68. Kalem Suresi / 26.ayet

Nihayetinde bahçeyi gördüklerinde şaşkınlık içinde: -Biz herhalde yanlış bir yere geldik, dediler.

Bknz: (57/20)

Mustafa Çavdar Meali

Kalem 26 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bahçeyi görünce gerçekten de dediler, elbette yolumuzu şaşırdık.

(Kalem 26)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ama onu (bahçeleri tarumar edilmiş) görünce: "Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız ve yanlış gelmişiz" demişlerdi.

(Kalem 26)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ama bahçeyi o perişan haliyle görünce: “Herhalde biz yanlış yere gelmişiz, bizim bahçe burası değildir veya biz sapık insanlarız fakir ve yoksulları haklarından mahrum etmeye çalışıyoruz” dediler.

(Kalem 26)

Adem Uğur Meali:

Fakat bahçeyi gördüklerinde: Mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız! dediler.

(Kalem 26)

Ahmet Hulusi Meali:

Bahçeyi gördüklerinde (harap olmuş): "Yanlış yere geldik herhalde" dediler.

(Kalem 26)

Ahmet Tekin Meali:

Bağı, bahçeyi gördüklerinde: “Galiba biz yanlış yere geldik.” dediler.

(Kalem 26)

Ahmet Varol Meali

Fakat onu (bahçeyi) gördüklerinde: "Herhalde yanlış geldik" dediler.

(Kalem 26)

Ali Bulaç Meali:

Ama onu görünce: "Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız" dediler.

(Kalem 26)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Vakta ki o bahçeyi (böyle yanmış kapkara) gördüler : “-Biz, herhalde yanlış gelmişiz.” dediler.

(Kalem 26)

Ali Rıza Sefa Meali:

Birden orayı gördüklerinde, şöyle dediler: "Büyük olasılıkla, yolumuzu şaşırdık!"

(Kalem 26)

Ali Ünal Meali:

Ama bahçeyi görünce, “Biz,” dediler, “mutlaka yanlış yere geldik!

(Kalem 26)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Bahçeyi gördükleri zaman: “Bir gerçekten yolumuzu şaşırdık…

(Kalem 26)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Amaçlarına ulaşacaklarından emin olarak erkenden gittiler. Harap olmuş bostanı gördüklerinde kimileri, "Biz yanlış yere geldik" dediler. Kimileri de, "Hayır, biz mahvolmuşuz" dediler. İçlerinden en feraset sahibi, "Ben size, niçin Allah'ı anmıyorsunuz, dememiş miydim?" dedi!"

(Kalem 26)

Bekir Sadak Meali:

(26-27) Bahceyi gorduklerinde: «Herhalde yolumuzu sasirmis olacagiz; belki de biz yoksun birakildik» dediler.

(Kalem 26)

Besim Atalay Meali:

Bahçelerin görünce, derler ki: «Biz yolu şaşırmışız

(Kalem 26)

Celal Yıldırım Meali:

(26-27) Bahçeyi görünce : «Biz şüphesiz şaşırıp (başka yere) sapmışız, hayır biz mahrum kalmışız» dediler.

(Kalem 26)

Cemal Külünkoğlu Meali:

25,26. (Yoksulları) engellemeğe güçleri yetermiş gibi erkenden gittiler. Fakat bahçeyi o halde görünce: “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız (yanlış geldik)!” dediler.

(Kalem 26)

Diyanet İşleri Eski Meali:

26,27. Bahçeyi gördüklerinde: "Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız; belki de biz yoksun bırakıldık" dediler.

(Kalem 26)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Fakat bahçeyi o halde gördüklerinde, "Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!" dediler.

(Kalem 26)

Diyanet Vakfı Meali:

Fakat bahçeyi gördüklerinde: Mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız! dediler.  *

(Kalem 26)

Edip Yüksel Meali:

Fakat bahçeyi görünce, 'Biz yolu şaşırdık,' dediler.

(Kalem 26)

Elmalılı Orjinal Meali:

Vakta ki o bağı gördüler, biz, dediler: her halde yanlış gelmişiz

(Kalem 26)

Elmalılı Yeni Meali:

Ama bağı gördüklerinde: "Biz her halde yanlış gelmişiz.

(Kalem 26)

Erhan Aktaş Meali:

Fakat onu gördüklerinde: "Herhalde yanlış yere geldik!" dediler.

(Kalem 26)

Gültekin Onan Meali:

Ama onu görünce: "Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız" dediler.

(Kalem 26)

Hakkı Yılmaz Meali:

25-29 Sadece engelleme gücüne sahip/şiddete güçleri yeten bir tavırla erkenden gittiler. Ama çiftliği gördüklerinde: “Biz şüphesiz biz şaşırmışız/ yanlış yere gelmişiz; yok yok, biz yoksun bırakılmışız; Allah bizi cezalandırmış!” dediler. En hayırlı olanları: “Ben size ‘Allah’ı noksanlıklardan arındırmıyor musunuz?’ dememiş miydim?” dedi. Onlar: “Rabbimiz Seni tenzih ederiz, doğrusu bizler yanlış; kendi zararlarına iş yapan, haksız davranan kimselermişiz!” dediler.

(Kalem 26)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onu (yanmış ve kapkara kesilmiş) görünce: “Hiç şüphesiz yolu şaşırdık.” dediler.

(Kalem 26)

Harun Yıldırım Meali:

Fakat onu görünce: “Kesinlikle biz şaşırmışız.” dediler.

(Kalem 26)

Hasan Basri Çantay:

Fakat onu (bu halde) görüverince dediler ki: "Her halde biz yanlış gelenleriz".

(Kalem 26)

Hayrat Neşriyat Meali:

Fakat orayı (bahçeyi o perişan hâlde) gördüklerinde: “Muhakkak biz, elbette(bahçesinin yolunu) şaşıran kimseleriz (her hâlde yanlış yere geldik!)” dediler.

(Kalem 26)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(26-27) Ardından, onu [o bahçeyi] gördüklerinde "Gerçekten biz, şaşırdık/yolu kaybettik... Aksine! Biz mahrum edildik" dediler.

(Kalem 26)

Hüseyin Atay Meali:

26-30 Orayı gördüklerinde "Doğrusu yolumuzu şaşırmış olacağız; hayır! Biz yoksun bırakıldık" dediler. En ılımlı olanı "Ben size Allah'ı anmanız gerekmez mi?' dememiş miydim?" dedi. "Rabbimiz yücedir, doğrusu, biz haksızlık ettik" dediler. Birbirlerini yermeye başladılar.

(Kalem 26)

İbni Kesir Meali:

Onu gördüklerinde dediler ki: Herhalde biz yanlış geldik.

(Kalem 26)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sonra tarlada ürünlerini gördüklerinde “Galibe biz yolumuzu şaşırdık” dediler.

(Kalem 26)

İskender Ali Mihr Meali:

Fakat onu (bostanın halini) görünce: “Muhakkak ki biz, gerçekten dalâlette olan kimseleriz.” dediler.

(Kalem 26)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ancak, bahçeyi öyle görünce: «Biz yolu şaşırdık» dediler.

(Kalem 26)

Kadri Çelik Meali:

Ama onu görünce, “Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmış olmalıyız” dediler.

(Kalem 26)

Mahmut Kısa Meali:

Derken bahçelerine varıp da, onu yanmış, yıkılmış bir hâldegörünce, “Galiba biz yolumuzu şaşırdık!” dediler.

(Kalem 26)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Lakin bahçeyi görünce " Şüphesiz Yolumuzu şaşırdık" dediler.

(Kalem 26)

Mehmet Türk Meali:

26,27. Ama o (bahçeyi o halde) görünce (önce): “Biz herhalde yanlış gelmişiz” dediler. (Sonra da): “Hayır, biz tam tersine (bütün servetimizden) yoksun bırakıldık.” dediler.

(Kalem 26)

Muhammed Celal Şems Meali:

(26-27) Ancak (bahçeyi) gördüklerinde, “Biz mutlaka yolumuzu şaşırdık. Aslında biz, (mahsulümüzden) mahrum bırakıldık,” dediler.

(Kalem 26)

Muhammed Esed Meali:

Ama bahçeye bakıp onu (tanınmaz halde) görünce: "Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız!" diye bağırdılar;

(Kalem 26)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Fakat bahçeyi görünce; "Herhalde biz yolu şaşırdık," dediler.

(Kalem 26)

Mustafa Çavdar Meali:

Nihayetinde bahçeyi gördüklerinde şaşkınlık içinde: -Biz herhalde yanlış bir yere geldik, dediler.

Bknz: (57/20)

(Kalem 26)

Mustafa Çevik Meali:

26-28 Bahçelerine geldiklerinde, gördükleri karşısında donup kaldılar. Şaşkınca birbirlerine, “Yoksa yolumuzu şaşırıp başka bir yere mi geldik?” demeye başladılar. Fa- kat gerçeği anlayınca, “Biz şimdi yandık, birdenbire fakirleştik.” dediler. İçlerinden aklı başında, doğru düşünebilen arkadaşları dedi ki: “Ben size böyle kendinize çok güven- meyin, Allah’ı aklınızdan çıkarmayın, fakir fukaranın hakkını gözetin demedim mi?”

(Kalem 26)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Derken, bahçeyi o halde görünce (tanıyamadılar ve) "Biz yolumuzu şaşırmışız (galiba)" dediler.

(Kalem 26)

Osman Okur Meali:

(25-26) (Yoksulları) engellemeye güçleri yetermiş gibi erkenden gittiler. Fakat bahçeyi o halde görünce: “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız (yanlış geldik)!” dediler.

(Kalem 26)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Vaktâ ki o bostanlarını (o halde) gördüler, dediler ki: «Şüphe yok bizler elbette sapık kimseleriz.

(Kalem 26)

Ömer Öngüt Meali:

Fakat bahçeyi gördüklerinde: "Herhalde biz yolumuzu şaşırmış olmalıyız!" dediler.

(Kalem 26)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bahçelerini görünce, “Herhâlde yolumuzu şaşırdık!” dediler.

(Kalem 26)

Sadık Türkmen Meali:

Onu (bahçeyi) gördükleri zaman şöyle dediler: “Mutlaka biz yolu şaşırmış olmalıyız.

(Kalem 26)

Seyyid Kutub Meali:

Fakat bahçeyi görünce «Herhalde biz yolu şaşırdık» dediler.

(Kalem 26)

Suat Yıldırım Meali:

Bahçeyi görünce, apışıp kaldılar. "Galiba yolu şaşırdık, yanlış yere geldik!" dediler.

(Kalem 26)

Süleyman Ateş Meali:

Fakat bahçeyi görünce: "Herhalde biz yolu şaşırdık." dediler.

(Kalem 26)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bahçeyi görünce: "Biz, kesinlikle başka bir yere geldik!" dediler.

(Kalem 26)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(26-27) Bahçeyi öyle görünce: "Herhalde yolumuzu şaşırdık" dediler. Durumu anlayınca: "Hayır, biz bu nimetlerden mahrum bırakıldık" dediler.

(Kalem 26)

Şaban Piriş Meali:

Onu gördüklerinde: -Yolu şaşırdık, dediler.

(Kalem 26)

Talat Koçyiğit Meali:

26-27 Fakat bahçeyi görünce de, "biz mutlaka yolu şaşırdık. Belki de mahrum bırakıldık" demişlerdi.

(Kalem 26)

Tefhimul Kuran Meali:

Ama onu görünce: «Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız» dediler.

(Kalem 26)

Ümit Şimşek Meali:

Bir de ne görsünler! “Herhalde biz yanlış geldik” dediler.

(Kalem 26)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Fakat bahçeyi görünce: "Yahu biz yanlış gelmişiz." dediler.

(Kalem 26)