25. Furkan Suresi / 7.ayet

Bir de:
– Bu nasıl bir elçi? Yiyor, içiyor, çarşı pazar dolaşıyor. Mademki o bir elçi hiç olmazsa ona bir melek verilmeli ve onunla beraber uyarmalıydı! Diyorlar.

Bknz: (6/8)(11/12)(15/6)»(15/7)(25/20)

Mustafa Çavdar Meali

Furkan 7 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve bu ne çeşit peygamber dediler, yemek yiyor, sokaklarda geziyor; ona bir melek indirilseydi de yanında bir korkutucu olsaydı ya;

(Furkan 7)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

“Bu nasıl Peygamberdir ki, bizim gibi yiyip (içiyor, bizim gibi giyiniyor) ve çarşı pazarda gezip dolaşıyor. Ona kendisiyle birlikte uyarıcı bir melek de indirilmeli değil miydi?” demişlerdir.

(Furkan 7)

Abdullah Parlıyan Meali:

Onlar bir de şöyle diyorlar: “Bu ne biçim peygamber ki, bizler gibi yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor? O'na kendisiyle birlikte, uyarıcı olarak görünür bir melek gönderilseydi ya.

(Furkan 7)

Adem Uğur Meali:

Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı!

(Furkan 7)

Ahmet Hulusi Meali:

Dediler ki: "Bu nasıl Rasuldür ki, yemek yiyor ve çarşılarda gezip dolaşıyor... O'na, bir melek inzal edilmesi, beraberinde bir uyarıcı olması gerekmez miydi?"

(Furkan 7)

Ahmet Tekin Meali:

“- Böyle peygamber mi olur? Bizler gibi yemek yiyor, çarşılarda, panayırlarda bilgi ve becerisini kullanarak dolaşıyor. Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte, o da sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılık görevi yapmalıydı.” dediler.

(Furkan 7)

Ahmet Varol Meali

Dediler ki: "Bu Peygambere ne oluyor ki yemek yiyor çarşılarda dolaşıyor. Ona kendisiyle birlikte uyarıcı olacak bir melek indirilmeli değil miydi?

(Furkan 7)

Ali Bulaç Meali:

Dediler ki: "Bu elçiye ne oluyor ki, yemek yemekte ve pazarlarda dolaşmaktadır? Ona, kendisiyle birlikte uyarıcı olacak bir melek indirilmesi gerekmez miydi?"

(Furkan 7)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bir de şöyle dediler: “- Bu peygambere ne oluyor? Yemek yiyor, çarşılarda yürüyor. O'na bir melek indirilse de beraberinde bir davetçi olsa ya! (Meleğin O'nu tasdiki ile hak peygamber olduğunu bilsek ya).

(Furkan 7)

Ali Rıza Sefa Meali:

Dediler ki: "Nasıl elçi bu? Yemek yiyor; çarşılarda dolaşıyor? Onunla birlikte, uyarıcı bir melek indirilmeliydi; öyle değil mi?"

(Furkan 7)

Ali Ünal Meali:

Bir de şöyle diyorlar: “Bu nasıl rasûl böyle? (Bizim gibi) yemek yiyor ve (ihtiyacını temin etmek için) çarşı pazarda dolaşıyor? Bari yanısıra bir melek indirilmiş olsaydı da, O’nunla birlikte dolaşıp uyarı görevini yerine getirse ve (kendisini de tasdik edip) korusaydı!

(Furkan 7)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve dediler: “Bu ne biçim peygamber! Yemek yiyor, çarşı pazarda dolaşıyor. Onunla beraber, uyarıcı olması için ona bir melek indirilmeli değil mi idi?”

(Furkan 7)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kafirler bir de şöyle dediler: "Bu ne biçim peygamber! Bizler gibi yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilseydi de kendisiyle birlikte o da uyarıcı olsaydı!"

(Furkan 7)

Bekir Sadak Meali:

(7-8) soyle dediler: «Bu ne bicim peygamber ki yemek yer, sokaklarda gezer? Ona, beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilseydi ya! Yahut, kendisine bir hazine verilseydi, veya beslenecegi bir bahce olsaydi ya!» Bu zalimler, inananlara: «Siz sadece buyulenmis bir adama uyuyorsunuz» dediler.

(Furkan 7)

Besim Atalay Meali:

Diyorlar ki :«Ne oldu bu Peygambere? Yemek yiyor, pazarlarda geziyor, ona bir melek indirilse de, yanında birlikte kocundursa ya !

(Furkan 7)

Celal Yıldırım Meali:

Hem dediler ki: «Bu peygambere ne oluyor ki yemek yiyor, çarşı-pazarlarda dolaşıyor ?! Ona bir melek indirilseydi de kendisiyle beraber uyarıcı olsaydı ya..»

(Furkan 7)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Yine onlar) dediler ki: “Bu ne biçim peygamberdir ki, (bizim gibi) yemek yiyor ve çarşıda pazarda geziyor? Ona, kendisi ile birlikte uyarma görevi yürüten bir melek indirilseydi ya!”

(Furkan 7)

Diyanet İşleri Eski Meali:

7,8. Şöyle dediler: "Bu ne biçim peygamber ki yemek yer, sokaklarda gezer? Ona, beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilseydi ya! Yahut, kendisine bir hazine verilseydi, veya besleneceği bir bahçe olsaydı ya!" Bu zalimler, inananlara: "Siz sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediler.

(Furkan 7)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Dediler ki: "Bu ne biçim peygamber ki yemek yer, çarşıda pazarda dolaşır. Ona bir melek indirilseydi de, bu onunla beraber bir uyarıcı olsaydı ya!"

(Furkan 7)

Diyanet Vakfı Meali:

Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı!

(Furkan 7)

Edip Yüksel Meali:

Ve dediler, 'Nasıl olur da bu elçi yemek yiyor ve çarşılarda dolaşıyor? Kendisiyle birlikte uyarıcı olarak bir melek inseydi ya!'

(Furkan 7)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bir de "bu Peygambere ne oluyor? dediler: yemek yiyor ve çarşılarda yürüyor, ona bir Melek indirilse de maıyyetinde yaver bir savulcu olsa ya!

(Furkan 7)

Elmalılı Yeni Meali:

Bir de: "Bu nasıl peygamberdir ki, yemek yiyor ve çarşılarda dolaşıyor? Ona bir melek indirilip de beraberinde bir yaver, bir savulcu olsa ya?

(Furkan 7)

Erhan Aktaş Meali:

Dediler ki: "Bu nasıl bir rasul ki, yiyor-içiyor, çarşı-pazar dolaşıyor. Ona bir melek indirilseydi de onunla birlikte uyarıcı olsaydı ya!"

(Furkan 7)

Gültekin Onan Meali:

Dediler ki: "Bu elçiye ne oluyor ki, yemek yemekte ve pazarlarda dolaşmaktadır? Ona, kendisiyle birlikte uyarıcı olacak bir melek indirilmesi gerekmez miydi?"

(Furkan 7)

Hakkı Yılmaz Meali:

7-8 Ve inkâr etmiş olanlar: “Bu ne biçim elçi ki, yemek yiyor, sokaklarda yürüyor? Ona, bir melek indirilseydi ya! Böylece O'nunla beraber bir uyarıcı olur! Yahut kendisine bir hazine bırakılsaydı veya kendisinden yiyeceği bir bahçe olsaydı ya!” dediler. Bu şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar: “Siz, yalnızca büyülenmiş bir kişiye uyuyorsunuz” da dediler.

(Furkan 7)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Dediler ki: “Ne oluyor bu Resûl’e? (Normal insanlar gibi) yemek yiyor, çarşı pazarda dolaşıyor! Ona, kendisiyle beraber uyarıcı olacak bir melek indirilmesi gerekmez miydi?”

(Furkan 7)

Harun Yıldırım Meali:

Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı!

(Furkan 7)

Hasan Basri Çantay:

(Yine) dediler: "Bu, nasıl peygamber? (Bizim gibi) yemek yiyor, çarşılarda yürüyor! Ona bir melek indirilib de (bu suretle) maiyyetinde (kendisini tasdıyk eden) bir inzarcı (yasakçı) bulunmalı değil miydi"?

(Furkan 7)

Hayrat Neşriyat Meali:

Bir de (onlar) şöyle dediler: “Bu nasıl peygamber ki, yemek yiyor, çarşılarda geziyor. Ona bir melek indirilmeli de onunla berâber (o da) bir korkutucu olmalı değil miydi?”(3)*

(Furkan 7)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(7-8) "Bu Elçi (!) için ne var ki, yemek yiyor ve pazarlarda geziyor? Kendisine bir melek indirilmeli, böylece onunla birlikte bir uyarıcı olması veya ona bir hazine atılmalı veya kendisinden yeyeceği bir cennetin [bahçenin] kendisine ait olması gerekmez miydi?" dediler. Bir de zalimler, "sihirlenmiş [etkilenmiş] bir kişiden başkasına uyumuyorsunuz!" dediler.

(Furkan 7)

Hüseyin Atay Meali:

7-8 Dediler: "Bu ne biçim elçi, yemek yer, sokaklarda yürür? Kendisine bir melek indirilip, onunla beraber uyarıda bulunmalı değil mi idi? Yahut, kendisine bir hazine verilseydi veya besleneceği bir bostanı olsaydı ya!" Ve bu zalimler dediler ki: "Sizin uyduğunuz, sadece büyülenmiş bir adamdır."

(Furkan 7)

İbni Kesir Meali:

Ve dediler ki: Bu peygambere ne oluyor ki; yemek yiyor, sokaklarda geziyor? Onun beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilmeli değil miydi?

(Furkan 7)

İlyas Yorulmaz Meali:

Dediler ki “Bu Elçi nasıl bir elçidir ki, yemek yiyor ve pazarlarda dolaşıyor. Onun yanına bir melek indirilseydi de, o melekle beraber insanları uyarsaydı ya.”

(Furkan 7)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve dediler ki: “Bu nasıl resûl ki, yemek yiyor ve çarşılarda dolaşıyor. Ona bir melek indirilseydi olmaz mıydı? Böylece onunla beraber uyarıcı olurdu.”

(Furkan 7)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bir de dediler: «Bu nasıl elçi böyle? Yiyor, içiyor, sokaklarda dolaşıyor. Ona bir melek gönderilmeli de onun yanında uyarıcılık etmeli değil miydi,

(Furkan 7)

Kadri Çelik Meali:

Dediler ki: “Bu peygambere ne oluyor ki yemek yemekte ve pazarlarda dolaşmaktadır? Ona, kendisiyle birlikte uyarıp korkutucu olacak bir melek de indirilseydi ya!”

(Furkan 7)

Mahmut Kısa Meali:

Bu tür iftiralarla bir yere varamayacaklarını anlayınca, “Bu nasıl Peygamber ki!” diyorlar, “Sıradan ölümlüler gibi yiyip içiyor, basit insanlar gibi ihtiyacını sağlamak için sokaklarda, çarşılarda gezip dolaşıyor! O gerçekten Peygamber olsaydı, ona Allah tarafından, gözlerimizle görebileceğimiz bir melek gönderilmeli ve onunla birlikte bizi uyarmalı değil miydi?”

(Furkan 7)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ardından yine onlar: "Bu nasıl oluyor da yemek yiyor, bizim gibi çarşıda geziyor. Ne biçim bir peygamber? Onu bir melek indirseydi de uyarsaydı onunla beraber.

(Furkan 7)

Mehmet Türk Meali:

Onlar (bir de): “Bu ne biçim1 Peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor. Ona, kendisiyle birlikte uyarıcı olarak bir melek indirilse, olmaz mıydı?” dediler.*

(Furkan 7)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar dediler ki: “Bu Peygamber’e ne oldu? Yemek yer ve pazarlarda dolaşır. Neden ona, yanında durup (insanları) uyaran bir melek indirilmedi?”

(Furkan 7)

Muhammed Esed Meali:

Ama onlar yine de şöyle diyorlar: "Bu nasıl peygamber ki (diğer ölümlüler gibi) yiyip içiyor, çarşı-pazar dolaşıyor? Onunla beraber bir uyarıcı olarak (görünür) bir melek gönderilseydi ya!

(Furkan 7)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Bir de, "Bu nasıl Tanrı elçisi?" dediler. "Yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor. Kendisiyle birlikte bir uyarıcı olmak üzere ona bir melek indirilmesi gerekmez miydi?"

(Furkan 7)

Mustafa Çavdar Meali:

Bir de: – Bu nasıl bir elçi? Yiyor, içiyor, çarşı pazar dolaşıyor. Mademki o bir elçi hiç olmazsa ona bir melek verilmeli ve onunla beraber uyarmalıydı! Diyorlar.

Bknz: (6/8) - (11/12) - (15/6)»(15/7) - (25/20)

(Furkan 7)

Mustafa Çevik Meali:

7-8 Senin bütün çabana rağmen ilâhî daveti inkâr edenler bir de şöyle diyorlar: “Bu nasıl bir peygamber! O da bizim gibi yiyip içiyor, çarşıda, pazarda dolaşıyor. Peygamber olsaydı onun yanında bir de melek olması, davetini onunla birlikte yapması, kendisine gökten bir hazine indirilmesi ve buralarda bizlerin görmediğimiz güzellikte bir bahçenin ona bağışlanması, oradan da yiyip içmesi gerekmez miydi?” Bununla birlikte bu zalimler birbirlerine, “Şayet Muhammed’in davetine uyarsanız, olsa olsa büyülenmiş bir adama uymuş olursunuz.” diyorlardı.

(Furkan 7)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Yine: "Bu nasıl elçi böyle? Yiyip içiyor, çarşıda pazarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilseydi de beraberinde o da uyarıp dursaydı ya!

(Furkan 7)

Osman Okur Meali:

Dediler: "Bu elçiye ne oluyor ki yemek yiyor, çarşılarda geziyor? Ona kendisiyle beraber uyarıcı olacak bir melek indirilmeli değil mi?"

(Furkan 7)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve dediler ki: «Bu Resûl için ne var ki, yemek yiyor ve çarşılarda yürüyor ona bir melek indirilmeli değil mi idi ki, artık O'nunla beraber bir korkutucu olsa idi!»

(Furkan 7)

Ömer Öngüt Meali:

Ve dediler ki: “Bu ne biçim peygamber! Yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor. Kendisine bir melek indirilip, onunla birlikte o da uyarıcı olmalıydı!”

(Furkan 7)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bir de, “Bu ne biçim peygamber!” dediler, “Yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor. Ona bir melek indirilmeli, onun yanı sıra o da uyarıcı olmalıydı!

(Furkan 7)

Sadık Türkmen Meali:

Dediler ki: “Bu elçiye ne oluyor ki, yemek yiyor ve çarşılarda geziyor? Ona bir melek indirilmeli değil miydi; kendisiyle birlikte uyarıcı olacak (bir melek)?!

(Furkan 7)

Seyyid Kutub Meali:

Yine onlar dediler ki; «Bu ne biçim Peygamberdir ki, bizim gibi yemek yiyor ve çarşıda pazarda geziyor? Ona, kendisi ile birlikte uyarma görevi yürüten bir melek indirilseydi ya.»

(Furkan 7)

Suat Yıldırım Meali:

Yine: "Ne oluyor bu Peygambere, böyle Peygamber mi olur: Yemek yiyor, çarşı pazarda dolaşıyor! Bari yanında heybetli bir melek olsaydı da etrafındaki insanları korkutup uyarıda bulunsaydı!"

(Furkan 7)

Süleyman Ateş Meali:

Dediler: "Bu elçiye ne oluyor ki yemek yiyor, çarşılarda geziyor? Ona kendisiyle beraber uyarıcı olacak bir melek indirilmeli değil mi?"

(Furkan 7)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Şunu da dediler: " Bu nasıl elçi? Yiyor, içiyor, çarşıda pazarda dolaşıyor. Ona bir melek indirilseydi de uyarıcılık işinde ona eşlik etseydi olmaz mıydı?

(Furkan 7)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Yine diyorlar ki: "Bu nasıl bir elçi? Yiyip içiyor, gezip dolaşıyor. Onunla beraber uyarması için bir melek gönderilmesi gerekmez miydi?"

(Furkan 7)

Şaban Piriş Meali:

-Bu ne biçim peygamber? dediler. Yemek yiyor, pazarda dolaşıyor... Ona bir melek indirilseydi de onun yanında uyarıcı olsaydı ya?!

(Furkan 7)

Talat Koçyiğit Meali:

Keza demişlerdir ki: "Şu da ne biçim Peygamber? Yemek yiyor, pazar yerlerinde yürüyor.. Ona bir melek indirilseydi de onunla beraber bir uyarıcı olsaydı ya."

(Furkan 7)

Tefhimul Kuran Meali:

Dediler ki: «Bu peygambere ne oluyor ki, yemek yemekte ve pazarlarda dolaşmaktadır? Ona, kendisiyle birlikte uyarıp korkutucu olacak bir melek de indirilmesi gerekmez miydi?»

(Furkan 7)

Ümit Şimşek Meali:

Bir de “Bu nasıl peygamber?” dediler. “Yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor. Kendisiyle beraber bir uyarıcı olmak üzere ona bir melek indirilseydi ya!

(Furkan 7)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şunu da söylemişlerdir: "Ne biçim resuldür bu; yemek yiyor, sokaklarda yürüyor. Üzerine bir melek indirilmeli, beraberinde özel bir uyarıcı olmalı değil miydi?"

(Furkan 7)