11. Hud Suresi / 53.ayet

– Ey Hud, sen bize apaçık bir belge/mucize getirmedin, sırf sen söyledin diye ilahlarımızı bırakacak değiliz ayrıca biz senin söylediklerine de hiç inanmıyoruz, dediler.

Bknz: (28/48)

Mustafa Çavdar Meali

Hud 53 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ey Hud dediler, sen bize apaçık bir delil gösteremiyorsun, biz de senin sözünle tanrılarımızı bırakmayız ve biz sana inanmıyoruz.

(Hud 53)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Haksızlık ve ahlâksızlık düzenlerine alışmış kimseler) "Ey Hud!" dediler. "Sen bize apaçık mucizelerle gelmiş değilsin ki, bizler senin sözünle ilahlarımızı (cansız putlarımızı, canlı tağutlarımızı ve nefsimize hoş ve kolay gelen bâtıl ve bozuk hayat tarzlarımızı) terk edelim... Sana (asla) iman edecek değiliz!"

(Hud 53)

Abdullah Parlıyan Meali:

Soydaşları: “Ey Hûd!” dediler. “Bize peygamber olduğunu kanıtlayan açık bir delil getirmedin, bu yüzden senin bir tek sözünle, tanrılarımızı bırakıp sana inanacak değiliz.

(Hud 53)

Adem Uğur Meali:

Dediler ki: Ey Hûd! Sen bize açık bir mucize getirmedin, biz de senin sözünle tanrılarımızı bırakacak değiliz ve biz sana iman edecek de değiliz.

(Hud 53)

Ahmet Hulusi Meali:

Dediler ki: "Ey Hud! Bize mucize olarak gelmedin! Biz (sırf) senin sözünle tanrılarımızı terketmeyiz... Sana iman da etmeyiz!"

(Hud 53)

Ahmet Tekin Meali:

Kavmi: “Ey Hûd, sen bize açık hak bir delil bir mûcize getirmedin. Biz de senin sözünle ilâhlarımızı terkedecek değiliz. Biz sana itimat edecek de değiliz.” dedi.

(Hud 53)

Ahmet Varol Meali

Dediler ki: "Ey Hud! Sen bize bir belge getirmedin. Biz senin sözünle ilahlarımızı bırakacak değiliz. Biz sana inanacak da değiliz.

(Hud 53)

Ali Bulaç Meali:

"Ey Hud" dediler. "Sen bize apaçık bir belge (mucize) ile gelmiş değilsin ve biz de senin sözünle ilahlarımızı terketmeyiz. Sana iman edecek de değiliz."

(Hud 53)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlar da dediler ki: “- Ey Hûd, sen bize açık bir mûcize getirmedin. Biz, senin sözünle tanrılarımızı terk etmeyiz ve biz sana inanmayız.

(Hud 53)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Ey Hud!" dediler; "Bize açık bir kanıt getirmedin. Üstelik senin sözünle tanrılarımızı bırakmayız. Zaten sana inanacak değiliz!"

(Hud 53)

Ali Ünal Meali:

“Ey Hud!” diye tepki verdiler: “Sen bize iddianı ispat edecek açık bir delil, bir mucize göstermedin. Biz de, sadece senin sözüne bakarak ilâhlarımızı bırakacak değiliz; sana inanacak da değiliz.

(Hud 53)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Dediler ki: “Ey Hûd! Sen bize bir mucize delil ile gelmiş değilsin. Ve biz, senin sözünden dolayı, ilahlarımızı bırakacak ve sana inanacak da değiliz.

(Hud 53)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Dediler ki: "Ey Hud! Sen bize açık bir mucize getirmedin, biz de senin sözünle tanrılarımızı bırakacak değiliz ve biz sana iman edecek de değiliz."

(Hud 53)

Bekir Sadak Meali:

«Ey Hud! Sen bize bir belge getirmeden, senin sozunden oturu tanrilarimizi terketmeyiz ve sana inanmayiz.

(Hud 53)

Besim Atalay Meali:

Dediler ki: «Ey Hûd! Bize bir belge getirmedin, biz de senin sözünle Tanrılarımızı bırakmayız, sana da inanmayız»

(Hud 53)

Celal Yıldırım Meali:

Ey Hûd ! Dediler, sen bize açık bir belge (mu'cize) getirmedin, bu yüzden senin sözünden dolayı tanrılarımızı bırakacak ve sana da imân edecek değiliz.

(Hud 53)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Onlar da) dediler ki: “Ey Hud! Sen bize açık bir mucize getirmedin, biz de senin sözünle tanrılarımızı bırakacak değiliz ve biz sana iman edecek de değiliz.”

(Hud 53)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Ey Hud! Sen bize bir belge getirmeden, senin sözünden ötürü tanrılarımızı terketmeyiz ve sana inanmayız.

(Hud 53)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Dediler ki: "Ey Hud! Sen bize açık bir mucize getirmedin. Biz de senin sözünle ilahlarımızı bırakacak değiliz. Biz sana iman edecek de değiliz."

(Hud 53)

Diyanet Vakfı Meali:

Dediler ki: Ey Hûd! Sen bize açık bir mucize getirmedin, biz de senin sözünle tanrılarımızı bırakacak değiliz ve biz sana iman edecek de değiliz.

(Hud 53)

Edip Yüksel Meali:

Dediler ki: 'Ey Hud, sen bize kesin bir kanıt ile gelmedin. Biz, sırf senin sözünle dinimizi bırakacak değiliz, sana inanacak değiliz.'

(Hud 53)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ey Hud, dediler: sen bize bir beyyine getirmedin, biz ise senin sözünle ilahlarımızı terk etmeyiz ve biz sana inanmayız

(Hud 53)

Elmalılı Yeni Meali:

Dediler ki: "Ey Hud, sen bize mucize getirmedin, biz ise senin sözünle ilahlarımızı terketmeyiz ve biz sana inanmayız!"

(Hud 53)

Erhan Aktaş Meali:

Dediler ki: "Ey Hud! Bize kanıt içeren bir bilgi getirmedin; biz, senin sözünle ilahlarımızı terk edecek değiliz. Ve biz sana inanacak da değiliz."

(Hud 53)

Gültekin Onan Meali:

"Ey Hud" dediler. "Sen bize apaçık bir belge (mucize) ile gelmiş değilsin ve biz de senin sözünle tanrılarımızı terketmeyiz. Sana inançlı olacak da değiliz."

(Hud 53)

Hakkı Yılmaz Meali:

(53-57) Onlar dediler ki: “Ey Hûd! Bize bir açık kanıt ile gelmedin. Ve biz, senin sözünle ilâhlarımızı terk edecek değiliz. Biz, sana inananlar da değiliz. Ancak ‘Tanrılarımızdan bazısı seni fena çarpmış’ diyebiliriz.” Hûd dedi ki: “Şüphesiz ben Allah'ı şâhit tutuyorum, siz de şâhit olun ki, ben, Allah'ın astlarından O'na ortak koştuğunuz şeylerden uzağım. Hadi öyleyse hepiniz bana tuzak kurun, sonra beni hiç bekletmeyin. Şüphesiz ben gerçekten, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allah'a işin sonucunu havale ettim. Onun, perçeminden yakalayıp denetlemediği hiçbir irili- ufaklı hareket eden canlı yoktur. Şüphesiz ki benim Rabbim dosdoğru bir yol üzerinedir. Buna rağmen yine de sırt çevirirseniz, ben size ne ile gönderilmiş isem, işte onu tebliğ ettim. Ve benim Rabbim, başka bir toplumu sizin yerinize getirir. Ve siz O'na hiçbir şekil ve yolla zarar veremezsiniz. Hiç şüphesiz Rabbim, her şeyi koruyup gözetendir.”

(Hud 53)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Demişlerdi ki: “Ey Hud! Bize apaçık bir belge/delil getirmedin. Senin sözünle ilahlarımızı bırakacak ve sana iman edecek değiliz.”

(Hud 53)

Harun Yıldırım Meali:

Dediler ki: “Ey Hud, sen bize apaçık bir belge ile gelmedin ve biz de senin sözünle ilahlarımızı terketmeyiz. Sana iman edecek de değiliz.”

(Hud 53)

Hasan Basri Çantay:

Dediler ki: "Ey Hud, sen bize açık bir mu'cize getirmedin. Biz de senin sözünle Tanrılarımızı bırakıcı değiliz. Sana inanıcılar da değiliz".

(Hud 53)

Hayrat Neşriyat Meali:

Dediler ki: “Ey Hûd! Bize apaçık bir delil (bir mu'cize) getirmedin; biz de senin sözünle ilâhlarımızı terk ediciler değiliz, biz sana îmân edecek kimseler de değiliz.”

(Hud 53)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(53-55) Onlar "Ey Hud! Senin sözünden [dolayı] biz Tanrılarımızı terk ediciler değilken, bize bir açık kanıt getirmedin. Biz, sana inançlı değiliz. Biz ancak ''bazı Tanrılarımız seni bir kötülük sebebiyle çarpmış!'' diyoruz." dediler. [Hud] "gerçekten ben Allah'ı şahit ediyorum. sizin ondan [Allah'tan] aşağıda olup [ona] ortak yaptıklarınızdan beri olduğuma siz de şahit olun, ardından bana topluca tuzak kurun, sonra da bana göz açtırmayın." dedi.

(Hud 53)

Hüseyin Atay Meali:

Onlar, "Ey Hud! Sen bize açık bir belge getirmedin. Senin sözünden ötürü, biz tanrılarımızı bırakmayız ve sana da güvenmeyiz.

(Hud 53)

İbni Kesir Meali:

Dediler ki: Ey Hud; sen bize apaçık bir burhanla gelmedin, senin sözünden dolayı ilahlarımızı terkedemeyiz ve sana inanmayız.

(Hud 53)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kavmi “Ey Hud! Bize açıkça inanacağımız deliller getirmedin. Bu yüzden senin sözünden dolayı ilahlarımızı terk etmeyeceğiz ve sana inanmayacağız.”

(Hud 53)

İskender Ali Mihr Meali:

“Ya Hud! Bize bir delil (mucize) getirmedin ve biz, senin sözünden dolayı ilâhlarımızı terketmeyiz. Ve biz, sana inanmayız.” dediler.

(Hud 53)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Dediler: «Ey Hud! Sen bize apaçık bir belge getirmedin. Onun için biz senin sözünle tanrılarımızı bırakacak değiliz. Sana inanacak da değiliz.

(Hud 53)

Kadri Çelik Meali:

“Ey Hûd! Sen bize apaçık bir belge (mucize) ile gelmiş değilsin, biz de senin sözünle ilahlarımızı terk etmeyiz ve biz sana iman edecek de değiliz.”

(Hud 53)

Mahmut Kısa Meali:

Bu sevgi, şefkat, rahmet ve merhamet dolu sözlere karşılık kâfirler, “Ey Hûd!” dediler, “Sen bize, bizi inanmaya mecbur bırakacak türden açık bir mûcize getirmedin. Dolayısıyla, sırf senin sözünle tanrılarımızı ve onlar sayesinde elde ettiğimiz tahtımızı, tacımızı bırakacak değiliz; o hâlde hiç boşuna bekleme, sana asla inanmayacağız!”

(Hud 53)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Üstelik sen, bize bir açık bir mucize de getirmedin ey Hud. Biz de senin Demenle tanrılarımızı bırakacak, sana inanacak da değiliz" dediler

(Hud 53)

Mehmet Türk Meali:

(Toplumu da Hûd’a): “Ey Hûd! Sen, bize apaçık bir mûcize getirmedin ve biz de sadece, senin sözüne (itibar ederek) ilâhlarımızı terk edecek ve sana îman edecek değiliz.”1 dediler.*

(Hud 53)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar dediler ki: “Ey Hûd! Sen bize apaçık bir delil getirmedin. Biz, (yalnız) senin sözünle tanrılarımızı terk edecek değiliz ve sana (da) inanacak değiliz.”

(Hud 53)

Muhammed Esed Meali:

(Soydaşları:) "Ey Hud!" dediler, "Bize (peygamber olduğunu kanıtlayan) açık bir delil, bir belge getirmedin; bu yüzden, senin bir tek sözünle tanrılarımızı bir kenara atıp sana inanacak değiliz.

(Hud 53)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Dediler ki; "Ey Hud, bize hiçbir kanıt getirmedin. Senin sözünle ilahlarımızı terk edecek değiliz. Zaten biz sana inanmıyoruz."

(Hud 53)

Mustafa Çavdar Meali:

– Ey Hud, sen bize apaçık bir belge/mucize getirmedin, sırf sen söyledin diye ilahlarımızı bırakacak değiliz ayrıca biz senin söylediklerine de hiç inanmıyoruz, dediler.

Bknz: (28/48)

(Hud 53)

Mustafa Çevik Meali:

53-57 Kavmi de dönüp Hûd’a dediler ki: “Ey Hûd! Sen bize peygamber olduğunu gösteren bir mucize ile gelmedin ki, biz de sana inanıp mevcut ilahlarımızı terk edip davetine uyalım. Mucize göstermeden davetini kabul edeceğimizi bekleme, anlaşılan o ki, bizim ilahlarımızdan birisi seni çarpmış, o sebeple de ilahlarımızı terk etmemizi istiyorsun, sana başkaca bir şey de söylemek istemiyoruz.” Hûd da onlara dedi ki: “Allah şahit olsun, siz de şahitler olun ki ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz ilahlarınızdan uzağım ve asla onları kabul etmeyeceğim. İsterseniz siz bana karşı tuzağınızı kurup, elinizden geleni ardınıza koymayın. Unutmayın ki ben, benim de, sizin de Rabbimiz olan Allah’a güveniyorum. Hiçbir canlı yoktur ki onu Allah yaşatıyor ve kurduğu nizamla yönetiyor olmasın. Ey kavmim! Size ne oluyor ki, gerçek bu iken Rabbinizin davetine teslim olmaktan kaçıyorsunuz? Şayet yaratılış sebebiniz olan Allah merkezli hayat nizamından inatla yüz çevirmeye devam ederseniz, Rabbim sizin yerinize başka bir kavim getirir buna kimse de engel olamaz. Siz, davet edildiğiniz hayat tarzını reddetmekle, Allah’a zarar veremezsiniz. Rabbim her şeyi görüp gözetmektedir, doğrusu ben size ulaştırılmam istenen mesajları ulaştırmış bulunmaktayım.”

(Hud 53)

Mustafa İslamoğlu Meali:

"Ey Hud!" dediler, "Sen bize bir delil ile gelmedin. Sırf senin sözlerine kanıp da ilahlarımızı terk edecek değiliz. Yani bizden sana inanmamızı asla bekleme!

(Hud 53)

Osman Okur Meali:

"Ey Hûd! dediler, sen bize açık bir belge, (bir mûcize) getirmedin. Biz de senin sözüne bakarak tanrılarımızı bırakacak değiliz. Sana asla inanacak da değiliz."

(Hud 53)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Dediler ki: «Ey Hûd! Sen bize bir beyyine ile gelmedin ve biz de senin sözünden dolayı kendi tanrılarımızı terkedici değiliz ve sana inanan kimseler de değiliz.»

(Hud 53)

Ömer Öngüt Meali:

Dediler ki: “Ey Hud! Sen bize apaçık bir delil (mucize) getirmedin. Biz senin sözünle ilâhlarımızı terkedemeyiz ve sana iman edecek de değiliz. ”

(Hud 53)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Ey Hud!” dediler, “Sen bize belgeler getirmedin. Sen söyledin diye tanrılarımızı bırakıp da sana inanacak değiliz ya!

(Hud 53)

Sadık Türkmen Meali:

“Ey Hud!” dediler. “Bize açık bir delil/mucize getirmeden biz senin sözünle, ilâhlarımızı/tanrılarımızı terk edecek değiliz. Ve biz sana inananlar değiliz!

(Hud 53)

Seyyid Kutub Meali:

Soydaşları dediler ki; «Ey Hud, bize somut bir mucize getirmiş değilsin. Sırf öyle diyorsun diye ilahlarımızı bırakmayız, sana kesinlikle inanmıyoruz.»

(Hud 53)

Suat Yıldırım Meali:

"Ey Hud! dediler, sen bize açık bir belge, bir mucize getirmedin. Biz de senin sözüne bakarak tanrılarımızı bırakacak değiliz. Sana asla inanacak da değiliz."

(Hud 53)

Süleyman Ateş Meali:

Dediler ki: "Ey Hud, bize bir mu'cize getirmedin. Biz senin sözünle tanrılarımızı terk edecek değiliz ve biz sana inanacak değiliz!"

(Hud 53)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Dediler ki "Bak Hud! Bize bir belge (delil) getirmedin. Senin sözünle ilahlarımızı bırakacak değiliz. Sana inanacak da değiliz.

(Hud 53)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Dediler ki: "Ey Hûd! Bize açık bir delil getirmedin. Bu yüzden sana inanıp ilahlanmızı terketmeyiz."

(Hud 53)

Şaban Piriş Meali:

-Ey Hud, sen bize apaçık bir belge getirmedin, biz de senin sözünle ilahlarımızı bırakacak ve sana inanacak değiliz, dediler.

(Hud 53)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlar ise şöyle demişlerdi: "Ey Hûd! Bize bir mucize getirmedin. Biz, ne sözünden dolayı ilâhlarımızı terkedecek ve ne de sana inanacak kimseleriz."

(Hud 53)

Tefhimul Kuran Meali:

«Ey Hûd» dediler. «Sen bize apaçık bir belge (mucize) ile gelmiş değilsin ve biz de senin sözünle ilahlarımızı terketmeyiz. Sana iman edecek de değiliz.»

(Hud 53)

Ümit Şimşek Meali:

“Ey Hud,” dediler. “Sen bize açık bir delil getirmedin. Biz de senin sözünle tanrılarımızı terk edecek değiliz. Sana inanmıyoruz.

(Hud 53)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dediler ki: "Ey Hud! Bize hiçbir kanıt getirmedin. Senin sözünle ilahlarımızı terk edecek değiliz. Zaten biz sana inanmıyoruz."

(Hud 53)