68. Kalem Suresi / 25.ayet

Evet yoksulların hakkını vermeme azim ve kararlığıyla erkenden yola koyuldular.

Bknz: (51/19)

Mustafa Çavdar Meali

Kalem 25 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve kendilerini, yoksulları men etmeye güçleri yeter sanarak erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(İstemedikleri her şeyi) Engellemeye güçleri yetebilirmiş gibi erkenden yola düşmüşlerdi.

(Kalem 25)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve kendilerini yoksullara birşey vermemeye güçleri yeter zannederek erkenden bahçelerine gittiler.

(Kalem 25)

Adem Uğur Meali:

(Evet yoksullara yardıma) güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum etmek niyet ve azmi ile erkenden yola düştüler.

(Kalem 25)

Ahmet Hulusi Meali:

Yoksulları engellemeye güçleri yeterek gittiler.

(Kalem 25)

Ahmet Tekin Meali:

Yoksullara yardıma güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum etmek niyet ve kararı ile erkenden yola düştüler.

(Kalem 25)

Ahmet Varol Meali

(Yoksulları) engellemeye güç yetirecekleri zannıyla erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Ali Bulaç Meali:

(Yoksulları) Engellemeye güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Hem zanlarınca, miskinleri mahrum etmeğe güçleri yeterek erkenden gittiler...

(Kalem 25)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ve kararlı olarak, sabah erkenden vardılar.

(Kalem 25)

Ali Ünal Meali:

(Yanlarına herhangi bir fakirin girmesine izin vermeme) kararlılığı içinde ve hasattan emin olarak yollarına devam ettiler.

(Kalem 25)

Bahaeddin Sağlam Meali:

(Fakirleri) engelleyecek bir güç ile bahçeye kastedip gittiler.

(Kalem 25)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Amaçlarına ulaşacaklarından emin olarak erkenden gittiler. Harap olmuş bostanı gördüklerinde kimileri, "Biz yanlış yere geldik" dediler. Kimileri de, "Hayır, biz mahvolmuşuz" dediler. İçlerinden en feraset sahibi, "Ben size, niçin Allah'ı anmıyorsunuz, dememiş miydim?" dedi!"

(Kalem 25)

Bekir Sadak Meali:

Yoksullara yardim etmeye gucleri yeterken boyle konusarak erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Besim Atalay Meali:

Bunu yapmak dileğiyle, erken çıktılar

(Kalem 25)

Celal Yıldırım Meali:

(Yoksulu) engellemeye güçleri yeter halde sabah erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Cemal Külünkoğlu Meali:

25,26. (Yoksulları) engellemeğe güçleri yetermiş gibi erkenden gittiler. Fakat bahçeyi o halde görünce: “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız (yanlış geldik)!” dediler.

(Kalem 25)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Yoksullara yardım etmeye güçleri yeterken böyle konuşarak erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(Yoksullara yardım etmeğe) güçleri yettiği halde (böyle söyleyerek) erkenden yola çıktılar.

(Kalem 25)

Diyanet Vakfı Meali:

(Evet, yoksullara yardıma) güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum etmek niyet ve azmi ile erkenden yola düştüler.

(Kalem 25)

Edip Yüksel Meali:

Sonuçtan emin bir halde erken vardılar.

(Kalem 25)

Elmalılı Orjinal Meali:

Sırf bir men'a güçleri yeterek erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Elmalılı Yeni Meali:

Sadece engelleme gücüne sahip (bir tavırla) erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Erhan Aktaş Meali:

İhtiyaç sahiplerini göz ardı ederek erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Gültekin Onan Meali:

(Yoksulları) Engellemeye güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Hakkı Yılmaz Meali:

25-29 Sadece engelleme gücüne sahip/şiddete güçleri yeten bir tavırla erkenden gittiler. Ama çiftliği gördüklerinde: “Biz şüphesiz biz şaşırmışız/ yanlış yere gelmişiz; yok yok, biz yoksun bırakılmışız; Allah bizi cezalandırmış!” dediler. En hayırlı olanları: “Ben size ‘Allah'ı noksanlıklardan arındırmıyor musunuz?’13 dememiş miydim?” dedi. Onlar: “Rabbimiz Seni tenzih ederiz, doğrusu bizler yanlış; kendi zararlarına iş yapan, haksız davranan kimselermişiz!” dediler.

(Kalem 25)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Yoksulları engellemeye güç yetirecek(mişler gibi), erkenden yola çıktılar.

(Kalem 25)

Harun Yıldırım Meali:

Güçleri yetebilirmiş gibi erkenden çıktılar.

(Kalem 25)

Hasan Basri Çantay:

(Fakirleri) men'e (sanki) gücleri yetecek adamlar tavriyle erkenden gitdiler.

(Kalem 25)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hâlbuki (fakirlere yardıma) güçleri yeten kişiler oldukları hâlde, (onları yardımdan)mahrûm etmek üzere erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Bir amaç üzerine (yoksullara engel olma niyetiyle)¹ imkanları olarak erkenden çıktılar.

(Kalem 25)

Hüseyin Atay Meali:

21-25 Sabah erkenden "Ürünlerinizi devşirecekseniz erken çıkın" diye birbirlerine seslendiler. Bugün orada, hiçbir düşkün kimse yanınıza sokulmasın, diye gizli gizli konuşarak yürüyorlardı. Güçleri yeterek pek istekli olarak erkenden gittiler.

(Kalem 25)

İbni Kesir Meali:

Güçleri yetermiş gibi erkenden gittiler.

(Kalem 25)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sabah erkence kararlarına uygun planlar yapmış olarak çıktılar.

(Kalem 25)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve (yoksulları) men etmeye güçleri yetecek (diye) sabah erkenden gittiler.

(Kalem 25)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Buna güçleri yeteceğini sanarak erkenden gitmişlerdi.

(Kalem 25)

Kadri Çelik Meali:

(Azabı değil, sadece yoksulları) Engellemeye güç yetirenler olarak erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Mahmut Kısa Meali:

İşte bu şekilde, ürünleri toplayacaklarından emîn olarak, sanki istedikleri her şeyi yapabilecek güce sahiplermiş gibi erkenden çıkıp gittiler.

(Kalem 25)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Azmettikleri yoksulları engelleme içinde oraya gittiler.

(Kalem 25)

Mehmet Türk Meali:

(Sanki yoksulları) engellemeğe güçleri yetecekmiş gibi, erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar daha şafak sökmeden, (kimseye bir şey) vermeme planlarını kurdular.

(Kalem 25)

Muhammed Esed Meali:

ve amaçlarına ulaşmaya kararlı bir şekilde erkenden kalkıp gittiler.

(Kalem 25)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Yoksulları engelleme düşüncesi içinde ilerlediler.

(Kalem 25)

Mustafa Çavdar Meali:

Evet yoksulların hakkını vermeme azim ve kararlığıyla erkenden yola koyuldular.

Bknz: (51/19)

(Kalem 25)

Mustafa Çevik Meali:

17-25 Kendilerini bahçe sahibi yapıp da verdiğimiz nimetlere rağmen, bizi hiç hesaba katmayan kimseleri denediğimiz gibi, bu müşrikleri de deneyeceğiz. Hani bahçe sahibi yaptığımız o kimseler, kendilerinden çok emin bir vaziyette birbirleriyle ürünlerini toplamaya gitmek üzere sözleşmiş, Allah izin verirse demeye gerek duy- mamış, her şeyin gerçek sahibinin Allah olduğunu akıllarına bile getirmemişlerdi. Onlar uykuda iken, Rabbin de onların sahibi olduklarını sandıkları bahçelerini bir afetle kupkuru, kapkara çer çöpe çevirdi. Onlar da bundan habersiz sabah erkenden birbirlerine, “Haydin, hasat için erkenden bahçelerimize gitmeliyiz.” diyerek seslenip yola koyuldular, yol boyunca da fakir fukara başımıza üşüşmeden şu işimizi bitirelim diye konuşuyorlardı.

(Kalem 25)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Sabah erkenden, güçleri her şeye yetermiş havasıyla yola koyuldular.

(Kalem 25)

Osman Okur Meali:

(25-26) (Yoksulları) engellemeye güçleri yetermiş gibi erkenden gittiler. Fakat bahçeyi o halde görünce: “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız (yanlış geldik)!” dediler.

(Kalem 25)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve yoksulları men'e kâdir oldukları halde erkenden gidiverdiler.

(Kalem 25)

Ömer Öngüt Meali:

(Yoksullara yardım etmeye) güçleri yettiği halde, böyle konuşarak erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Ömer Sevinçgül Meali:

Yoksullara yardım etmeye güçleri yettiği hâlde, onları engellemek niyetiyle erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Sadık Türkmen Meali:

MAHSULÜ toplayacaklarına emin olarak, erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Seyyid Kutub Meali:

Ürünleri toplayacaklarından emin olarak erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Suat Yıldırım Meali:

Yoksulları engelleme azmi içinde ilerlediler.

(Kalem 25)

Süleyman Ateş Meali:

Devşirebileceklerini umarak erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Karar verdikleri gibi erkenden hırsla oraya vardılar.

(Kalem 25)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(23-25) "Hiçbir yoksul gelmeden ürünlerimizi toplayalım" diye fısıldaşarak, amaçlarını gerçekleştirmek üzere erkenden bahçelerine gittiler.

(Kalem 25)

Şaban Piriş Meali:

Varlıklı oldukları halde (muhtaçları) engellemek için erken yola çıktılar.

(Kalem 25)

Talat Koçyiğit Meali:

23-25 Kendi aralarında "bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın" diye fısıldaşarak yürümüşler ve yoksullara yardım etmeye kadir oldukları halde, buna engel olmak üzere erkenden gitmişlerdi.

(Kalem 25)

Tefhimul Kuran Meali:

(Yoksulları) Engellemeğe güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler.

(Kalem 25)

Ümit Şimşek Meali:

Erkenden vardılar, yoksula engel olmak ellerindeymiş gibi.

(Kalem 25)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sadece engellemeye, şiddete güçleri yeten kişiler olarak erkenden vardılar.

(Kalem 25)