17. İsra Suresi / 90.ayet

Kalkıp bir de şöyle diyorlar: “Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça asla sana inanmayacağız.”

Bknz: (25/7)»(25/8)

Mustafa Çavdar Meali

İsra 90 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Dediler ki: Bize yeryüzünden bir kaynak çıkarıp akıtmadıkça inanmayız sana.

(İsra 90)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onlar dediler ki: “Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça Sana kesinlikle inanmayız (ve inanmayacağız) .”

(İsra 90)

Abdullah Parlıyan Meali:

Nitekim “Ey Muhammed! Bize yerden pınarlar çıkarmadıkça sana inanmayacağız” diyorlar.

(İsra 90)

Adem Uğur Meali:

Onlar: "Sen, dediler, bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız."

(İsra 90)

Ahmet Hulusi Meali:

Dediler ki: "Bizim için arzdan bir pınar fışkırtmadıkça sana asla iman etmeyeceğiz. "

(İsra 90)

Ahmet Tekin Meali:

Onlar: “Sen bizim için, yerden bir kaynak, bir pınar büngüldetmedikçe asla biz sana güvenmeyeceğiz, inanmayacağız” dediler.

(İsra 90)

Ahmet Varol Meali

Dediler ki: "Yerden bir kaynak fışkırtmadığın sürece sana inanmayacağız.*

(İsra 90)

Ali Bulaç Meali:

Dediler ki: "Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça sana kesinlikle inanmayız."

(İsra 90)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Kur'an'ın belâgat ve azameti karşısında âciz kalan müşrikler şöyle) dediler: “- Biz, sana, asla inanmayız; tâ ki bizim için şu yerden (Mekke'den) bir pınar akıtırsın.

(İsra 90)

Ali Rıza Sefa Meali:

Dediler ki: "Bize yeryüzünden bir kaynak fışkırtmadıkça sana inanmayız!"

(İsra 90)

Ali Ünal Meali:

Kalkmış, “Biz” diyorlar, “sana asla inanmayız, ta ki şu (kupkuru, çorak) yerden bize bir kaynak fışkırtmadıkça;

(İsra 90)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve dediler ki: “Sen yerden bize bir kaynak fışkırtmadıkça, biz sana inanmayacağız.

(İsra 90)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onlar,"Sen" dediler, "Bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız."

(İsra 90)

Bekir Sadak Meali:

soyle soylediler: «Bize, yerden kaynaklar fiskirtmadikca sana inanmayacagiz",

(İsra 90)

Besim Atalay Meali:

Dediler ki: «Yerden bize pınar fışkırmadıkça

(İsra 90)

Celal Yıldırım Meali:

(Sapık kâfirler) dediler ki: Mümkün değil sana inanmayız, tâ ki bize yerden kaynak (su) çıkarasın.

(İsra 90)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Dediler ki: “Sen, bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.”

(İsra 90)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Şöyle söylediler: "Bize, yerden kaynaklar fışkırtmadıkça sana inanmayacağız",

(İsra 90)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(90-93) Dediler ki: "Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz." De ki: "Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resul olarak gönderilen bir beşerim."

(İsra 90)

Diyanet Vakfı Meali:

Onlar: «Sen, dediler, bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.»

(İsra 90)

Edip Yüksel Meali:

Dediler ki: 'Yerden bize bir kaynak fışkırtmadıkça sana inanmayız.'

(İsra 90)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve biz dediler: sana ıhtimali yok inanmayız, ta ki bizim için şu yerden bir menba' akıtasın

(İsra 90)

Elmalılı Yeni Meali:

Ve dediler: Biz sana asla inanmayız, ta ki bizim için şu yerden bir pınar akıtasın,

(İsra 90)

Erhan Aktaş Meali:

"Yerden bizim için bir pınar fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız." dediler.

(İsra 90)

Gültekin Onan Meali:

Dediler ki: "Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça (tefcürelena) sana kesinlikle / asla inanmayız."

(İsra 90)

Hakkı Yılmaz Meali:

(90-93) Ve “Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız. Yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarında şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın. Yahut iddia ettiğin gibi göğü parçalar hâlinde üzerimize düşürmelisin yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin. Yahut senin altın süslemeli bir evin olmalı yahut göğe yükselmelisin. Ancak, senin yükselişine, öğrenip öğreteceğimiz bir kitabı bize indirmene kadar asla inanmayız” dediler. Sen de ki: “Rabbim noksanlıklardan arınıktır. Ben, beşer bir elçiden başka bir şey miyim ki!”

(İsra 90)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Dediler ki: “Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça sana iman etmeyeceğiz.”

(İsra 90)

Harun Yıldırım Meali:

Onlar: "Sen, dediler, bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız."

(İsra 90)

Hasan Basri Çantay:

"Biz, dediler, sana kat'iyyen inanmayız. Taki bizim için şu yerden bir pınar akıtasın".

(İsra 90)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve dediler ki: “Bize yerden bir pınar fışkırtmadıkça sana aslâ îmân etmeyiz!”

(İsra 90)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(90-93) "Sen, bize yerden bir [su] kaynağı fışkırtıncaya veya bir hurma ağacından ve bir üzümden oluşan, senin de aralarında fışkırttıkça fışkırtacağın ırmaklar olan sana ait bir cennet [bahçe] oluncaya veya iddia ettiğin gibi göğü yumuşak parçalar olarak üzerimize düşürünceye veya Allah'ı ve melekleri karşılıklı halde getirinceye veya takılardan/altından sana ait bir ev oluncaya veya sen göğe kalkıncaya kadar asla sana inanmayacağız! Sen, Kendisini okuyacağımız bir kitabı bize parça parça indirinceye kadar da göğe kalktığına asla inanmayacağız!" dediler. RAB'bim münezzehtir! Ben elçi bir beşerden başkası değildim ki?" de.

(İsra 90)

Hüseyin Atay Meali:

Ve dediler: "Bize yerden bir kaynak fışkırtmadıkça,

(İsra 90)

İbni Kesir Meali:

Dediler ki: Sen, bize yerden bir kaynak fışkırtıncaya kadar sana asla inanmayacağız.

(İsra 90)

İlyas Yorulmaz Meali:

İnkar edenler “Sen yerden bizim için pınarlar fışkırtmadıkça, sana asla inanmayacağız.”

(İsra 90)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve dediler ki: “Sen, bize yerden bir memba (pınar) çıkarmadıkça (fışkırtmadıkça) sana asla inanmayız.”

(İsra 90)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Dediler: «Ne de olsa biz sana inanmayız, bize yerden bir pınar fışkırtıncaya kadar,

(İsra 90)

Kadri Çelik Meali:

Dediler ki: “Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça sana kesinlikle inanmayız.”

(İsra 90)

Mahmut Kısa Meali:

İnkârcılar, “Ey Muhammed!” diyorlar, “Sen bize Hz. Mûsâ gibi yerden pınarlar fışkırtmadıkça, sana asla inanmayacağız!”

(İsra 90)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İşte onlar: "Bize yerden pınarlar fışkırtmadığın müddetçe sana inanmayacağız" dediler.

(İsra 90)

Mehmet Türk Meali:

Ve “bize yerden bir pınar fışkırtıncaya kadar sana asla inanmayacağız.” dediler.

(İsra 90)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar dediler ki: “Bize yerden bir pınar fışkırtmadıkça, senin hiçbir sözüne inanmayız.”

(İsra 90)

Muhammed Esed Meali:

Nitekim, "Ey Muhammed, bize yerden gözeler fışkırtmadıkça sana inanmayacağız" diyorlar,

(İsra 90)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Dediler ki; "Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadığın sürece sana kesinlikle inanmayacağız!"

(İsra 90)

Mustafa Çavdar Meali:

Kalkıp bir de şöyle diyorlar: “Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça asla sana inanmayacağız.”

Bknz: (25/7)»(25/8)

(İsra 90)

Mustafa Çevik Meali:

89-93 Biz bu Kur’an’da insanlar için tek doğru olan hayat nizamı ile ahlakı tüm açıklığı, ayrıntıları ve misalleri ile tekrar tekrar anlattık, buna rağmen insanların çoğunun bundan yüz çevirmesi nankörlük ve küstahlıktan başka bir şey değildir. Bu nankör inkârcılar bir de kalkmış sana, “Söylediklerine inanmamız için bize yerden pınarlar fışkırtmalısın, hurma ağaçları ve asmalardan oluşan mucize bir bahçen olmalı, o bahçe içinden ırmaklar akıtmalısın ya da Kıyamet Günü’nden önce olacağını iddia ettiğin gibi, göğü paramparça başımıza indirmelisin ve Allah ile melekleri de karşımıza çıkarmalısın. Ayrıca senin altından bir köşkün de olmalı, göğe yükselmeli, oradan bize bir de kitap getirmelisin, biz de onu okuyup senin dediklerini orada da görmeliyiz. Bu saydıklarımızı görmedikçe senin Peygamber olduğuna asla inanmayız ve davetini de kabul etmeyiz.” diyorlar. Sen de onlara de ki: “Bu söylediklerinizi yapma gücüne sahip olan sadece Rabbimdir, ben ise sizlere O’nun âyetlerini tebliğ etmekle görevlendirilmiş ve gücü sizler gibi sınırlı olan bir insanım.”

(İsra 90)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Nitekim demişlerdi ki: "(Ey Muhammed!) Bize yerden kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.

(İsra 90)

Osman Okur Meali:

Dediler ki: "Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça, sana kesinlikle inanmayız."

(İsra 90)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve dediler ki: «Biz sana imân etmeyiz. Bize yerden suyu çok bir çeşme akıtıncaya kadar.»

(İsra 90)

Ömer Öngüt Meali:

Dediler ki: “Sen bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana aslâ inanmayız. ”

(İsra 90)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Sen bize yerden bir kaynak fışkırtıncaya kadar sana asla inanmayız” dediler.

(İsra 90)

Sadık Türkmen Meali:

Dediler ki: “Sana asla inanmayacağız yerden bize bir göze fışkırtmadıkça!..

(İsra 90)

Seyyid Kutub Meali:

Bunlar dediler ki; «Bize yer altından pınarlar fışkırtmadıkça sana kesinlikle inanmayız.

(İsra 90)

Suat Yıldırım Meali:

Ve "Biz" dediler; "Sana asla inanmayacağız. Ta ki yerden bir pınar akıtasın.

(İsra 90)

Süleyman Ateş Meali:

Dediler ki: "Yerden bize bir göze fışkırtmadıkça sana inanmayız!"

(İsra 90)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Dediler ki; "Bize bu topraktan akıp giden bir pınar fışkırtıncaya kadar sana inanacak değiliz.

(İsra 90)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Dediler ki: "Bize yerden kaynaklar fışkırtmadıkça sana inanmayız."

(İsra 90)

Şaban Piriş Meali:

-Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça asla sana inanmayacağız, demişlerdi.

(İsra 90)

Talat Koçyiğit Meali:

Ve demişlerdir ki: "Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça sana asla îman etmeyeceğiz"

(İsra 90)

Tefhimul Kuran Meali:

Dediler ki: «Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça sana kesinlikle inanmayız,»

(İsra 90)

Ümit Şimşek Meali:

Dediler ki: “Bize yerden bir pınar akıtmadıkça sana inanacak değiliz.

(İsra 90)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dediler ki: "Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadığın sürece sana asla inanmayacağız!"

(İsra 90)