki güçlükle göğe yükselirken nefes almakta zorlandığı gibi, artan oranda o kimsenin göğsünü sıkmaya, bunaltmaya devam eder. Allah inanmayacakların boyunlarına, pis, kâfir, lânetli ve ceza mahkûmu yaftasını takarak işte böyle sıkıntıya sokar.*

(Enam 125)

Ahmet Varol Meali

Allah kimi doğru yola eriştirmek isterse onun gönlünü de İslam'a açar. Kimi de sapıklığa düşürmek isterse onun da gönlünü adeta göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı eyler. İşte Allah iman etmeyenlerin üstüne böyle murdarlık bırakır. [13]*

(Enam 125)

Ali Bulaç Meali:

Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü İslam'a açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir.

(Enam 125)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Allah, kime hidayet etmeği dilerse, İslâma onun göğsünü açar, gönlüne genişlik verir. Her kimi de sapıklığa bırakmak isterse, onun kalbini öyle daraltır sıkıştırır ki, iman teklifi karşısında göğe çıkacakmış gibi (zorlukta) olur. Allah, iman etmiyenler üzerine, böyle azab bırakır.

(Enam 125)

Ali Rıza Sefa Meali:

Allah, kimi doğru yola eriştirmeyi dilerse, artık, onun gönlünü İslamiyet'e açar. Ve kimi saptırmayı dilerse, onun gönlünü, gökyüzüne yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı yapar. İşte böylece, Allah, inanmayanlara aşağılayıcı bir ceza verir.

(Enam 125)

Ali Ünal Meali:

Buna karşılık, Allah kimi dilerse onun göğsünü İslâm’a açar. Kimi de saptırmak dilerse, onun göğsünü ise göğe yükseliyormuşçasına sıkar ve daraltır. İşte Allah, (her türlü âyet ve delil karşısında bile) iman etmeyenleri böyle içinden çıkılmaz bir hale sokar.

(Enam 125)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Allah, kime doğru yolu göstermek isterse, onun gönlünü Müslümanlık için açar. Saptırmak istediğinin de göğsünü dar, sıkıntılı, sanki göğe tırmanıyor gibi yapar. Allah böylece manevi azabı, inanmayanların üzerine kılar.

(Enam 125)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Allah kimi doğru yola iletmek isterse, onun kalbini İslam'a açar; kimi de saptırmak isterse, göğe çıkıyormuş gibi kalbini iyice daraltır. Allah, inanmayanların üstüne işte böyle murdarlık verir.

(Enam 125)

Bekir Sadak Meali:

Allah kimi dogru yola koymak isterse onun kalbini Islamiyet'e acar, kimi de saptirmak isterse, goge yukseliyormus gibi, kalbini dar ve sikintili kilar. Allah Boylece, inanmayanlari kufur batakliginda birakir.

(Enam 125)

Besim Atalay Meali:

Allah bir kimseyi doğru yola götürmek istediğinde, İslâmlığa karşı gönlünü açar, saptırmak istediğinin, gönlün daraltır, sıkıntıda bırakır, göğe çıkar gibi olur, inanmayan kimselere, Allah böyle azabeder

(Enam 125)

Celal Yıldırım Meali:

Allah kimi doğru yola eriştirmeyi dilerse, onun kalbini İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi göğsünü daraltıp sıkıştırır. İşte böylece Allah imân etmiyenler üzerine murdarlık ve rüsvaylık, azâb ve ıztırab getirir.

(Enam 125)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Allah, her kimi (iyi niyetinden dolayı) doğruya erdirmek isterse, onun kalbini İslâm'a açar. Kimi de (kötü niyetinden dolayı) sapıklıkta bırakmak isterse, onun da kalbini göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah iman etmeyenlerin üstüne, işte böylece pislik/azap bırakır.*

(Enam 125)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Allah kimi doğru yola koymak isterse onun kalbini İslamiyet'e açar, kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi, kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah böylece, inanmayanları küfür bataklığında bırakır.

(Enam 125)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Allah, her kimi doğruya erdirmek isterse, onun göğsünü İslam'a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar. Allah, inanmayanlara azap (ve sıkıntıyı) işte böyle verir.

(Enam 125)

Diyanet Vakfı Meali:

Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslâm'a açar; kimi de saptırmak isterse göğe çıkıyormuş gibi kalbini iyice daraltır. Allah inanmayanların üstüne işte böyle murdarlık verir.  *

(Enam 125)

Edip Yüksel Meali:

ALLAH kimi doğru yola ulaştırmak dilerse onun gönlünü islama (Tanrı'ya teslim olmaya) açar. Kimi de saptırmak dilerse göğsünü, göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. ALLAH inanmıyanları işte böyle kötü duruma sokar.

(Enam 125)

Elmalılı Orjinal Meali:

Hasılı Allah her kimi hidayetine irdirmek isterse, islama sinesini açar, gönlüne genişlik verir, her kimi de dalalete bırakmak isterse onun da kalbini daraltır öyle sıkıştırır ki sanırsın öfkesinden göke çıkacak, iymana gelmezleri Allah o murdarlık içinde hep böyle bırakır

(Enam 125)

Elmalılı Yeni Meali:

Allah, her kimi doğru yola erdirmek isterse, onun gönlünü islama açar. Her kimi de sapıklığa bırakmak isterse onun kalbini daraltır, öyle sıkıştırır ki, sanırsın öfkesinden göğe çıkacak. Allah imana gelmeyenleri o murdarlık içinde hep böyle bırakır.

(Enam 125)

Erhan Aktaş Meali:

Allah, kime hidayet[1] dilerse[2] onun kalbini İslam'a açar; kime de sapkınlık dilerse[3] göğe çıkmaya çalışıyormuşçasına kalbini daraltır, sıkar. Allah, inanmayanları işte böyle sıkıntı içinde bırakır.

1)Gerçeğe yönelmek, gerçeği kavramak, gerçeği bulmak. Doğru yolu bulmak, gerçeği seçmek demektir. Örneğin Neml, 41. ayet: "Onun tahtının şeklini değiştirin. Bakalım gerçeği bilecek mi, yoksa gerçeği anlamayacak mı?" dedi.
2)Kimi uygun görürse: Kim hidayete iletilme koşullarına uygunsa. Kim doğru yola iletilmek istiyorsa onu doğru yola iletir.
3)Kimi uygun görürse. Hidayet için çaba harcayanın kalbini İslam'a açar, sapkınlıkta kalmayı tercih edenin kalbini ise İslam'a kapatır.

(Enam 125)

Gültekin Onan Meali:

Tanrı kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü islama açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Tanrı, inanmayanların üstüne işte böyle pislik çökertir.

(Enam 125)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve sonra, Allah, kimi doğru yola iletmek isterse, İslâm için onun göğsünü açar. Kimi de saptırmak isterse göğsünü öyle sıkar ki, o, göğe yükseliyormuş gibi olur. İşte böyle, Allah, pisliği [zarar, azap veren şeyleri] iman etmeyenlerin üzerine bırakır/atar.

(Enam 125)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Allah, kimi hidayet etmek isterse onun İslam’ı (kabul etmesi) için göğsünü genişletir. Kimi de saptırmak isterse gökyüzüne yükseliyormuş gibi göğsünü dar ve sıkıntılı yapar. Böylece Allah, iman etmeyenleri ricse/pisliğe/azaba mahkûm eder. (veya ricsi iman etmeyenlerin üzerine yığar.)

(Enam 125)

Harun Yıldırım Meali:

Allah kimi hidayete erdirmek isterse onun sinesini İslam’a açar; kimi de saptırmak isterse onun sinesini göğe çıkıyormuşcasına daraltır. Allah iman etmeyenlerin üzerine işte böyle rics çökertir.

(Enam 125)

Hasan Basri Çantay:

Allah kime doğru yolu gösterir, imana muvaffak ederse onun göksünü islam için açar (genişletir). Kimi de sapıklıkda bırakmak dilerse onun da kalbini son derece daraltır, sıkar. O, (İslamı kabul hususunda) guya zorla göğe çıkacakmış gibi (kendinde bir imkansızlık ve) zahmet (görür). Allah iman etmeyeceklerin üstüne işte böyle murdarlık çökertir.

(Enam 125)

Hayrat Neşriyat Meali:

Artık kim ki, Allah onu (hikmetine binâen, kendi lütfundan) hidâyete erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm'a açar. Ve kim ki, (küfründeki inâdı sebebiyle, Allah) onu dalâlete atmak isterse, sanki göğe tırmanıyormuş gibi göğsünü iyice daralmış sıkıntılı hâle sokar.(1) Allah, îmân etmeyenlerin üzerinde böyle kötülük (rezillik ve azab) bırakır.*

(Enam 125)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Artık, Allah kime doğru yolu göstermeyi istiyorsa onun göğsünü İslam [yaratıcıya teslimiyet ve barış] için genişletir; kime yolu kaybettirmeyi istiyorsa onun göğsünü sanki göğe kalkıyor gibi sıkışık bir dar hale getirir. İşte bunun gibi, Allah inanmayanların üzerine kirliliği (azabı)¹ meydana getirir.

(Enam 125)

Hüseyin Atay Meali:

Allah, kime doğru yolu göstermek isterse, onun gönlünü barışseverliğe açar. Kimi de şaşırtmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi onun gönlünü dar ve sıkıntılı yapar. İşte Allah, inanmayanlara böylece pis bir hastalık verir.

(Enam 125)

İbni Kesir Meali:

Allah, kimi hidayete erdirmek isterse; onun kalbini İslam'a açar. Kimi de saptırmak isterse; onu da göğe doğru yükseliyormuş gibi kalbini daraltır, sıkar. Allah; iman etmeyenlerin üstüne, işte böylece murdarlık çökertir.

(Enam 125)

İlyas Yorulmaz Meali:

Allah kimi doğru olan yola iletmek isterse, onun göğsünü İslam'a ısındırır (açar). Kimi de saptırmak isterse, sanki yükseğe çıkıp ta havasızlıktan göğsü daralan gibi, göğsünü daraltır. İşte böylece Allah inanmayanları pislik içerisinde bırakır.

(Enam 125)

İskender Ali Mihr Meali:

Öyleyse Allah kimi Kendisine ulaştırmayı dilerse onun göğsünü yarar ve (Allah’a) teslime (İslâm’a) açar. Kimi dalâlette bırakmayı dilerse, onun göğsünü semada yükseliyormuş gibi daralmış, sıkıntılı yapar. Böylece Allah, mü’min olmayanların üzerine azap verir.

(Enam 125)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Allah herkimi doğru yola iletmek dilerse onun gönlünü açar, kendini Allah'a versin diye. Sonra herkimi de sapkınlıkta bırakmak dilerse onun da gönlünü daraltır. Öyle ki sıkıntısından göklere yerinden fırlar gibi olur. Allah inanmıyanların üzerine azabı işte böyle gönderir.

(Enam 125)

Kadri Çelik Meali:

O halde Allah kimi hidayete eriştirmek isterse onun kalbini İslam'a açar, kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah iman etmeyenlerin üstüne pisliği, işte böyle karar kılar.

(Enam 125)

Mahmut Kısa Meali:

Allah kimi doğru yola iletmek isterse, onun gönlünü İslâm’a açar; kimi de saptırmak isterse, onun da kalbini daraltır; âdetâ göklere tırmanıyormuş gibi, sıkıştırdıkça sıkıştırır. İşte Allah, imandan yüz çevirenlerin başına böyle sıkıntılar yağdırır. Yaratıcıyı ve evreni, insanı ve insanın yaratılışındaki amacı kavrayamayan ve bu hayatın sonunda onu nasıl bir âkıbetin beklediğini bilmeyen bir toplumda, ahlâkî değerler yavaş yavaş kaybolur. Bunun sonucunda, zulüm ve haksızlık, ruhsal bunalımlar, psikolojik hastalıklar yaygınlaşır. Bütün bu sıkıntıların çaresi ise, Allah’ın gönderdiği bu Kitabın ışığında hakîkati anlamak ve ona teslim olmaktır.

(Enam 125)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Nitekim Allah kimi doğru yola sevk etmeyi dilerse yüreğini islama açar. Artık kimi de saptırmak isterse onun da gönlünü daralttıkça daraltır. (Mahsusen) adeta göklere tırmanıyormuş gibi sıkıntılı hale sokar Elbette Allah, iman etmeyenleri böyle sıkıntılara, pisliklere düşürür.

(Enam 125)

Mehmet Türk Meali:

Allah kimi dosdoğru yola iletmek isterse onun gönlünü İslâm’a açar.1 Kimin de saptırılmasını isterse onun da gönlünü sanki göğe çıkıyormuş gibi iyice daraltır. (Allah dilerse) îman etmeyen kimseleri işte böyle pislik2 içerisinde bırakıverir.3*

(Enam 125)

Muhammed Celal Şems Meali:

Allah, hidayet vermek istediği kimsenin gönlünü İslâm’a açar. Ama sapık olduğunu göstermek istediği kimsenin göğsünü, yükseklere çıkıyormuşçasına sıkıştırıp daraltır. Böylece Allah, inanmayanlara rezil edici azabı indirir.

(Enam 125)

Muhammed Esed Meali:

Allah kimi doğru yola ulaştırmak isterse, kalbini (Ona) teslim olma arzusuyla genişletir; kimin de sapmasına izin verirse onun kalbini daraltır ve sıkıştırır, adeta göklere tırmanıyormuş gibi: böylece Allah, inanmayanları dehşete düşürür.

(Enam 125)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Allah, iyiye ve güzele götürmek istediği kimsenin göğsünü İslama açar. Saptırmak istediğinin de göğsünü öylesine daraltır ki, o, göğe yükseliyormuş gibi olur. Allah, inançsızlar üzerine pisliği işte böyle atıverir.

(Enam 125)

Mustafa Çavdar Meali:

Kim Allah’ın doğru yoluna girmek isterse, Allah, onun göğsünü İslam’a açar. Kimin de sapkınlığını onaylarsa, sanki göğe yükseliyormuş gibi göğsünü daraltır. Allah, iman etmeyenleri pislik içinde bırakır.

Bknz: (8/55) - (39/22) - (10/100)

(Enam 125)

Mustafa Çevik Meali:

Allah, layık gördüğü kimsenin kalbini doğru yol olan İslam’a yöneltir. Sapmak isteyeni de sapıklığında bırakır. Böyle kimsenin kalbi de göğe yükseliyormuş gibi daralıp, iç sıkıntısı ile bunalır. Allah davetine sırtını dönen nankörleri, sıkıntılar ve pislikler içinde bırakır.

(Enam 125)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Allah kimi doğru yola ulaştırmak isterse, onun kalbini teslimiyet için genişletir; kimin de sapmasına izin verirse, onun kalbini de adeta göğe tırmanıyormuş gibi daraltıp sıkıştırır: İşte böylece Allah, inanmamakta direnen kimseleri dehşet bir ıstıraba sürükler.

(Enam 125)

Osman Okur Meali:

Kim Allah’ın doğru yoluna girmek isterse, Allah, onun kalbini İslam’a açar. Kimin de sapkınlığını onaylarsa, sanki göğe yükseliyormuş gibi göğsünü daraltır. Allah, inanmayanları işte böyle sıkıntı içinde bırakır.

(Enam 125)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

İmdi Allah Teâlâ her kime hidâyet etmek isterse onun göğsünü İslâm için genişletir. Ve her kimi dalâlete düşürmek dilerse onun göğsünü daraltır, sıkışmış bir hale getirir, sanki zorla göğe yükselecek imiş gibi (bulunur). İşte Allah Teâlâ imân etmeyenlerin üzerine böylece pisliği (havale) kılar.

(Enam 125)

Ömer Öngüt Meali:

Allah kime hidayet etmek isterse, onun göğsünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe yükseliyormuş gibi iyice daraltır. Allah inanmayanların üzerine işte böyle murdarlık indirir.

(Enam 125)

Ömer Sevinçgül Meali:

Allah, kimi doğru yola eriştirmek isterse onun kalbini İslâma açar. Kimi de saptırmak isterse, onun kalbini göğe yükseliyormuş gibi daraltır, sıkar. Allah, inanmamakta direnenleri bataklıklar içinde bırakır!

(Enam 125)

Sadık Türkmen Meali:

Allah kim doğru yola gitmek/gelmek isterse; onun gönlünü Müslümanlığa/İslam’a/teslimiyete açar. Kim de sapıklığı dilerse/isterse/tercih ederse, onun gönlünü tıkanık, dar kılar; sanki gökyüzüne yükseliyormuş gibi!.. Allah işte böylece, gerçeklere inanmayan kimselerin üzerine pisliği çökertir!

(Enam 125)

Seyyid Kutub Meali:

Allah kimi doğru yola iletmek isterse göğsünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse göğsünü, sanki göğe çıkıyormuş gibi, dar ve tıkanık yapar. Bunun yanısıra Allah, inanmayanları iğrençliğe mahkum eder.

(Enam 125)

Suat Yıldırım Meali:

Hasılı Allah kimi doğru yola koymak isterse, onun kalbini İslam'a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun göğsünü sanki o kişi gökte yükseliyormuşcasına dar ve tıkanık yapar. İşte Allah böylece, imana gelmeyenlere rüsvaylık verir.

(Enam 125)

Süleyman Ateş Meali:

Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun göğsünü İslam'a açar, kimi de saptırmak isterse onun göğsünü, (o kimse) göğe çıkıyormuş gibi dar ve tıkanık yapar. Allah, inanmayanların üstüne işte böyle pislik (sıkıntı) çökertir.

(Enam 125)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Allah, kimin yola geldiğini onaylamak isters gönlünü İslam'a açar. Kimin de sapttığını onaylamak isterse[1] onun da içini daraltır[2]; sanki göğe yükseliyor gibi olur. Allah kendine güvenmeyenleri o zararlı işin içine işte böyle sokar.

1)Allah'ın iki türlü iradesi vardır; birincisi isteğini diğeri kararını gösterir. Şu ayetlere göre O, her insanın yola gelmesini ve yanlışlardan dönmesini ister:  "Allah, her şeyi size açık açık göstermek; sizi, sizden öncekilerin doğru yollarına yönlendirmek ve tevbenizi kabul etmek ister. Allah bilir, doğru kararlar verir. Allah tevbenizi kabul etmek ister; arzularının peşine takılanlar da büyük bir sapıklığa düşmenizi isterler." (Nisa 4/26-27) İstek anlamındaki irade yerine gelmeyebilir. Allah bütün insanların tevbe etmesini ister ama etmezler. Arzularının peşinde olanlar da istedikleri halde bütün insanları saptıramazlar. Allah'ın karar anlamındaki iradesi kesin olarak yerine gelir ve verdiği "ol" emriyle birlikte o şey oluşmaya başlar. Şu ayet onu gösterir: Allah bir işe karar verdi mi, ona sadece "ol!" der, o da oluşur. (Bakara 2/117) İnsanın kararı anlamındaki iradesi, ancak gereğini yapmasıyla meydana gelebilir. İlgili ayet şöyledir: İnsanın kendi çalışmasıyla olandan başkası kendine ait değildir. (Necm 53/39) Çaba gösterilen şeyin oluşması da  Allah'ın gerekli şartları yaratmasına bağlıdır. Kul kasib yani çalışan Allah da yaratandır. Bu, şu ayetlerin hükmüdür. Yaptığınız tercih ve gösterdiğiniz çaba, ancak bütün varlıkların Sahibi olan Allah'ın yaratması ile gerçekleşir. (Tekvir 81/29) Allah'ın onayı olmadan hiç bir olay meydana gelmez. Kim Allah'a inanıp güvenirse O, onun kalbini doğruya yöneltir. Her şeyi bilen Allah'tır. (Teğabun 64/11) Sonuç olarak Allah'ın bir şeyi var etmesi onun iradesi ve emriyle olur. Kulun var etmesi de irade etmesi ve çalışmasıyla meydana gelir.
2)Sapmakta olan kişiyi Allah çeşitli, yollarla uyarır. İçinin bu şekilde daralması ondandır. İlgili ayetlerin bir kısmı şöyledir: "Allah, bir topluluğu yoluna kabul ettikten sonra sakınmaları gereken şeyi onlara açıkça göstermeden yoldan çıkışlarını onaylamaz. Her şeyi bilen Allah'tır." (Tevbe 9/115) "O, kişinin içine davranışlarının yanlışlığını da doğruluğunu da fısıldar. Kim kendini geliştirirse umduğuna kavuşur. Kim de kendini pis işlere sokarsa kaybeder." (Şems 91/8-10)

(Enam 125)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Allah kimi doğru yola iletmeyi dilerse, onun gönlünü İslam'a açar. Kimi de saptırmayı dilerse, gönlünü göğe yükseliyormuş gibi daraltır. Allah, iman etmeyenleri böyle musibete uğratır.

(Enam 125)

Şaban Piriş Meali:

Allah kimi doğru yola eriştirmek isterse, onun gönlünü İslam'a açar. Kimi de dalalette bırakmak isterse, zorla göğe çıkıyormuş gibi onun göğsünü daraltır. Allah, iman etmeyenlere, işte böyle rüsvaylık verir.

(Enam 125)

Talat Koçyiğit Meali:

Bununla beraber Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm'a açar; kimi de saptırmak dilerse, sanki göğe çıkmış gibi göğsünü iyice daraltır sıkar. İşte Allah, îman etmeyenlerin üzerine, (bütün işlerinde eseri görülen) Pisliği böyle çökertir.

(Enam 125)

Tefhimul Kuran Meali:

Allah, kimi hidayete eriştirmek isterse, onun göğsünü İslâm'a açar; kimi de saptırmak isterse, onun göğsünü, -sanki göğe yükseliyormuş gibi- dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir.

(Enam 125)

Ümit Şimşek Meali:

Allah kime hidayet vermeyi dilerse, onun gönlünü İslâma açar. Kimi saptırmayı dilerse, sanki gökyüzünde yükseliyormuşçasına onun göğsünü sıkar ve tıkar. İman etmeyenlerin üzerine pisliği Allah işte böyle çökertir.(21)*

(Enam 125)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Allah, iyiye ve güzele götürmek istediğinin göğsünü İslam'a açar. Saptırmak dilediğinin de göğsünü öylesine daraltıp tıkar ki, o, göğe yükseliyormuş gibi olur. Allah, iman etmeyenler üzerine pisliği işte böyle atıverir.

(Enam 125)