17. İsra Suresi / 96.ayet

De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Zira O, kullarının her halinden haberdardır ve görmektedir.”

Bknz: (10/61)(57/4)(58/7)

Mustafa Çavdar Meali

İsra 96 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

De ki: Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter; şüphe yok ki o, kullarından haberdardır, onları görür.

(İsra 96)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeterlidir (herkesin niyetini ve gayretini çok iyi bilmektedir) ; kuşkusuz O, kullarından hakkıyla Haberdardır, (her şeyi ayrıntılarıyla) Görendir."

(İsra 96)

Abdullah Parlıyan Meali:

De ki: Benimle sizin aranızda, tanık olarak Allah yeter. Şüphesiz O, kullarından haberdardır, onları görür.

(İsra 96)

Adem Uğur Meali:

De ki: Benimle sizin aranızda gerçek şahit olarak Allah kâfidir. Zira O, kullarını hakikaten bilip görmektedir.

(İsra 96)

Ahmet Hulusi Meali:

De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak, Esma'sıyla hakikatim olan Allah yeterlidir! Muhakkak ki O, kullarıyla Habiyr'dir, Basıyr'dir. "

(İsra 96)

Ahmet Tekin Meali:

“Benimle sizin aranızdaki konularda, benim hak peygamber olduğum konusunda gerçek şâhit olarak Allah kâfidir. O, kullarının gizli-açık bütün davranışlarından haberdardır ve onları bilmekte, görmektedir.” de.*

(İsra 96)

Ahmet Varol Meali

De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz O kullarından haberdar olan, onları görendir."

(İsra 96)

Ali Bulaç Meali:

De ki: "Benimle aranızda şahid olarak Allah yeter; kuşkusuz O, kullarından gerçeğiyle haberdardır, görendir."

(İsra 96)

Ali Fikri Yavuz Meali:

De ki: “- Allah, sizinle benim aramda şâhid yeter. Muhakkak ki o, kullarının yaptığından haberdardır, bütün hallerini görendir.

(İsra 96)

Ali Rıza Sefa Meali:

De ki: "Aramızda Tanık olarak, Allah yeterlidir. Kuşkusuz, O, kullarından Haberlidir; Görendir!"

(İsra 96)

Ali Ünal Meali:

De ki: “Aramızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz O, kullarının her halinden hakkıyla haberdardır; onları her ne yapıyorlarsa hakkıyla görmektedir.”

(İsra 96)

Bahaeddin Sağlam Meali:

De ki: “Benim ile sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz O, kullarını çok iyi gören ve onlardan çok iyi haberdar olandır.”

(İsra 96)

Bayraktar Bayraklı Meali:

De ki: "Benimle sizin aranızda gerçek şahit olarak Allah yeterlidir. Zira O, kullarını bilip görmektedir."

(İsra 96)

Bekir Sadak Meali:

De ki: «Benimle sizin aranizda sahit olarak Allah yeter. Dogrusu O, kullarini gorur, haberdardir.»

(İsra 96)

Besim Atalay Meali:

Diyesin ki: «Sizinle aramızda, Allah yeter tanıklığa, O, gerçek kullarını bilir, görür!»

(İsra 96)

Celal Yıldırım Meali:

De ki: Benimle sizin aramızda şâhid olarak Allah yeter. Şüphesiz ki O, kullarından haberlidir ve (onların her hâlini) görendir.

(İsra 96)

Cemal Külünkoğlu Meali:

De ki: “Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarından hakkıyla haberdardır, onları hakkıyla görendir.”

(İsra 96)

Diyanet İşleri Eski Meali:

De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Doğrusu O, kullarını görür, haberdardır."

(İsra 96)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

De ki: "Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarından hakkıyla haberdardır, onları hakkıyla görendir."

(İsra 96)

Diyanet Vakfı Meali:

De ki: Benimle sizin aranızda gerçek şahit olarak Allah kâfidir. Zira O, kullarını hakikaten bilip görmektedir.  *

(İsra 96)

Edip Yüksel Meali:

De ki: 'Benimle sizin aranızda ALLAH tanıktır. O, kullarından haber alır, görür.'

(İsra 96)

Elmalılı Orjinal Meali:

De ki: Allah sizinle benim aramda şahid yeter, her halde o, kullarına habir basir bulunuyor

(İsra 96)

Elmalılı Yeni Meali:

De ki: "Allah, sizinle benim aramda şahit olarak yeter. Gerçekten O, kullarından haberdardır, çok iyi görendir."

(İsra 96)

Erhan Aktaş Meali:

De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter." Kuşkusuz O, kulları için Her Şeyden Haberdar Olan'dır, Her Şeyi Gören'dir.

(İsra 96)

Gültekin Onan Meali:

De ki: "Benimle aranızda şahid olarak Tanrı yeter; kuşkusuz O, kullarından gerçeğiyle haberdardır, görendir."

(İsra 96)

Hakkı Yılmaz Meali:

De ki: “Benimle sizin aranızda şâhit olarak Allah yeter. Şüphesiz O, kullarına, her şeyin iç yüzünü, gizli taraflarını iyi bilendir, en iyi görendir.

(İsra 96)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz ki O, kullarına karşı (her şeyden haberdar olan) Habîr, (her şeyi gören) Basîr’dir.”

(İsra 96)

Harun Yıldırım Meali:

De ki: Benimle sizin aranızda gerçek şahit olarak Allah kâfidir. Zira O, kullarını hakikaten bilip görmektedir.

(İsra 96)

Hasan Basri Çantay:

De ki: "Benimle sizin aranızda hakıyki şahid olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarının (her şeyinden) cidden haberdardır, kemaliyle görendir".

(İsra 96)

Hayrat Neşriyat Meali:

De ki: “Benimle sizin aranızda şâhid olarak Allah yeter! Şübhesiz ki O, kullarından hakkıyla haberdardır, (onları) hakkıyla görendir.”

(İsra 96)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Benimle sizin aranızda bir devamlı şahit olarak Allah yeter. Kesinlikle o, [en başından beri] kullarından devamlı haberdardı, bir devamlı görendi." de.

(İsra 96)

Hüseyin Atay Meali:

De ki: "Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter. Doğrusu, O, kullarını görür ve haberdardır."

(İsra 96)

İbni Kesir Meali:

De ki: Şahid olarak, benim ve sizin aranızda Allah yeter. Muhakkak ki O; kulları için Habir'dir, Basir'dir.

(İsra 96)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Benim Allah'ın elçisi oluğuma, benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeterlidir. O kullarının yaptığı her şeyden haberdar olan ve onları hep görendir.”

(İsra 96)

İskender Ali Mihr Meali:

De ki: “Benimle sizin aranızda, Allah şahit olarak yeter.” Muhakkak ki O, kullarından haberdar olandır, (onları) görendir.

(İsra 96)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

De ki: «Benimle sizin aranızda Allah'ın tanık olması yeter. Çünkü Allah kullarından bilgilidir, kullarını görücüdür.»

(İsra 96)

Kadri Çelik Meali:

De ki: “Benimle aranızda şahit olarak Allah yeter; kuşkusuz O, kullarından hakkıyla haberdardır, görendir.”

(İsra 96)

Mahmut Kısa Meali:

Yine de inatla itiraza devam ederlerse, onlara son olarak de ki: “Benimle sizin aranızda şâhit olarak, Allah yeter; elbette O, kullarının her hâlini bilmekte, her davranışını görmektedir.” O hâlde, kimin doğru yolda olduğu konusunda hüküm vermek için Allah’ın şâhitliğini esas almalı, doğrunun-eğrinin ölçüsünü yalnızca O’ndan, yani O’nun kitabından öğrenmelisiniz. Zira:

(İsra 96)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Allah yeter elbette, benimle sizin aranızda bir şahit olarak" İşte böyle de: "Şüphesiz O kullarından haberdardır. O görür."

(İsra 96)

Mehmet Türk Meali:

“Benimle sizin aranızda şâhit olarak Allah yeter. Şüphesiz O kullarından hakkıyla haberdardır, eksiksiz görendir.” de.

(İsra 96)

Muhammed Celal Şems Meali:

De ki: “Benimle aranızda şahit olarak Allah yeterlidir.” Şüphesiz O, kullarını çok iyi bilen ve görendir.

(İsra 96)

Muhammed Esed Meali:

De ki: "Benimle sizin aranızda Allah'tan başkası tanıklık edemez; kullarından (onların kalplerinde olanı bütün açıklığıyla) görerek haberdar olan O'dur".

(İsra 96)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Yine onlara de ki; "Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter. O, kullarından haberlidir, onları görmektedir."

(İsra 96)

Mustafa Çavdar Meali:

De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Zira O, kullarının her halinden haberdardır ve görmektedir.”

Bknz: (10/61) - (57/4) - (58/7)

(İsra 96)

Mustafa Çevik Meali:

De ki: “Benimle sizin aranızda olanlara karşı şahit olarak Allah yeter. O her şeyi görüp bilmekte her şeyden haberdar olmaktadır.”

(İsra 96)

Mustafa İslamoğlu Meali:

De ki: "Benimle sizin aranızda (bütün bu olan bitenlere) şahit olarak Allah yeter: Çünkü o kullarıyla ilgili her habere (daha kaynağında) vakıf olan, onların her halini bizzat görendir."

(İsra 96)

Osman Okur Meali:

De ki: "Benimle aranızda şahid olarak Allah yeter; kuşkusuz O, kullarından gerçeğiyle haberdardır, görendir."

(İsra 96)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

De ki: «Allah Teâlâ benimle sizin aranızda şahit olarak kifâyet eder. Şüphe yok ki, O, kullarından haberdardır (onları bihakkın) görücü bulunmaktadır.»

(İsra 96)

Ömer Öngüt Meali:

De ki: “Benimle sizin aranızda gerçek şâhit olarak Allah kâfidir. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, onları görmektedir. ”

(İsra 96)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter. O, kullarından haberlidir, onları görüyor!” de.

(İsra 96)

Sadık Türkmen Meali:

De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz O; kullarından haberdardır, görendir.

(İsra 96)

Seyyid Kutub Meali:

De ki; «Benimle sizin aranızda Allah'ın şahitliği yeterlidir. O kullarının yaptıkları her işten haberdardır ve her şeyi görür.»

(İsra 96)

Suat Yıldırım Meali:

De ki: "Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter! Doğrusu O kullarının bütün hallerini bilip görmektedir."

(İsra 96)

Süleyman Ateş Meali:

De ki: "Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. O, kulları(nın halleri)ni haber alır, görür."

(İsra 96)

Süleymaniye Vakfı Meali:

De ki "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Allah kullarının içini bilir ve onları görür."

(İsra 96)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

De ki: "Aramızda şahit olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarını hakkıyla bilir ve görür."

(İsra 96)

Şaban Piriş Meali:

De ki: -Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O kullarından haberdardır.

(İsra 96)

Talat Koçyiğit Meali:

De ki: "Benimle sizin aranızda şâhid olarak Allah yeter. O. kullarının işlerinden haberdârdır; onları hakkıyle görür".

(İsra 96)

Tefhimul Kuran Meali:

De ki: «Benimle aranızda şahid olarak Allah yeter; kuşkusuz O, kullarından gerçeğiyle haberdardır, görendir.»

(İsra 96)

Ümit Şimşek Meali:

De ki: Sizinle benim aramda şahit olarak Allah kâfidir. Çünkü O kullarından haberdardır ve onları görmektedir.

(İsra 96)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

De ki: "Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter. O, kullarından haberdardır, onları görmektedir."

(İsra 96)