11. Hud Suresi / 40.ayet

Sonunda azap ve helak emrimiz gelip de, her yerden sular fışkırmaya başlayınca Nuh’a dedik ki:
– Her canlıdan birer çift ve haklarında helak hükmü verilmiş olanlar dışında kalan aileni ve iman edenleri gemiye bindir. Zaten onunla birlikte iman etmiş olanların sayısı çok azdı.

Bknz: (10/83)(12/103)(51/36)

Mustafa Çavdar Meali

Hud 40 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sonucu emrimiz gelip tandırın altından su kaynamaya başlayınca her mahluktan birer çifti ve helaki taktir edilenden başka ailenden olanları ve inananları gemiye yükle dedik; zaten maiyetinde bulunan inanmış kişiler de pek azdı.*

(Hud 40)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Hatta ki; nihayet emrimiz geldiği anda ve tandır feveran ettiği (yerden gökten suların kaynayıp fışkırdığı) zaman, (Nuh’a) Dedik ki: “(Lazım olan evcil hayvanlardan) İkişer çift ile aleyhine söz geçmiş (ve küfrü kesinleşmiş) olanlar dışındaki aile fertlerini ve iman edenleri artık gemiye yükle!” Zaten çok az bir gruptan başka, kimse onunla birlikte iman etmemişti.

(Hud 40)

Abdullah Parlıyan Meali:

Nihayet emrimiz gelip de iş ciddileşip, sular kaynamaya başlayınca, Nuh'a dedik ki: “Her cins hayvandan birer çift ve haklarında hüküm verilmiş olanlar değil, yalnız aileni ve iman edenleri gemiye bindir.” Ancak ona inananlar küçük bir topluluktu.

(Hud 40)

Adem Uğur Meali:

Nihayet emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca Nuh'a dedik ki: "(Canlı çeşitlerinin) her birinden iki eş ile -(boğulacağına dair) aleyhinde söz geçmiş olanlar dışında- aileni ve iman edenleri gemiye yükle!" Zaten onunla beraber pek azı iman etmişti.

(Hud 40)

Ahmet Hulusi Meali:

Nihayet hükmümüz geldiğinde ve sular kaynaklardan fışkırıp taştığında dedik ki: "Ona, her cinsten bir çift ile daha önce aleyhlerine hüküm verilmiş olanlar dışında, aileni ve tüm iman etmiş olanları yükle"... Zaten Onunla beraber iman eden çok azdı.

(Hud 40)

Ahmet Tekin Meali:

Nihayet gemilerin yapımı bitirilip, planımızın icra vakti geldiğinde, bütün kaynaklardan fışkıran sularla, yeryüzünde sular yükselirken, tan yeri ağardığı sırada; buhar kazanları çalıştırılıp istim yükselmeye başlayınca, biz Nûh'a: “Canlıların her birinden erkekli dişili birer çift ile, aleyhinde hüküm verilenlerin dışında aileni ve iman edenleri gemiye al, yükle” dedik. Zaten onunla beraber kavminden pek azı iman etmişti.*

(Hud 40)

Ahmet Varol Meali

Sonuçta emrimiz gelip tandır kaynayınca: "Her şeyden birer çifti ve aleyhlerine önceden hükmümüz verilmiş olanlar dışındaki aile fertlerini ve iman edenleri gemiye bindir" dedik. Zaten onunla beraber ancak çok az kimse iman etmişti.

(Hud 40)

Ali Bulaç Meali:

Sonunda emrimiz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman, dedik ki: "Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında, aileni ve iman edenleri ona yükle." Zaten onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti.

(Hud 40)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Nihayet helâk etme emrimiz geldiği ve fırından su taşıp fışkırdığı (yahut geminin kazanı kaynadığı) vakit Nûh'a şöyle dedik: “-Faydalanılan hayvanların her cinsinden erkek ve dişi olmak üzere ikişer tane çift ve üzerlerine boğulma emri takdir edilenler müstena, aile halkınla bir de iman edenleri gemiye yükle.” Zaten beraberinde iman edenler pek azdı.

(Hud 40)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonunda buyruğumuz geldiğinde ve sular kaynayınca, şöyle dedik: "Her türden birer çift ile hakkında yargı verilmiş olanların dışındaki aileni ve inananları ona bindir!" Onunla birlikte inanan, zaten çok azdı.[155]

155)"Sular kaynayınca" olarak yazdığımız "Faret tennuru" tanımlaması, kimi Kur'an çevirilerinde, "Gök kaynayınca" veya "Tennur kaynayınca" veya "Tandır kaynayınca" veya "Fırın kaynayınca" veya "Geminin kazanı kaynayınca" veya "Fırından su taşıp fışkırınca" biçiminde çevrilmiştir.

(Hud 40)

Ali Ünal Meali:

Derken, emrimiz geldi ve kazan kaynamaya durdu; o zaman Nuh’a, “Her hayvan türünden erkek ve dişi birer çift ile, haklarında helâk hükmü verilmiş olanları dışında aileni ve iman edenleri gemiye al!” diye buyurduk. O’nun beraberinde iman etmiş pek az insan vardı.

(Hud 40)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Nihayet emrimiz gelince ve tandır kaynayınca “(Ehli hayvanların) her birisinden iki çifti yükle, kâfir kalacak olanlar hariç, aileni ve inananları da yükle” dedik. Fakat çok az bir grup ona inanmış idi.

(Hud 40)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sonunda buyruğumuz gelip tandırda sular kaynamaya başlayınca,"Her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan ehlini ve inananları gemiye bindir" dedik. Ancak, pek az kimse onunla beraber inanmıştı.

(Hud 40)

Bekir Sadak Meali:

Buyrugumuz gelip tandirdan sular kaynamaga baslayinca, «Her cinsten birer cifti ve aleyhine hukum verilmis olanin disinda kalan coluk cocugunu ve inananlari gemiye bindir» dedik. Pek az kimse onunla beraber inanmisti.

(Hud 40)

Besim Atalay Meali:

Buyrumumuz gelince, fırın kaynadı, ona dedik ki: «Her canlıdan birer çiftle, inananları, ailenden olup da, haklarında bir söz geçmiyenleri, yüklet gemiye», inanan azdı onunla bile

(Hud 40)

Celal Yıldırım Meali:

Sonunda emrimiz gelip tennur kaynamaya başlayınca (Nuh'a) dedik ki: «Her (hayvanın) dişi ve erkeğinden ikişer taneyi ve aleyhinde (ilâhi) hüküm geçmiş olanlar dışında aileni ve imân edenleri gemiye yüklet (bindir)!» Ne var ki, beraberinde imân edenler pek az kimseler idi.

(Hud 40)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Sonunda emrimiz gereği sular coşup yükselmeye başlayınca Nuh'a dedik ki: “(Canlı varlıkların) her birinden (erkekli dişili) birer çift ile (boğulacağına dair) aleyhinde söz geçmiş olanlar dışında aileni ve iman edenleri gemiye bindir!” Zaten onunla beraber pek azı iman etmişti. *

(Hud 40)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Buyruğumuz gelip tandırdan sular kaynamağa başlayınca, "Her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu ve inananları gemiye bindir" dedik. Pek az kimse onunla beraber inanmıştı.

(Hud 40)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca (sular coşup taşınca) Nuh'a dedik ki: "Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki ailen ile iman edenleri ona yükle." Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti.

(Hud 40)

Diyanet Vakfı Meali:

Nihayet emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca Nuh'a dedik ki: «(Canlı çeşitlerinin)  her birinden birer çift ile -(boğulacağına dair)  aleyhinde söz geçmiş olanlar dışında- aileni ve iman edenleri gemiye yükle!» Zaten onunla beraber pek azı iman etmişti.*

(Hud 40)

Edip Yüksel Meali:

Nihayet emrimiz gelip de gök kaynayıp taşınca, kendisine dedik ki: 'Her türden birer çifti, daha önce mahkum edilmiş olanlar hariç, çoluk çocuğunu ve inananları ona yükle.' Kendisiyle birlikte inanmış olanlar zaten bir kaç kişiydi.

(Hud 40)

Elmalılı Orjinal Meali:

Nihayet emrimiz geldiği ve tennur feveran ettiği vakıt dedik ki: yükle içine her birinden ikişer çift, ve aleyhinde huküm sebketmiş olandan maada ehlini ve iyman edenleri, maamafih pek azından maadası beraberinde iyman etmemişti, dedi

(Hud 40)

Elmalılı Yeni Meali:

Nihayet emrimiz gelip de tennür (geminin kazanı) kaynayınca Nuh'a: "Her birinden ikişer çift alıp aleyhinde hüküm geçmiş olanların dışında aileni ve iman edenleri gemiye yükle!" dedik. Zaten onunla birlikte pek azı dışında kimse iman etmemişti.

(Hud 40)

Erhan Aktaş Meali:

Emrimiz gelip sular fışkırmaya başladığı zaman, Biz dedik ki: "Her cinsten birer çift ve aleyhlerinde hüküm verilmiş olanlar hariç aileni ve iman edenleri ona yükle." Zaten onunla birlikte çok az kimse iman etmişti.

(Hud 40)

Gültekin Onan Meali:

Sonunda buyruğumuz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman dedik ki: "Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında ehlini (aileni) ve inananları ona bindir." Zaten onunla birlikte çok azından başkası inanmamıştı.

(Hud 40)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonunda emrimiz geldiği ve iş kızıştığı zaman Biz dedik ki: “Her cinsten birer çifti ve aleyhlerinde hüküm verilmiş olanların dışında aileni ve iman etmiş olanları onun içine yükle.” – Zaten o'nunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti.–

(Hud 40)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynayınca (su pınarları kaynayıp, yerden yükselmeye başlayınca) dedik ki: “Her bir (hayvan cinsinden) çifter çifter gemiye yükle. Aleyhlerinde (helak olacaklarına dair) hüküm verilmiş olanlar hariç, aileni ve müminleri de gemiye taşı.” Zaten onunla beraber çok az kişi iman etmişti.

(Hud 40)

Harun Yıldırım Meali:

Nihayet emrimiz gelip de tandır feveran ettiğinde dedik ki: “Her birinden iki çift ve –aleyhinde söz geçmiş olanlar hariç aileni ve iman edenleri ona yükle.” Zaten onunla birlikte ancak çok az kimse iman etmişti.

(Hud 40)

Hasan Basri Çantay:

Nihayet emrimiz gelib de fırın kaynadığı zaman (Nuha) dedik ki: "Her birinden (her bir neviden erkek ve dişi) ikişer çift ile — aleyhinde söz geçmiş (helakleri takdir edilmiş) olanlar müstesna — aileni ve iman edenleri içine yükle". Zaten onun maiyyetindeki az kimselerden başkası da iman etmemişdi.

(Hud 40)

Hayrat Neşriyat Meali:

Nihâyet emrimiz gelip de fırın kaynadığı(1) (iş kızışıp, sular kabarmak üzere olduğu) zaman, (Nûh'a) buyurduk ki: “(Canlıların) her birinden (erkek ve dişi olmak üzere) ikişer eş ile (sana îmân etmediklerinden, boğulacaklarına dâir) aleyhinde söz geçmiş olanlar (bir oğlun ile diğer zevcen) dışında âileni ve îmân edenleri ona (gemiye)yükle!” Zâten onunla berâber ancak pek az kimse îmân etmişti.*

(Hud 40)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Sonunda emrimiz gelince ve Tennur¹ şiddetlice kaynayınca "Çift olan her iki sınıftan² [bir kısmını], aileni -kendisine karşı (o) söz öne geçmiş olan kimse hariç- inanmış kimseleri onun [geminin] içine taşı." dedik. Onunla birlikte ancak pek az [kişi] inandı.

(Hud 40)

Hüseyin Atay Meali:

Sonunda buyruğumuz gelip tandırda sular kaynamağa başlayınca "Her cinsten birer çifti ve aleyhine karar geçmiş olan dışında, çoluk çocuğunu ve inananları gemiye bindir" dedik. Ancak, pek az kimse onunla beraber inanmıştı.

(Hud 40)

İbni Kesir Meali:

Nihayet buyruğumuz gelip sular kaynamaya başlayınca: Her cinsten birer çifti ve hakkında hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu ve inananları gemiye al, dedik. Zaten onunla beraber pek az kimse inanmıştı.

(Hud 40)

İlyas Yorulmaz Meali:

Emrimiz gelip çattığında, (azap belirtileri) hareketler başladı. Nuh'a “Her çiftten ikişer adet ve yalnızca (azap) sözünün kendisine bildirilenler dışında ki ev halkını ve iman edenleri gemiye bindir. Ancak Nuh ile birlikte halkından pek azı iman etti.

(Hud 40)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve emrimiz gelince, tennur kaynadı. “O zaman herşeyden, iki unsurdan oluşan (bir dişi ve bir erkek) bir çifti ve haklarında söz geçmiş olanlar (boğulacakların sözü: âyet-37) hariç, aileni ve âmenû olanları onun içine yükle.” dedik. Az kişiden başkası, onunla beraber âmenû olmadı.

(Hud 40)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sonunda buyruğumuz erişip de yerden sular kaynamıya başlayınca, Nuh'a dedik: «Her türden erkekli dişili birer çift al, sözü edilenleri bir yana bırak, yalnız çoluğunu çocuğunu, bir de inananları bindir.» Ancak, Nuh ile birlikte inanmış olanlar pek azdı.

(Hud 40)

Kadri Çelik Meali:

Buyruğumuz gelip tandır (içinden sular) kaynamağa başlayınca, “Her cinsten birer çifti, aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan ehlini ve iman edenleri gemiye bindir” dedik. Zaten onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti.

(Hud 40)

Mahmut Kısa Meali:

Nihâyet tufan emrimiz gelip çattı; gökten yağmurlar boşanmaya, yerden pınarlar fışkırmaya ve sular coşup kaynamaya başlayınca, Nûh’a, “Her cins hayvandan birer çift al ve boğulacaklarına dâir haklarında hüküm verilmiş olanlar hariç, aileni ve iman edenleri gemiye bindir!” dedik. Zaten onunla birlikte iman edenlerin sayısı pek azdı.

(Hud 40)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Hükmedilen emrimiz gelip de ve ortamda sular kaynamaya başladığı zamanlar Uymayıp da haklarında hüküm verilmişler haricinde, yalnızca ailen ve müminler Dahil olarak her bir hayvandan birer çifti ona bindir." Zaten küçük bir topluluktur.

(Hud 40)

Mehmet Türk Meali:

Sonunda emrimiz gelince ve tandır1 kaynamaya2 başlayınca3 (Nûh’a): “çifti olan her şeyden4 ikişer (tane) ve (küfründen dolayı) helâki kesinleşmiş olanlar dışında5 aileni ve îman edenleri ona yükle.” dedik. -Zâten onunla birlikte (Allah’a) çok az kimse, îman etmişti.-*

(Hud 40)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sonunda emrimiz gelince ve pınarlar fışkırınca, Biz (Nuh’a) dedik ki: “Bu (gemiye) her çeşit (ihtiyaç duyulan hayvanlardan erkek ve dişi olarak) ikişer (tane) bindir. Önceden (helâk olacağı konusunda) karar verilenin dışında, kendi ev ahalini ve (sana) inanmış olanları (da bindir.)” Zaten kendisine, pek az kişi dışında, kimse inanmamıştı.

(Hud 40)

Muhammed Esed Meali:

(Bu böylece devam etti) ta ki, hükmümüz vaki olup da yeryüzünde sular taşkınlar halinde kaynayıp coşuncaya kadar. (Nuh'a): "Her cins (hayvandan) birer çift ve haklarında hüküm verilmiş olanları değil, yalnız aileni ve imana erişenleri gemiye bindir!" dedik, çünkü o'nun inancını paylaşanlar zaten küçük bir topluluktu.

(Hud 40)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sonunda emrimiz geldi, sular kaynamaya başladı. Ve Nuh'a dedik ki; "Hayvanların hepsinden birer çift ile hakkında azap hükmü verilmiş olanlar dışında aileni ve inananları gemiye al." Zaten onunla birlikte inanan pek az kişi vardı.

(Hud 40)

Mustafa Çavdar Meali:

Sonunda azap ve helak emrimiz gelip de, her yerden sular fışkırmaya başlayınca Nuh’a dedik ki: – Her canlıdan birer çift ve haklarında helak hükmü verilmiş olanlar dışında kalan aileni ve iman edenleri gemiye bindir. Zaten onunla birlikte iman etmiş olanların sayısı çok azdı.

Bknz: (10/83) - (12/103) - (51/36)

(Hud 40)

Mustafa Çevik Meali:

Nihayet Azap Günü gelince de hükmümüz gereği yeryüzündeki ve yer altındaki sular taşkınlar halinde kaynayıp, coşmaya başlayınca Nûh’a “Çevredeki canlılardan birer çift ve ailenden de davete iman edenleri gemiye al.” diye vahyettik. Zaten Nûh ile birlikte iman edenlerin sayısı oldukça az idi.

(Hud 40)

Mustafa İslamoğlu Meali:

En nihayet, hükmümüzün vakti gelince tandır kaynadı. (Nuh'a) "Yanına her tür (canlıdan) birer çift al; bir de haklarında hüküm kesinleşmiş olanlar dışında aileni ve iman eden kimseleri (al)" talimatını vermiştik. Zaten onun inancını paylaşan kimseler çok azdı.

(Hud 40)

Osman Okur Meali:

Nihayet helâk etme emrimiz geldiği ve fırından su taşıp fışkırdığı (yahut geminin kazanı kaynadığı) vakit Nûh’a şöyle dedik: “Faydalanılan hayvanların her cinsinden erkek ve dişi olmak üzere ikişer tane çift ve üzerlerine boğulma emri takdir edilenler müstena, ehlini (aile fertlerini) ve diğer iman edenleri gemiye yükle.” Zaten beraberinde iman edenler pek azdı.

(Hud 40)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Nihâyet emrimiz geldiği ve tennur kaynadığı vakit dedi ki: «Onun içine herbirinden ikişer çift ve aleyhine hüküm sabketmiş olandan maada ehlini ve imân etmiş olanları yükle.» Ve maamafih pek azından başkası onunla beraber imân etmemişti.

(Hud 40)

Ömer Öngüt Meali:

Nihayet emrimiz gelip de fırın kaynadığı zaman, Nuh'a dedik ki: “Her cinsten ikişer çift ile, aleyhinde hüküm verilmiş olanlar dışında, âileni ve iman edenleri gemiye yükle!” Zaten pek az kimse onunla beraber iman etmişti.

(Hud 40)

Ömer Sevinçgül Meali:

Emrimiz gelip de yeryüzünden sular fışkırmaya başlayınca, “Her türden birer çifti, aleyhine hüküm verilmiş olanların dışında kalan aileni ve inananları gemiye bindir!” dedik. Ona inananların sayısı pek azdı.

(Hud 40)

Sadık Türkmen Meali:

NİHAYET emrimiz gelip yerden sular kaynayınca, dedik ki: “Herşeyden birer çifti, azabı hak eden (suçlu) kimseler hariç olmak üzere; aileni ve iman eden kimseleri bindir.” Zaten, onunla birlikte pek az kimse inanmıştı.

(Hud 40)

Seyyid Kutub Meali:

Nihayet emrimiz gelip tandır kaynamaya (her taraftan sular fışkırmaya) başlayınca Nuh'a «Her canlı türünün birer çiftini, boğulacağına ilişkin hükmümüzün kesinleştiği kimse dışında kalan aile bireylerini ve mü'minleri gemiye bindir» dedik. Zaten O'na az sayıda kişi inanmıştı.

(Hud 40)

Suat Yıldırım Meali:

Nihayet emrimiz gelip de tennur kaynadığı zaman Nuh'a dedik ki:"Her hayvan türünden erkekli dişili ikişer eş ile haklarında helak hükmü verilmiş olanları hariç olmak üzere, aileni bir de iman edenleri gemiye al!" Zaten beraberinde iman eden pek az insan vardı.

(Hud 40)

Süleyman Ateş Meali:

Nihayet emrimiz gelip de tandır kaynayınca (iş ciddileşip sular kaynamağa başlayınca, Nuh'a) dedik ki: "Her şeyden ikişer çifti ve aleyhlerinde hüküm verdiklerimiz haric olmak üzere aileni ve inananları gemiye yükle!" Zaten onunla beraber inanan pek azdı.

(Hud 40)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sonunda emrimiz çıktı ve geminin kazanı[1] kaynadı. Nuh'a dedik ki "Erkekli dişili her türden birer çifti ve hakkında karar çıkan kişi dışındaki aileni, bir de inanıp güvenenleri gemiye bindir." Pek azı dışında Nuh ile birlikte inanıp güvenen olmamıştı.

1) هي تنُّور من حديد،

(Hud 40)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Emrimizle yerden sular fışkırmaya başlayınca: "Her cins hayvandan birer çifti, haklarında hüküm verilenlerin dışındaki aile bireylerini ve iman edenleri gemiye bindir" dedik. Ona iman edenler gerçekten pek az idi.

(Hud 40)

Şaban Piriş Meali:

Sonunda emrimiz gelip, yerden sular kaynamağa başlayınca: -Her şeyden ikişer çift aleyhlerinde hüküm verilmiş olan dışında aileni ve iman edenleri ona bindir, dedik. Zaten onun yanında iman etmiş olan kimseler çok azdı.

(Hud 40)

Talat Koçyiğit Meali:

Nihayet emrimiz gelip de fırın kaynayınca, (Nuh'a) şöyle demiştik: "Her hayvandan ikişer çifti, daha önce (îman etmiyecekleri için boğulacakları hususunda) hükmümüzün geçtiği kimseler dışında, aileni ve mü'minleri gemiye yükle". Zaten onunla birlikte çok az kimse îman etmişti.

(Hud 40)

Tefhimul Kuran Meali:

Sonunda emrimiz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman, dedik ki: «Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında, aileni ve iman edenleri ona yükle.» Zaten onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti.

(Hud 40)

Ümit Şimşek Meali:

Nihayet emrimiz geldi, sular kaynamaya başladı. Ve Nuh'a dedik ki: “Hepsinden birer çift ile hakkında azap hükmü verilmiş olanlar dışında aileni ve iman edenleri gemiye al.” Zaten onunla beraber iman eden pek az kişi vardı.

(Hud 40)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Nihayet emrimiz gelip de tandır kaynayınca şöyle seslendik: "Yükle içine her birinden ikişer çift ve aleyhinde hüküm verilen hariç olmak üzere aileni, bir de iman etmiş olanları." Ama Nuh'la birlikte çok az bir kısmı iman etmişti.

(Hud 40)