21. Enbiya Suresi / 91.ayet

Ruhumuzdan üfleyip kendini ve oğlunu bütün âlemlere bir ibret kıldığımız, ırz ve iffetini korumuş olan Meryem’i de an!

Bknz: (3/45)»(3/47)(19/16)»(19/21)(66/12)

Mustafa Çavdar Meali

Enbiya 91 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hani, bir de ırzını koruyan o kız vardı, onu da an; biz, ona ruhumuzdan üflemiştik ve onu ve oğlunu, alemlere bir delil yapmıştık.*

(Enbiya 91)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Irzını gereği gibi koruyan o kadını (Meryem Hanım’ı) da (hatırlayıp an ki) ; kendisine Ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu, âlemler için bir ayet (mucize ve ibret) kılıvermiştik.

(Enbiya 91)

Abdullah Parlıyan Meali:

İffet ve namusunu gerektiği gibi koruyan Meryem'i de hatırla ki, biz O'na ruhumuzdan üfledik, kendisini de, oğlunu da alemler için bir ibret kıldık.

(Enbiya 91)

Adem Uğur Meali:

Irzını iffetle korumuş olanı (Meryem'i de an.) Biz ona ruhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu cümle âlem için bir ibret kıldık.

(Enbiya 91)

Ahmet Hulusi Meali:

İffetini koruyan o dişiyi (Meryem'i)... Ona (Meryem'in rahmindeki {ademi yaratışın benzeri olarak} cenine) ruhumuzdan nefhettik (Onda Esma'mızdan bazılarının özel manalarını açığa çıkartarak İsa'yı {şuur varlığı} halk ettik)... Onu ve oğlunu alemler için bir mucize olarak meydana getirdik.

(Enbiya 91)

Ahmet Tekin Meali:

Namusunu koruyan, beline sahip olan Meryem'i an. Rahmetimizle var ettiğimiz düzenin bir bölümü olan ruhumuzdan nûrânî dalgalar halinde Îsâ'nın bütün hücrelerine ruh yayarak hayat verdik, onu bilinçlendirdik. Meryem'i ve oğlunu âlemlere, insanlara, cinlere ve meleklere kudretimizi gösteren bir mûcize olarak ortaya koyduk.*

(Enbiya 91)

Ahmet Varol Meali

O ırzını korumuş olan(ı) da (an) ki, biz ona ruhumuzdan üfledik, onu ve oğlunu alemler için bir ayet (ibret) kıldık.

(Enbiya 91)

Ali Bulaç Meali:

Irzını koruyan (Meryem); biz ona kendi ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet kıldık.

(Enbiya 91)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Irzını helâl ve haramdan koruyan o Meryem'i de hatırla ki, biz ona (Cebraîl vasıtasıyla ve emrimizle meydana gelen) ruhumuzdan intikal ettirdik (de İsa'yı yarattık). Kendisini de, oğlunu da âlemlere bir ibret yaptık.

(Enbiya 91)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sağtöresini Koruyan'a da Ruhumuzdan üfledik. Onu ve oğlunu, evrenler için bir mucize yaptık.

(Enbiya 91)

Ali Ünal Meali:

İffet ve namusunu örnek bir tarzda korumuş bulunan Meryem’i de an. Bu iffet ve namus timsaline Ruhumuzdan üfledik ve O’nunla birlikte oğlunu bütün âlemler için bir ibret, (kudret ve eşsiz icraatımıza) bir alâmet yaptık.

(Enbiya 91)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Irzını koruyan(Meryem)ı da an: Ona ruhumuzdan üfledik. Onu ve oğlunu âlemlere bir ayet yaptık.

(Enbiya 91)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İffetini koruyan Meryem'e ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu alemlere ders kılmıştık.

(Enbiya 91)

Bekir Sadak Meali:

Mahrem yerini koruyan Meryem'e ruhumuzdan uflemis, onu ve oglunu, alemler icin bir mucize kilmistik.

(Enbiya 91)

Besim Atalay Meali:

Utanma yerini korumuş bulunduğumuz kadını da an, ona biz ruhumuzdan üfürdük, kendisiyle oğlunu âlemlere belge kıldık!

(Enbiya 91)

Celal Yıldırım Meali:

İffet ve namusunu gerektiği gibi koruyan o kadını (Meryem'i) de an ki, biz ona ruhumuzdan üfledik; kendisini de oğlunu da âlemlere açık bir âyet (belirgin bir mu'cize) yaptık,

(Enbiya 91)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Irzını korumuş olan kadını (Meryem'i) de hatırla! Ona ruhumuzdan üflemiştik. Kendisini de, oğlunu da âlemlere birer delil yapmıştık.

(Enbiya 91)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Mahrem yerini koruyan Meryem'e ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu, alemler için bir mucize kılmıştık.

(Enbiya 91)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Irzını korumuş olan kadını da (Meryem'i de) hatırla. Ona ruhumuzdan üflemiştik. Kendisini de, oğlunu da alemlere (kudretimizi gösteren) birer delil yapmıştık.

(Enbiya 91)

Diyanet Vakfı Meali:

Irzını iffetle korumuş olanı (Meryem'i de an.) Biz ona ruhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu cümle âlem için bir ibret kıldık.

(Enbiya 91)

Edip Yüksel Meali:

Ve ırzını koruyan kadın da... Nitekim ona ruhumuzdan üflemiştik. Onu ve oğlunu tüm dünyaya bir işaret yaptık.

(Enbiya 91)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve o dişiyi de ki ırzını muhkem korudu da kendisine ruhumuzdan nefhettik ve kendisile oğlunu alemine bir ayet kıldık

(Enbiya 91)

Elmalılı Yeni Meali:

Ve o dişiyi (Meryem' i) de ki, o namusunu korudu da kendisine ruhumuzdan üfledik ve kendisiyle oğlunu alemlere bir mucize yaptık.

(Enbiya 91)

Erhan Aktaş Meali:

Ve o[1], namusunu korudu. Ona ruhumuzdan üfledik.[2] Ve kendisini ve oğlunu alemler için bir ayet[3] kıldık.

1)Meryem.
2)Karnında bir çocuğa hayat verdik. İlgili ayetler: 15/Hicr, 29; 32/Secde, 9; 38/Sad, 72.
3)Mucize. İbret.

(Enbiya 91)

Gültekin Onan Meali:

Irzını koruyan (Meryem); biz ona kendi ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet kıldık.

(Enbiya 91)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve o, ırzını titizlikle koruyan kadın; işte Biz, onu güvenli bilgimizle bilgilendirdik. Ve kendisini ve oğlunu âlemler için bir alâmet/gösterge yaptık.

(Enbiya 91)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

İffetini koruyan (Meryem’e) ruhumuzdan üfledik. Onu ve oğlunu âlemlere ayet kıldık.

(Enbiya 91)

Harun Yıldırım Meali:

Irzını iffetle korumuş olanı (Meryem'i de an.) Biz ona ruhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu cümle âlem için bir ibret kıldık.

(Enbiya 91)

Hasan Basri Çantay:

Irzını (bir kala gibi) koruyan o kızı da (yad et) ki biz ona ruuhumuzdan üflemiş, kendisini de, oğlunu da alemlere ibret kılmışdık.

(Enbiya 91)

Hayrat Neşriyat Meali:

İffetini korumuş olanı da (Meryem'i de zikret)! Ona (yarattığımız) rûhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu, âlemler için bir ibret kıldık.

(Enbiya 91)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Irzını korumuş o kızı da [an]. Onun içinde(ki çocuğa)¹ ruhumuzdan üfledik. Kendisini ve çocuğunu alemler [tüm varlıklar] için bir ayet[mucize] yaptık.

(Enbiya 91)

Hüseyin Atay Meali:

İffetini koruyan kadına ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu dünyalar için bir belge kılmıştık.

(Enbiya 91)

İbni Kesir Meali:

Mahrem yerini koruyana da ruhumuzdan üflemiş; onu da, oğlunu da alemler için bir ayet kılmıştık.

(Enbiya 91)

İlyas Yorulmaz Meali:

İffetini koruyan kadın (Meryem) var ya, ona kendi diriliğimizden[1] canlılığımızdan (Ruhumuzdan) bir can vermiştik. Onu ve oğlunu alemler için alınacak bir ibret yaptık.*

(Enbiya 91)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve o (Hz. Meryem), ırzını korudu. O zaman Biz, ruhumuzdan onun içine üfledik. Onu ve oğlunu, âlemlere âyet (ibret) kıldık.

(Enbiya 91)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Arılığını koruyan o kızı, Meryem'i de an. Biz ona kendi ruhumuzdan üfürmüştük, onu da, oğlunu da bütün insanlar için örnek yapmıştık.

(Enbiya 91)

Kadri Çelik Meali:

Irzını iffetle korumuş olanı (Meryem'i de an). Böylece biz ona kendi ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet kıldık.

(Enbiya 91)

Mahmut Kısa Meali:

Ve o iffetini koruyan Meryem’e de katımızdan ilim ve hikmet bahşetmiştik. Tertemiz ahlâkının mükâfâtı olarak da, ona babasız bir çocuk hediye etmek için, ruhumuzdan hayat üflemiş ve hem onu, hem de büyük bir Peygamber olan oğlunu, yani Hz. İsa’yı tüm insanlığa sonsuz ilim, kudret ve rahmetimizi gösteren apaçık birer delil kılmıştık.

(Enbiya 91)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Eh bir de İffetini koruyan Meryem'i hatırla! Ona da kendi ruhumuzdan üflemişizdir. Nitekim onu ve oğlunu da alemler için bir ayet, kudretimizin bir delili yapmışızdır.

(Enbiya 91)

Mehmet Türk Meali:

İffetli (Meryem’e gelince,) ona1 (İsa’yı Cebrâil vasıtasıyla) kendi rûhumuzdan2 Biz üfledik. Böylece onu ve çocuğunu insanlığa bir mûcize kıldık.3*

(Enbiya 91)

Muhammed Celal Şems Meali:

Namusunu iyice koruyan kadını (da hatırla.) Ona vahyimizden bir kısmını indirmiştik. Kendisini ve oğlunu, (bütün) âlemler için bir mucize kıldık.

(Enbiya 91)

Muhammed Esed Meali:

Ve o iffetini koruyan (kadın)ı da (an) ki, Biz ona ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu bütün insanlar için (rahmetimizin) bir simgesi kılmıştık.

(Enbiya 91)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ve o, iffetini koruyan kadını da anımsa ki, biz ona ruhumuzdan üfledik. Onu ve oğlunu bütün evren için bir kanıt kıldık.

(Enbiya 91)

Mustafa Çavdar Meali:

Ruhumuzdan üfleyip kendini ve oğlunu bütün âlemlere bir ibret kıldığımız, ırz ve iffetini korumuş olan Meryem’i de an!

Bknz: (3/45)»(3/47) - (19/16)»(19/21) - (66/12)

(Enbiya 91)

Mustafa Çevik Meali:

Namusu konusunda çok titiz, iffet timsali Meryem’in, ahlakından ve Allah’a teslimiyetinden de alınacak dersler vardır. Biz Meryem’in rahminde yarattığımıza ruh üfleyip, ilim ve kudretimizin layıkıyla anlaşılması için onu insanlara delil kıldık.

(Enbiya 91)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bir de iffetini koruyan o kadını (gündeme taşı)! "Kuşkusuz ona da ruhumuzdan üflemiş; onu ve oğlunu (çağının) bütün insanları için (rahmetimizin) bir belgesi kılmıştık.

(Enbiya 91)

Osman Okur Meali:

Ve o, ırzını titizlikle koruyan kadın. Onun (rahimine) ruhumuzdan üfledik de kendisini ve oğlunu âlemler için bir mucize yaptık.

(Enbiya 91)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve ismetini pek güzelce muhafaza etmiş olanı da (yâd et ki) kendisine rûhumuzdan üflemiştik.Ve O'nu ve oğlunu da âlemlere bir âyet kılmıştık.

(Enbiya 91)

Ömer Öngüt Meali:

Irzını iffetle korumuş olan (Meryem'i) de an! Biz ona ruhumuzdan üflemiş, kendisini de oğlunu da âlemler için bir âyet (mucize) kılmıştık.

(Enbiya 91)

Ömer Sevinçgül Meali:

İffetini özenle koruyan ‘Meryem adlı’ hanımı da an. Biz ona ruhumuzdan üfledik. Hem kendisini, hem ‘ileride peygamber olacak İsa adlı’ oğlunu tüm insanlara ‘her türlü eseri yaratabilen gücümüzü gösterecek’ bir alâmet ‘aynı zamanda bir sınav konusu’ yaptık.

(Enbiya 91)

Sadık Türkmen Meali:

VE O İFFETİNİ KORUMUŞ olanı da!.. Biz ona, (İsa için yarattığımız) ruhumuzdan üfledik. Onu (Meryem’i) ve oğlunu (İsa’yı) âlemler için bir ibret kıldık!

(Enbiya 91)

Seyyid Kutub Meali:

Irzına dokundurtmayan Meryem'e gelince ona ruhumuzdan bir soluk üfleyerek kendisini ve oğlunu tüm insanlar için gücümüzün sınırsızlığını kanıtlayan bir mucize yaptık.

(Enbiya 91)

Suat Yıldırım Meali:

İffet ve namusunu gerektiği gibi koruyan Meryem'i de an. Biz ona ruhumuzdan üfledik, hem onu, hem oğlunu cümle alem için bir ibret yaptık.

(Enbiya 91)

Süleyman Ateş Meali:

O ırzını korumuş olan(Meryem)i de an; ona ruhumuzdan bir çocuk üflemiş, kendisini ve oğlunu alemlere bir ibret yapmıştık.

(Enbiya 91)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Namusunu korumuş olan kadının; Meryem'in içine de ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu bütün çağdaşlarına bir belge yapmıştık.

(Enbiya 91)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Namusunu koruyan kadını, Meryem'i de an. Ona ruhumuzdan üflemiş; oğlunu da, kendisini de insanlar için bir ayet kılmıştık.

(Enbiya 91)

Şaban Piriş Meali:

Irzını koruyan (Meryeme) de rahmetimizden üflemiş, onu da oğlunu da insanlığa bir belge kılmıştık.

(Enbiya 91)

Talat Koçyiğit Meali:

Irzını koruyan (kız) a da yardım etmiştik. Ona ruhumuzdan üflemiş, kendisini ve oğlunu âlemlere bir delil kılmıştık

(Enbiya 91)

Tefhimul Kuran Meali:

Irzını koruyan (Meryem) ; biz ona kendi ruhumuzdan üfledik, onu ve çocuğunu insanlığa bir ayet kıldık.

(Enbiya 91)

Ümit Şimşek Meali:

İffetini koruyan Meryem'i de an ki, ona Biz ruhumuzdan(16) üflemiş, kendisini ve oğlunu âlemler için bir âyet kılmıştık.*

(Enbiya 91)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve o, cinsiyet organını/ırzını titizlikle koruyan kadın. Onun bağrına ruhumuzdan üfledik de kendisini ve oğlunu alemler için bir mucize yaptık.

(Enbiya 91)