68. Kalem Suresi / 27.ayet

– Hayır hayır! Her şeyimiz gitmiş biz mahvolmuşuz!

Bknz: (56/63)»(56/67)

Mustafa Çavdar Meali

Kalem 27 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hayır dediler, biz mahrum olup gitmişiz.

(Kalem 27)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Sonunda gerçeği anlayıp) "Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık" (diye pişman ve perişan vaziyette çöküvermişlerdi).

(Kalem 27)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sonra yanlış yere gelmediklerini ve Allah'ın bir cezası ve imtihanı olduğunu anladıklarında: “Biz mahrum bırakılmışız” dediler.

(Kalem 27)

Adem Uğur Meali:

Yok yok, doğrusu biz mahrum bırakılmışız!

(Kalem 27)

Ahmet Hulusi Meali:

"Hayır, (doğru yerdeyiz ama) biz yitirmişleriz!" (dediler).

(Kalem 27)

Ahmet Tekin Meali:

“Yok, yok, biz yoksul bırakılmışız.” dediler.

(Kalem 27)

Ahmet Varol Meali

"Hayır. Doğrusu biz mahrum bırakıldık."

(Kalem 27)

Ali Bulaç Meali:

"Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık."

(Kalem 27)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Etrafa bakınıp kendi bahçeleri olduğunu anladıkları zaman da): “-Hayır, (bahçenin bereketinden) biz mahrum edilmişiz.” dediler.

(Kalem 27)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Hayır, yoksun bırakıldık!"

(Kalem 27)

Ali Ünal Meali:

“Hayır hayır, felâkete düçar olduk, mahsulümüz elden gitti!”

(Kalem 27)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hayır, doğrusu biz (bahçeden) mahrum bırakıldık” dediler.

(Kalem 27)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Amaçlarına ulaşacaklarından emin olarak erkenden gittiler. Harap olmuş bostanı gördüklerinde kimileri, "Biz yanlış yere geldik" dediler. Kimileri de, "Hayır, biz mahvolmuşuz" dediler. İçlerinden en feraset sahibi, "Ben size, niçin Allah'ı anmıyorsunuz, dememiş miydim?" dedi!"

(Kalem 27)

Bekir Sadak Meali:

(26-27) Bahceyi gorduklerinde: «Herhalde yolumuzu sasirmis olacagiz; belki de biz yoksun birakildik» dediler.

(Kalem 27)

Besim Atalay Meali:

Yok yok eli boş kaldık!»

(Kalem 27)

Celal Yıldırım Meali:

(26-27) Bahçeyi görünce : «Biz şüphesiz şaşırıp (başka yere) sapmışız, hayır biz mahrum kalmışız» dediler.

(Kalem 27)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Kendi bahçeleri olduğunu anladıklarında ise:) “Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) mahrum bırakıldık” (dediler).

(Kalem 27)

Diyanet İşleri Eski Meali:

26,27. Bahçeyi gördüklerinde: "Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız; belki de biz yoksun bırakıldık" dediler.

(Kalem 27)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(Gerçeği anlayınca da), "Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!" dediler.

(Kalem 27)

Diyanet Vakfı Meali:

Yok yok, doğrusu biz mahrum bırakılmışız!

(Kalem 27)

Edip Yüksel Meali:

'Yok, doğrusu biz yoksun bırakıldık.'

(Kalem 27)

Elmalılı Orjinal Meali:

Yok biz mahrum edilmişiz

(Kalem 27)

Elmalılı Yeni Meali:

Yok, biz mahrum edilmişiz." dediler.

(Kalem 27)

Erhan Aktaş Meali:

Hayır! Biz, mahrum bırakılanlarız.

(Kalem 27)

Gültekin Onan Meali:

"Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık."

(Kalem 27)

Hakkı Yılmaz Meali:

25-29 Sadece engelleme gücüne sahip/şiddete güçleri yeten bir tavırla erkenden gittiler. Ama çiftliği gördüklerinde: “Biz şüphesiz biz şaşırmışız/ yanlış yere gelmişiz; yok yok, biz yoksun bırakılmışız; Allah bizi cezalandırmış!” dediler. En hayırlı olanları: “Ben size ‘Allah’ı noksanlıklardan arındırmıyor musunuz?’ dememiş miydim?” dedi. Onlar: “Rabbimiz Seni tenzih ederiz, doğrusu bizler yanlış; kendi zararlarına iş yapan, haksız davranan kimselermişiz!” dediler.

(Kalem 27)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“(Hayır!) İşin aslı biz mahrum bırakıldık.”

(Kalem 27)

Harun Yıldırım Meali:

“Hayır, biz tamamen mahrumuz!”

(Kalem 27)

Hasan Basri Çantay:

(Sonra hakıykatı anlayınca da) "Hayır, biz mahrum (kalmış) larız".

(Kalem 27)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Kendi bahçeleri olduğunu kabûllenince de:) “Hayır! (O fakirler değil, asıl) biz (bu ni'metten) mahrum bırakılmış kimseleriz!” (dediler.)

(Kalem 27)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(26-27) Ardından, onu [o bahçeyi] gördüklerinde "Gerçekten biz, şaşırdık/yolu kaybettik... Aksine! Biz mahrum edildik" dediler.

(Kalem 27)

Hüseyin Atay Meali:

26-30 Orayı gördüklerinde "Doğrusu yolumuzu şaşırmış olacağız; hayır! Biz yoksun bırakıldık" dediler. En ılımlı olanı "Ben size Allah'ı anmanız gerekmez mi?' dememiş miydim?" dedi. "Rabbimiz yücedir, doğrusu, biz haksızlık ettik" dediler. Birbirlerini yermeye başladılar.

(Kalem 27)

İbni Kesir Meali:

Hayır, belki de biz mahrum bırakıldık.

(Kalem 27)

İlyas Yorulmaz Meali:

Hayır “Biz mahrum bırakıldık” dediler.

(Kalem 27)

İskender Ali Mihr Meali:

Hayır, biz mahrum olan kimseleriz.

(Kalem 27)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

«Öyle değil, yoksul düştük artık.»

(Kalem 27)

Kadri Çelik Meali:

“Hayır, biz (her şeyden) yoksun bırakılmış olduk.”

(Kalem 27)

Mahmut Kısa Meali:

Fakat çok geçmeden gerçeği anladılar: “Hayır hayır; aslında biz, bağımızdan bahçemizden tamamen yoksun bırakıldık!” diye feryat ettiler.

(Kalem 27)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Evet öyle görünüyor ki biz mahrum olanlarız" demişlerdir.

(Kalem 27)

Mehmet Türk Meali:

26,27. Ama o (bahçeyi o halde) görünce (önce): “Biz herhalde yanlış gelmişiz” dediler. (Sonra da): “Hayır, biz tam tersine (bütün servetimizden) yoksun bırakıldık.” dediler.

(Kalem 27)

Muhammed Celal Şems Meali:

(26-27) Ancak (bahçeyi) gördüklerinde, “Biz mutlaka yolumuzu şaşırdık. Aslında biz, (mahsulümüzden) mahrum bırakıldık,” dediler.

(Kalem 27)

Muhammed Esed Meali:

(ve sonra da) "Hayır, galiba elimizden çıkmış!" (dediler).

(Kalem 27)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Yok, tersine doğrusu biz yoksun bırakıldık."

(Kalem 27)

Mustafa Çavdar Meali:

– Hayır hayır! Her şeyimiz gitmiş biz mahvolmuşuz!

Bknz: (56/63)»(56/67)

(Kalem 27)

Mustafa Çevik Meali:

26-28 Bahçelerine geldiklerinde, gördükleri karşısında donup kaldılar. Şaşkınca birbirlerine, “Yoksa yolumuzu şaşırıp başka bir yere mi geldik?” demeye başladılar. Fa- kat gerçeği anlayınca, “Biz şimdi yandık, birdenbire fakirleştik.” dediler. İçlerinden aklı başında, doğru düşünebilen arkadaşları dedi ki: “Ben size böyle kendinize çok güven- meyin, Allah’ı aklınızdan çıkarmayın, fakir fukaranın hakkını gözetin demedim mi?”

(Kalem 27)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Akılları başlarına gelince), "Hayır, biz mahrum edilmişiz" dediler.

(Kalem 27)

Osman Okur Meali:

(Kendi bahçeleri olduğunu anladıklarında ise:) “Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) mahrum bırakıldık” (dediler).

(Kalem 27)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Hayır, biz mahrum kimseleriz.»

(Kalem 27)

Ömer Öngüt Meali:

"Yok yok! Doğrusu biz mahrum bırakılmışız. "

(Kalem 27)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Hayır, biz yoksun bırakıldık, elimizden alınmış!” dediler.

(Kalem 27)

Sadık Türkmen Meali:

Galiba biz yoksun bırakıldık.”

(Kalem 27)

Seyyid Kutub Meali:

Hayır doğrusu biz mahrum bırakıldık.

(Kalem 27)

Suat Yıldırım Meali:

Çok geçmeden işi anlayınca: "Hayır! dediler, Doğrusu felakete uğramışız!"

(Kalem 27)

Süleyman Ateş Meali:

"Hayır, doğrusu biz mahrum bırakıldık!"

(Kalem 27)

Süleymaniye Vakfı Meali:

"Hayır hayır, biz yoksun bırakıldık!"

(Kalem 27)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(26-27) Bahçeyi öyle görünce: "Herhalde yolumuzu şaşırdık" dediler. Durumu anlayınca: "Hayır, biz bu nimetlerden mahrum bırakıldık" dediler.

(Kalem 27)

Şaban Piriş Meali:

-Hayır, Biz mahrum bırakıldık.

(Kalem 27)

Talat Koçyiğit Meali:

26-27 Fakat bahçeyi görünce de, "biz mutlaka yolu şaşırdık. Belki de mahrum bırakıldık" demişlerdi.

(Kalem 27)

Tefhimul Kuran Meali:

«Hayır, biz (her şeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık.»

(Kalem 27)

Ümit Şimşek Meali:

“Yok, yanlış gelmedik; mahrum kaldık.”

(Kalem 27)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Hayır, hayır! Biz mahrum edilenleriz."

(Kalem 27)