Musa’nın annesinin aklı başından gitti. Eğer biz, vaadimize güvenen birisi olması için onun kalbini güçlendirip pekiştirmeseydik az kalsın çocuğun kendisine ait olduğunu söyleyecekti.
Bknz: (28/13)
Musa’nın annesinin aklı başından gitti. Eğer biz, vaadimize güvenen birisi olması için onun kalbini güçlendirip pekiştirmeseydik az kalsın çocuğun kendisine ait olduğunu söyleyecekti.
Bknz: (28/13)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Musa'nın anası, gönlü bomboş bir halde kaldı, eğer inananlara katılması için gönlünü, bize bağlamasaydık nerdeyse açığa vuracaktı bunu.
(Kasas 10)Musa'nın annesi ise, (yavrusunun yokluğundan) yüreği boşluk içinde sabahladı. Eğer mü'minlerden olması için kalbi üzerinde (sabrı ve dayanıklılığı) pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse onu(n durumunu ve saraydaki çocuğun kendi evladı olduğunu) açığa vuracak (ve çocuğu ele verecekti).
(Kasas 10)Bu arada Musa'nın annesi, yüreği acıyla dolup taşarak sabahı etti, öyle ki Allah'ın vaadine inananlardan olması için, kalbini güçlendirip yatıştırmasaydık, az daha saraya alınan O çocuğun, kendi evladı olduğunu açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın anasının yüreğinde yalnızca çocuğunun tasası kaldı. Eğer biz, (vâdimize) inananlardan olması için onun kalbini pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse işi meydana çıkaracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın anasının gönlü çocuğundan başka şey düşünmez oldu... İman edenlerden olması için eğer güven duygusu vermeseydik, az kalsın onu açıklayacaktı.
(Kasas 10)Mûsâ'nın annesinin kalbi, gönlü, zihni bomboş, sabahı sabah etti. Eğer biz, va'dimize inananlardan olması için onunla kalben râbıta kurmamış, iradesini güçlendirmemiş olsaydık, kesinlikle onu ele verecekti.
(Kasas 10)Musa'nın annesinin yüreği (çocuğundan başka bütün düşüncülerden) boş oldu. Eğer (vaadimize) inananlardan olması için kalbini pekiştirmiş olmasaydık neredeyse onu açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi ise, yüreği boşluk içinde sabahladı. Eğer mü'minlerden olması için kalbi üzerinde (sabrı ve dayanıklılığı) pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse onu(n durumunu) açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Mûsa'nın anasının kalbi, evlâd derdinden başka her şeyden boş olarak sabahladı. Eğer vaadimizi tasdik edenlerden olması için kalbine sabır vermeseydik, az kalsın onu açığa vuracaktı (bu çocuk benimdir, diyecekti).
(Kasas 10)Musa'nın annesi, yüreği acıyla dolup taşarak sabahladı. İnancını koruması için yüreğini güçlendirmeseydik, neredeyse açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa’nın annesi, içinde gittikçe büyüyen acı bir boşluk hissediyordu. Kendisine verdiğimiz sözün mutlaka gerçekleşeceğine tam bir güven duyabilmesi için kalbini pekiştirmeseydik, (çocuğuna kavuşma ümit ve arzusu içinde) O’nunla ilgili bütün sırları neredeyse açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Ve Musa’nın annesinin gönlü boş bulundu. Bize inananlardan olması için onun kalbine sebat vermiş olmasaydık, nerede ise onun kendi evladı olduğunu açıklayacaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi, pek kaygılandı. Güvende olması için kalbini pekiştirmeseydik, neredeyse durumu açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nin annesi, gonlu bombos sabahi etti, oglundan baska bir sey dusunemiyordu. Allah'in vadine iyice inanmasi icin kalbini pekistirmeseydik, neredeyse saraya alinan cocugun kendi oglu oldugunu aciga vuracakti.
(Kasas 10)Musa'nın anasının yüreği durmuştu; Gönlünü inanarak bağlamamış olsaydık, az kaldı her şeyi açıklıyordu
(Kasas 10)Musa'nın anası ise, yüreği bomboş olarak sabahladı. (Hakk'ın verdiği sözün eninde sonunda gerçakleşeceğine) inananlardan olması için onun kalbini güçlendirip yatıştırmasaydık, neredeyse olup biteni açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi, gönlü bomboş, (ümidini yitirmiş olarak) sabaha kadar oğlunu düşündü. Eğer biz, vaadimize inananlardan olması için kalbini (sabırla) iyice pekiştirmemiş olsaydık, (saraya alınan çocuğun) kendi oğlu olduğunu açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi, gönlü bomboş sabahı etti, oğlundan başka bir şey düşünemiyordu. Allah'ın vaadine iyice inanması için kalbini pekiştirmeseydik, neredeyse saraya alınan çocuğun kendi oğlu olduğunu açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın anasının kalbi bomboş kaldı. Eğer biz (çocuğu ile ilgili sözümüze) inancını koruması için kalbine güç vermeseydik, neredeyse bunu açıklayacaktı.
(Kasas 10)Musa'nın anasının yüreğinde yalnızca çocuğunun tasası kaldı. Eğer biz, (vâdimize) inananlardan olması için onun kalbini pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse işi meydana çıkaracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesinin gönlü bomboş sabahladı. İnanması için gönlünü pekiştirmeseydik, neredeyse durumu açığa vuracaktı
(Kasas 10)Musanın anasının gönlü ise bomboş sabahı etti, az daha onu açıverecekti: kalbine rabıta vermese idik eğer iymanlılardan olsun diye
(Kasas 10)Musa'nın annesinin yüreği ise bomboş sabah etti. Şayet inananlardan olması için kalbine kuvvet vermeseydik, az daha onu açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi gönlü boş olarak sabahladı. Eğer Biz sözümüze güvenenlerden olması için gönlünü pekiştirmeseydik az kalsın durumu açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi ise, yüreği (fuadü) boşluk içinde sabahladı. Eğer inançlılardan olması için kalbi üzerinde (sabrı ve dayanıklılığı) pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse onu(n durumunu) açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Mûsâ'nın anasının yüreği bomboş sabahladı. –Eğer Biz, inananlardan olması için onun kalbini pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse o'nu açığa vuracaktı.–
(Kasas 10)Musa’nın annesi yüreği bomboş (endişeden dolayı aklı başında olmaksızın, yalnızca Musa’yı düşünerek) sabahı etti. Şayet müminlerden olması için kalbini pekiştirmeseydik, neredeyse (Musa’nın sırrını) açığa çıkaracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın anasının yüreğinde yalnızca çocuğunun tasası kaldı. Eğer biz, (vâdimize) inananlardan olması için onun kalbini pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse işi meydana çıkaracaktı.
(Kasas 10)Musanın anası — yüreği (evladından başka bir şeyden) bomboş olarak — sabahladı. Eğer (Allahın vadine) inananlardan olması için kalbine (sabr-ü sükun ile) rabıta vermeseydik az daha onu mutlak açığa vuracakdı.
(Kasas 10)Mûsâ'nın annesinin gönlü ise, (çocuğundan başka herşeyden) bomboş olaraksabahladı. Eğer (va'dimize) inananlardan olması için kalbini (sabırla) takviye etmiş olmasaydık, nerede ise onu(n kendi çocuğu olduğunu) açığa vuracaktı.(2)*
(Kasas 10)Musa'nın annesinin gönlü, bomboş olarak sabahladı. İnançlılardan olması için, kalbinin üzerine sıkıca bağlamış olmasaydık neredeyse onu kesinlikle açığa çıkaracaktı.
(Kasas 10)Ve Musa’nın annesi, pek kaygılandı, güvenenlerden olması için kalbini pekiştirmeseydik, neredeyse durumu açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi, yüreği bomboş sabah etti. Şayet inananlardan olması için kalbini pekiştirmemiş olsaydık; neredeyse onu açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi, kalbi boş ve üzüntülü olarak sabahladı. Eğer biz onun kalbini sakinleştirmeseydik neredeyse inananlardan olduğunu açığa çıkaracaktı.
(Kasas 10)Ve Musa (A.S)’ın annesi gönlü boş olarak sabahladı. Mü’minlerden olması için onun kalbini Bize bağlamasaydık (rabıta kurmasaydık), az daha (durumu) açıklayacaktı.
(Kasas 10)Musa'nın anasının sabaha kadar içi içine sığmadı. Eğer onun inanır kişi olması için yüreğini iyice sağlamlaştırmış olmasaydık, ne de olsa, olanı biteni açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesinin kalbi, (kendisine yapılan vahiy nedeniyle her türlü hüzün ve kederden) arınmış olarak sabahladı. Eğer müminlerden olması için kalbini pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse onu (Musa'nın durumunu) açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Bu arada Mûsâ’nın annesi, bütün gece yavrusunu düşünmüş, gönlü bomboş bir hâlde sabahlamıştı. O kadar üzülmüştü ki, eğer vaadimize olan inancını sonuna kadar canlı tutması için yüreğine dayanma gücü bahşetmemiş olsaydık, onun kendi çocuğu olduğunu az kalsın açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Kaygı ve boşluk içinde, Musa'nın annesi sabahladı. İnanlardan olması için kalbine eğer, Açık bir bağ vermeseydik, az kalsın böylesi bir durumu açığa vururdu. (O korunmuştur.)
(Kasas 10)Mûsa’nın anasının yüreği bomboş olarak sabahladı.1 Eğer Biz (sözümüze) inananlardan olması için onun kalbini pekiştirmemiş2 olsaydık, neredeyse işi açığa vuracaktı.*
(Kasas 10)Musa’nın annesinin kalbi (endişelerden) kurtuldu. Müminlerden olsun diye Biz kalbini güçlendirmeseydik, o neredeyse (bu sırrını) açıklayacaktı.
(Kasas 10)Bu arada, Musa'nın annesi yüreği acıyla dolup taşarak sabahı etti; öyle ki, eğer (sözümüze olan) inancını sonuna kadar canlı tutması için yüreğini iyice güçlendirmemiş olsaydık o'nun kim olduğunu az kalsın açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi ise, yüreği boşluk içinde sabahladı. Eğer inananlardan olması için kalbini pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse onu açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Bknz: (28/13)
(Kasas 10)Diğer taraftan Musa’nın annesi, gönlü çocuğunun acısıyla o gece sabahı zor etti, şayet vaadimize güvenmesi için kalbini pekiştirmeseydik az kalsın onlara gidip, “Bu benim çocuğum.” diyecekti.
(Kasas 10)Bu arada Musa'nın annesi, gönlü onun acısıyla dolu olarak sabahı etti. Öyle ki (vaadimize) inanıp güvenenlerden biri olması için kalbini sımsıkı pekiştirmiş olmasaydık, az kalsın onun kimliğini açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi, algılama kapasitesi bom boş olarak sabahladı, oğlundan başka bir şey düşünemiyordu. Allah'ın vadine iyice inanması için kalbini pekiştirmeseydik, neredeyse saraya alınan çocuğun kendi oğlu olduğunu açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Mûsa'nın validesinin kalbi bomboş olarak sabahladı. Eğer inananlardan olsun diye O'nun kalbine bir rabıta vermese idik az kaldı onu açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi gönlü bomboş sabahı etti. Eğer biz, vaadimize inananlardan olması için onun kalbini iyice pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse işi açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa’nın annesi ‘yavrusundan ayrılmanın acısıyla’ gönlü bomboş bir hâlde sabahladı. İnancını diri tutması için kalbine kuvvet vermeseydik onu az kalsın başkalarına açıverecekti ‘sırrını söyleyecekti’.
(Kasas 10)Musa’nın annesi ise gönlü bomboş olarak sabahladı. Neredeyse işi açığa vuracaktı; inananlardan olması için kalbini pekiştirmemiş olsaydık!
(Kasas 10)Musa'nın annesi, gönlü bomboş, sabaha kadar oğlunu düşündü. Eğer biz, vaadimize inananlardan olması için kalbini iyice pekiştirmemiş olsaydık, saraya alınan çocuğun oğlu olduğunu açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi, çocuğunun Firavun'un eline geçtiğini öğrenince aklı başından gitti, onun dışındaki her şeyi unuttu. Eğer, Biz vadimize inananlardan olması için kalbine sabır kuvveti vermeseydik, neredeyse işi açığa vuracak, gidip çocuğa sahip çıkacaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesinin gönlü bomboş sabahladı (meraktan çıldıracak oldu). Eğer biz, (va'dimize) inananlardan olması için onun kalbini iyice pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse işi açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın anası, içinde bir umudu kalmamış olarak sabaha çıktı. Güvenini yitirmesin diye kalbini tutmasaydık neredeyse her şeyi açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın anası, üzüntüden sabaha kadar uyuyamadı. Eğer sözümüze güvenmesi gerektiği konusunda inancını güçlendirmeseydik, neredeyse işi açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi kalbi bomboş olarak sabah etti. Müminlerden olması için kalbini pekiştirmemiş olsaydık neredeyse işi açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi, kalbi bomboş olarak sabahı etmişti. Müminlerden olması için eğer kalbini pekiştirmeseydik, neredeyse çocuğu açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi ise, yüreği boşluk içinde sabahladı. Eğer mü'minlerden olması için kalbi üzerinde (sabrı ve dayanıklılığı) pekiştirmemiş olsaydık, neredeyse onu(n durumunu) açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesi ise, aklı başından uçacak gibiydi. Vaadimize inanması için onun kalbine sebat vermeseydik, neredeyse işi açığa vuracaktı.
(Kasas 10)Musa'nın annesinin kalbi ise bomboş bir halde sabahladı. Eğer inananlardan olması için kalbine bir bağ vermeseydik, onu açığa vuracak bir durumdaydı.
(Kasas 10)