21. Enbiya Suresi / 51.ayet

Andolsun ki biz daha önce de İbrahim’e doğruyu bulma yeteneği vermiştik, Biz onun buna ehil olduğunu biliyorduk.

Bknz: (2/135)(3/95)(4/125)(6/74)»(6/83)(16/123)(22/78)(60/4)

Mustafa Çavdar Meali

Enbiya 51 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Andolsun ki daha önce İbrahim'e onu doğru yola sevkedecek delilleri vermiştik ve onun, buna ehil olduğunu da biliyorduk.

(Enbiya 51)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Andolsun, bundan önce İbrahim'e de rüşdünü (nübüvvet yetkisini) vermiştik ve Biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik.

(Enbiya 51)

Abdullah Parlıyan Meali:

Andolsun biz, Musa'dan çok önce İbrahim'e de, O'nu doğru yola sevkedecek, dürüstlük ve bilgi gücü vermiştik. Biz O'nun halini ve buna ehil olduğunu pek iyi biliyorduk.

(Enbiya 51)

Adem Uğur Meali:

Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık.

(Enbiya 51)

Ahmet Hulusi Meali:

Andolsun ki biz İbrahim'e daha önceden rüşdünü (olgunluk düşüncesi - haniflik) verdik... Biz Onu bilirdik.

(Enbiya 51)

Ahmet Tekin Meali:

Biz, peygamber olarak görevlendirilmeden önce İbrâhim'e, doğruluk olgunluk, akıl yürütme, tahlil kabiliyeti ve ufuk aydınlığı nasip etmiştik. Biz onun olgunluğu ve üstün hasletlere sahip olmayı hak ettiğini biliyorduk.*

(Enbiya 51)

Ahmet Varol Meali

Andolsun biz daha önce İbrahim'e doğru yolu bulma kabiliyeti vermiştik ve biz onu biliyorduk.

(Enbiya 51)

Ali Bulaç Meali:

Andolsun, bundan önce İbrahim'e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik.

(Enbiya 51)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Azametim hakkı için, biz Mûsa'dan evvel de İbrahîm'e hidayetini vermiştik ve biz, buna (peygamberliğe) ehil olduğunu biliyorduk.

(Enbiya 51)

Ali Rıza Sefa Meali:

Gerçek şu ki, bundan önce de İbrahim'e sağduyu vermiştik. Çünkü Onu biliyorduk.

(Enbiya 51)

Ali Ünal Meali:

Andolsun, (Musa ve Harun’dan da) önce İbrahim’e, (O’nda özellikle öne çıkan kalb safiyeti ve niyet duruluğu sebebiyle) gerçeğin bilgisini vermiştik. Biz, O’nu her bakımdan çok iyi biliyorduk.

(Enbiya 51)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Andolsun! Biz önceden İbrahim’e, doğru yolu bulma kararlılığını verdik. Biz onun (ehil olduğunu) biliyorduk.

(Enbiya 51)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Andolsun ki, daha önce İbrahim'e de doğru düşünme yeteneği vermiştik. Biz onu biliyorduk.

(Enbiya 51)

Bekir Sadak Meali:

And olsun ki, daha once Ibrahim'e de akla uygun olani gostermistik. Biz onu biliyorduk.

(Enbiya 51)

Besim Atalay Meali:

İbrahim'e önceden yetkinlik vermiş idik, biz onu bilenlerdeniz

(Enbiya 51)

Celal Yıldırım Meali:

And olsun ki, bundan önce de İbrahim'e rüşdünü (uygun olanı, doğru yolu, doğru düşünmeyi) vermiştik ve biz bunu bilenlerdik..

(Enbiya 51)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Andolsun ki, biz daha önce İbrahim'e de doğru yolu bulma yeteneğini vermiştik. Zaten biz onu(n peygamberliğe ehil olduğunu) biliyorduk. *

(Enbiya 51)

Diyanet İşleri Eski Meali:

And olsun ki, daha önce İbrahim'e de akla uygun olanı göstermiştik. Biz onu biliyorduk.

(Enbiya 51)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Andolsun, daha önce de İbrahim'e doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğini verdik. Biz zaten onu biliyorduk.

(Enbiya 51)

Diyanet Vakfı Meali:

Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık.  *

(Enbiya 51)

Edip Yüksel Meali:

Biz daha önce de İbrahim'e anlama ve kavrama yeteneğini bağışlamıştık. Biz onu çok iyi biliyorduk.

(Enbiya 51)

Elmalılı Orjinal Meali:

Şanım hakkı için bundan evvel de İbrahime rüşdünü vermiştik

(Enbiya 51)

Elmalılı Yeni Meali:

Andolsun ki, bundan önce de İbrahim'e olgunluğunu vermiştik ve onun buna layık olduğunu da biliyorduk.

(Enbiya 51)

Erhan Aktaş Meali:

Ant olsun İbrahim'e rüşdünü[1] vermiştik. Biz, onu tanıyorduk.

1)Doğru düşünme yetisi, isabetli davranma olgunluğu.

(Enbiya 51)

Gültekin Onan Meali:

Andolsun, bundan önce İbrahim'e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik.

(Enbiya 51)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve andolsun ki Biz, daha önce İbrâhîm'e rüşdünü vermiştik. Ve Biz o'nu bilenler idik.

(Enbiya 51)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Andolsun ki, bundan önce İbrahim’e rüşdünü (olgunluk) vermiştik. Biz onu biliyor (gelişimini ve süreçlerini izliyorduk).

(Enbiya 51)

Harun Yıldırım Meali:

Andolsun ki İbrahim’e daha önceden, doğru yolu bulma imkanı vermiştik ve biz onu bilenlerdik.

(Enbiya 51)

Hasan Basri Çantay:

Andolsun ki biz daha evvel Ibrahime de rüşdünü verdik ve biz onu (n buna ehil olduğunu) bilenlerdik.

(Enbiya 51)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve and olsun ki, daha önce İbrâhîm'e de rüşdünü (doğruyu bulma kabiliyetini)vermiştik ve onu(n buna ehil olduğunu) bilenler idik.

(Enbiya 51)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Doğrusu, önceden İbrahim'e kendi doğruluğunu vermiştik. Onu devamlı bilenlerdik.

(Enbiya 51)

Hüseyin Atay Meali:

Andolsun ki, daha önce İbrahim’e de erginliğini vermiştik. Biz onu biliyorduk.

(Enbiya 51)

İbni Kesir Meali:

Andolsun ki; Biz, daha önce İbrahim'e de rüşdünü vermiştik. Ve Biz onu bilenlerdik.

(Enbiya 51)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz İbrahim'i çok iyi bilen olduğumuz için, (ona elçiliğimizi vermeden) daha önce olgunluk (doğru düşünme yeteneğini) vermiştik.

(Enbiya 51)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve andolsun ki daha önce İbrâhîm (A.S)’a rüşdünü (irşad yetkisini) verdik. Ve Biz, onu (irşada ehil olduğunu) bilenlerdik.

(Enbiya 51)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ant olsun ki Biz bundan önce İbrahim'in olgunluğunu sağlamıştık, Biz onu iyice tanıyorduk.

(Enbiya 51)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz bundan (erginlik çağına ermeden) önce İbrahim'e rüştünü (peygamberliği) vermiştik ve biz onu (buna liyakatli) bilenlerdik.

(Enbiya 51)

Mahmut Kısa Meali:

Doğrusu Biz, Mûsâ’dan çok daha önce, İbrahim’e üstün ahlâkî özellikler ve sağlam bir muhâkeme yeteneği vererek, ona da hak ettiği olgunluğu bahşetmiştik; çünkü onun buna lâyık olduğunu çok iyi biliyorduk.

(Enbiya 51)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Nitekim daha önce İbrahim'e doğru düşünme rüşdünü vermiştik. Bizdik onu iyi bilenler.

(Enbiya 51)

Mehmet Türk Meali:

Yemin olsun ki, (Peygamber olmadan)1 önce de İbrahim’e îman olgunluğu vermiştik ve Biz zâten onun buna (ehil olduğunu da) biliyorduk.*

(Enbiya 51)

Muhammed Celal Şems Meali:

Şüphesiz Biz, bundan önce İbrahim’e yeteneğini ihsan etmiştik ve kendisini (de) çok iyi bilendik.

(Enbiya 51)

Muhammed Esed Meali:

Ve gerçek şu ki, Biz (Musa'dan) çok önce İbrahim'e (de) sağduyu vermiştik; ve o'na (yön veren saiki) biliyorduk,

(Enbiya 51)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Andolsun ki, biz daha önce de İbrahim'e anlama ve kavrama yeteneği bağışlamıştık. Biz onu çok iyi biliyorduk.

(Enbiya 51)

Mustafa Çavdar Meali:

Andolsun ki biz daha önce de İbrahim’e doğruyu bulma yeteneği vermiştik, Biz onun buna ehil olduğunu biliyorduk.

Bknz: (2/135) - (3/95) - (4/125) - (6/74)»(6/83) - (16/123) - (22/78) - (60/4)

(Enbiya 51)

Mustafa Çevik Meali:

51-57 Biz Musa’dan önce İbrahim’e de izlemesi gereken doğru yolu bildirmiştik. Çünkü Biz onun da buna istekli ve layık olduğunu biliyorduk. İbrahim babasına ve kavmine şöyle demişti: “Heykellerini yapıp, önünde saygı ile eğilip, yardımlarını talep edip, izlerini takip ettiğiniz, dünyadan da göçüp gitmiş kimseleri ve gökteki nesneleri ilah edinmeniz size hiç yakışıyor mu?” Onlar da İbrahim’e şöyle cevap verdiler: “Biz atalarımızdan böyle gördük, atalarımızın hayat tarzı olan bu inancı devam ettirmeye de kararlıyız.” Bunun üzerine İbrahim onlara: “Gerçek şu ki geçmişte atalarınızın yaptıkları, bugünde sizin yapmakta olduklarınız, apaçık birer hurafe, değersiz, anlamsız, sapıklık ve Allah’a şirk koşmaktır.” dedi. Müşrik kavim bunu duyar duymaz İbrahim’e, “Sen bizimle alay mı ediyorsun, yoksa bu söylediklerinde ciddi misin?” deyince İbrahim dönüp onlara şöyle dedi: “Hayır, asla alay etmiyorum. Ben gökleri, yeri ve arasında olanları yaratan Allah’ın, sizin gerçek Rabbiniz ve ilahınız olduğunu biliyor, buna iman ediyor, sizleri de bu gerçeğe iman etmeye çağırıyorum.” Sonra da içinden kendi kendine: “Yemin olsun ki siz dönüp gittikten sonra ben sizin bu ilah edindiğiniz putlarınızın aslında birer hiç olduklarını, hiçbir işe yaramadıklarını ispat edeceğim.” dedi.

(Enbiya 51)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Doğrusu Biz, (Musa'dan) çok daha önce İbrahim'e de doğru işleyen bir muhakeme vermiştik; (İbrahim'in) bununla (doğru yolu bulacağını) daha baştan biliyorduk.

(Enbiya 51)

Osman Okur Meali:

Biz daha önce de İbrahim'e anlama ve kavrama yeteneğini bağışlamıştık. Biz onu çok iyi biliyorduk.

(Enbiya 51)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve andolsun ki, İbrahim'e de bundan evvel rüşdünü vermiştik ve Biz O'na âlimler idik.

(Enbiya 51)

Ömer Öngüt Meali:

Andolsun ki biz daha önce İbrahim'e de rüşd (doğru yolu bulma kabiliyeti) vermiştik. Zaten biz onu biliyorduk.

(Enbiya 51)

Ömer Sevinçgül Meali:

Andolsun, daha önce İbrahim’e de erginlik yolunu göstermiştik. Biz onu biliyorduk!

(Enbiya 51)

Sadık Türkmen Meali:

VE GERÇEK ŞU Kİ, Biz (Musa’dan) çok daha önce İbrahim’e de, doğru yolu bulma yetisi vermiştik. Biz onu çok iyi biliyoruz.

(Enbiya 51)

Seyyid Kutub Meali:

Andolsun ki, daha önce de İbrahim'e doğru ile eğriyi ayırdetme yeteneği vermiştik. Onun peygamberliğe elverişli olduğunu biliyorduk.

(Enbiya 51)

Suat Yıldırım Meali:

Biz Musa'dan önce de İbrahim'e hidayet ve akl-ı selim verdik. Biz onun halini pek iyi biliyorduk.

(Enbiya 51)

Süleyman Ateş Meali:

Andolsun biz, daha önceden İbrahim'e de doğru yolu bulma yeteneğini vermiştik. Zaten biz onu(n olgun insan olduğunu) biliyorduk.

(Enbiya 51)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Daha önce de İbrahim'e olgunluk vermiştik. Biz ondaki olgunluğu biliriz.

(Enbiya 51)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Gerçek şu ki, daha önce İbrahim'e de doğru yolu göstermiştik. Çünkü Biz onu tanıyorduk.

(Enbiya 51)

Şaban Piriş Meali:

Daha önce de İbrahim'e doğru yolu göstermiştik. Biz onu biliyorduk.

(Enbiya 51)

Talat Koçyiğit Meali:

Biz, daha önce de ibrahim'e nübüvvet alametini vermiştik. Zaten onu biliyorduk.

(Enbiya 51)

Tefhimul Kuran Meali:

Andolsun, bundan önce de İbrahim'e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik.

(Enbiya 51)

Ümit Şimşek Meali:

Daha önce Biz İbrahim'e de doğru yolu bulmasını sağlayacak bir sağduyu ve olgunluk vermiştik; çünkü onun buna lâyık olduğunu biliyorduk.

(Enbiya 51)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz.

(Enbiya 51)