68. Kalem Suresi / 12.ayet

İyiliğe engel olan, hak hukuk tanımayan, işi gücü günah işlemek olan zorbaya.

Bknz: (9/75)»(9/76)(36/47)

Mustafa Çavdar Meali

Kalem 12 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hayrı tamamıyla meneden haddini aşmış suçluya.

(Kalem 12)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Hayrı engellemeyi sürdüren, saldırgan, olabildiğince günahkâr (kişilere de iltifat etme).*

(Kalem 12)

Abdullah Parlıyan Meali:

hayıra engel olan saldırgan günahkarlara,

(Kalem 12)

Adem Uğur Meali:

Hayra engel olan, mütecâviz ve saldırgan günahkar,

(Kalem 12)

Ahmet Hulusi Meali:

Durmadan (hakikatin) yaşanılmasına engel olan, haddi aşan suçlulara;

(Kalem 12)

Ahmet Tekin Meali:

Hayra, hayırlı işlere, Kur'ân öğrenimine, öğretimine, Kur'ân hükümlerine, Kur'ân ilkeleriyle yaşamaya, müslümanlara, İslâmî faaliyetlere engel olanlara, saldırganlara, bilerek günah işlemekte ısrar edenlere, zarar verenlere boyun eğme.

(Kalem 12)

Ahmet Varol Meali

İyiliği engelleyen, saldırgan, çok günahkar,

(Kalem 12)

Ali Bulaç Meali:

Hayrı engelleyip sürdüren, saldırgan, olabildiğince günahkar,

(Kalem 12)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Hayırdan alıkoyanı, aşırı zalimi, çok günahkârı;

(Kalem 12)

Ali Rıza Sefa Meali:

İyilik yapılmasına engel olana, saldırgana, suçluya.

(Kalem 12)

Ali Ünal Meali:

Hayrın sürekli önünü kesen, davranışlarında hiç ölçü tanımayan, günaha dadanmış,

(Kalem 12)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İyiliğe engel olur, haddi aşar, günahkârdır.

(Kalem 12)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İyiliğe mani olana, saldırgana, günahkara da uyma!

(Kalem 12)

Bekir Sadak Meali:

(10-14) Diliyle igneleyen, kovuculuk eden, iyiligi daima onleyen, asiri giden, suc isleyen, cok yemin eden alcak zorbaya, butun bunlar disinda bir de soysuzlukla damgalanmis kimseye, mal ve ogullari vardir diye aldiris etmeyesin.

(Kalem 12)

Besim Atalay Meali:

Söz getirip götürene, hayra engel olana, saldırgana, günaha dadanana

(Kalem 12)

Celal Yıldırım Meali:

(10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren, hayra hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme.

(Kalem 12)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Hayrı engelleyenlere, saldırganlara, olabildiğince günah işleyenlere,

(Kalem 12)

Diyanet İşleri Eski Meali:

10,11,12,13,14. Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin.

(Kalem 12)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(10-14) Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.

(Kalem 12)

Diyanet Vakfı Meali:

10, 11, 12, 13, 14. (Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.

(Kalem 12)

Edip Yüksel Meali:

İyiliğe ve yardıma engel olan, saldırgan, günahkar.

(Kalem 12)

Elmalılı Orjinal Meali:

Hayır engeli, mütecaviz, vebal yüklü

(Kalem 12)

Elmalılı Yeni Meali:

hayrı engelleyen, saldırgan, vebal yüklü,

(Kalem 12)

Erhan Aktaş Meali:

Sürekli iyi şeyleri engelleyip haddi aşan günahkarlara,

(Kalem 12)

Gültekin Onan Meali:

Hayrı engelleyip sürdüren, saldırgan, alabildiğince günahkar,

(Kalem 12)

Hakkı Yılmaz Meali:

9-16 Onlar arzu ettiler ki, sen onlara yağ çekesin, onlar da hemen sana yağ çeksinler. Çok yemin eden, aşağılık, alaycı, gammaz; arkadan çekiştiren, arabozucu, kovuculuk için gezip duran, mal ve oğulları var diye hayrı engelleyen, saldırgan, günaha batmış, kaba/obur, sonra da kötülükle damgalı şu asalakların hiçbirine itaat etme. Âhireti yalanlayan o kişi, âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman: “Daha öncekilerin masalları” dedi. Yakında Biz onun burnunu sürteceğiz.

(Kalem 12)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Hayra engel olan, haddi aşan, çok günah işleyen,

(Kalem 12)

Harun Yıldırım Meali:

Durmadan hayra engel olan, haddi aşan, çok günahkâra,

(Kalem 12)

Hasan Basri Çantay:

(10-11-12-13) (Doğruya da, eğriye de) alabildiğine yemin eden, izzet-i nefsi bulunmayan, (ötekini berikini) daima ayıblayan, (gammazlıkla) laf getirib götürmiye koşan, (insanları) hayırdan durmayıb men'eyleyen aşırı zaalim, çok günahkar, kaba, haşin, bütün bunlardan başka da kulağı kesik (damgalı soysuz) olan her kişiyi tanıma (onlara boyun eğme)!

(Kalem 12)

Hayrat Neşriyat Meali:

10,11,12,13,14. (Habîbim, yâ Muhammed!) Çok yemîn eden, aşağılık (kıymetli bir görüşe sâhib olmayan), dâimâ ayıplayan (insanların arkasından dudak büken), hep koğuculuk peşinde gezen, her zaman hayra mâni' olan, haddi aşan (hakkı çiğneyen), alabildiğine günahkâr, zorba; bun(lar)dan sonra (bir de) soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğullar sâhibi oldu diye itâat etme!

(Kalem 12)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(10-14) Her çokça yemin eden, düşük seviyede, çokça çekiştiren, karalama ile çokça ara bozuculuk yapan, hayra çokça engel olan, saldırgan, kasıtlı suç işleyen, eli çok sıkı [cimri] olan, bundan sonra da kötülükle damgalanmış¹ [kimseye], mal ve çocuklar sahibi olmuş diye itaat etme.

(Kalem 12)

Hüseyin Atay Meali:

10-15 Malı ve oğulları vardır diye, yemin edip duran alçağa, diliyle iğneleyene, kovuculuk edene, iyiliği sürekli engelleyene, saldırgana, günahkara, zorbaya, ayrıca soysuzlukta damgalı olana uyma. İlkelerimiz ona okunduğu zaman "Öncekilerin masalları" der.

(Kalem 12)

İbni Kesir Meali:

Durmadan hayra engel olana, haddi aşana, çok günahkara.

(Kalem 12)

İlyas Yorulmaz Meali:

İyilik yapmaya engel olana, pervasızca günah işleyenlere.

(Kalem 12)

İskender Ali Mihr Meali:

Hayrı devamlı engelleyenlere, haddi tecavüz eden günahkârlara (itaat etme).

(Kalem 12)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

iyilik etmekten geri durur, taşkınlık eder, çok günah işler,

(Kalem 12)

Kadri Çelik Meali:

Hayrı engelleyene, saldırgana, olabildiğince günahkâra.

(Kalem 12)

Mahmut Kısa Meali:

Her türlü iyiliğe engel olan o saldırgan günahkârlara!

(Kalem 12)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Lüzumlu hayrı engelleyip, günahkar, saldırgan olan.

(Kalem 12)

Mehmet Türk Meali:

10,11,12,13. (Ey Muhammed!) Şu boş yere yemin eden, aşağılık, (herkesi) kötüleyip duran, boşboğazlık yapan, iyilik düşmanı, saldırgan, günâhkâr, saygısız, sonra bir de soysuzların1 hiçbirine itaat etme. 2*

(Kalem 12)

Muhammed Celal Şems Meali:

(10-13) Çok yemin eden ve aşağılık olana itaat etme. O, kusur arayan, (sağa sola) gidip (insanların) arkasından konuşan, hep iyilikten alıkoyan, haddi aşan (ve) çok günah işleyendir. (Keza o,) çok sert konuşan (ve bunlara) ilaveten Allah’ın bir kulu olduğu halde, şeytan ile ilişki kurandır.

(Kalem 12)

Muhammed Esed Meali:

(yahut) iyiliğe mani olana, (yahut) günahkar zorbaya,

(Kalem 12)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İyiliği engelleyen, sınır tanımaz ve günaha düşkün olan kimseye de uyma.

(Kalem 12)

Mustafa Çavdar Meali:

İyiliğe engel olan, hak hukuk tanımayan, işi gücü günah işlemek olan zorbaya.

Bknz: (9/75)»(9/76) - (36/47)

(Kalem 12)

Mustafa Çevik Meali:

10-16 İnsanları yanıltmak adına durmadan yalan yere yemin edenlere; hayra engel olan, fesat çıkaran arabozucuya; nezaketsiz, çıkarcı, hak-hukuk gözetmeyen; dünya malına pervasızca meyleden adama sakın boyun eğme. Bunların bir kısmı da mal ve oğullarının çokluğu sebebiyle övünen ve kendilerini kudretli gören zalimlerdir. Kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda, “Bunlar eskilerin masallarıdır.” derler. Yakında bu küstah, zorba ve kibirlilerin burunlarını sürtüp, onları zelil edeceğiz.

(Kalem 12)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İyiliğe ölümüne engel olan günaha gömülmüş zorbaya (da)!

(Kalem 12)

Osman Okur Meali:

(10-14) (Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiç birine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.

(Kalem 12)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Hayırdan men'e çalışıp durana, haddi tecavüz edene, çok günahkâr olana.

(Kalem 12)

Ömer Öngüt Meali:

İyiliği engelleyen, haddi aşan günahkâra.

(Kalem 12)

Ömer Sevinçgül Meali:

iyiliklere engel olanı, haddini bilmeyeni, günah işlemekten çekinmeyeni,

(Kalem 12)

Sadık Türkmen Meali:

Hayrı engelleyen, saldırgan, çok günahkâra.

(Kalem 12)

Seyyid Kutub Meali:

Hayra engel olan, saldırgan, günahkar.

(Kalem 12)

Suat Yıldırım Meali:

(10-16) Sakın uyma: Servet ve hanedan sahibi diye, o bol bol yemin eden, değersiz adama! O gammaz, söz gezdiren, hayrın önünü kesene, o saldırgana, günaha dadanmışa! Şerefsiz, kaba, hem de soysuz olana! Kendisine ayetlerimiz okunduğunda "Bu eski insanların masalları!" diyene, yakında onun burnunu dağlayıp damga basarız.

(Kalem 12)

Süleyman Ateş Meali:

Hayra engel olan, saldırgan, günahkar,

(Kalem 12)

Süleymaniye Vakfı Meali:

iyiliği engelleyen, saldırgan, günaha düşkün,

(Kalem 12)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(10-14) Hayır! Servet ve güç sahibi olsa bile, yalan yere yemin edip duran alçağa, fesat çıkarmak için başkalarına iftira atana, iyiliğe engel olana, zâlim günahkara, zevkinin esiri olmuş karaktersiz kimseye uyma.

(Kalem 12)

Şaban Piriş Meali:

İyiliği engelleyene, günaha düşkün olana...

(Kalem 12)

Talat Koçyiğit Meali:

10-14 (Ey Muhammed!) Eğriye doğruya hep yemin edene, fakir olana, dâima ayıplayana, lâf getirip götürene, hayra engel olana, hakka tecavüz edene, günahkâra, bütün bunlardan sonra halka karşı kaba davranana ve kötülükleriyle maruf olana, mal ve oğul sahibi olmasından dolayı itaat etme.

(Kalem 12)

Tefhimul Kuran Meali:

Hayrı engelleyip sürdüren, saldırgan, olabildiğince günahkâr,

(Kalem 12)

Ümit Şimşek Meali:

Hayra engel olana, haddini aşana, çok günahkâr olana,

(Kalem 12)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Hayrı engelleyen, sınır tanımaz saldırgan, günaha batmış,

(Kalem 12)