28. Kasas Suresi / 46.ayet

Evet biz Musa’ya seslendiğimiz zaman sen Tur dağının yamacında da değildin. Fakat bu kitap/Kuran, öncekilerin uyarıldıkları gibi toplumunu uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak verilmiştir.

Bknz: (28/86)

Mustafa Çavdar Meali

Kasas 46 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Nida ettiğimiz zaman Tur tarafında da değildin; fakat senden önce kendilerine bir peygamber gelmeyen topluluğu, belki ibret alırlar, öğüt dinlerler diye korkutmak için Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin.

(Kasas 46)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Resulüm, Musa'ya) Seslendiğimiz zaman da Sen Tûr'un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere Senden önce kendilerine bir uyarıcı (Peygamber) gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin) . Bu umulur ki öğüt alıp düşünürler diyedir.

(Kasas 46)

Abdullah Parlıyan Meali:

Evet biz Musa'ya seslendiğimiz zaman, sen Sînâ Dağı'nın yamacında da değildin. Fakat sen de, öteki elçiler gibi, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarasın diye, Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin. Ola ki düşünüp öğüt alırlar.

(Kasas 46)

Adem Uğur Meali:

(Musa'ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tûr'un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerıne uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar.

(Kasas 46)

Ahmet Hulusi Meali:

Biz (Musa'ya) hitap ettiğimizde sen Tur tarafında değildin... Ne var ki, Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için (bu bilgiler sana vahyoldu). Umulur ki üzerinde düşünürler.

(Kasas 46)

Ahmet Tekin Meali:

Mûsâ'ya seslendiğimiz zaman da Tur'un (dağın) yamacında değildin. Fakat, Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar, peygamberler gelen toplumları uyarman için, orada geçenleri sana bildirdik. Ola ki, düşünüp öğüt alırlar.*

(Kasas 46)

Ahmet Varol Meali

(Musa'ya) seslendiğimiz zaman sen Tur'un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olarak, kendilerine senden önce bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarasın diye (gönderildin). Umulur ki düşünürler.

(Kasas 46)

Ali Bulaç Meali:

(Musa'ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur'un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.

(Kasas 46)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Mûsa'ya nida ettiğimiz vakit de Tûr dağının yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin (de bu haberleri biliyorsun). Tâ ki, senden evvel kendilerine bir peygamber gelmemiş olan bir kavmi (Kur'an'la) korkutasın. Olur ki nasihat kabul ederler.

(Kasas 46)

Ali Rıza Sefa Meali:

Seslendiğimiz zaman, sen, dağın yamacında da değildin. Fakat senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için, Efendinden bir rahmettir; belki öğüt alırlar diye.

(Kasas 46)

Ali Ünal Meali:

Yine, (Musa’ya) seslendiğimiz zaman sen o dağın yanında da değildin. Fakat Rabbinden çok büyük bir rahmet olarak seni, düşünüp ders alsınlar ve ona göre davransınlar diye, senden önce kendilerine uyarıcı gelmeyen bir topluluğu uyarman için (görevlendirdik).

(Kasas 46)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Tur tarafında Musa’ya seslendiğimiz zaman da orada değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak bunları sana vahyediyoruz ki senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir toplumu uyarasın. Ola ki düşünüp idrak ederler.

(Kasas 46)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sen, Musa'ya seslendiğimiz zaman Tur'un yanında da değildin. Senden önce kendilerine uyarıcı gelmeyen bir toplumu uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin; belki düşünürler.

(Kasas 46)

Bekir Sadak Meali:

Sen, Musa'ya hitap ettigimiz zaman Tur'un yaninda da degildin. Senden once kendilerine uyarici gelmeyen bir milleti uyarman icin, Rabbinden bir rahmet olarak gonderildin; belki dusunurler.

(Kasas 46)

Besim Atalay Meali:

Biz Musa'ya çağırınca sen Tûr'un yanında bulunmuyordun, Tanrının katından bir rahmet olarak, senden önce, kendilerine hiçbir kocunduran gelmemiş olan, bir ulusu kocundurasın, ta ki öğüt alalar

(Kasas 46)

Celal Yıldırım Meali:

Ve biz (Musâ'ya) seslendiğimiz vakit sen Tûr'un yanında da bulunmuyordun. Senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmeyen bir milleti uyarman için Rabbından bir rahmet olarak gönderildin. Ola ki düşünüp öğüt alırlar.

(Kasas 46)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Yine biz (Musa'ya) seslendiğimiz zaman Tur'un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine (uzun zamandır) hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz.

(Kasas 46)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sen, Musa'ya hitap ettiğimiz zaman Tur'un yanında da değildin. Senden önce kendilerine uyarıcı gelmeyen bir toplumu uyarman için, Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin; belki düşünürler.

(Kasas 46)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Yine biz (Musa'ya) seslendiğimiz zaman Tur'un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz.

(Kasas 46)

Diyanet Vakfı Meali:

(Musa'ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tûr'un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerine uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar.  *

(Kasas 46)

Edip Yüksel Meali:

(Musa'ya) Seslendiğimizde Tur'un yamacında da bulunmuyordun. Ancak, senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (sana bilgi veriyoruz); belki öğüt alırlar.

(Kasas 46)

Elmalılı Orjinal Meali:

Hem biz o nidayı yaptığımız vakıt sen Turun canibinde de değildin ve lakin rabbından bir rahmet olarak gönderildin ki senden evvel kendilerine bir nezir gelmemiş olan bir kavmi inzar edesin gerek ki tezekkür edeler

(Kasas 46)

Elmalılı Yeni Meali:

Yine Biz seslendiğimiz zaman da sen Tur'un yanında değildin; fakat senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir topluluğu uyarasın diye Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin; ola ki, düşünüp ibret alırlar.

(Kasas 46)

Erhan Aktaş Meali:

Ve seslendiğimiz zaman, Tur'un yanında da değildin. Fakat senden önce, kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan halkı uyarman için, seni Rabb'inden bir rahmet olarak gönderdik. Umulur ki öğüt alırlar.

(Kasas 46)

Gültekin Onan Meali:

(Musa'ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur'un yanında değildin. Ancak rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.

(Kasas 46)

Hakkı Yılmaz Meali:

(46-47) Ve Biz, seslendiğimiz zaman, Tûr'un yanında da değildin. Tersine senden önce kendilerine uyarıcı/peygamber gelmeyen bir toplumu uyarman için ve kendi ellerinin yaptıklarından dolayı başlarına bir fenalık geldiğinde hemen, “Rabbimiz! Ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de, âyetlerine uysak ve mü’minlerden olsak” diyemesinler, onlar öğüt alsınlar diye Rabbinden bir rahmet olarak… orada geçenleri sana bildirdik, seni elçi olarak gönderdik.

(Kasas 46)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Biz (Musa’ya) seslendiğimizde Tur’un yanında da değildin. Fakat Rabbinin rahmeti olarak (bunları sana vahyediyoruz ki) senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş olan topluluğu uyarasın. Umulur ki öğüt alırlar.

(Kasas 46)

Harun Yıldırım Meali:

(Musa'ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tûr'un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerine uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar.

(Kasas 46)

Hasan Basri Çantay:

(Musaya) nida etdiğimiz vakit da sen "Tuur" un yanında değildin. Fakat sen Rabbinden bir rahmet olarak (gönderildin). Taki senden evvel kendilerine inzar edici (bir peygamber) gelmemiş olan bir kavmi sen inzar edesin. Olur ki onlar iyice düşünüb nasıyhat (ını) kabul ederler.

(Kasas 46)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Mûsâ'ya) seslendiğimiz zaman da Tûr'un yanında değildin; fakat senden önce kendilerine bir korkutucu gelmemiş olan bir kavmi (Allah'ın azâbı ile) korkutman için Rabbinden bir rahmet olarak (seni onlara gönderdik); olur ki onlar ibret alırlar.

(Kasas 46)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Biz seslendiğimiz vakitte, sen Tur'un yanında değildin. Fakat, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş bir milleti uyarman için [sana öğretip seni gönderdik]¹. Düşünüp öğüt almaları beklenir.

(Kasas 46)

Hüseyin Atay Meali:

Ve seslendiğimizde sen Dağ’ın yanında değildin. Senden önce kendilerine uyarıcı gelmeyen bir ulusu uyarman için Rabbinden bir acıma olarak gönderildin, belki anıp düşünürler.

(Kasas 46)

İbni Kesir Meali:

Biz seslendiğimiz vakit; sen Tur'un yanında da değildin. Fakat sen, kendinden önce onlara uyarıcı gelmeyen bir kavmi uyarman için, Rabbından bir rahmet olarak gönderildin. Olur ki onlar, düşünürler diye.

(Kasas 46)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz (Musa'ya) seslendiğimizde sen Tur'un yanında da değildin. Ancak (bu anlatılanlar) kendilerine daha önceden bir uyarıcının gelmediği bir toplumu uyarman için Rabbinden bir rahmettir. Belki düşünürler.

(Kasas 46)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve Biz, (Hz. Musa’ya) nida ettiğimiz zaman, sen Tur Dağı’nın yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine bir nezir (uyarıcı, peygamber) gelmemiş olan bir kavmi inzar etmen (uyarman) içindir. Umulur ki böylece onlar tezekkür ederler.

(Kasas 46)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Nasıl ki Biz Musa'ya ünlediğimiz sırada da sen Sîna Dağının yanında değildin. Ancak bu, çalabının bir esirgemesi idi. Senden Önce kendilerine uyarıcı gelmemiş olan bir ulusu uyarasın da o da öğütlensin diye.

(Kasas 46)

Kadri Çelik Meali:

(Musa'ya) Seslendiğimiz zaman da sen Tur'un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere, senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavimi, belki hatırlayıp kendilerine gelirler diye uyarıp korkutman için (gönderildin).

(Kasas 46)

Mahmut Kısa Meali:

Evet, Biz Mûsâ’ya seslendiğimiz sırada sen Sînâ dağının yamacında olup bitenleri gözetliyor değildin fakat Rabb’inden bir rahmet eseri olarak sana bu olayları bütün gerçekliğiyle bildiren bu ilâhî Kitap gönderildi ki, senden önce kendilerine uyarıcı bir Peygamber gelmemiş olan şu câhil toplumu uyarasın da, insanlar onun ayetlerini okuyup düşünerek öğüt alsınlar.

(Kasas 46)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ancak rahmet olarak gönderildin sen. Kendilerine uyarıcı gelmemişler için bir uyarıcısındır. Seslendiğimizde Biz Musa'ya, sen Tur dağının yakınında değildin. Ola ki düşünüp öğüt alırlar.

(Kasas 46)

Mehmet Türk Meali:

(Mûsa’ya) seslendiğimizde, sen o dağın yanında da değildin. (Ey Muhammed!) sen, düşünüp öğüt alsınlar diye, senden önce de kendilerine uyarıcı (Peygamber) gönderilen1 bir toplumu, (tekrar) uyarmak için2 Rabbinden bir rahmet olarak, gönderildin. *

(Kasas 46)

Muhammed Celal Şems Meali:

Biz (Musa’ya) seslendiğimizde, sen Tûr’un yanında değildin. Ancak senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarasın, onlar (da) öğüt alsınlar diye, Rabbinden bir rahmet (olarak gönderildin.)

(Kasas 46)

Muhammed Esed Meali:

Evet, Biz (Musa'ya) seslendiğimiz zaman sen Sina Dağı'nın yamacında değildin; fakat (sen de, öteki elçiler gibi,) senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarasın diye Rabbinden bir rahmet aracı olarak (gönderildin) ki böylece belki (geçmişte olup bitenleri) düşünür (de Bizi) anarlar.

(Kasas 46)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Yine biz Musa'ya seslendiğimiz zaman da sen Turun yanında değildin; fakat senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir topluluğu uyarasın diye rabbinden bir rahmet olarak gönderildin; umulur ki, düşünüp ibret alırlar.

(Kasas 46)

Mustafa Çavdar Meali:

Evet biz Musa’ya seslendiğimiz zaman sen Tur dağının yamacında da değildin. Fakat bu kitap/Kuran, öncekilerin uyarıldıkları gibi toplumunu uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak verilmiştir.

Bknz: (28/86)

(Kasas 46)

Mustafa Çevik Meali:

44-47 Ey Muhammed! Biz bunları Musa’ya bildirirken sen o vadinin yakınında değildin ve o kavmin yaşadıklarından da habersizdin. Biz onlarla senin aranda nice nesiller yarattık ve sen Medyen halkı arasında yaşarken bunları onlardan duyup öğrenen biri de değilsin. Seni peygamber olarak seçip bunları âyetlerimizle bildiren Biziz. Sen, kendilerine uzunca bir süre peygamber gelmemiş bir kavmi, hakikate davet edip uyarasın diye Rabbinden bir rahmet olarak gönderilen peygambersin. Olur ki, Allah adına yaptığın daveti düşünüp de doğru olana uyarlar. Ayrıca bu şirk ve küfür bataklığında yaşayanlar, elleriyle işledikleri günahlar sebebiyle başlarına bir musibet geldiğinde, “Ey Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin, biz de âyetlerinle bildirdiğin mesajlarına uyardık. Başımıza da bu musibetler gelmezdi ve mü’minlerden olurduk” diyerek mazeret beyan etmesinler diye, seni de kavmine peygamber olarak gönderdik.

(Kasas 46)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Yine sen, Biz nida ettiğimizde (Sina) Dağı'nın yamacında da değildin; ve fakat senden önce uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için Rabbin tarafından rahmet olarak gönderildin; belki (sorumluluklarını) hatırlarlar.

(Kasas 46)

Osman Okur Meali:

Mûsâ’ya seslendiğimiz zamanda Tur’un (dağın) yamacında değildin. Fakat, Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine (sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan) uyarıcılar gelen toplumları uyarman için, orada geçenleri sana bildirdik. Ola ki, düşünüp öğüt alırlar.

(Kasas 46)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve sen Tûr cânibinde bulunmuş olmadın, o vakit ki, Biz nidâ ettik. Velâkin Rabbinden bir rahmet olarak (seni de peygamber gönderdik) tâ ki, senden evvel kendilerine bir nezir gelmemiş olan bir kavmi sen inzar edesin. Olabilir ki, onlar güzelce düşünürler.

(Kasas 46)

Ömer Öngüt Meali:

Biz Musa'ya hitabettiğimiz zaman Tur'un yanında da değildin. Fakat sen, kendinden önce onlara uyarıcı gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin. Belki düşünüp öğüt alırlar.

(Kasas 46)

Ömer Sevinçgül Meali:

Biz, Musa’ya seslenirken, sen dağın yamacında değildin. Senden önce kendilerine uyarıcı gelmeyen bir toplumu uyarman için, Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin. Belki düşünürler!

(Kasas 46)

Sadık Türkmen Meali:

(Musa’ya) seslendiğimiz zaman, sen Tur’un yanında da değildin. Ancak Rabbin’den bir rahmet olarak senden önce kendilerine, bir uyarıcı gelmemiş olan toplumu uyarmak için! Belki düşünüp öğüt alırlar!..

(Kasas 46)

Seyyid Kutub Meali:

Sen Musa'ya hitab ettiğimiz zaman Tur'un yanında da değildin. Fakat Rabb'inden bir rahmet olarak orada geçenleri sana bildirdik ki senden önce bir uyarıcı peygamber gelmemiş olan kavmi uyarasın; belki düşünüp öğüt alırlar.

(Kasas 46)

Suat Yıldırım Meali:

Hem Biz Musa'ya seslendiğimiz zaman sen dağın yanında da değildin, fakat düşünüp ders alsınlar diye, daha önce kendilerini uyarmak üzere peygamber gelmemiş olan bir halkı uyarıp aydınlatman için Rabbin tarafından bir rahmet eseri olarak seni resul yapıp orada cereyan eden şeyleri sana bildirdik.

(Kasas 46)

Süleyman Ateş Meali:

(Musa'ya) ünlediğimiz zaman sen Tur'un yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik) ki senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan toplumu uyarasın; belki düşünüp öğüt alırlar.

(Kasas 46)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Musa'ya seslendiğimiz sırada sen Tur tarafında da değildin. Bunları Rabbinden bir ikram olarak öğrendin ki, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş olan bir toplumu uyarasın. Belki bilgilerini doğru kullanırlar.

(Kasas 46)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Musa'ya seslendiğimiz zaman Sina Dağı'nın yamacında da değildin. Sen, kendilerine daha önce bir uyarıcı gelmemiş olan bir toplumu uyarman için Rabbinin bir rahmeti olarak gönderildin. Belki düşünür, öğüt alırlar.

(Kasas 46)

Şaban Piriş Meali:

(Musa'ya) seslendiğimiz zaman Tur'un yakınında da değildin. Fakat bu kendilerine senden önce bir uyarıcı gelmemiş olan bir toplumu belki düşünürler diye uyarman için Rabbinden bir rahmettir.

(Kasas 46)

Talat Koçyiğit Meali:

Musa'ya seslendiğimiz zaman, sen, Tûr'un yanında da değildin. Fakat senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için ve belki onlar da düşünürler diye Rabbından bir rahmet olmak üzere (Kur'ânı bu haberlerle sana biz gönderdik.)

(Kasas 46)

Tefhimul Kuran Meali:

(Musa'ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur'un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavimi uyarıp korkutman için (gönderildin) Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.

(Kasas 46)

Ümit Şimşek Meali:

Biz nidâ ettiğimizde sen Tur'un yanında da değildin. Fakat senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için, Rabbinden bir rahmet eseri olarak bunları sana vahyediyoruz—umulur ki, güzelce düşünüp öğüt alırlar.

(Kasas 46)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve sen, biz seslendiğimizde, Tur tarafında da değildin. Sen, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarmak için Rabbinden bir rahmetsin. Bu sayede onların düşünüp öğüt almaları umuluyor.

(Kasas 46)