6. Enam Suresi / 89.ayet

İşte bunlar kendilerine kitap, hikmet ve nebilik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şunlar bu vahye inanmazlarsa, biz de bunu inanacak başka bir topluma bu emaneti veririz.

Bknz: (3/81)(4/163)»(4/165)(29/27)(42/13)

Mustafa Çavdar Meali

Enam 89 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bunlar, kendilerine kitap, hükmetme yetkisi ve peygamberlik verdiğimiz kişilerdir. Kafirler, bunları tanımazlar, inkar ederlerse zaten biz, kafir olmayacak bir topluluğu onların yerine geçmeye memur etmişizdir.

(Enam 89)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer (müşrikler) bunları tanımayıp küfre sapıyorlarsa; andolsun, Biz buna (karşı) inkâra sapmayan (mü’min ve mücahit) bir topluluğu vekil bırakırız. (Onlara fırsat tanıyıp imkân ve iktidar sahibi kılarız.)

(Enam 89)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ama biz onlara kitap, sağlam muhakeme ve peygamberlik bahşettik. Eğer bu toplum bu kitap ve peygamberi inkâr ederse, andolsun biz buna karşı Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmeyen bir topluluğu vekil kılmışızdır.

(Enam 89)

Adem Uğur Meali:

İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (kâfirler) bunları inkâr ederse şüphesiz yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.

(Enam 89)

Ahmet Hulusi Meali:

İşte Onlar, kendilerine Kitap (Hakikat ve Sünnetullah BİLGİsi), Hüküm ve Nübüvvet verdiğimiz kimselerdir... Eğer onlar (halk) bu verdiklerimizi inkar ederlerse; bütün bunları inkar etmeyecek bir halkı onlara vekil kılarız.

(Enam 89)

Ahmet Tekin Meali:

İşte onlar, kendilerine kitap, hikmete dayalı hükümranlık, yargı ve icra, şeriat ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer Kureyş müşrikleri, bunları inkâra devam ederlerse, bu sorumlulukları, kitabı, şeriatı, peygamberi kesinlikle inkâr etmeyecek toplumlara havale ederiz.

(Enam 89)

Ahmet Varol Meali

Bunlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunlar, onları inkar ederlerse, (bilsinler ki) biz onları inkar etmeyecek bir topluluğu onlara vekil kılmışızdır. [8]*

(Enam 89)

Ali Bulaç Meali:

Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunları tanımayıp küfre sapıyorlarsa, andolsun, biz buna (karşı) inkara sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır.

(Enam 89)

Ali Fikri Yavuz Meali:

İşte onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şu KUREYŞ kavmi, buna nankörlük ediyorsa (kâfir oluyorsa), biz onların yerine, peygamberleri ve kitabları inkâr etmiyecek bir kavmi vekil ederiz.

(Enam 89)

Ali Rıza Sefa Meali:

İşte Onlar, kitap, bilgelik ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Bunlar, yine de Onu inkar ederlerse, artık, Onu inkar etmeyecek bir toplumu yerlerine getiririz.

(Enam 89)

Ali Ünal Meali:

Bu seçkin zatlar, (bazılarına) Kitap (bazılarına Sahifeler verdiğimiz, bazılarını da bir önceki Kitab’a vâris kıldığımız, ayrıca hepsine) hüküm (manevî ve misyonları çerçevesinde maddî sahada hakimiyet, her meselede doğru ve yerinde karar verebilme, doğru ile yanlışı ayırt edebilme kabiliyeti, anlayış gücü, Allah’ın hükümlerini uygulama yetkisi) ve peygamberlik bahşettiğimiz şahsiyetlerdir. Bu bakımdan (ey Rasûlüm,) eğer şu inkârcılar sana da verdiğimiz bu şeyleri kabûl etmiyorlarsa, şüphe edilmesin ki onları kendisine emanet ettiğimiz bir topluluk her zaman için bulunacaktır ve o topluluk asla bunları inkâr eden değildir.

(Enam 89)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte bunlar; kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kişilerdir. İşte eğer bu kavmin, bu peygamberliği inkâr ederse, Biz o peygamberliği asla inkâr etmeyecek bir kavmi (toplumu) ona sahip çıkartırız.

(Enam 89)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer kafirler bunları inkar ederlerse, şüphesiz, yerlerine bunları inkar etmeyecek bir toplum getiririz.

(Enam 89)

Bekir Sadak Meali:

Kendilerine kitap, hukum ve peygamberlik verdiklerimiz iste bunlardir. Kafirler onlari inkar ederlerse, inkar etmeyecek bir milleti onlara vekil kilariz.

(Enam 89)

Besim Atalay Meali:

İşte bunlar, kitap, hikmet, peygamberlik vermiş olduklarımız, bunlar inanmazlarsa, inanan bir ulusla onları değiştiririz

(Enam 89)

Celal Yıldırım Meali:

İşte bunlar kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (Mekke müşrikleri) bunları tanımaz da inkâr ederlerse, inkarcı olmayan bir kavmi (imân edenleri) buna vekil kılmışızdır.

(Enam 89)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şu (inanmayan)lar bunları tanımayıp inkâr ederlerse, (bilsinler ki biz) yerlerine inkâr etmeyen bir topluluk getiririz. *

(Enam 89)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiklerimiz işte bunlardır. Kafirler onları inkar ederlerse, inkar etmeyecek bir milleti onlara vekil kılarız.

(Enam 89)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şunlar (inanmayanlar) bunları tanımayıp inkar ederlerse, biz onları inkar etmeyecek olan bir kavmi, onlara vekil kılmışızdır.

(Enam 89)

Diyanet Vakfı Meali:

İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (kâfirler) bunları inkâr ederse şüphesiz yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.

(Enam 89)

Edip Yüksel Meali:

İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer şu halk, bunları inkar ederse, biz onları inkar etmeyecek bir toplumu yerlerine geçiririz.

(Enam 89)

Elmalılı Orjinal Meali:

İşte bunlar kendilerine kitab, huküm, nübüvvet verdiğimiz kimseler, şimdi şu karşıdakiler buna körlük ediyorlarsa biz ona körlük etmiyen bir ümmeti müvekkel kılmışız

(Enam 89)

Elmalılı Yeni Meali:

İşte bunlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimseler! Şimdi şu karşıdakiler buna inanmıyorlarsa, yerlerine bunları inkar etmeyen bir milleti getirmişizdir!

(Enam 89)

Erhan Aktaş Meali:

İşte bunlar, kendilerine Kitap, Hüküm ve Nübüvvet[1] verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar, bunları inkar ederlerse, yerlerine bunları inkar etmeyecek bir kavmi vekil etmişizdir.

1)Nebilik.

(Enam 89)

Gültekin Onan Meali:

Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunlara küfrederlerse, andolsun, biz buna (karşı) kafir olmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır / kılarız.

(Enam 89)

Hakkı Yılmaz Meali:

İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi bunlar, ona inanmayacak olurlarsa, Biz kesinlikle bunu örtmeyecek/ buna inanacak bir toplumu, bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan” yapmışızdır.

(Enam 89)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

İşte bunlar, kendilerine Kitap, hüküm ve nübüvvet verdiklerimizdir. Şayet (onların davetine muhatap olan insanlar, onlardan miras olarak kalan nübüvvet, hüküm ve Kitab’ı) inkâr edecek olursa hiç şüphesiz, onların yerine onu inkâr etmeyen bir topluluğu vekil kılarız.

(Enam 89)

Harun Yıldırım Meali:

Onlar kendilerine kitap, hikmet ve nübüvvet verdiğimiz kimselerdir. Onları inkâr ediyorlarsa, onları inkâr etmeyen bir topluluğu onlara vekil kılmışızdır.

(Enam 89)

Hasan Basri Çantay:

Onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizde. Şimidi bunlar (Kureyş kavmi) bunları (bu delilleri) tanımayıb da kafir olurlarsa (zaten) biz ona, bunu inkar etmeyen bir kavmi vekil (ve me'mur) kılmışızdır.

(Enam 89)

Hayrat Neşriyat Meali:

İşte onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Fakat bunlar (o müşrikler) onları (kitap, hikmet ve peygamberliği) inkâr ederse, artık muhakkak ki(biz,) onları inkâr eden kimseler olmayan bir kavmi (Muhâcir ve Ensâr'ı ve nice ehl-i îmânı)onlara (îmân etmeye) vekil kılmışızdır.

(Enam 89)

Hubeyb Öndeş Meali: /

İşte kendilerine kitabı, hikmeti ve nebiliği [peygamberliği] vermiş olduklarımız bunlardır. Artık, bunlar [muhataplar] bunları örtüp göz ardı ederse [bilsinler ki] bunlara [kitaba, hikmete, peygamberliğe] karşı kafir [göz ardı eden] olmayan bir milleti bunlara vekil etmiştik.

(Enam 89)

Hüseyin Atay Meali:

İşte, kendilerine kitap, hükmetme yetkisi ve peygamberlik verdiklerimiz bunlardır. Kafirler bunları inkâr ederse, bunların savunuculuğunu onları inkâr etmeyecek bir ulusa veririz.

(Enam 89)

İbni Kesir Meali:

Onlar; kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Şimdi bunlar, onları tanımayıp da küfrederlerse; Biz, onu inkar etmeyen bir kavmi buna vekil kılmışızdır.

(Enam 89)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik (Allah'ın vahyini haber veren) verdiğimiz kimselerdir. Eğer verdiğimiz kitabı ve hükümlerini inkar etselerdi, onların yerine bu görevi üstlenecek başka topluluklar (görevlendirirdik) getirirdik de, onlar emanetleri inkar etmezlerdi.

(Enam 89)

İskender Ali Mihr Meali:

İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Onlar eğer, onu inkâr ederlerse artık, onu inkâr etmeyecek bir kavmi ona vekil ederdik.

(Enam 89)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İşte onlar kendilerine Kitap, doğrunun bilgisi, elçilik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar bunları tanımıyacak olurlarsa Biz de onların yerine tanımazlık etmiyecek bir ulusu koyarız.

(Enam 89)

Kadri Çelik Meali:

Kendilerine kitab, hüküm ve peygamberlik verdiklerimiz işte bunlardır. Eğer onlar (Mekke halkı) bunları inkâr ediyorlarsa, biz buna (kitap, hüküm ve peygamberliğe inanmaya), kâfir olmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır.*

(Enam 89)

Mahmut Kısa Meali:

Onlar, kendilerine Kitap, hikmet ve Peygamberlik bahşettiğimiz kimselerdir. O hâlde, sen de o Peygamberlerin izinden gitmelisin. En yakınlarından başlayarak, çevrendeki insanları ve halkını imana davet etmelisin. Eğero insanlar gönderdiğimiz mesajı inkâr edecek olurlarsa, hiç önemli değil, Biz ayetlerimizi, onları inkâr etmeyecek sağlambir topluluğa emânet etmişizdir. Çünkü bu din, hiçbir ırkın, cemaatin tekelinde değildir. Emâneti taşıyamayanlar, —hangi ırka veya topluma ait olursa olsun— bertaraf edilir ve yerlerine, İslâm sancağını lâyık olduğu şekilde taşıyabilecek yeni toplumlar gelir.

(Enam 89)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Elbet bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimizdir. Nitekim kafirler bu kimseleri tanımayıp inkara sapıyorlarsa eğer, Andolsun, buna karşın, inkara sapmayacak topluluğu vekil kılmışızdır.

(Enam 89)

Mehmet Türk Meali:

İşte onlar, kendilerine kitap, hükümranlık ve Peygamberlik verdiğimiz kimselerdir.1 Eğer şu (kâfirler) bütün bunları inkar ederlerse, şüphesiz Biz, onların yerine bunları inkâr etmeyen bir toplum getiririz.*

(Enam 89)

Muhammed Celal Şems Meali:

Kitap, hüküm verme feraseti ve peygamberlik verdiklerimiz, işte bunlardır. Eğer onlar bunu inkâr ediyorlarsa, Biz (de) onu, inkâr etmeyen başka bir kavime, (yani Müslümanlar’a) emanet ettik.

(Enam 89)

Muhammed Esed Meali:

(Ama) Biz, onlara vahyi, sağlam muhakemeyi ve peygamberliği bahşettik. Ve şimdi inançsızlar bu hakikatleri inkar etmeyi tercih edebilirler, (ama bilin ki) Biz onları, asla reddetmeyecek olan insanlara bahşetmekteyiz;

(Enam 89)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Bunlar kendilerine kitap, egemenlik ve Tanrı elçiliği verdiğimiz kimselerdir. Eğer şu adamlar bunları inkar ederlerse, onlara, kendilerini inkar etmeyen başka bir topluluğun desteğini sağlarız.

(Enam 89)

Mustafa Çavdar Meali:

İşte bunlar kendilerine kitap, hikmet ve nebilik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şunlar bu vahye inanmazlarsa, biz de bunu inanacak başka bir topluma bu emaneti veririz.

Bknz: (3/81) - (4/163)»(4/165) - (29/27) - (42/13)

(Enam 89)

Mustafa Çevik Meali:

83-89 İşte bunlar, kavmine doğru olanı düşündürmesi ve ona davet etmesi için İbrahim’e vahyettiğimiz âyetlerimizdir. Biz dilediğimiz takdirde layık gördüklerimizin ilmini artırır, kavrayışını güçlendirip yüksek derecelerle ödüllendiririz. İşte bu yüzden İbrahim’e evlat olarak İshak’ı, ardından da torunu Yakub’u armağan ettik. Daha önce Nûh’u ilettiğimiz doğru yola onları da ilettik ve insanları doğru yola çağıran peygamberlik bahşettik. Ayrıca İbrahim’in soyuna dayanan Davud, Süleyman, Eyyub, Yusuf ve Musa ile Harun’a da peygamberlik verdik. Biz, Allah’a yürekten yönelip teslim olanları işte böyle ödüllendiririz. Şüphesiz senin Rabbin hüküm ve hikmet sahibi, her şeyi hakkıyla bilendir. Zekeriyya, Yahya, İsa, İlyas, İsmail, Elyasa, Yunus ve Lût da insanları Allah yoluna davet eden elçilerimizdi. Hepsi erdemli, faziletli, görevlerini canla başla yerine getiren güzel insanlardı, onları bu vasıflarından dolayı diğer insanlardan üstün saydık. Dahası onların çocuklarından ve kardeşlerinden layık gördüklerimize de peygamberlik bahşedip Kitap ve hikmet vererek seçkin kullarımız arasına kattık. Allah’ın rehberliği işte böyledir, kim Allah’ı rehber edinirse Allah da onu doğru yoluna iletir ve ödüllendirir. Şayet onlar Allah’tan başka Rab ve ilah edinmiş olsalardı, böyle ödüllere layık görülmez, iyilik adına yaptıkları da boşa giderdi. Şimdi ey Peygamber! Kavmin senin peygamberliğini ve Allah adına yapmakta olduğun daveti reddeder ve yüz çevirirlerse Biz de onların yerine davetimize sarılan ve Peygamber’i yalanlamayan bir topluluk getiririz.

(Enam 89)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Ne ki) Biz onlara vahiy, (onunla) hükmederek yetenek ve peygamberlik verdik. Eğer onlar bu hakikatleri inkar ediyorlarsa, iyi bilsinler ki Biz (çoktan) onların yerine başka bir topluluğu vekil kıldık: onlar asla bu hakikatlerin inkarcısı olmazlar;

(Enam 89)

Osman Okur Meali:

İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm ve nebilik verdiklerimizdir. Eğer şu halk, bunları inkâr ederse, biz onları inkâr etmeyecek bir kavmi yerlerine geçiririz.

(Enam 89)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

İşte onlar o kimselerdir ki, kendilerine kitap, hüküm ve nübüvvet vermişizdir. Şimdi şu kavimler, eğer bu delilleri inkar ederlerse artık Biz ona münkir olmayan bir kavmi tevkil etmişizdir.

(Enam 89)

Ömer Öngüt Meali:

İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer o kâfirler bu verdiklerimizi inkâr ederlerse, şüphesiz ki inkârcı olmayan bir kavmi buna vekil kılarız (yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir kavim getiririz).

(Enam 89)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bunlar kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiklerimizdir. Onlar, bunları inkâr ederlerse, biz yerlerine onu inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.

(Enam 89)

Sadık Türkmen Meali:

İşte onlar (rasûller/nebiler); kendilerine kitap (doğru bilgi) ve hüküm (akıl + bilim + vahyi çelişkisiz düşünerek, doğru kararlar alma yetisi/özelliği) ve nübüvvet/nebilik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şunlar, bunları inkâr ederlerse; inkâr etmeyen bir toplumu vekil bırakır/yerlerine getiririz!

(Enam 89)

Seyyid Kutub Meali:

Bunlar kendilerine kitap, egemenlik ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şu adamlar bunları inkâr ederlerse onlara, kendilerini inkâr etmeyen başka bir topluluğun desteğini sağlarız.

(Enam 89)

Suat Yıldırım Meali:

İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet, hükümranlık ve nübüvvet verdiğimiz şahsiyetlerdir. Şimdi o müşrikler bu nübüvveti inkar ederlerse, biz nübüvveti inkar etmeyip ona sahip çıkan bir topluluk görevlendiririz.

(Enam 89)

Süleyman Ateş Meali:

İşte onlar, kendilerine Kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şunlar, (yani Kureyş kavmi), bunları inkar ederse, (bilsinler ki) biz, bunları inkar etmeyecek (koruyacak) bir toplumu, bunlara vekil bırakmışızdır.

(Enam 89)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Adı geçenler, kendilerine kitap, hikmet ve nebilik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şu insanlar bütün bunları görmezlik ederlerse, biz onları, görmezlik etmeyecek bir topluluğun korumasına bırakırız.

(Enam 89)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

İşte onlar, kendilerine Kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer bunlar hakikati inkar ederse, yerine onu inkar etmeyen kimseler getiririz.

(Enam 89)

Şaban Piriş Meali:

Kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz işte bu kimselerdir. Bunu işte onlar inkar ederse, biz de onları inkar etmeyecek bir kavmi vekil kılarız.

(Enam 89)

Talat Koçyiğit Meali:

Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdi. Bunları şu Mekkeli müşrikler inkâr ederlerse, biz zaten onları inkâr etmeyecek (Muhâcirûn ve Ensârdan müteşekkil) bir kavmi îman için vekil kılmışızdır.

(Enam 89)

Tefhimul Kuran Meali:

Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer onlar bunları tanımayıp küfre sapıyorlarsa, andolsun, biz buna (karşı) küfre sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır.

(Enam 89)

Ümit Şimşek Meali:

Onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şu müşrikler onları inkâr etseler de, Biz zaten kitabı, hüküm ve peygamberliği, onları inkâr etmeyen bir topluluğa emanet etmişizdir.

(Enam 89)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte bunlardır kendilerine kitap, hükmetme gücü ve peygamberlik verdiklerimiz. Şimdi şu insanlar bütün bunları inkar ederlerse biz, bunları inkar etmeyecek bir topluluğu onlara vekil ederiz.

(Enam 89)