28. Kasas Suresi / 47.ayet

Şimdi bunlar, yapıp ettiklerinden dolayı başlarına bir musibet gelmiş olsa “Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de, senin ayetlerine tâbi olup mümin kimselerden olsaydık olmaz mıydı?” demesinler diye.

Bknz: (43/46)»(43/47)

Mustafa Çavdar Meali

Kasas 47 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Onlara, elleriyle hazırladıkları bir felaket gelip çatsaydı Rabbimiz derlerdi, bize bir peygamber gönderseydin de delillerine uysaydık ve inananlara katılsaydık.

(Kasas 47)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Şayet (insanlar) kendi ellerinin öne sürdükleri (işledikleri kötülükleri) dolayısıyla, onlara bir musibet isabet ettiğinde: 'Rabbimiz, bize de bir elçi gönderseydin de böylece Senin ayetlerine uysaydık ve mü'minlerden olsaydık' diyecek (ve mazeret ileri sürecek) olmasalardı (seni göndermezdik).

(Kasas 47)

Abdullah Parlıyan Meali:

Kendi elleriyle yaptıkları günahlar yüzünden, başlarına bir felaket geldiği zaman: “Ey Rabbimiz! bize bir elçi göndersen de, ayetlerine uyup mü'minlerden olsaydık” diyecek olmasalardı, seni göndermezdik. Bu bahanelere fırsat vermemek için seni gönderdik.

(Kasas 47)

Adem Uğur Meali:

Bizzat kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde: Rabbimiz! Ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de, âyetlerine uysak ve müminlerden olsaydık! diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).

(Kasas 47)

Ahmet Hulusi Meali:

Kendi elleriyle yaptıklarının sonucu olarak (Sünnetullah sonucu) onlara bir musibet isabet ettiğinde: "Rabbimiz... Bari bize bir Rasul irsal etseydin de senin işaretlerine uysaydık ve iman edenlerden olsaydık" diyecek olmasalardı (Rasul irsal etmezdik).

(Kasas 47)

Ahmet Tekin Meali:

Bizzat dünyada kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde: “Rabbimiz, ne olurdu, bize özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere bir peygamber gönderseydin de, Rasullerine inen âyetlerine uysaydık, mü'minlerden olsaydık.” diyecek olmasalardı, seni göndermezdik.*

(Kasas 47)

Ahmet Varol Meali

Kendi elleriyle yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde: "Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de, senin ayetlerine uysaydık ve mü'minlerden olsaydık" diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).

(Kasas 47)

Ali Bulaç Meali:

Kendi ellerinin öne sürdükleri dolayısıyla, onlara bir musibet isabet ettiğinde: "Rabbimiz, bize de bir elçi gönderseydin de böylece senin ayetlerine uysaydık ve mü'minlerden olsaydık" diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).

(Kasas 47)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Ey Rasûlüm, eğer Kureyş kavmine) yaptıkları inkâr ve isyan yüzünden (kıyamet günü) başlarına bir azab geldiği zaman: “- Ey Rabbimiz, bize bir peygamber göndereydin de ayetlerine uyub müminlerden olsaydık ya.” diyecek olmasalardı, seni peygamber olarak göndermezdik. (Biz ancak onların özrünü kesmek için seni gönderdik).

(Kasas 47)

Ali Rıza Sefa Meali:

Kendi elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir yıkım geldiğinde; "Efendimiz! Bize bir elçi gönderseydin de Senin ayetlerine bağlı kalarak, inananlar arasında olsaydık!" demesinler diye.

(Kasas 47)

Ali Ünal Meali:

Sonra, bizzat işleyip kendi elleriyle gönderdikleri (ve geleceklerini inşada malzeme teşkil eden günahları) sebebiyle başlarına (dünyada veya Âhiret’te) bir musibet geldiğinde, “Rabbimiz, eğer bize bir rasûl göndermiş olsaydın, o takdirde biz âyetlerine uyar ve mü’minlerden olurduk!” demesinler.

(Kasas 47)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde: “Ey Rabbimiz! Bir peygamber gönderseydin de ayetlerine uysaydık ve inananlardan olsaydık.” dememeleri için;

(Kasas 47)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde, "Ey Rabbimiz! Keşke bize bir peygamber gönderseydin de ilkelerine uyup inananlardan olsaydık, olmaz mıydı?" derler.

(Kasas 47)

Bekir Sadak Meali:

Yaptiklarindan dolayi, baslarina bir musibet geldiginde: «Rabbimiz! Bize bir peygamber gonderseydin de, ayetlerine uysak ve muminlerden olsaydik olmaz miydi?» derler.

(Kasas 47)

Besim Atalay Meali:

Yapmış oldukları işler yüzünden, başlarına bir şey gelse: «Ey Tanrımız! Bize bir peygamber gönderseydin, uyardık hemencek âyetlerine, inanmış bulunurduk!» derler

(Kasas 47)

Celal Yıldırım Meali:

Kendi ellerinin (kazanıp da) öne sürdüğünden dolayı başlarına bir musîbet geldiği zaman, «Ey Rabbimiz ! Bize bir (uyarıcı) peygamber gönderseydin de senin âyetlerine uysaydık ve (öylece) mü'minlerden olsaydık» dememeleri için (bunu böyle yaptık).

(Kasas 47)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Kendi yaptıkları (günahlar) yüzünden başlarına bir musibet gelip de: “Ey Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de ayetlerine uysaydık ve müminlerden olsaydık” demesinler diye seni peygamber olarak gönderdik.

(Kasas 47)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Yaptıklarından dolayı, başlarına bir musibet geldiğinde: "Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de, ayetlerine uysak ve müminlerden olsaydık olmaz mıydı?" derler.

(Kasas 47)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Kendi yaptıkları sebebiyle başlarına bir musibet gelip de, "Ey Rabbimiz! Bize bir Peygamber gönderseydin de ayetlerine uysaydık ve mü'minlerden olsaydık" diyecek olmasalardı, seni peygamber olarak göndermezdik.

(Kasas 47)

Diyanet Vakfı Meali:

Bizzat kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde: Rabbimiz! Ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de, âyetlerine uysak ve müminlerden olsaydık! diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).

(Kasas 47)

Edip Yüksel Meali:

Kendi elleriyle işledikleri yüzünden başlarına bir musibet geldiğinde, 'Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de senin ayetlerine uysaydık ve inananlardan olsaydık,' diyemesinler diye...

(Kasas 47)

Elmalılı Orjinal Meali:

(47-48) Ellerinin takdim eylediği günahlar yüzünden başlarına birer musibet gelib de o vakıt "ya rabbena bize bir Resul gönderseydin de ayetlerine uyup mü'minlerden olsakdı ya!" diyecek olmasalardı! Fakat şimdi onlara tarafımızdan hak gelince "Musa'ya verilen gibisi verilse ya!" dediler, ya bundan evvel Musaya verilene küfretmediler mi? İki sihir tezahür etti dediler ve biz hiçbirisine inanmayız dediler.

(Kasas 47)

Elmalılı Yeni Meali:

Kendi elleriyle yaptıkları günahlar yüzünden başlarına birer felaket geldiğinde: "Ey Rabbimiz, bize bir peygamber gönderseydin de ayetlerine uyup müminlerden olsaydık." demesinler diye.

(Kasas 47)

Erhan Aktaş Meali:

Eğer elleriyle sundukları nedeniyle[1] onlara bir bela isabet ederse: "Rabbimiz! Keşke bize bir rasul gönderseydin böylece biz, Senin ayetlerine tabi olur ve inanlardan olurduk." diyemesinler diye.[2]

1)Hesap gününde.
2)Böyle bir mazeretleri olmasın diye seni rasul olarak gönderdik.

(Kasas 47)

Gültekin Onan Meali:

Kendi ellerinin öne sürdükleri dolayısıyla onlara bir musibet isabet ettiğinde: "Rabbimiz, bize de bir elçi gönderseydin de böylece senin ayetlerine uysaydık ve inançlılardan olsaydık" diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).

(Kasas 47)

Hakkı Yılmaz Meali:

(46-47) Ve Biz, seslendiğimiz zaman, Tûr'un yanında da değildin. Tersine senden önce kendilerine uyarıcı/peygamber gelmeyen bir toplumu uyarman için ve kendi ellerinin yaptıklarından dolayı başlarına bir fenalık geldiğinde hemen, “Rabbimiz! Ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de, âyetlerine uysak ve mü’minlerden olsak” diyemesinler, onlar öğüt alsınlar diye Rabbinden bir rahmet olarak… orada geçenleri sana bildirdik, seni elçi olarak gönderdik.

(Kasas 47)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Elleriyle (yapıp) takdim ettikleri nedeniyle başlarına bir musibet geldiğinde: “Rabbimiz! Bize bir resûl gönderseydin de ayetlerine uyup, müminlerden olsaydık.” diyecek olmasalardı (onlara resûl göndermeden bir an önce cezalandırırdık).

(Kasas 47)

Harun Yıldırım Meali:

Bizzat kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde: Rabbimiz! Ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de, âyetlerine uysak ve müminlerden olsaydık! diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).

(Kasas 47)

Hasan Basri Çantay:

Kendi elleri (ve ihtiyarları) ile öne sürdükleri (küfür ve zulüm) yüzünden onlara her hangi bir musiybet geldiği zaman: "Ey Rabbimiz, bize bir peygamber göndereydin de biz de ayetlerine ittiba edeydik, mü'minlerden olaydık ya" diyecek olmasalardı...

(Kasas 47)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ellerinin takdîm ettiği şeyler (işlediği günahlar) yüzünden başlarına bir musîbet isabet edip de: “Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de senin âyetlerine uyupmü'minlerden olsaydık!” diyecek olmasalardı (biz seni göndermezdik)!

(Kasas 47)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Şayet, elleriyle önden hazırladıkları sebebiyle kendilerine bir musibet [bela] isabet edip de kendilerinin "RAB'bimiz! Bize bir Elçi göndermen gerekmez miydi? Böylece senin ayetlerine uyardık ve İnançlılardan olurduk" demeleri olmasaydı [seni Elçi olarak onlara göndermezdik]¹.

(Kasas 47)

Hüseyin Atay Meali:

Yaptıklarından dolayı başlarına bir yıkım geldiğinde derler ki: "Rabbimiz! Keşke bize bir elçi gönderseydin de ilkelerine uyup inananlardan olsaydık, olmaz mıydı?"

(Kasas 47)

İbni Kesir Meali:

Yaptıklarından ötürü başlarına bir musibet geldiği zaman: Rabbımız, bize bir peygamber gönderseydin de ayetlerine uysak ve mü'minlerden olsak olmaz mıydı? derler.

(Kasas 47)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlara elleriyle kazandıklarının karşılığı olarak bir musibet isabet etmiş olsaydı “Rabbimiz! Bize bir elçi göndermiş olsaydın, inananlar olarak ayetlerine tabi olurduk” derlerdi.

(Kasas 47)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve eğer elleriyle takdim ettikleri (yaptıkları) sebebiyle onlara bir musîbet isabet ederse: "Rabbimiz keşke bize bir resûl gönderseydin böylece biz, Senin âyetlerine tâbî olur ve mü’minlerden olurduk." diyecek olmasalardı (seni Nebî-Resûl olarak göndermezdik).

(Kasas 47)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bilerek, istiyerek yaptıkları işlerden dolayı başlarına bir kötülük gelince şöyle demeselerdi: «Ey çalabımız! Ne olurdu, bize bir peygamber gönderseydin de, biz de senin belgelerine uymuş olsaydık, böylelikle biz de inanır kişiler olsaydık.»

(Kasas 47)

Kadri Çelik Meali:

Kendi ellerinin öne sürdükleri dolayısıyla onlara bir musibet isabet ettiğinde, “Rabbimiz! Bize de bir peygamber gönderseydin de böylece biz de senin ayetlerine uysaydık ve müminlerden olsaydık” diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).

(Kasas 47)

Mahmut Kısa Meali:

Bu Kitabı gönderdik ki, kendi elleriyle yaptıkları çirkin işlerden dolayı başlarına Hesap Gününde bir belâ geldiğinde, o müşrikler, “Ey Rabb’imiz; eğer bize de doğru yolu gösteren bir elçi göndermiş olsaydın, kesinlikle senin ayetlerine uyar ve müminlerden olurduk!” deyip bahaneler ileri sürmesinler.

(Kasas 47)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Kendi elleriyle öne sürdükleri şeylerden onlara musibet isabet ettiğinde hemen şöyle derler: Ah Rabbimiz bize de bir elçi gönderseydin de, biz de ayete uysaydık, olsaydık müminler.

(Kasas 47)

Mehmet Türk Meali:

(Ey Muhammed! Biz seni,) kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musîbet gelince; “Ey Rabbimiz! Bize bir Peygamber göndersen, biz de senin âyetlerine derhâl inananlardan olsaydık olmaz mıydı?” diyememeleri için (gönderdik).

(Kasas 47)

Muhammed Celal Şems Meali:

Kendi yaptıkları yüzünden onlara bir felaket geldiğinde, “Ey Rabbimiz! Neden bize bir peygamber göndermedin ki, ayetlerine uyup müminlerden olsaydık,” deme (ihtimalleri) bulunmasaydı, (belki de seni resûl olarak göndermezdik.)

(Kasas 47)

Muhammed Esed Meali:

Ve (ayrıca, Biz seni, Yargı Günü'nde) kendi elleriyle yapıp ettiklerinden ötürü başlarına bir musibet geldiği zaman: "Ey Rabbimiz, bize bir elçi göndermiş olsaydın senin mesajlarına uyar ve inanan kimselerden olurduk!" demesinler diye (gönderdik).

(Kasas 47)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ta ki kendi elleriyle yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde; "Rabbimiz, keşke bize bir elçi gönderseydin de, senin ayetlerine uyup inananlardan olsaydık," demesinler diye...

(Kasas 47)

Mustafa Çavdar Meali:

Şimdi bunlar, yapıp ettiklerinden dolayı başlarına bir musibet gelmiş olsa “Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de, senin ayetlerine tâbi olup mümin kimselerden olsaydık olmaz mıydı?” demesinler diye.

Bknz: (43/46)»(43/47)

(Kasas 47)

Mustafa Çevik Meali:

44-47 Ey Muhammed! Biz bunları Musa’ya bildirirken sen o vadinin yakınında değildin ve o kavmin yaşadıklarından da habersizdin. Biz onlarla senin aranda nice nesiller yarattık ve sen Medyen halkı arasında yaşarken bunları onlardan duyup öğrenen biri de değilsin. Seni peygamber olarak seçip bunları âyetlerimizle bildiren Biziz. Sen, kendilerine uzunca bir süre peygamber gelmemiş bir kavmi, hakikate davet edip uyarasın diye Rabbinden bir rahmet olarak gönderilen peygambersin. Olur ki, Allah adına yaptığın daveti düşünüp de doğru olana uyarlar. Ayrıca bu şirk ve küfür bataklığında yaşayanlar, elleriyle işledikleri günahlar sebebiyle başlarına bir musibet geldiğinde, “Ey Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin, biz de âyetlerinle bildirdiğin mesajlarına uyardık. Başımıza da bu musibetler gelmezdi ve mü’minlerden olurduk” diyerek mazeret beyan etmesinler diye, seni de kavmine peygamber olarak gönderdik.

(Kasas 47)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İmdi muhataplar, elleriyle işledikleri yüzünden başlarına bir musibet gelmesi durumunda: "Rabbimiz! Keşke bize bir elçi gönderseydin de biz de Senin mesajlarına uyup inanan kimselerden olsaydık, olmaz mıydı?" demesinler diye (gönderdik seni).

(Kasas 47)

Osman Okur Meali:

(Ey Rasûlüm, eğer Kureyş kavmine) yaptıkları inkâr ve isyan yüzünden (kıyamet günü) başlarına bir azab geldiği zaman: “Ey Rabbimiz, bize bir Elçi göndereydin de ayetlerine uyup müminlerden olsaydık ya, diyecek olmasalardı, seni (nebi olarak) göndermezdik.

(Kasas 47)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve eğer kendi elleriyle takdim ettikleri (günahları) sebebiyle kendilerine bir musibet isabet edip de, «Ey Rabbimiz! Bize bir resûl göndermeli değil mi idin ki, artık âyetlerine tâbi olup da mü'minlerden olsa idik,» diyecek olmasalardı (onlara resûlgönderilmezdi).

(Kasas 47)

Ömer Öngüt Meali:

Bizzat kendi yaptıklarından ötürü başlarına bir musibet geldiği zaman: “Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de âyetlerine uysaydık ve müminlerden olsaydık olmaz mıydı?” derler.

(Kasas 47)

Ömer Sevinçgül Meali:

Yapıp ettiklerinden ötürü kendilerine bir musibet gelince, “Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de ayetlerine uyup inananlardan olsaydık ya” derler.

(Kasas 47)

Sadık Türkmen Meali:

Kendi elleriyle yaptıkları yüzünden, onlara bir musibet isabet ettiğinde: “Rabbimiz! Ne olurdu bize bir elçi göndersen de ayetlerine tabi olsak ve müminlerden olsak” diyorlar.

(Kasas 47)

Seyyid Kutub Meali:

Kendi elleriyle yaptıkları günahlar yüzünden başlarına bir felaket geldiği zaman; «Rabbimiz ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de ayetlerine uysak ve mü'minlerden olsaydık» demesinler diye peygamber gönderdik.

(Kasas 47)

Suat Yıldırım Meali:

Eğer senin halkın inkar ve isyanları yüzünden kıyamet günü duruşmasında başlarına azap geldiğinde:"Ey Ulu Rabbimiz, dünyada iken bize de peygamber göndermiş olsaydın, biz de ayetlerine uyarak müminler arasına dahil olurduk!" demesinler diye seni resul gönderdik.

(Kasas 47)

Süleyman Ateş Meali:

Kendi elleriyle yaptıkları (günahları) yüzünden başlarına bir felaket geldiği zaman: "Ey Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de ayetlerine uyup mü'minlerden olsaydık." diyecek olmasalardı (seni göndermezdik. Bu bahanelerine fırsat vermemek için seni gönderdik).

(Kasas 47)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bunu, kendi elleriyle yaptıklarından dolayı başlarına bir kötülük geldiğinde şöyle demesinler diye yaptık: "Ey Rabbimiz! Keşke bize bir elçi gönderseydin de, senin ayetlerine uyup biz de müminlerden olsaydık."

(Kasas 47)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Seni ayrıca, yaptıklarından dolayı başlarına felaketler geldiğinde: "Rabbimiz! Keşke bize bir elçi gönderseydin de, âyetlerine uyup iman etseydik" demesinler diye gönderdik.

(Kasas 47)

Şaban Piriş Meali:

Elleriyle yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde: "Rabbimiz, bize bir peygamber gönderseydin de, senin ayetlerine tabi olup müminlerden olsaydık" derler diye...

(Kasas 47)

Talat Koçyiğit Meali:

Seni gönderdik ki, kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde, "Rabbımız! Bize bir peygamber gönderseydin de senin ayetlerine uysaydık ve müminlerden olsaydık" demesinler.

(Kasas 47)

Tefhimul Kuran Meali:

Kendi ellerinin öne sürdükleri dolayısıyla, onlara bir musibet isabet ettiğinde: «Rabbimiz, bize de bir peygamber gönderseydin de böylece biz de senin ayetlerine uysaydık ve mü'minlerden olsaydık» diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).

(Kasas 47)

Ümit Şimşek Meali:

Tâ ki, kendi elleriyle hazırladıkları bir musibet başlarına gelip de “Rabbimiz, keşke bize bir peygamber gönderseydin de Senin âyetlerine uysaydık ve mü'minlerden olsaydık” demesinler.

(Kasas 47)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kendi ellerinin önden hazırladıkları yüzünden başlarına bir musibet geldiğinde hemen şöyle diyorlar: "Rabbimiz, bize bir resul gönderseydin de senin ayetlerine uyup müminlerden olsaydık ne olurdu!"

(Kasas 47)