Andolsun ki biz belki düşünüp öğüt alırlar diye, onlara ilahi sözü peş peşe ulaştırdık.
Bknz: (21/10)
Andolsun ki biz belki düşünüp öğüt alırlar diye, onlara ilahi sözü peş peşe ulaştırdık.
Bknz: (21/10)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Ve andolsun öğüt alsınlar diye sözü, birbiri ardınca ayetayet ulayıp indirmedeyiz.
(Kasas 51)Andolsun Biz öğüt alıp düşünsünler diye, Sözü (Kur’an ayetlerini) birbirlerinin (manalarını tamamlamak ve gönderiliş amacına ulaştırmak üzere) art arda bitiştirip (indirdik).
(Kasas 51)Gerçek şu ki, biz vahyimizi onlara birbiri ardınca, aralıksız göndermişizdir. Belki düşünüp, öğüt alırlar diye.
(Kasas 51)Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir).
(Kasas 51)Andolsun ki onlara sözümüzü ardı ardına ulaştırdık... Umulur ki hatırlayıp düşünürler!
(Kasas 51)Andolsun ki, biz ilâhi kitapları, ilâhi kelâmı, birbiri ardınca, birbirleriyle irtibatlı olarak onların lehlerine göndermeye devam ettik, şer'î ahkâmın, ahlâkî ilkelerin, geçmiş örneklerin, örfün vaatlerin ve tehditlerin, müjdelerin ve uyarıların, Kur'ân âyetlerinin birbirleriyle irtibatlandırılarak, bir bütünlük içinde anlaşılmasını ve uygulanmasını emrettik. Ola ki bunun hikmetini düşünüp öğüt alırlar.
(Kasas 51)Andolsun biz, olur ki düşünürler diye onlar için sözü (Kur'an'ı) birbiri ardınca indirdik.*
(Kasas 51)Andolsun, biz öğüt alıp düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip indirdik.
(Kasas 51)Gerçekten o kâfirlere, Kur'an ayetlerini, birbiri ardınca inzal ve beyan ettik ki, ibret alıp iman etsinler.
(Kasas 51)Gerçek şu ki, sözü, art arda onlara ulaştırdık; belki öğüt alırlar diye.
(Kasas 51)Andolsun! Biz peşpeşe birbirlerini destekleyen bir sözü (Kur’anı) onlara ulaştırdık ki, idrak edip düşünsünler.
(Kasas 51)Andolsun ki, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü birbiri ardınca yetiştirmişizdir.
(Kasas 51)Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca ulaştırdık (vahiylerimizi aralıksız gönderdik).
(Kasas 51)And olsun ki, Biz vahyi onlara ard arda yetiştirdik; belki düşünürler.
(Kasas 51)Andolsun, düşünüp öğüt alsınlar diye o sözü (Kur'an ayetlerini) onlara peş peşe ulaştırdık.
(Kasas 51)Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir).
(Kasas 51)Celalim hakkı için onlar hakkında sözü uladık da uladık ki iyi düşünsünler
(Kasas 51)Andolsun ki, iyi düşünsünler diye, onlar hakkında sözü uladık da uladık.
(Kasas 51)Ant olsun! Öğüt alırlar diye, onlara Söz'ü[1] ardı ardına yolladık.
1)Vahyi.
Andolsun, biz öğüt alıp düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip indirdik.
(Kasas 51)Ve andolsun Biz, Söz'ü [vahyi/Kur’ân'ı] öğüt alırlar diye birbiri ardınca yolladık.
(Kasas 51)Andolsun ki öğüt alsınlar diye, sözü kesintisiz bir şekilde onlara ulaştırdık.
(Kasas 51)Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir).
(Kasas 51)Andolsun ki biz onlar için, nasıyhat kabul etsinler diye, sözü birbiri ardınca inzal edib durmuşuzdur.
(Kasas 51)Celâlim hakkı için, ibret alırlar diye sözü (vahyi) onlar için ardı ardına yetiştirdik.
(Kasas 51)Elbetteki, onlara (o) sözü ulaştırdık. Düşünüp öğüt almaları beklenir.
(Kasas 51)Andolsun ki; Biz, onlar için sözü birbirine bitiştirdik. Belki düşünürler diye.
(Kasas 51)Ve andolsun ki, tezekkür etsinler diye sözü (âyetlerimizi) ardarda onlara ulaştırdık.
(Kasas 51)Biz onlara Allah'ın sözünü biribiri ardınca bildirdik, öğütlensinler diye.
(Kasas 51)Şüphesiz biz hatırlayıp kendilerine gelsinler diye sözü birbiri ardınca dizip indirdik.
(Kasas 51)Doğrusu Biz, bu ilâhî sözü onlara birbiri ardınca, kesintisiz bir şekilde ulaştırdık ki, sürekli gündeme gelen ayetlerimizi düşünüp öğüt alsınlar.
(Kasas 51)Sözü ardarda, biz getirdik onlar için andolsun. Belki o sözleri hakkıyla düşünüp öğüt alırlar.
(Kasas 51)Yemin olsun ki Biz, belki düşünüp (inanırlar) diye, onlara (Kur’an) âyetlerini ardı ardına gönderdik.
(Kasas 51)Öğüt alsınlar diye, Biz şüphesiz onlara sözü adamakıllı ulaştırdık.
(Kasas 51)Gerçek şu ki, Biz vahyi onlara adım adım ulaştırdık ki böylece belki (üzerinde düşünür), akıllarında tutarlar.
(Kasas 51)Andolsun ki, güzelce düşünüp öğüt alsınlar diye, biz sözümüzü onlara peş peşe ulaştırdık.
(Kasas 51)Bknz: (21/10)
(Kasas 51)51-53 Biz, iyice anlaşılsın, düşünülüp öğüt alınsın ve bilinçlenilsin diye, âyetlerimizi bölüm, bölüm birbiri ardınca indiriyoruz. Kendilerine daha önce kitap verdiklerimizden bazıları, ellerindeki kitapların içlerinde kalan, doğruları tasdik eden, bu Kur’an’a da inanırlar ve Kur’an onlara okunduğu zaman onlar da: “Biz bu kitapla yapılan davete hemen uyarız, Çünkü bu bize Rabbimizden gelen bir mesajdır. Zaten biz, Kur’an bize ulaşmadan önce de Rabbimize boyun eğmek isteyen kimselerdik.” derler.
(Kasas 51)Doğrusu Biz bu ilahi sözü onlara adım adım ulaştırdık ki, belki (sorumluluklarını) hatırlarlar.
(Kasas 51)Kasem olsun ki, onlar için belki düşünürler diye sözü birbiri ardınca irâd ettik.
(Kasas 51)Gerçekten biz onlar için sözü birbiri ardınca ulaştırdık ki belki düşünürler.
(Kasas 51)Andolsun, belki iyice düşünürler de ibret alırlar diye, sözü ‘ayetleri’ birbiri ardınca indirdik.
(Kasas 51)GERÇEK ŞU Kİ, sözü/vahyi onlara aralıksız yetiştirdik. Belki (ayetler üzerinde) düşünüp öğüt alırlar, diye.
(Kasas 51)Andolsun biz, düşünüp öğüt alsınlar diye vahyi birbirine bitiştirdik.
(Kasas 51)Düşünüp ibret almaları için Biz, sözümüzü birbiri ardından getirdik.
(Kasas 51)Andolsun biz, düşünüp öğüt alsınlar diye onlar için sözü(müzü) birbirine bitiştirdik (ardı ardına gerçeği kanıtlayan ayetler gönderdik).
(Kasas 51)Bu sözleri onlar için peş peşe sıraladık. Belki kafalarını çalıştırırlar.
(Kasas 51)Gerçek şu ki, düşünüp öğüt alsınlar diye onlara söyleyeceklerimizi bölüm bölüm indirdik.
(Kasas 51)Andolsun ki, belki düşünürler diye, onlar için sözü ard arda bildirdik.
(Kasas 51)Şu muhakkaktır ki, belki düşünürler diye Kur"ân âyetlerini birbiri arkasına indirdik.
(Kasas 51)Andolsun, biz öğüt alıp düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip indirdik.
(Kasas 51)Güzelce düşünüp öğüt alsınlar diye, Biz sözümüzü onlara peş peşe ulaştırdık.(6)*
(Kasas 51)Yemin olsun, biz onlar için sözü ardarda getirdik ki, düşünüp öğüt alabilsinler.
(Kasas 51)