36. Yasin Suresi / 47.ayet

Yine onlara:
– Allah’ın size verdiği nimetlerden açları ve muhtaçları doyurun denildiğinde, bu nankör kâfirler iman edenlere derler ki:
– Dilediği takdirde Allah’ın doyurabileceği kimseleri biz mi doyuracağız? Öyleyse siz, açıkça saçmalıyorsunuz.

Bknz: (51/15)»(51/19)(76/7)»(76/11)

Mustafa Çavdar Meali

Yasin 47 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve onlara, Allah'ın, sizi rızıklandırdığı şeylerin bir kısmını hayır yoluna harcayın dendi mi kafir olanlar, inananlara derler ki: Dileseydi Allah doyururdu onu, biz mi doyuralım? Siz, ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz.

(Yasin 47)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ve onlara: "Size Allah'ın rızık olarak verdiklerinden infak edin" denildiği zaman, o inkâr edenler iman edenlere derler ki: "Eğer dilemiş olsaydı (zaten) Allah’ın yedireceği (zengin edebileceği) kimseyi biz mi yedirecekmişiz? (Allah onlara da zenginlik verseydi, bize ne!..) Gerçekten siz (ey iman ehli, fakirlere zekât vermek ve infak etmekle) apaçık bir şaşkınlık içindesiniz" (diyerek mü’minlerle dalga geçilmektedir.)

(Yasin 47)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve yine bu tür insanlara, Allah'ın size verdiği şu rızıktan, O'nun uygun gördüğü yerlere ve kimselere harcayın denildiğinde, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, inananlara derler ki: “Dileseydi, Allah doyururdu onları, biz mi doyuralım yani?” Gerçekten siz böyle düşünmekle, apaçık sapıtmış kimselersiniz.

(Yasin 47)

Adem Uğur Meali:

Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarfediniz, denildiğinde, kâfirler müminlere dediler ki: Allah'ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz.

(Yasin 47)

Ahmet Hulusi Meali:

Onlara: "Allah'ın sizi beslediği yaşam gıdalarınızdan Allah için karşılıksız bağışlayın" denildiğinde hakikat bilgisini inkar edenler, iman edenlere dedi ki: "Dileseydi Allah, kendisinin doyuracağı kimseyi mi yedirip doyuralım? Siz ancak apaçık bir dalalet içindesiniz. "

(Yasin 47)

Ahmet Tekin Meali:

Onlara: “Allah'ın size rızık ve servet olarak verdiklerinden, Allah yolunda, karşılık gözetmeden gönüllü hayra harcayın, insanların ihtiyaçlarını görün” denildiği zaman, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, iman edenlere: “Allah'ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olması halinde doyuracağı akıllı ve sorumlu kimseleri, biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir yanılgı içindesiniz.” diyorlar.

(Yasin 47)

Ahmet Varol Meali

Onlara: "Allah'ın size rızık olarak verdiğinden (hayır yolunda) harcayın" dendiğinde inkâr edenler iman edenlere derler ki: "Allah'ın dilediği takdirde yedireceği kimseye biz mi yedireceğiz? Doğrusu siz apaçık bir sapıklık içindesiniz."

(Yasin 47)

Ali Bulaç Meali:

Ve onlara: "Size Allah'ın rızık olarak verdiklerinden infak edin" denildiği zaman, o inkar edenler iman edenlere dediler ki: " Allah'ın, eğer dilemiş olsaydı yedireceği kimseyi biz mi yedirecek mişiz? Gerçekten siz, apaçık bir şaşkınlık içindesiniz."

(Yasin 47)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlara: “-Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın.” denildiği zaman, o kâfir olanlar, iman edenlere şöyle dediler: “- O kimseye biz mi yedireceğiz ki, Allah dileseydi ona yiyeceğini verirdi? Siz (Allah'ın iradesine aykırı teklifte bulunmakla) ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz.”

(Yasin 47)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Allah'ın size verdiği geçimliklerden yardımlaşmak amacıyla paylaşın!" denildiğinde, nankörlük edenler, inananlara, şöyle derler: "Allah'ın, dilerse doyurabileceği kimseyi, biz mi doyuracağız? Siz, yalnızca apaçık bir sapkınlık içindesiniz!"

(Yasin 47)

Ali Ünal Meali:

Onlara, “Allah size her ne rızık lütfetmişse onun bir miktarını (geçimlik olarak Allah rızası için muhtaçlara) verin!” çağrısı yapıldığında, küfürde inat edenler, mü’minlere “Dilediği takdirde Allah’ın rızıklandırıp doyuracağı kişileri şimdi biz mi doyuracağız? Siz başka değil, açık bir sapkınlık içindesiniz doğrusu!” derler.

(Yasin 47)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlara “Allah’ın size verdiği rızıktan nafaka verin.” denildiğinde, o kâfirler müminlere derler ki: “Allah yedirmek isteseydi yedirirdi. (Ve yedirmediği kişiyi biz nasıl yediririz! Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz.”

(Yasin 47)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden, hayra sarfediniz" denildiğinde kafirler müminlere şöyle der: "Allah'ın dilediği taktirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz."

(Yasin 47)

Bekir Sadak Meali:

Onlara: «Allah'in size verdigi riziktan sarfedin» denince inkar edenler inananlara: «Allah dileseydi doyurabilecegi bir kimseyi biz mi doyuralim? Dogrusu siz apacik bir sapikliktasiniz» derler.

(Yasin 47)

Besim Atalay Meali:

Onlara: «Allahın verdiğinden yediriniz!» denildiğinde, kâfir olanlar inananlara derler ki: «Allahın isterse yedireceğini, bizler mi yedirelim?», «Sizler ancak, pek açık bir sapkınlık içindesiniz»

(Yasin 47)

Celal Yıldırım Meali:

Yine kendilerine, Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden (Allah için) harcayın, denildiği zaman, o küfredenler, imân edenlere, «Allah'ın dilediği takdirde yedireceği kimseyi biz mi yedirelim ?! Şüphesiz ki siz açık bir sapıklık içinde bulunuyorsunuz,» derler.

(Yasin 47)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlara: “Allah'ın size verdiği rızıktan başkaları için harcayın” denilince inkâr edenler inananlara: “Allah dileseydi, doyurabileceği bir kimseyi biz mi doyuralım? Siz gerçekten sapıtmış kimselersiniz?” derler.*

(Yasin 47)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Onlara: "Allah'ın size verdiği rızıktan sarfedin" denince inkar edenler inananlara: "Allah dileseydi doyurabileceği bir kimseyi biz mi doyuralım? Doğrusu siz apaçık bir sapıklıktasınız" derler.

(Yasin 47)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlara, "Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın" denildiği zaman, inkar edenler iman edenlere, "Allah'ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz" derler.

(Yasin 47)

Diyanet Vakfı Meali:

Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarfediniz, denildiğinde, kâfirler müminlere dediler ki: Allah'ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz.

(Yasin 47)

Edip Yüksel Meali:

Kendilerine, 'ALLAH'ın size verdiği rızıklardan verin,' denildiğinde, inkar edenler inananlara, 'ALLAH'ın, dilediği taktirde besleyebileceği kimseleri mi besleyelim? Siz gerçekten iyice sapıtmışsınız,' derler.

(Yasin 47)

Elmalılı Orjinal Meali:

Allahın size merzuk kıldığı şeylerden hayra sarfedin denildiği zaman da onlara o küfredenler iyman edenler için şöyle dediler, biz hiç yedirir miyiz o kişiye ki Allah dilese ona yiyeceğini verirdi, siz apaçık bir dalal içinde değil de nesiniz?

(Yasin 47)

Elmalılı Yeni Meali:

Onlara: "Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın" denildiği zaman, o kafirler, iman edenler için şöyle dediler: "Allah'ın, dileseydi yiyecek verebileceği kimseyi biz hiç yedirir miyiz, siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?"

(Yasin 47)

Erhan Aktaş Meali:

Onlara: "Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden infak[1] edin." dendiği zaman, gerçeği yalanlayan nankörler, iman edenlere: "Allah'ın dileseydi doyuracağı kimseyi biz mi doyuracağız? Siz ancak apaçık bir sapkınlık içindesiniz." dediler.

1)İhtiyaç sahiplerine yardım.

(Yasin 47)

Gültekin Onan Meali:

Ve onlara: "Size Tanrı'nın rızık olarak verdiklerinden infak edin" denildiği zaman, o küfredenler inananlara dediler ki: "Tanrı'nın, eğer dilemiş olsaydı yedireceği kimseyi biz mi yedirecek mişiz? Gerçekten siz apaçık bir şaşkınlık içindesiniz."

(Yasin 47)

Hakkı Yılmaz Meali:

Onlara: “Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden harcamada bulunun” denildiği zaman da kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş o kişiler, şu iman etmiş kişiler için: “Allah'ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz, ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz” dediler.

(Yasin 47)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onlara: “Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden infak edin.” denildiğinde, kâfirler iman edenlere dediler ki: “Allah’ın isterse doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz, apaçık bir sapıklık içindesiniz.”

(Yasin 47)

Harun Yıldırım Meali:

Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarfediniz, denildiğinde, kâfirler müminlere dediler ki: Allah'ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz.

(Yasin 47)

Hasan Basri Çantay:

Onlara "Allahın sizi rızıklandırdığı şeylerden (hayra) harc edin" denilince o küfredenler, iman edenlere (şöyle) dedi (ler): "Allahın, dileseydi, yedireceği kimseye biz mi yedirecek misiz? Siz apaçık bir sapıklıkda bulunanlardan başkaları değilsiniz".

(Yasin 47)

Hayrat Neşriyat Meali:

Kendilerine: “Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden (siz de O'nun yolunda) sarf edin!” denildiğinde ise o inkâr edenler, îmân edenlere dedi(ler) ki: “Allah dileyecek olsaydı kendisini doyuracağı bir kimseyi, (biz) mi doyuracağız? Doğrusu siz ancak apaçık bir dalâlet içindesiniz.”

(Yasin 47)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Onlara "Allah'ın size rızık ettiklerinden harcama (infak) yapın" denildiği zaman, gerçeği örtmüş olanlar, inanmış olanlara "Allah'ın tercih etse yedireceği kimselere mi yedirelim? Siz, ancak apaçık bir kayboluşun içindesiniz" dediler.

(Yasin 47)

Hüseyin Atay Meali:

Onlara "Allah'ın size verdiği rızıktan iyilik için sarfedin" denildiğinde, nankörler inananlara "Allah'ın dileseydi doyuracağı bir kimseyi biz mi doyuralım? Doğrusu, siz apaçık bir şaşkınlıktasınız" derler.

(Yasin 47)

İbni Kesir Meali:

Onlara; Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden infak edin, denildiğinde; o küfredenler iman etmiş olanlara dediler ki: Dilediği takdirde Allah'ın doyuracağı kimseyi biz mi doyuralım? Doğrusu siz, ancak apaçık bir sapıklık içerisindesiniz.

(Yasin 47)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlara “Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden ihtiyaç sahiplerini rızıklandırın” denildiği zaman, inkar edenler iman edenlere “Dilediğinde Allah'ın doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız” dediler. Ey İnkarcılar! “Siz ancak apaçık bir sapıklık içerisindesiniz.”

(Yasin 47)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onlara "Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden infâk edin (verin)." denildiği zaman kâfirler, âmenû olanlara: "Allah’ın dileseydi, doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz ancak apaçık bir dalâlet içindesiniz." dediler.

(Yasin 47)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Yine onlara: «Allah'ın size verdiği azıklardan siz de başkalarına verin» denilince inanmıyanlar inananlara derler: «Allah'ın dileyince doyurabileceklerini, biz mi doyuracağız?» Sizler ancak açıktan açığa sapkınlık içindesiniz.

(Yasin 47)

Kadri Çelik Meali:

Ve onlara, “Size Allah'ın rızık olarak verdiklerinden infak edin” denildiği zaman da o küfre sapanlar, iman edenlere dediler ki: “Allah'ın, dilediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi acaba biz mi doyuracağız? Gerçekten siz, apaçık bir şaşkınlık içindesiniz.”

(Yasin 47)

Mahmut Kısa Meali:

Yine onlara, “Allah’ın size bahşettiği nîmetlerden bir kısmını yoksullar için harcayın!” denildiği zaman, hakîkati inkâr edenler, dünya hayatının baştan başa bir imtihândan ibaret olduğunu görmezlikten gelerek, inananlara şöyle itiraz ederler: “Allah’ın dileseydi doyurabileceği —fakat doyurmadığı— kimseleri biz mi doyuracağız? Allah fakir edecek, biz besleyeceğiz, öyle mi? Allah onlara vermemişken bize ne oluyor? Biz daha mı merhametli, daha mı adâletliyiz? Ey Müslümanlar, siz düpedüz yanlış bir yoldasınız!” derler.

(Yasin 47)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ne zaman "Allah'ın rızık olarak verdiklerinden infak edin" dense, müminlere kafirler: Yedireceği kimseyi biz mi yedireceğiz sanki? Allah, dileseydi onları doyururdu derler Apaçık bir sapıklık içindesiniz gerçekten. Ne kadar da sapık bir düşüncedesiniz sizler.

(Yasin 47)

Mehmet Türk Meali:

Ve o (kâfirlere): “Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden Allah yolunda harcayın.” denilince o kâfirler, îman edenlere; “Allah’ın dilediği zaman doyurabileceği kimseleri, (şimdi) biz mi doyuracağız? Gerçekten siz, apaçık bir şaşkınlık içerisindesiniz” 1 dediler.*

(Yasin 47)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlara, “Allah’ın verdiklerinden harcayın,” denildiğinde, kâfirler inananlara, “Allah dileseydi, Kendisi ona yedirirdi. (O’nun yedirebileceğine,) biz mi yedirelim?” derler. Doğrusu siz apaçık bir sapıklık içindesiniz.

(Yasin 47)

Muhammed Esed Meali:

Kendilerine, "Allah'ın size verdiği rızıktan başkaları için harcayın!" denildiğinde, hakikati inkara şartlanmış olanlar, inananlara, "Rabb(iniz) dileseydi (Kendisinin) besleyebileceği kimseleri biz mi besleyelim? Doğrusu siz açık bir yanılgı içindesiniz!" derler;

(Yasin 47)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlara; "Allah'ın size yaşamlık olarak verdiği şeylerden bağışta bulunun," dendiği zaman, inkarcılar, inananlara; "Dilediği takdirde Allah'ın doyurabileceği kimseleri biz mi doyuracağız? Siz iyice şaşırmışsınız!" dediler.

(Yasin 47)

Mustafa Çavdar Meali:

Yine onlara: – Allah’ın size verdiği nimetlerden açları ve muhtaçları doyurun denildiğinde, bu nankör kâfirler iman edenlere derler ki: – Dilediği takdirde Allah’ın doyurabileceği kimseleri biz mi doyuracağız? Öyleyse siz, açıkça saçmalıyorsunuz.

Bknz: (51/15)»(51/19) - (76/7)»(76/11)

(Yasin 47)

Mustafa Çevik Meali:

Böylelerine, “Allah’ın size verdiği nimetlerden, siz de Allah’ın daveti yolunda sarf edin, muhtaç olanlara da verin.” denildiğinde bunu diyen mü’minlere, “Ne yani, Allah’ın isterse pekâlâ doyuracağı, mal mülk sahibi yapacağı kimseleri biz mi doyuralım? Doğrusu sizler şaşırmışsınız.” derler.

(Yasin 47)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Kendilerine "Allah'ın size verdiği servetten (Allah yoluna) cömertçe sarf edin" denildiğinde, inkarda ısrar edenler imanda sebat gösterenlere "Ne yani, Allah'ın isterse pekala doyuracağı kimseyi biz mi doyuralım? Şimdi siz açık bir şaşkınlık içinde değil de nesiniz!" derler.

(Yasin 47)

Osman Okur Meali:

Onlara: "Allah'ın size verdiği rızıktan sarfedin" denince inkar edenler inananlara: "Allah'ın var edip doyurabileceği bir kimseyi biz mi doyuralım? Doğrusu siz apaçık bir sapıklıktasınız" derler.

(Yasin 47)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve onlara «Allah'ın sizi merzûk ettiği şeylerden infak ediniz» denildiği vakit kâfir olanlar, imân edenlere dediler ki: «Biz mi taam vereceğiz o kimseye ki, eğer Allah dilese idi ona taam verirdi. Siz başka değil, ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz?»

(Yasin 47)

Ömer Öngüt Meali:

Onlara: "Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarfedin!" denildiğinde, kâfirler müminlere: "Allah'ın, dileseydi doyuracağı kimseleri biz mi doyuralım? Siz gerçekten sapıtmış kimselersiniz. " derler.

(Yasin 47)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onlara, “Allah’ın size rızk olarak verdiklerinden infak edin” denilince, inkâr edenler inananlara, “Allah’ın, dilemesi hâlinde besleyebileceği kimseleri biz niye besleyelim! Doğrusu siz apaçık bir yanılgı içindesiniz!” derler.

(Yasin 47)

Sadık Türkmen Meali:

Onlara: “Allah’ın size rızık olarak verdiği şeylerden verin”, denildiği zaman inkârcılar iman edenlere dediler ki: “Allah’ın dilerse kendisini doyuracağı kimseyi biz mi doyuracak mışız? Siz apaçık bir sapıklık içindesiniz.”

(Yasin 47)

Seyyid Kutub Meali:

Onlara; «Allah'ın size verdiği rızıktan sarf edin» denilince inkâr edenler inananlara; «Allah dileseydi, doyurabileceği bir kimseyi biz mi doyuralım? Siz gerçekten sapıtmış kimselersiniz?»

(Yasin 47)

Suat Yıldırım Meali:

Onlara ne zaman: "Allah'ın size lütfettiğinden, siz de muhtaçlar için harcayın" denilse, kafirler müminlere şöyle derler: "Size kalsa Allah'ın dilediği takdirde bol bol rızıklandıracağı kimseyi doyurmak bizim mi işimiz? Siz, böyle ne sapık düşünürsünüz!"

(Yasin 47)

Süleyman Ateş Meali:

Onlara: "Allah'ın size verdiği rızıktan (Allah için) verin!" dendiği zaman, nankörler, inananlara: "Allah'ın dilediği takdirde yedireceği bir kimseye biz mi yedirelim? Doğrusu siz, apaçık bir sapıklık içindesiniz." derler.

(Yasin 47)

Süleymaniye Vakfı Meali:

"Allah'ın verdiği rızıktan hayra harcayın" dense, görmezlikten gelenler, müminlere derler ki, "Onları biz mi doyuracağız; gerekli görseydi Allah doyururdu. Sizin hepiniz açık bir sapıklık içindesiniz."

(Yasin 47)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onlara: "Allah'ın size verdiği rızıktan başkalarına da harcayın" denildiğinde, kâfirler, iman edenlere: "Allah'ın dilediği takdirde besleyebileceği kimseleri biz mi besleyeceğiz? Doğrusu siz, açık bir yanılgı içindesiniz" derler.

(Yasin 47)

Şaban Piriş Meali:

Kendilerine: -Allah'ın size verdiği rızıklardan infak edin, denildiği zaman; nankörlük edenler, iman edenlere; -Allah istese doyurabileceği kimseleri biz mi doyuracağız? Siz, ancak açık bir sapıklık içindesiniz, derler

(Yasin 47)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlara, "Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden yine Allah yolunda sarfedin" denildiği zaman, o kâfirler îman edenlere derler ki: "Allah'ın, dilediği takdirde yedireceği kimseye mi yedirelim? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz."

(Yasin 47)

Tefhimul Kuran Meali:

Ve onlara: «Size Allah'ın rızık olarak verdiklerinden infak edin» denildiği zaman da, o küfre sapanlar iman edenlere dediler ki: «Allah'ın, eğer dilemiş olsaydı yedireceği kimseyi biz mi yedirecek mişiz? Gerçekten siz, apaçık bir şaşkınlık içindesiniz.»

(Yasin 47)

Ümit Şimşek Meali:

Kendilerine “Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden bağışta bulunun” dendiği zaman, inkâr edenler iman edenlere dediler ki: “Dilediği takdirde Allah'ın doyurabileceği kimseleri biz mi doyuralım? Siz iyice şaşırmışsınız!”

(Yasin 47)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onlara, "Allah'ın size lütfettiği rızıklardan dağıtın!" dendiğinden, nankörlüğe sapanlar, iman edenlere şöyle derler: "Allah'ın, dilediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıklık içindesiniz, hepsi bu."

(Yasin 47)