21. Enbiya Suresi / 87.ayet

Öfkeli bir biçimde geçip giden, bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zanneden ve nihayet karanlıklar içinde “Senden başka ilah yoktur seni tenzih ederim, gerçekten ben kendine yazık eden zalimlerden oldum” diye yalvaran Yunus’u da an!

Bknz: (21/88)(37/139)»(37/148)(54/49)»(54/50)

Mustafa Çavdar Meali

Enbiya 87 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve Zünnun da hani öfkelenip gitmişti de sanmıştı ki bizim gücümüz yetmeyecek ona; derken karanlıklarda nida ederek gerçekten de senden başka yoktur tapacak, tenzih ederim seni ve şüphe yok ki ben, zalimlerden oldum demişti.*

(Enbiya 87)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

“Zün-nûn” Balık sahibi (Yunus'u da an ki) ; hani O, (Musul Ninova’daki isyankâr kavmine) kızmış vaziyette (görev bölgesini izinsiz terk edip) gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi zannetmişti. (Okyanus altında balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: “Allah’ım Senden başka İlah yoktur, Sen Yücesin, gerçekten ben (nefsime) zulmedenlerden oldum” diye yalvarıp seslenmişti.

(Enbiya 87)

Abdullah Parlıyan Meali:

Kendisini balığın yuttuğu Yûnus'u da an. Hani bir vakit O, toplumuna kızarak gitmişti. Bizim kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı toplumunun arasından kaçmakla kendisini kurtaracağını sanmıştı. Nihayet balığın karnında, karanlıklar içinde kalıp: “Senden başka gerçek ilah yoktur, sınırsız kudret ve yüceliğinle sen, herşeyin üstündesin, doğrusu ben yapılması gerekeni yapmamak suretiyle kendime haksızlık edenlerdenim!” diye dua etmişti.

(Enbiya 87)

Adem Uğur Meali:

Zünnûn'u da (Yunus'u da zikret). O öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde: "Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!" diye niyaz etti.

(Enbiya 87)

Ahmet Hulusi Meali:

ZünNun (Yunus)... Hani kızarak çekip gitmiş ve kendisini sıkıştırmayacağımızı zannetmişti! Nihayet karanlıklar içinde: "Tanrı yok (benliğim yok); sadece Sen (hakikatimi oluşturan El Esma manaların)! Senin (Esma manalarını açığa çıkaran olarak bu işlevimle) tespihindeyim! Muhakkak ki ben zalimlerden oldum" diye yönelmişti.

(Enbiya 87)

Ahmet Tekin Meali:

Balina mahkûmunu, (Yûnus'u) da hatırlayarak insanlara anlat. Hani o kavminin tutumundan dolayı öfkeye kapılarak çekip gitmişti. Bizim, asla kendisini darda koymayacağımızı, sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Balığın karnında karanlıklar içinde: “Hak ilâh yalnızca sensin. Seni tenzih ve tesbih ederim. Zâlimlerden, âsilerden oldum.” diye niyaz etmişti.*

(Enbiya 87)

Ahmet Varol Meali

Balık sahibi (Yunus'u) da (an). Hani o öfkeli olarak gitmiş ve bizim kendisini darlığa sokmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıkların içinde: "Senden başka ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Ben zalimlerden oldum" diye yakarışta bulunmuştu.

(Enbiya 87)

Ali Bulaç Meali:

Balık sahibi (Yunus'u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: "Senden başka ilah yoktur, sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu.

(Enbiya 87)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Zü'n-Nûn'i (Balık sahibini = Yûnus'u) da hatırla. Hani o, (dinini kabul etmiyen kavmine) öfkelenerek gitmişti de, kendisini hiç bir zaman sıkıştırmıyacağımızı sanmıştı. Derken (yutulduğu balığın karnındaki) karanlıklar içinde: “- Senden başka hiç bir ilâh yoktur, seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim. Gerçekten ben, haksızlık edenlerden oldum.” diye dua etmişti.

(Enbiya 87)

Ali Rıza Sefa Meali:

ZünNun ise öfkelenerek gitmiş; artık, Ona zorluk vermeyeceğimizi sanmıştı. Sonra, karanlıklar içinde, şöyle seslendi: "Senden başka Tanrı yoktur. Sen, tüm yakıştırmalardan ayrıksın. Belli ki, haksızlık yapanlardan olmuşum!"

(Enbiya 87)

Ali Ünal Meali:

Önderler içinde Zünnûn’u da an. O, (inkârda direten ve uyarılardan hiç etkilenmeyen halkına) kızarak onları terk etmişti. Bizim hiçbir zaman kendisini sıkıştırmayacağımıza inanıyordu. Sonra, (düştüğü balığın karnının, gecenin ve denizin, bir de bulunduğu halin) karanlıkları içinde, “Sen’den başka ilâh yoktur. Sen, her türlü kusurdan, eksiklikten, eşi–ortağı bulunmaktan mutlak münezzehsin. Ben, gerçekten kendine yazık edenlerden oldum!” diye yakardı.

(Enbiya 87)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Zünnun’u (Yunus’u) da an: Hani kızarak çıkmış idi. Başına bir mukadderat (bela) getirmeyeceğimizi sanmış idi. (Denize düştü, balık onu yuttu.) O da karanlıklar içinde: “Allah’ım! Senden başka ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Şüphesiz ben zalimlerden oldum” diye yalvardı.

(Enbiya 87)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Zü'n-Nun'u/Yunus'u da hatırla! O, öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde, "Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum" diye yalvardı.

(Enbiya 87)

Bekir Sadak Meali:

Zunnun hakkinda soyledigimizi de an. O, ofkelenerek giderken, kendisini sikintiya sokmayacagimizi sanmisti; fakat sonunda karanliklar icinde: «Senden baska tanri yoktur, Sen munezzehsin, dogrusu ben haksizlik edenlerdenim» diye seslenmisti.

(Enbiya 87)

Besim Atalay Meali:

Yunus'u da anasın, kızarak çekilmişti, o sanıyordu ki kendisini sıkacağız; karanlıkta: «Senden özge Tanrı yok, sen kutsalsın, zalimlerden oldum ben!» diyerek yalvardı

(Enbiya 87)

Celal Yıldırım Meali:

Zünnûn'u da an, hani bir vakit o öfkelenerek gitmişti de kendisini hiç sıkıştırmıyacağımızı sanmıştı; ne var ki o karanlıklar içinde, «senden başka ilâh yoktur, seni tenzîh ederim ; doğrusu ben kendime haksızlık edenlerdenim» diye duâ etmişti.

(Enbiya 87)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Zünnûn'u (balık sahibi/Yunus'u) da (hatırla!) Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken (balığın karnında) karanlıklar içinde: “Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum” diye yalvarmıştı. *

(Enbiya 87)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Zünnun (Balık Sahibi; Yunus) hakkında söylediğimizi de an. O, öfkelenerek giderken, kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı sanmıştı; fakat sonunda karanlıklar içinde: "Senden başka tanrı yoktur, Sen münezzehsin, doğrusu ben haksızlık edenlerdenim" diye seslenmişti.

(Enbiya 87)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Zünnun'u da hatırla. Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıklar içinde, "Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum" diye dua etti.

(Enbiya 87)

Diyanet Vakfı Meali:

Zünnûn'u da (Yunus'u da zikret). O öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde: «Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!» diye niyaz etti.  *

(Enbiya 87)

Edip Yüksel Meali:

ZanNun (yani isminde 'Nun' harfi bulunan Yunus) da... Protesto ederek görevini terketmişti. Kendisini kontrol edemiyeceğimizi sandı. Sonunda, (balığın karnındaki) karanlıklar içinde, 'Senden başka tanrı yok. Sen yücesin. Ben yanlış davrandım,' diye yalvardı.

(Enbiya 87)

Elmalılı Orjinal Meali:

Zennunu da; hani öfkelenerek gitmişti de biz kendisini asla sıkıştırmayız zannetmişti, derken zulmetler içinde "la ilahe illa ente subhaneke inni kuntu minezzalimin" diye nida etti

(Enbiya 87)

Elmalılı Yeni Meali:

Zünnun'u (Yunus'u) da. Hani öfkelenerek gitmişti de Bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı; derken karanlıklar içinde: "Senden başka ilah yoktur, seni tenzih ederim, ben gerçekten zalimlerden oldum diye." seslendi.

(Enbiya 87)

Erhan Aktaş Meali:

Ve Zennun'u[1] da an! Hani öfkelenerek gitmişti de kendisini sıkıntıda bırakmayacağımızı sanmıştı. Sonra karanlıklar içinde, "Senden başka ilah yoktur! Sen yüceler yücesisin. Ben haksızlık yaptım!" diye seslenmişti.

1)Balık olayı ile ilgili olarak Yunus Nebiyi.

(Enbiya 87)

Gültekin Onan Meali:

Balık sahibi (Yunus'u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi / sıkıştırmayacağımızı / ele geçirmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: "Senden başka tanrı yoktur, sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu.

(Enbiya 87)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve Zünnûn'u [kılıç sahibini, Ninovalı'yı], hani öfkelenerek gitmişti de kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı sanmıştı. Sonra da karanlıklar içinde, “Senden başka ilâh diye bir şey yoktur! Seni tenzih ederim. Şüphesiz ben yanlış; kendi zararlarına iş yapanlardan oldum!” diye seslenmişti.

(Enbiya 87)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Zennûn/Balık sahibini de (an)! Hani kızgınlıkla (kavmini bırakıp) gitmiş ve onu sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Onu balık karnında hapsetmekle cezalandırınca) karanlıklar içinde seslenmişti: “Senden başka (ibadeti hak eden) ilah yok! Sen tüm eksikliklerden münezzehsin. Şüphesiz ki ben, zalimlerden oldum.”

(Enbiya 87)

Harun Yıldırım Meali:

Zünnûn'u da. O öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde: "Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!" diye niyaz etti.

(Enbiya 87)

Hasan Basri Çantay:

O balık saahibini de (hatırla). Hani o, (kavmine) öfkelenmiş olarak gitmişdi de bizim kendisini hiçbir zaman sıkışdırmayacağımızı sanmışdı. Derken o, karanlıklar içinde (kalıb): "Senden başka hiçbir Tanrı yokdur. Seni tenzih ederim. Hakıykat ben haksızlık edenlerden oldum" diye (Allaha) niyaz etmişdi.

(Enbiya 87)

Hayrat Neşriyat Meali:

Zünnûn'u da (balık sâhibi Yûnus'u da an)! Hani (kavmine) kızan biri olarak,(bizden izinsiz) gitmişti de kendisini (bu yüzden) aslâ sıkıştırmayacağımızı sanmıştı; derken(balığın karnında) karanlıklar içinde (kalıp): “Senden başka ilâh yoktur; seni tenzîh ederim! Gerçekten ben (nefsine) zulmedenlerden oldum!” diye nidâ etmişti.(3)*

(Enbiya 87)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Büyük balığın¹ sahibini(Yunusu) de [an]. Hani kavgalı bir halde gitmişti. Kendisine asla güç yetiremeyeceğimizi düşünmüştü. Ardından, karanlıklar içinde "Senden başka hiçbir Tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben, zalimlerden oldum." diye seslendi.

(Enbiya 87)

Hüseyin Atay Meali:

Zü’n-Nûn hakkında söylediğimizi de an. O, öfkelenerek giderken, kendisine güç yetiremeyeceğimizi sanmıştı; fakat sonunda karanlıklar içinde "Senden başka tanrı yoktur, Sen yücesin, doğrusu, ben haksızlık edenlerdenim" diye seslenmişti.

(Enbiya 87)

İbni Kesir Meali:

Zünnun'a da. Hani o, öfkelenerek giderken kendisine güç yetiremeyeceğimizi sanmıştı. Ama sonunda karanlıklar içinde: Sen'den başka hiç bir ilah yoktur. Tenzih ederim seni, doğrusu ben, haksızlık edenlerden oldum, diye niyaz etmişti.

(Enbiya 87)

İlyas Yorulmaz Meali:

Ve balık sahibi, hani o kızgınlıkla öfkelenip gitmişti. Ona güç yetiremeyeceğimizi zannetmişti de, karanlıklar içerisinden “Senden başka hiçbir ilah yok ve sen bütün noksan sıfatlardan uzaksın, ancak ben (aciz bir kul olarak) kendi kendime haksızlık yaptım” diye seslenmişti.

(Enbiya 87)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve Zennûn (Yunus A.S), gadaba gelerek (öfkelenerek) gitmişti. Böylece ona muktedir olamayacağımızı (hükmedemeyeceğimizi) zannetti. Sonra karanlıklar içinde (şöyle) nida etti: “Senden başka İlâh yoktur. Sen Sübhan’sın (herşeyden münezzehsin). Muhakkak ki ben, zalimlerden oldum.”

(Enbiya 87)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Balığın yuttuğu Yunusu da düşün. O gün o öfkelenip gitmişti. Bizim ona gücümüz yetmiyecek sanmıştı. Sonra karanlıklar içinden şöyle ünlemişti: «Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni Ulularım. Çünkü ben kıyıcılık etmiş oldum.»

(Enbiya 87)

Kadri Çelik Meali:

Balık sahibi (Yunus'u da an). Hani o, kızmış vaziyette gitmişti de kendisini sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde, “Senden başka ilah yoktur, sen yücesin, gerçekten de ben zulmedenlerden oldum” diye çağrıda bulunmuştu.

(Enbiya 87)

Mahmut Kısa Meali:

İşlediği hatâ yüzünden büyük bir balık tarafından yutulan ve üç gün boyunca balığın karnında kaldıktan sonra, lütfumuz sayesinde kurtulan Zünnûn yani Balık Sahibi adıyla meşhur Yunus’a da katımızdan ilim ve hikmet vermiştik. Hani Yunus, bütün öğüt ve uyarılara rağmen bir türlü doğru yola gelmeyen kavminin olabildiğince inkârcı ve alaycı tutumu karşısında öfkeye kapılarak, iznimizi almadan görev yerini terk edip gitmişti. Bu davranışından dolayı kendisini cezalandırıp sıkıntıya düşüreceğimizi hiç hesaba katmamıştı. Böylece, kasabadan ayrılıp deniz kenarına gitti. Bir yolcu gemisine binip denize açıldı. Fakat aniden gemi batma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bunu aralarında günahkâr bir kişinin bulunmasına bağlayan gemiciler, “Gelin aramızda kura çekelim de, bu felâketin kimin yüzünden geldiğini bulup onu gemiden atalım!” dediler. Çekilen kura sonucu Yunus denize atılıp da büyük bir balık tarafından yutulunca, karanlıklar içerisinde Rabb’ine el açıp şöyle yakardı: “Ey yüce Rabb’im; Senden başka ilâh yok! Acziyetimi itiraf ediyor ve senin sonsuz merhametine sığınıyorum! Sen, eksiklik ve noksanlık ifâde edebilecek bütün sıfatlardan uzaksın, insan hayalinin ulaşabileceği her türlü tasavvurun üstünde ve ötesindesin, yüceler yücesisin! Doğrusu ben, emrini göz ardı etmekle kendime zulmettim!”

(Enbiya 87)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Asla sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanıp kızmış vaziyette giden balık sahibini de anıver. En karanlık yer olan balık içinde:" Senden başka İlah yoktur, Sen yücesin" diye nida eder, Nasıl da ben zulmedenlerden oldum, kendime haksızlık edenlerdenim diye dua etmiştir.

(Enbiya 87)

Mehmet Türk Meali:

Zü’n-Nûn (yani Yûnus’u da hatırla.) Hani o (toplumuna) kızarak (onları terk edip) gitmişti ve kendisi(ni sıkıntılardan kurtarmak) hakkında Bizim bir şey yapamayacağımızı sanmıştı. (Ama sonra hatasını anlayıp balığın karnındaki) karanlıklar içerisinde: “Senden başka ilâh yoktur. Sen eksikliklerden yücesin, gerçekten ben, zâlimlerden oldum.” diyerek duâ etmişti.

(Enbiya 87)

Muhammed Celal Şems Meali:

Zünnûn’u (yani Yunus’u da hatırla.) Hani kızarak çekip gitmişti. Kendisini sıkmayacağımızı düşünüyordu. O karanlıklardan, “(Yarabbi,) Senden başka bir İlâh yoktur. Sen paksın. Şüphesiz ben zulmedenlerdenim,” diye seslendi.

(Enbiya 87)

Muhammed Esed Meali:

Ve o balık olayının kahramanı(nı da an); hani, o gücümüzün kendisine ulaşamayacağını sanarak öfkeyle çıkıp gitmişti! Ama sonra (düştüğü bunalımın) derin karanlığı içinde: "Senden başka tanrı yok! Sınırsız kudret ve yüceliğinle Sen her şeyin üstündesin: doğrusu ben gerçekten büyük bir haksızlık yaptım!" diye seslenmişti.

(Enbiya 87)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Zünnunu da anımsa. Hani o öfkelenerek gitmişti de bizim onu bu yüzden sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Sonra da karanlıklar içinde iken; "Senden başka ilah yoktur; sen her türlü eksiklikten uzaksın. Ben ise kendine yazık edenlerden oldum," diye yakarmıştı.

(Enbiya 87)

Mustafa Çavdar Meali:

Öfkeli bir biçimde geçip giden, bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zanneden ve nihayet karanlıklar içinde “Senden başka ilah yoktur seni tenzih ederim, gerçekten ben kendine yazık eden zalimlerden oldum” diye yalvaran Yunus’u da an!

Bknz: (21/88) - (37/139)»(37/148) - (54/49)»(54/50)

(Enbiya 87)

Mustafa Çevik Meali:

87-88 Balığın yuttuğu Yunus’un yaşadıklarını da anlat! Onun kıssasından da alınacak dersler var. Vaktiyle Yunus da kavmini ilâhî nizam ve ahlak ile yaşamaya davet etmesine rağmen, kavminin daveti kabul etmemesi üzerine öfkelenip, daha fazla sabır gösteremeden onlardan kaçıp uzaklaşmak için bindiği gemiden denize atılıp, balık tarafından yutulunca, balığın karnındaki zifiri karanlıkta, “Rabbim senden başka ilah yok, yüce ve üstün olan yalnız Sensin. Bana verdiğin görevi yerine getirmek için gücümün ve ömrümün sonuna kadar direnmeyip, kaçarak büyük bir hata yaptım. Böylece kendine zulmeden zalimlerden oldum, beni bağışla.” diye dua etti. O, yaptığının bedelini ödeteceğimizi düşünmeden bu yanlışı yapmıştı. Yanlışını idrak edip yürekten tevbe ederek doğruya yönelme arzusu üzerine, Biz de onu içinde bulunduğu karanlıktan, sıkıntılı durumundan kurtardık. Yaptığı yanlışlardan tevbe edip, doğruya yönelen ve Bize güvenenleri işte böyle kurtarırız.

(Enbiya 87)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ve balık olayının kahramanını da (gündeme taşı)! Hani bir zamanlar o, hakkında işlem yapmayacağımızı düşünerek, öfkeyle (görev yerinden) çekip gitmişti. Derken o (düştüğü) zifiri karanlığın içerisinde "İbadete layık başka ilah yok; sadece yüceler yücesi olan Sen varsın: hiç şüphesiz ben (bu tavrımla) zalimlerden biri olup çıktım!" diye yakarmıştı.

(Enbiya 87)

Osman Okur Meali:

Zünnun hakkında söylediğimizi de an. O, öfkelenerek giderken, kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı sanmıştı; fakat sonunda karanlıklar içinde: "Senden başka ilah yoktur, Sen münezzehsin, doğrusu ben haksızlık edenlerdenim" diye seslenmişti.

(Enbiya 87)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve Zünnûn'u da (yâd et) o vakit ki, gazebnâk olarak gitmişti. Bizim kendisini muaheze etmiyeceğimizi zannetmişti. Derken zulmetler içinde (kalıp) niyazda bulundu ki: «(Yarabbi!) Senden başka ilâh yoktur, seni tenzih ederim, şüphe yok ki ben zalimlerden oldum.»

(Enbiya 87)

Ömer Öngüt Meali:

Zünnun'u (Yunus'u) da an! Hani o bir vakit öfkeli bir hâlde geçip gitmişti. Kendisini hiç sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Nihayet karanlıklar içinde: “Allah'ım! Senden başka ilâh yoktur, sen bütün noksan sıfatlardan münezzehsin. Gerçekten ben zâlimlerden oldum. ” diye niyaz etti.

(Enbiya 87)

Ömer Sevinçgül Meali:

Balık sahibi ‘lakaplı Yunus peygamberi de an’. Hani, ‘halkının umursamaz tavrından dolayı onlara’ kızarak gitmişti. ‘Gittiği yerde’ kendisine gücümüz erişmez sanmıştı. Karanlıklar içinde, “Senden başka ilah yoktur. Sen yüceler yücesisin. Ben kendime yazık ettim!” diye yakardı.

(Enbiya 87)

Sadık Türkmen Meali:

VE o balık olayının kahramanı/Zünnun’u da (burada an). Hani o, kavmine kızarak gitmişti. Bizim, kendisine güç yetirebileceğimizi unutmuştu. Nihayet karanlıklar içinde (Balina karnında) yalvardı: “Senden başka İlâh yoktur. Sen yücesin/eksiklikten uzaksın/Seni tenzih ederim! Gerçekten ben (kendine zulmeden) zalimlerden oldum!”

(Enbiya 87)

Seyyid Kutub Meali:

Zunnun'a (Yunus'a) gelince hani o öfke içinde yurdundan ayrılırken artık bizim kendisini sıkıntıya uğratmayacağımızı sanmıştı. Fakat sonra karanlıklar içinde «Senden başka ilah yoktur, sen her türlü noksanlıktan münezzehsin, ben gerçekten bir zalim oldum» diye bize seslendi.

(Enbiya 87)

Suat Yıldırım Meali:

Zünnun'u da an. Hani o halkına kızmış, onlardan ayrılmış, Bizim kendisini sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Sonra karanlıklar içinde şöyle yakarmıştı: "Ya Rabbi! Sensin İlah, Senden başka yoktur ilah. Sübhansın, bütün noksanlardan münezzehsin, Yücesin! Doğrusu kendime zulmettim, yazık ettim. Affını bekliyorum Rabbim!"

(Enbiya 87)

Süleyman Ateş Meali:

Zünnun'u (balık karnına girmiş olan Yunus ibn Matta'yı) da an; zira (o, kavmine) kızarak gitmişti, bizim kendisine güç yetiremeyeceğimizi, (kavminin arasından çıkmakla kendisini kurtaracağını) sanmıştı. Nihayet karanlıklar içinde (kalıp): "Senden başka tanrı yoktur. Senin şanın yücedir, ben zalimlerden oldum!" diye yalvardı.

(Enbiya 87)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Balığın esiri (Yunus) hayatı kendine dar etmeyeceğimizi sanarak bir gün kızgın bir şekilde çekip gitmişti. Ama daha sonra balığın karanlıkları[1] içinde seslenmiş: "Senden başka ilah yoktur. Senin eksiğin de yoktur; ben yanlış yaptım" demişti.

1) YYunus aleyhisselam Allah'tan izin almadan görev yerini terk edip gittiği için Allah cezalandırmış, yunus balığı tarafından yutulmuştu, Ayetteki "karanlıklar" ifadesi balğın karnını anlatmaktadır. (Bkz.. Saffat 37/139-148) Bu ayete göre o,balık tarafından yutulduğunu anlamamış, karanlık bir deliğe girdiğini sanmıştı. Balığın yuttuğunu bilseydi ölmek üzere olduğunu anladığı için tevbenin ona fayda vermeyeceğini bilirdi. (Bkz. Nisa 4/17-18) Balığın karnında canlı kalabileceğini düşünemeyeceği için kendini bir deliikte sanmış ve tevbe etmişti. Tevbesinin kabul edilmesi bundandı Karnlıkları içinde diye meal verdiğimiz. فِي الظُّلُمَاتِ kelimesindekiال takısı, muzafun ileyhten ıvaz olduğu yani onun yerine geçtiği için ُظلُمَاتِ النون  فِي Balığın karanlıkları anlamındadır.  

(Enbiya 87)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Büyük bir balığın yuttuğu Yunus'u da an. Hani o, elimizden kurtulabileceğini sanarak kızıp toplumunu terketmişti. Karanlıklar içindeyken: "Sen'den başka ilah yoktur. Sen her şeyden yücesin. Doğrusu ben, büyük bir haksızlık yaptım" diye seslenmişti.

(Enbiya 87)

Şaban Piriş Meali:

Zunnuna da.. Hani o, öfkeli olarak giderken, aleyhinde hüküm vermeyeceğimizi zannetmişti. Karanlıklar içinde seslendi: - Senden başka ilah yoktur, Sen tüm noksanlıklardan yücesin. Gerçekten ben, zalimlerden oldum.

(Enbiya 87)

Talat Koçyiğit Meali:

Zunnûn'a da yardım etmiştik. Hani kavmine kızıp gitmişti. Zannetmişti ki, biz kendisine güç yetiremiyeceğiz. Bu sebeple karanlıklar içinde şöyle seslenmişti: "Senden başka ilâh yoktur. Seni tenzih ederim. Ben muhakkak zâlimlerden oldum".

(Enbiya 87)

Tefhimul Kuran Meali:

Balık sahibi (Zünnun yani Yunus'u da) ; hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki, kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar için de: «Senden başka ilah yoktur, sen yücesin, gerçekten de ben zulmedenlerden oldum» diye çağrıda bulunmuştu.

(Enbiya 87)

Ümit Şimşek Meali:

Balık sahibini de(12) an. Hani o öfkelenerek gitmişti de Bizim onu bu yüzden sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Sonra da karanlıklar içinde iken(13) “Senden başka tanrı yok; Sen her kusurdan münezzehsin. Ben ise kendisine yazık edenlerden oldum” diye niyaz etmişti.(14)*

(Enbiya 87)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve Zünnun. Hani kızarak gitmişti de ona asla güç yetiremeyeceğimizi/ölçüyü kendisine uygulamayacağımızı sanmıştı. Sonra, karanlıkların bağrında şöyle yakardı: "Senden başka ilah yok, tespih ederim seni. Kuşkusuz, ben zalimlerden oldum."

(Enbiya 87)