28. Kasas Suresi / 81.ayet

Sonunda biz de onu, köşk ve saraylarıyla birlikte yerin dibine geçirdik. Artık Allah’tan başka kimse ona yardım edemezdi, edemedi de, kurtulmak için de elinden hiçbir şey gelmiyordu.

Bknz: (22/45)(44/25)

Mustafa Çavdar Meali

Kasas 81 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Derken onu da, sarayını da yere geçirdik, Allah'tan başka ona yardım edecek bir topluluğa sahip değildi ve kendisinin de kendisine bir yardımı dokunamadı.*

(Kasas 81)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Nihayet Biz onu (Karun’u) da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir taraftarı olmamış (olanlar da fayda vermemişti) . Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.

(Kasas 81)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve sonunda Kârûn'u da, sarayını da yerin dibine geçirdik. O'na Allah'a karşı yardım edecek bir kimse bulunmadı. Kendisinin de, kendisine bir yardımı dokunamadı.

(Kasas 81)

Adem Uğur Meali:

Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.

(Kasas 81)

Ahmet Hulusi Meali:

Nihayet onu (Karun'u) da onun mekanını da yerin dibine geçirdik! Allah dununda ona yardım edecek birileri de yoktu... O kendini kurtaranlardan olmadı!

(Kasas 81)

Ahmet Tekin Meali:

Nihayet, onu da, konağını, hazinelerini ve yurdunu da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'ın dışında, kulları durumundakilerden, kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.

(Kasas 81)

Ahmet Varol Meali

Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.

(Kasas 81)

Ali Bulaç Meali:

Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.

(Kasas 81)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Nihayet Karûn'u, hem de sarayı ile yere geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek bir cemaatı yoktu onun. Allah'ın azabından kendini kurtarıcılardan da olmadı.

(Kasas 81)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonunda, onu ve konağını yerin dibine geçirdik. Artık, Allah'ın karşısında ona yardım edebilecek yardakçıları yoktu; kendisi de kendisine yardım edemedi.

(Kasas 81)

Ali Ünal Meali:

Neticede Karun’u da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah’a karşı ne kendisine yardım edebilecek bir ekip bulabildi, ne de (sahip olduğu serveti ve adamlarıyla) kendi kendisine bir yardımı dokundu.

(Kasas 81)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Nihayet Biz, onu da evini de yere batırdık. Allah’tan başka, ona yardım edecek bir cemaati olmadı. Kendi kendine de yardım edemedi. (Kendi imkânları da ona bir fayda vermedi.)

(Kasas 81)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edebilecek yandaşları da yoktu; o, kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.

(Kasas 81)

Bekir Sadak Meali:

Sonunda, onu da, sarayini da yerin dibine gecirdik. Allah'a karsi ona yardim edebilecek kimsesi de yoktu; kendini kurtarabilecek kimselerden de degildi.

(Kasas 81)

Besim Atalay Meali:

Hem Karun'u, hem de köşkünü yere batırdık, Allahtan özge, hiç kimseler de yardım etmedi, öç dahi alamadı

(Kasas 81)

Celal Yıldırım Meali:

Biz Karun'u da, evini de yere geçirdik. Allah'a karşı ona yardımda bulunacak çevresi de olmadı. O da (bu durumda) kendine yardım edip savunabilenlerden değildi.

(Kasas 81)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Sonunda (yaptıkları yüzünden) biz onu da sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edebilecek bir topluluk da olmadı (ve olamazdı da). O, kendisini kurtarabilecek durumda da değildi.

(Kasas 81)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sonunda, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edebilecek kimsesi de yoktu; kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.

(Kasas 81)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine batırdık. Allah'a karşı ona yardım edebilecek adamları da yoktu. Kendisini savunup kurtarabileceklerden de değildi!

(Kasas 81)

Diyanet Vakfı Meali:

Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.

(Kasas 81)

Edip Yüksel Meali:

Onu eviyle birlikte yerin dibine geçirdik. ALLAH'ın dışında kendisine yardım edecek bir bölüğü yoktu; kazananlardan olmadı.

(Kasas 81)

Elmalılı Orjinal Meali:

Derken biz onu hem de sarayı ile yere geçiriverdik o vakıt Allaha karşı yardımına gelecek tarafdarları da olmadı, kendini kurtaracaklardan da değildi

(Kasas 81)

Elmalılı Yeni Meali:

Derken Biz onu, hem de sarayı ile birlikte yerin dibine geçirdik. O zaman Allah'a karşı yardımına gelecek taraftarları da olmadı kendisini kurtaracaklardan da değildi.

(Kasas 81)

Erhan Aktaş Meali:

Sonra, onu ve yurdunu yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edecek bir taraftar da olmadı. Yardım edilenlerden de olmadı.

(Kasas 81)

Gültekin Onan Meali:

Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Tanrı'ya karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.

(Kasas 81)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonunda Biz onu ve evini yere geçirdik. Artık Allah'ın astlarından kendisine yardım edecek bir taraftar da olmadı ve o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.

(Kasas 81)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onu da konağını da yerin dibine geçirdik. Allah’a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Hem kendi kendisine de yardım edenlerden değildi.

(Kasas 81)

Harun Yıldırım Meali:

Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek avanesi olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.

(Kasas 81)

Hasan Basri Çantay:

Nihayet biz onu da, sarayını da yere geçiriverdik. Artık Allaha karşı kendisine yardım edecek hiçbir cemaati da yokdu onun. Bizzat kendisini müdafaa edebileceklerden de değildi o.

(Kasas 81)

Hayrat Neşriyat Meali:

Nihâyet, onu da sarayını da yere geçiriverdik;(2) artık Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluk da olmadı. Kendi kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.*

(Kasas 81)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Derken, onu [Karunu] ve yurdunu (evini) yere soktuk. Ardından, kendisi için Allah'tan beride kendisine yardım eden hiçbir bir takım olmadı. Yardım dilenenlerden de değildi.

(Kasas 81)

Hüseyin Atay Meali:

Sonunda, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edebilecek yandaşları da yoktu; kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.

(Kasas 81)

İbni Kesir Meali:

Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edebilecek kimsesi de yoktu. Bizzat kendisini koruyabileceklerden de değildi.

(Kasas 81)

İlyas Yorulmaz Meali:

Karun'u ve evini yerin dibine batırdığımızda ona, Allah dan başka yardım eden hiçbir gurup olmadı. Zaten Karun da kendi kendine yardım edecek durumda değildi.

(Kasas 81)

İskender Ali Mihr Meali:

Sonra, onu ve onun sarayını yere geçirdik. Onun Allah’tan başka yardım edecek bir (dost) grubu yoktu ve yardım edilenlerden olmadı.

(Kasas 81)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı onun yardımına koşacak kimsesi de yoktu. O da kendi kendini kurtarabilecek bir kimse değildi.

(Kasas 81)

Kadri Çelik Meali:

Sonunda onu da konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.

(Kasas 81)

Mahmut Kısa Meali:

Karun, bir süre daha lüks ve refah içinde hayat sürdü fakat sonunda, hem kendisini hem de o görkemli sarayını helâk edip yerin dibine geçirdik! Öyle ki, ne o güçlü kuvvetli orduları ve adamları onu Allah’a karşı koruyabildi, ne de kendi kendini bu acıklı sondan kurtarabildi!

(Kasas 81)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Konağını da, onu da yerin dibine geçirdik sonunda. Elbet Allah'a karşı ona yardımcı yoktur. Ahaliden bir grup da yardımcı olmadı. O kendi kendine yardım edebileceklerden de değildir.

(Kasas 81)

Mehmet Türk Meali:

Sonunda Biz onu da sarayını da yerin dibine geçirdik. Onun Allah’ın dışında kendisine yardım edebilecek kimsesi olmadığı gibi o, kendisini (bile) kurtarabileceklerden değildi.

(Kasas 81)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sonunda Biz, kendisini ve evini yere gömdük. Allah’tan başka kendisine yardım edecek hiçbir topluluğu (da) yoktu ve o, (düşmanından da) korunamadı.

(Kasas 81)

Muhammed Esed Meali:

Ve sonunda onu da, evini barkını da yere batırdık: öyle ki, Allah'a karşı hiçbir şey, hiç kimse onun yardımına yetişmedi; pek tabii, kendi kendine yardım edebilecek durumda da değildi.

(Kasas 81)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sonunda biz, Karun'u da sarayını da yerin dibine geçirdik. Onun Allah'a karşı kendisine yardım edecek yandaşları da yoktu. Üstelik o, kendi kendisine yardım edebileceklerden de değildi.

(Kasas 81)

Mustafa Çavdar Meali:

Sonunda biz de onu, köşk ve saraylarıyla birlikte yerin dibine geçirdik. Artık Allah’tan başka kimse ona yardım edemezdi, edemedi de, kurtulmak için de elinden hiçbir şey gelmiyordu.

Bknz: (22/45) - (44/25)

(Kasas 81)

Mustafa Çevik Meali:

Sonunda Biz de o azgın, kibirli ve zalim Karun’u, hazineleri ile birlikte yerin dibine geçirdik. Allah’a karşı hiç kimse de ona yardım edemedi ve edemezdi de.

(Kasas 81)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Nihayet (Karun'u) da, onun evini barkını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'tan başka hiç kimse onun yardımına yetişemezdi: (ama ona Allah da yardım etmedi), zira yardımı hak edenlerden değildi.

(Kasas 81)

Osman Okur Meali:

Sonunda (yaptıkları yüzünden) biz onu da sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edebilecek bir topluluk da olmadı (ve olamazdı da). O, kendisini kurtarabilecek durumda da değildi.

(Kasas 81)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Derken onu konağı ile beraber yere geçirdik. Ve ona Allah'dan başka yardım eder bir cemaat bulunmadı ve kendisine yardım edeceklerden olmadı.

(Kasas 81)

Ömer Öngüt Meali:

Nihayet Karun'u da sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edebilecek kimsesi de yoktu. Kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.

(Kasas 81)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sonunda, kendisini de, sarayını da yere batırdık! Allah’a karşı, ne ona yardıma gelen bir kimse oldu, ne de o kendi kendini kurtarabildi.

(Kasas 81)

Sadık Türkmen Meali:

Sonunda kendisini de sarayını da yerin dibine geçirdik! Allah’a karşı kendisine yardım eden bir topluluğu da olmadı. Ve kendi kendini kurtarabilecek kimselerden olmadığı gibi!

(Kasas 81)

Seyyid Kutub Meali:

Sonunda biz onu da sarayını da yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Kendi kendini kurtarabilecek kimselerden de değildi.

(Kasas 81)

Suat Yıldırım Meali:

Derken Biz onu da, sarayını da yerin dibine geçiriverdik. Ne yardımcıları Allah'a karşı kendisine yardım edip, onu kurtarabildi, ne de kendi kendisini savunabildi.

(Kasas 81)

Süleyman Ateş Meali:

Nihayet onu da, evini barkını da yere batırdık. Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Kendi kendini (savunup) kurtaranlardan da değildi.

(Kasas 81)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Nihayet onu, yeriyle yurduyla birlikte batırdık. Allah'tan başka ona yardımcı olacak bir ekip ortaya çıkmadı. Herhangi bir yardım da görmedi.

(Kasas 81)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. O ne kendini koruyabildi, ne de kimse ona yardım edebildi.

(Kasas 81)

Şaban Piriş Meali:

Karun'u da, sarayını da yerin dibine geçirdik. O'na, Allah'a karşı yardım edecek kimse de yoktu. Kendi kendini de kurtaramadı.

(Kasas 81)

Talat Koçyiğit Meali:

Sonunda Karun'u da evini de yerin dibine geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edecek hiçbir yardımcısı yoktu; kendi kendine yardım edebilecek kimselerden de değildi.

(Kasas 81)

Tefhimul Kuran Meali:

Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.

(Kasas 81)

Ümit Şimşek Meali:

Sonra Biz onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık ne Allah'a karşı ona yardım eden bir topluluk vardı, ne de o kendisine yardım edecek haldeydi.

(Kasas 81)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Nihayet, Karun'u da sarayını da yere geçirdik. Allah'a karşı kendisine yardım edecek yandaşları da yoktu. Kendi kendisine yardım edebileceklerden de değildi.

(Kasas 81)