Evet yoksulların hakkını vermeme azim ve kararlığıyla erkenden yola koyuldular.
Bknz: (51/19)
Evet yoksulların hakkını vermeme azim ve kararlığıyla erkenden yola koyuldular.
Bknz: (51/19)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Ve kendilerini, yoksulları men etmeye güçleri yeter sanarak erkenden gittiler.
(Kalem 25)(İstemedikleri her şeyi) Engellemeye güçleri yetebilirmiş gibi erkenden yola düşmüşlerdi.
(Kalem 25)Ve kendilerini yoksullara birşey vermemeye güçleri yeter zannederek erkenden bahçelerine gittiler.
(Kalem 25)(Evet yoksullara yardıma) güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum etmek niyet ve azmi ile erkenden yola düştüler.
(Kalem 25)Yoksullara yardıma güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum etmek niyet ve kararı ile erkenden yola düştüler.
(Kalem 25)Hem zanlarınca, miskinleri mahrum etmeğe güçleri yeterek erkenden gittiler...
(Kalem 25)(Yanlarına herhangi bir fakirin girmesine izin vermeme) kararlılığı içinde ve hasattan emin olarak yollarına devam ettiler.
(Kalem 25)- Amaçlarına ulaşacaklarından emin olarak erkenden gittiler. Harap olmuş bostanı gördüklerinde kimileri, "Biz yanlış yere geldik" dediler. Kimileri de, "Hayır, biz mahvolmuşuz" dediler. İçlerinden en feraset sahibi, "Ben size, niçin Allah'ı anmıyorsunuz, dememiş miydim?" dedi!"
(Kalem 25)Yoksullara yardim etmeye gucleri yeterken boyle konusarak erkenden gittiler.
(Kalem 25)25,26. (Yoksulları) engellemeğe güçleri yetermiş gibi erkenden gittiler. Fakat bahçeyi o halde görünce: “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız (yanlış geldik)!” dediler.
(Kalem 25)Yoksullara yardım etmeye güçleri yeterken böyle konuşarak erkenden gittiler.
(Kalem 25)(Yoksullara yardım etmeğe) güçleri yettiği halde (böyle söyleyerek) erkenden yola çıktılar.
(Kalem 25)(Evet, yoksullara yardıma) güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum etmek niyet ve azmi ile erkenden yola düştüler.
(Kalem 25)(Yoksulları) Engellemeye güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler.
(Kalem 25)25-29 Sadece engelleme gücüne sahip/şiddete güçleri yeten bir tavırla erkenden gittiler. Ama çiftliği gördüklerinde: “Biz şüphesiz biz şaşırmışız/ yanlış yere gelmişiz; yok yok, biz yoksun bırakılmışız; Allah bizi cezalandırmış!” dediler. En hayırlı olanları: “Ben size ‘Allah'ı noksanlıklardan arındırmıyor musunuz?’13 dememiş miydim?” dedi. Onlar: “Rabbimiz Seni tenzih ederiz, doğrusu bizler yanlış; kendi zararlarına iş yapan, haksız davranan kimselermişiz!” dediler.
(Kalem 25)Yoksulları engellemeye güç yetirecek(mişler gibi), erkenden yola çıktılar.
(Kalem 25)(Fakirleri) men'e (sanki) gücleri yetecek adamlar tavriyle erkenden gitdiler.
(Kalem 25)Hâlbuki (fakirlere yardıma) güçleri yeten kişiler oldukları hâlde, (onları yardımdan)mahrûm etmek üzere erkenden gittiler.
(Kalem 25)Bir amaç üzerine (yoksullara engel olma niyetiyle)¹ imkanları olarak erkenden çıktılar.
(Kalem 25)21-25 Sabah erkenden "Ürünlerinizi devşirecekseniz erken çıkın" diye birbirlerine seslendiler. Bugün orada, hiçbir düşkün kimse yanınıza sokulmasın, diye gizli gizli konuşarak yürüyorlardı. Güçleri yeterek pek istekli olarak erkenden gittiler.
(Kalem 25)Ve (yoksulları) men etmeye güçleri yetecek (diye) sabah erkenden gittiler.
(Kalem 25)(Azabı değil, sadece yoksulları) Engellemeye güç yetirenler olarak erkenden gittiler.
(Kalem 25)İşte bu şekilde, ürünleri toplayacaklarından emîn olarak, sanki istedikleri her şeyi yapabilecek güce sahiplermiş gibi erkenden çıkıp gittiler.
(Kalem 25)(Sanki yoksulları) engellemeğe güçleri yetecekmiş gibi, erkenden gittiler.
(Kalem 25)Onlar daha şafak sökmeden, (kimseye bir şey) vermeme planlarını kurdular.
(Kalem 25)ve amaçlarına ulaşmaya kararlı bir şekilde erkenden kalkıp gittiler.
(Kalem 25)Bknz: (51/19)
(Kalem 25)17-25 Kendilerini bahçe sahibi yapıp da verdiğimiz nimetlere rağmen, bizi hiç hesaba katmayan kimseleri denediğimiz gibi, bu müşrikleri de deneyeceğiz. Hani bahçe sahibi yaptığımız o kimseler, kendilerinden çok emin bir vaziyette birbirleriyle ürünlerini toplamaya gitmek üzere sözleşmiş, Allah izin verirse demeye gerek duy- mamış, her şeyin gerçek sahibinin Allah olduğunu akıllarına bile getirmemişlerdi. Onlar uykuda iken, Rabbin de onların sahibi olduklarını sandıkları bahçelerini bir afetle kupkuru, kapkara çer çöpe çevirdi. Onlar da bundan habersiz sabah erkenden birbirlerine, “Haydin, hasat için erkenden bahçelerimize gitmeliyiz.” diyerek seslenip yola koyuldular, yol boyunca da fakir fukara başımıza üşüşmeden şu işimizi bitirelim diye konuşuyorlardı.
(Kalem 25)Sabah erkenden, güçleri her şeye yetermiş havasıyla yola koyuldular.
(Kalem 25)(25-26) (Yoksulları) engellemeye güçleri yetermiş gibi erkenden gittiler. Fakat bahçeyi o halde görünce: “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız (yanlış geldik)!” dediler.
(Kalem 25)Ve yoksulları men'e kâdir oldukları halde erkenden gidiverdiler.
(Kalem 25)(Yoksullara yardım etmeye) güçleri yettiği halde, böyle konuşarak erkenden gittiler.
(Kalem 25)Yoksullara yardım etmeye güçleri yettiği hâlde, onları engellemek niyetiyle erkenden gittiler.
(Kalem 25)(23-25) "Hiçbir yoksul gelmeden ürünlerimizi toplayalım" diye fısıldaşarak, amaçlarını gerçekleştirmek üzere erkenden bahçelerine gittiler.
(Kalem 25)Varlıklı oldukları halde (muhtaçları) engellemek için erken yola çıktılar.
(Kalem 25)23-25 Kendi aralarında "bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın" diye fısıldaşarak yürümüşler ve yoksullara yardım etmeye kadir oldukları halde, buna engel olmak üzere erkenden gitmişlerdi.
(Kalem 25)(Yoksulları) Engellemeğe güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler.
(Kalem 25)Sadece engellemeye, şiddete güçleri yeten kişiler olarak erkenden vardılar.
(Kalem 25)