17. İsra Suresi / 5.ayet

Bunlardan ilkinin cezalandırma vakti geldiğinde, çok güçlü ve saldırgan kullarımızı üzerinize musallat ettik. Onlar sizi yok etmek için ülkeyi köşe bucak taradılar ve böylece vaat edilen ceza gerçekleşmiş oldu.

Bknz: (6/65)

Mustafa Çavdar Meali

İsra 5 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

O iki taşkınlıktan birincisinin mukadder zamanı gelince size, azap etmede çetin, kuvvetli kullarımızı gönderdik de yurdunuzun ta içine girip sizi araştırdılar ve bu, yerine getirilen bir vaatti.

(İsra 5)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Nitekim (bunlardan) ilk vaid (birinci azgınlığınızı cezalandırma vakti) geldiği zaman güç ve şiddet sahibi kullarımızı (İslam kaynaklarında Buhdunnasr, Batılılarca Nabukadnezar denen komutanı ve ordularını) üzerinize gönderdik de sizi evlerin aralarına kadar girip araştırıp (buldular, yurtlarınızı ve zulüm saltanatlarınızı yıktılar). Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü (ve tarihte aynen gerçekleşmiş bulunmaktaydı.)

(İsra 5)

Abdullah Parlıyan Meali:

O iki taşkınlıktan birincisinin zamanı gelince, size azap etmede çetin, kuvvetli kullarımızı gönderdik de, bunlar ülkede sizi aramak için kıyı bucak girmedik yer bırakmadılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü ki, böylece gerçekleşmiş oldu.”

(İsra 5)

Adem Uğur Meali:

Bunlardan ilkinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşarak (sizi) aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi.

(İsra 5)

Ahmet Hulusi Meali:

O ikisinden ilkinin zamanı geldiğinde, güçlü kullarımızı üzerinize getirdik... (Onlar) yurtların aralarına girip araştırdılar... (Bu) yerine getirilmiş bir vaat idi.

(İsra 5)

Ahmet Tekin Meali:

“Bunlardan ilkinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar evlerin aralarında dolaşarak sizi aradılar, araştırdılar. İlk uyarı, vakti gelince böylece yerine getirilmiş oldu.”

(İsra 5)

Ahmet Varol Meali

Nitekim bu ikiden birincisinin vakti gelince üzerinize pek zorlu kullarımızı gönderdik ve onlar evlerin aralarına kadar girip (sizi) araştırdılar. Bu yerine gelecek bir vaaddi.

(İsra 5)

Ali Bulaç Meali:

Nitekim o ikiden ilk vaid geldiği zaman, oldukça zorlu olan kullarımızı üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü.

(İsra 5)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlardan birinci fesadınızın ceza vakti gelince kuvvet ve şiddet sahibi olan kullarımızı üzerinize musallat ettik de (onlar sizi yakalayıp öldürmek veya esir etmek için) evlerin aralarına girip araştırdılar. Bu, yapılması kesinleşmiş bir vaad idi.

(İsra 5)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonunda, birincisinin zamanı geldiğinde, kaba güç kullanan kullarımızı üzerinize gönderdik. Öyle ki, evlerinizin aralarına değin girip araştırdılar. Yerine getirilmesi gereken bir sözdü.

(İsra 5)

Ali Ünal Meali:

Nitekim ilk bozgunculuk ve büyüklenmenizin karşılığını görme vakti geldiğinde, kullarımız içinde çok güçlükuvvetli bazılarını seçip üzerinize musallat ettik. Onlar, ülkenizi baştanbaşa çiğneyip, evlerinizin içlerine varıncaya kadar her tarafı didik didik aradılar. Bu, icrası gereken ve nitekim icra edilmiş bir tehdit, bir hüküm idi.

(İsra 5)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Birincisinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı göndeririz. Evler arasından sizi ararlar. Bu, mutlaka yerine getirilecek bir vaattir.

(İsra 5)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Birincisinin vakti geldiği zaman, pek güçlü olan kullarımızı üzerinize saldık ve evlerin arasında dolaştılar. Bu yerine gelmiş bir vaad idi.

(İsra 5)

Bekir Sadak Meali:

«Bu ikiden birincisinin vakti gelince, uzerinize pek guclu olan kullarimizi salacagiz. Onlar memleketlerinizde her koseyi kontrollerine alacaklar. Bu, yerine gelecek bir vaaddir.»

(İsra 5)

Besim Atalay Meali:

İlkinin cezası gelip çatınca, çok sert olan kullarımızı, üstünüze gönderdik, dolaştılar yurtlarında, bu herhalde yerine gelecek bir vait idi

(İsra 5)

Celal Yıldırım Meali:

Onlardan birincisinin va'desi ( = mukadder vakti) gelince üzerinize çok güçlü (savaşçı) kullarımızı gönderdik, yurtları(nızın) arasına kadar sokulup (her tarafı didik didik edip) araştırdılar. Bu, yerine getirilmiş bir va'd idi ki (gerçekleşti).

(İsra 5)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Nihayet bu iki bozgunculuktan birincisinin vakti gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar(sizi yakalamak için) evlerinizin arasına kadar sokuldular. (Bu,) yerine getirilmesi gereken bir vaad idi.*

(İsra 5)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Bu ikiden birincisinin vakti gelince, üzerinize pek güçlü olan kullarımızı salacağız. Onlar memleketlerinizde her köşeyi kontrollerine alacaklar. Bu, yerine gelecek bir vaaddir."

(İsra 5)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Bu, herhalde yerine gelmesi gereken bir va'd idi.

(İsra 5)

Diyanet Vakfı Meali:

Bunlardan ilkinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşarak (sizi) aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi.  *

(İsra 5)

Edip Yüksel Meali:

'Birincisinin zamanı gelince, büyük güce sahip kullarımızı üstünüze göndeririz. Evlerinize kadar girerek araştırırlar. Gerçekleşmesi gereken bir sözdü bu.'

(İsra 5)

Elmalılı Orjinal Meali:

İmdi birincisinin va'desi geldiği vakıt üzerinize milkiniz, şiddetli harb ehli bir takım kullar göndereceğiz de onlar ta evlerin aralarına girib araştıracaklar, ve bu fı'le çıkarılmış bir va'd oldu

(İsra 5)

Elmalılı Yeni Meali:

Birincisinin vakti gelince, üzerinize milkimiz güçlü, savaşçı bir takım kullar göndereceğiz; onlar evlerin aralarına girip araştıracaklar; ve bu gerçekleşmiş bir va'd oldu.

(İsra 5)

Erhan Aktaş Meali:

Birincisinin zamanı gelince çok güçlü kullarımızı üzerinize gönderdik. Yurtlarının içlerine kadar girdiler işgal ettiler. Böylece yapılan uyarı gerçekleşmiş oldu.

(İsra 5)

Gültekin Onan Meali:

Nitekim o ikiden ilk vaad geldiği zaman, oldukça zorlu olan kullarımızı üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü.

(İsra 5)

Hakkı Yılmaz Meali:

İşte o ikisinden birincisinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik de onlar, evlerin aralarına girip araştırdılar. Ve o, yerine getirilmesi gereken bir vaat idi.

(İsra 5)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

İki vaadden biri olan (ilk bozgunculuk zamanı) geldiğinde, üzerinize çok güçlü kullarımızı yollarız. İnlerinize kadar girip sizi yoklarlar. Bu, mutlaka olacak bir şeydi.

(İsra 5)

Harun Yıldırım Meali:

Bunlardan ilkinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşarak (sizi) aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi.

(İsra 5)

Hasan Basri Çantay:

İşte o ikiden birinci (fesadlarının ceza) va'de (si) gelince (muhaarebede) çok çetin bir kuvvete malik olan kullarımızı üzerinize musallat kıldık da onlar evlerin aralarına kadar girib (sizi) araşdırdılar. (Bu), yerine getirilmiş bir va'd idi.

(İsra 5)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Onlara dedik ki:) “Artık, o ikisinden birincisinin va'desi geldiği (ve baştan çıktığınız) zaman, üzerinize şiddetli (kendileri de isyankâr), harb ehli bizim (mahlûkumuz)olan birtakım kullar gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu (zilletemahkûmiyetiniz) ise, yerine getirilmiş bir va'd idi.”

(İsra 5)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Artık o ikisinden [iki bozgunculuk'tan] ilkinin vadesi geldiğinde, şiddetli bir perişan etme [gücüne] sahip kullarımız size karşı yönlendirdik ve yurtların arasına baskın yaptılar¹. Bu, yerine getirilmiş bir vaat idi.

(İsra 5)

Hüseyin Atay Meali:

Böylece ikiden, birincisinin vakti geldiği zaman, pek güçlü olan kullarımızı üzerinize saldık ve yurtlarınız arasında dolaştılar. Bu yerine getirilecek bir söz verme idi.

(İsra 5)

İbni Kesir Meali:

O ikiden birincisinin vakti gelince, üzerinize çok güçlü olan kullarımızı saldık. Onlar, memleketin her köşesini kontrollarına aldılar. Bu, yerine gelmiş bir vaad idi.

(İsra 5)

İlyas Yorulmaz Meali:

Haber verdiğimiz iki vaatten ilkinin zamanı geldiğinde, bizim tarafımızdan, olağan üstü güçlere sahip kullarımızı sizin üzerinize göndermiş ve her taraftan sizi arayıp çıkarmışlardı. Bu gerçekleşmiş bir vaatti.

(İsra 5)

İskender Ali Mihr Meali:

Artık ikisinden birincisinin vadesi (zamanı) geldiği zaman, (çok çetin) kuvvet sahibi kullarımızı sizin üzerinize gönderdik. Böylece evlerin aralarına girip (sizi) aradılar ve vaadedilen, yapılmış oldu.

(İsra 5)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O iki cezadan ilkinin günü gelince en sert dövüşen kullarımızı üzerinize gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Böylece ceza verilmiş oldu.»

(İsra 5)

Kadri Çelik Meali:

“O ikiden (iki taşkınlıktan) birincisinin vakti gelince, kuvvet ve şiddet sahibi olan kullarımızı üzerinize göndeririz de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırırlar. Bu yerine gelecek kesin bir sözdür.”

(İsra 5)

Mahmut Kısa Meali:

Bu çıkaracağınız fesat ve bozgunlardan ilkinin cezalandırılma zamanı gelince, güçlü kuvvetli ve acımasız kullarımızı üstünüze salacağız; öyle ki, bunlar, ülkenizi tamamen işgal edip hepinizi kılıçtan geçirecekler, hattâ evlerinizin arasında yakalayıp öldürecekleri bir Yahudi arayacaklar. Şüphesiz bu, gerçekleşmesi kaçınılmaz bir vaaddir.

(İsra 5)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Reddettiğimiz iki taşkınlıktan ilkinin vakti geldiğinde, size gönderdik. Azap etmede güçlü, kuvvetli kullarımızı. Yurdunuzda sizi aramak İçin girmedikleri yer bırakmadılar. Bu yerine getirilmesi gereken vaaddir.

(İsra 5)

Mehmet Türk Meali:

Nitekim o iki (kargaşa)dan ilkinin zamanı gelince, üzerinize oldukça güçlü ve acımasız kullarımızı1 gönderdik de onlar (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu gerçekleşmiş bir sözdü.2*

(İsra 5)

Muhammed Celal Şems Meali:

O iki (kez fesat çıkarmanın) ilk vadesi tamamlanınca, (başınızı ezmek için) çok savaşçı kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin içine kadar girdiler. Bu mutlaka yerine gelecek bir sözdü.

(İsra 5)

Muhammed Esed Meali:

Bu yüzden bunlardan ilki hakkında yapılan ön uyarı(nın günü) gelip çattığında kavgada çok çetin kullarımızdan saldık üzerinize, öyle ki bunlar ülkede kıyı bucak girmedik yer bırakmadılar; ve ön uyarının gereği böylece bütünüyle yerine gelmiş oldu.

(İsra 5)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Birincisinin zamanı gelince, üzerinize baş edilmez bir güce sahip kullarımızı gönderdik. Onlar, evlerin aralarına girip sizi aradılar. Bu, yerine getirilmesi gereken bir söz idi.

(İsra 5)

Mustafa Çavdar Meali:

Bunlardan ilkinin cezalandırma vakti geldiğinde, çok güçlü ve saldırgan kullarımızı üzerinize musallat ettik. Onlar sizi yok etmek için ülkeyi köşe bucak taradılar ve böylece vaat edilen ceza gerçekleşmiş oldu.

Bknz: (6/65)

(İsra 5)

Mustafa Çevik Meali:

5-7 Allah’a başkaldırmanız sebebiyle birinci uyarının vakti geldiğinde, çok güçlü ve saldırgan kullarımızı üzerinize gönderdik, onlar da sizi yok etmek üzere ülkenize girip ev ev dolaşıp, köşe bucak talan edip, yakıp yıktılar. İşte bu yapılan uyarılara kulak asmayanlar için Allah’ın koyduğu yasasıdır. Bundan gereken dersleri çıkarmanız ve kendinizi düzeltmeniz için bir süre sonra da düşmanlarınıza üstün gelmenizi sağladık ve size evlatlar, mallar ihsan ederek sayınızı artırdık, ayrıca şu temel kuralı bir kez daha hatırlattık: “Şayet Allah adına yapılmakta olan davete uyar da, O’nun ahlakı ile ahlaklanırsanız bunun yararını görür, kendinize iyilik etmiş olursunuz, yok eğer biz bildiğimizi yapıp kendi nizam ve ahlakımızı kendimiz oluşturacağız der, Rabbinize isyan eder, başkaldırırsanız kendinize kötülük yapar, ikinci uyarının da vaktini getirirsiniz. Nitekim siz bu uyarıyı da dikkate almayınca ikinci defa şeref ve itibarınız, düşmanlarınız tarafından ayaklar altına alındı, öncekinde olduğu gibi mabedinize girip ele geçirdikleri her şeyi paramparça ettiler.”

(İsra 5)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İşte bu iki uyarıdan birincisinin vakti geldiğinde, sizin üzerinize şu Bizim (belalı) kullardan saldırı gücü çok yüksek olanları musallat ettik; öyle ki, bunlar köşe bucak her yeri arayıp taradılar: zira bu, sadece (böyle yapanlar için) konulmuş bir yasanın uygulanmasıydı.

(İsra 5)

Osman Okur Meali:

Bu yüzden bunlardan ilki hakkında yapılan ön uyarı(nın günü) gelip çattığında kavgada çok çetin kullarımızdan üzerinize saldırmalarını (serbest bıraktık). Öyle ki bunlar ülkede kıyı bucak girmedik yer bırakmadılar; ve ön uyarının gereği böylece bütünüyle yerine gelmiş oldu.

(İsra 5)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

İmdi o ikiden (iki fesattan) birini vadesi (vakt-i cezası) gelince üzerinize Bizim çok şiddetli kuvvet sahibi olan kullarımızdan göndereceğiz. Artık evlerin aralarını bile araştıracaklardır. Bu, bir yerine getirilmiş hükümden ibaret bulunmuştur.

(İsra 5)

Ömer Öngüt Meali:

Birinci bozgunculuğunuzun ceza vakti gelince üzerinize pek güçlü olan kullarımızı salacağız. Onlar memleketin her köşesini kontrollerine alacaklar, evlerin aralarına girip sizi araştıracaklar. Bu, yerine gelecek bir vaaddir.

(İsra 5)

Ömer Sevinçgül Meali:

O ikiden birincisinin vakti gelince, üzerinize savaşta pek çetin olan kullarımızı saldık. Yurdunuzun her noktasını denetim altına aldılar. Böylece, ilk uyarı sözümüz gerçekleşmiş oldu.

(İsra 5)

Sadık Türkmen Meali:

İlkinde üzerinize güçlü kullarımızı gönderdik. Evlerin aralarına girip araştırdılar. Bu yapılması gereken ilahi bir kanun idi.

(İsra 5)

Seyyid Kutub Meali:

Birinci kargaşaya ilişkin ilahi cezanın vadesi gelince üzerinize son derece atılgan ve acımasız kullarımızı saldık. Bunlar evlerinizin köşe bucaklarını arayarak sizi yakalamaya giriştiler. Bu, Allah'ın yerine gelmesi kaçınılmaz bir sözü idi.

(İsra 5)

Suat Yıldırım Meali:

Onlardan birincisinin vadesi gelince, kuvvet ve şiddet sahibi olan kullarımızı sizin üzerinize musallat ettik de onlar sizi yakalayabilmek için evlerin aralarına bile girerek her tarafı didik didik edip araştırdılar. Bu, yerine getirilmesi gereken bir vaad idi.

(İsra 5)

Süleyman Ateş Meali:

Birincisinin zamanı gelince üzerinize çok güçlü kullarımızı gönderdik, evlerin aralarına girip (sizi) araştırdılar. Bu, yapılması gereken bir va'd idi.

(İsra 5)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Birincisinin sonu gelince savaş gücü yüksek kullarımızı üzerinize saldık; evlerin içine kadar girdiler. Bu söz, yerine getirildi[1].

1)Kral Yehoyakim zamanında Babil Kralı Nebukadnezzar (Buhtunnasr) Kudüs'e girerek kralı emri altına almış, pek çok insanla birlikte mabedin değerli eşyalarını da götürmüştür. Üç yıl sonra kralın isyan etmesi üzerine 597'de Kudüs'e ikinci defa giren Nebukadnezzar, bu defa mabedin kalan eşyalarıyla birlikte yeni kral Yehoyakin'i Babil'e götürmüş, onun yerine Tsedekiya'yı kral yapmıştır.
2)On yıl sonra Tsedekiya'nın saltanatında Ne-bukadnezzar'ın üçüncü defa Kudüs'e yürüyerek şehri kuşatması üzerine korkunç bir açlık baş göstermiş, nihayet şehir düşmüş, mabed. saray ve genel olarak Kudüs ateşe verilmiş, duvarlar yıkılmış ve halkın bir kısmı sürgün edilmiştir.
3) 

(İsra 5)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Birincisinin zamanı geldiğinde, üzerinize güçlü kullarımızı gönderdik ve ülkenizin her tarafını işgal ettiler. Bu, yerine gelmesi gereken bir sözdü.

(İsra 5)

Şaban Piriş Meali:

Birincisinin zamanı gelince, üzerinize çok şiddetli savaşçı kullarımızı gönderdik de ülkeyi baştan başa ele geçirdiler. Bu, gerçekleşmiş bir hüküm idi.

(İsra 5)

Talat Koçyiğit Meali:

Nitekim ilkinin vakti gelince, üzerinize savaşta çok şiddetli olan kullarımızı göndermiştik. Onlar da ülke dâhilinde kontrolü ele almışlardı. Bu, yapılması gereken bir va'd idi.

(İsra 5)

Tefhimul Kuran Meali:

Nitekim o ikiden ilk vaid geldiği zaman, oldukça zorlu olan kullarımızı üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü.

(İsra 5)

Ümit Şimşek Meali:

Bunlardan birincisinin vadesi dolduğunda, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı saldık da onlar evlerinizin aralarına kadar girdiler. Bu, yerine getirilecek bir vaad idi.

(İsra 5)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Nihayet, o ikiden birincinin vadesi geldiğinde, üzerinize aşılmaz bir güce sahip kullarımızı gönderdik de onlar, barınakların aralarına girip araştırdılar. Ve bu, yerine getirilmiş bir vaat idi.

(İsra 5)