O gençler, mağarada üç yüz sene kaldılar,” dediler. Buna dokuz sene daha eklediler.
Bknz: (18/19)
O gençler, mağarada üç yüz sene kaldılar,” dediler. Buna dokuz sene daha eklediler.
Bknz: (18/19)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Onlar, mağaralarında üç yüz yıl yatıp kaldılar ve bu yıllara dokuz yıl daha kattılar.
(Kehf 25)Onlar mağaralarında üç yüz yıl kalmışlar ve dokuz (yıl) daha ilave edip katmışlardı.
(Kehf 25)Bir kısım insanlar: Onların mağarada üçyüz yıl kaldığını ileri sürüyor ve kimileri de bu sayıya, dokuz yıl daha ekliyorlar.
(Kehf 25)Onlar,mağaralarında üçyüz yıl kadar kaldılar ve dokuz yıl da buna ilave etmişlerdir
(Kehf 25)Onlar mağaralarında güneş yılı ile üç yüz yıl kaldılar. Ay yılıyla buna dokuz yıl daha ilâve ederek üç yüz dokuz yıl olarak hesap ettiler.
(Kehf 25)Onlar, mağaralarında üç yüz sene kaldılar ve buna dokuz yıl daha kattılar.
(Kehf 25)"Büyük mağaralarında, üç yüz yıl kaldılar!" dediler; dokuz daha eklediler.[227]
227)"Üç yüz yıl kaldılar; dokuz daha eklediler." anlatımı, kalış süresinin güneş ve ay yılı olarak iki ayrı hesapla bildirildiği biçiminde yorumlanabilir. Çünkü 300 güneş yılı, 309 ay yılına denktir. Diğer bir söyleyişle, dünyanın güneş çevresinde dönüş süresini bir yıl olarak kabul eden Miladi takvime göre bir yıl 365 gündür. Ayın dünya çevresinde dönüş süresini bir yıl olarak kabul eden Hicri takvime göre ise bir yıl 354 gündür. Miladi ve Hicri tarihler arasında her yıl için oluşan on bir günlük bu başkalık, üç yüz yılda dokuz yıllık bir başkalık oluşturur. Kur’an’ın, sayısal bir örgü düzeniyle korunduğunu savlayan araştırmacılara göre, bu anlatım biçimi, sayısal örgüyü oluşturan Kur’an’daki harf sayılarıyla ilişkilidir.
Onlar, mağaralarında (güneş yılı hesabıyla) üçyüz yıl kaldılar; (ay yılını esas alanlar ise), buna dokuz yıl eklediler.
(Kehf 25)Onlar mağaralarında üç yüzyıl ve buna ilaveten dokuz yıl kalmışlardır.
(Kehf 25)Diyesin ki: «Allah iyi bilir ne kadar kaldıklarını, yalnız O bilir göklerde, yerde görünmiyeni, O hem iyi görür, hem de iyi işitir, O'ndan başka onların dostu da yoktur; hükmünde kimseyi ortak eylemez!
(Kehf 25)25,26. (Bazıları) onların mağaralarında üç yüz yıl kaldı(ğını) söyledi, bazıları da buna dokuz yıl daha ilâve etti. De ki: “Onların (orada) ne kadar kaldığını en iyi Allah bilir. Göklerin ve yerin gizli gerçekleri (yalnızca) O'nun elindedir. O ne güzel görür, ne güzel işitir! Onların O'ndan başka koruyucusu, kayırıcısı yoktur. O egemenliğine hiç kimseyi ortak etmez!”
(Kehf 25)Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. Buna dokuz daha eklediler.
(Kehf 25)Onlar mağaralarında üç yüzyıl ve buna ilaveten dokuz yıl kalmışlardır. *
(Kehf 25)Onlar, mağaralarında, üç yüz yıl kaldılar ve dokuz yıl ilave ettiler.[1]
1)Bu sayı, tahmin yürütenlere aittir. Zira bir sonraki ayette böyle olduğu anlaşılmaktadır. Böyle tahmin edenlere bir sonraki ayette cevap verilmektedir.
Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz (yıl) daha kattılar.
(Kehf 25)(22-25) “Onlar, üç kişidir, dördüncüleri köpekleridir” diyecekler, Onlar, ıssız alanı taşlamak olarak [isabetsiz, dayanaksız, kafadan atma olarak], “Beş kişidir, altıncıları köpekleridir” diyecekler, “Onlar, yedi kişidir; sekizincisi köpekleridir” ve onlar, “Onlar, onların o büyük mağaralarında üçyüz yıl kaldılar” derler. Ve dokuza arttırdılar. De ki: “Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir.” Onları ancak pek az kimse bilir. Bu sebeple onlar hakkında ortada olan şeyden başkası ile bir münakaşaya girişme ve bunlar hakkında onlardan kimseye de bir şey sorma! Ve hiçbir şey için, “Allah'ın dilemesi dışında, şüphesiz ben yarın onu yapacağım” deme. Ve terk ettiğin vakit Allah'ı an ve “Umarım Rabbim beni, doğruya bundan daha yakın olana eriştirir” de!
(Kehf 25)Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz yıl arttırdılar.
(Kehf 25)Onlar,mağaralarında üçyüz yıl kadar kaldılar ve dokuz yıl da buna ilave etmişlerdir
(Kehf 25)Onlar mağaralarında üç yüz sene eğleşdiler. (Buna) dokuz (yıl) daha katdılar.
(Kehf 25)Ve (onlar) mağaralarında üç yüz sene kaldılar, dokuz (sene) de ziyâde ettiler.(3)*
(Kehf 25)Bir de "Dağdaki geniş mağaralarında üç yüz sene kaldılar, dokuz [sene] artırdılar." [dediler]¹
(Kehf 25)(Sonra yine) İnsanlar “Onlar mağaralarında üç yüz dokuz sene kaldılar” dediler.
(Kehf 25)Onlar inlerinde üç yüz, kamerî olarak üç yüz dokuz yıl kaldılar.
(Kehf 25)Yukarıda, yirmi ikinci ayette sözü edilen ve kıssanın masalımsı yönüyle ilgilenen o câhiller, Mağara Arkadaşları hakkında, “Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar.” dediler. Diğer bazıları da, buna dokuz yıl daha ilâve ettiler. Bundan daha uzun veya daha kısa bir süre kaldıklarını iddia edenler de oldu. Oysa bu konuda hiçbir bilgiye sahip değillerdi. Üstelik, onların mağarada kaç yıl kaldığını bilmek, bu kıssada verilmek istenen mesaja herhangi bir katkı sağlayacak da değildi.
(Kehf 25)Fakat onlar mağarada üç yüz yıl kaldılar ve dokuz yıl daha kaldılar.
(Kehf 25)(Bazıları yine ğayba taş atarak): “Onlar, mağaralarında üç yüz yıl kaldılar.” (dediler, hatta) dokuz yıl da ilave ettiler.
(Kehf 25)Onlar üç yüz senede, mağarada ancak birkaç sene kaldılar ve (üç yüze) dokuz ilave ettiler.
(Kehf 25)Ve (bazıları,) onlar(ın) mağaralarında üçyüz yıl kaldı(ğını ileri sürüyor) ve kimileri de (bu sayıya) dokuz yıl daha ekliyorlar.
(Kehf 25)Onlar mağarada üç yüz yıl kaldılar. Buna dokuz yıl daha eklediler.
(Kehf 25)Bknz: (18/19)
(Kehf 25)25-27 Bir kısım kimseler o gençlerin mağarada üç yüz yıl kaldıklarını söylerken, bir kısım kimseler de, buna dokuz yıl daha ekleyerek üç yüz dokuz yıl kaldıklarını söylerler. De ki: Onların orada ne kadar uykuda bırakıldıklarını en iyi Allah bilir, çünkü göklerde, yerde ve aralarında olup bitenlerin en doğrusunu yalnızca O bilir. O, size bilmeniz gerekenleri bildirmektedir. Yarattıkları üzerinde hüküm koyma ve koyduğu hükümlerle onları yönetme hakkı yalnızca Allah’a aittir. O, hükümranlığına hiç kimseyi ortak etmez, her şeyin özünü ve en doğrusunu O bilir. O’ndan başka gerçek dost yoktur ve her yaptığı mutlak mükemmeldir. O halde sen Rabbinin kitabı ile insanları yaratılış sebepleri olan hayat nizamına davet et. Rabbinin bildirdiklerinden başkası ile ilgilenme, onlara ilaveler yapıp, eksiltenlerin tuzaklarına düşme! Rabbinin sözlerini kimse değiştiremez ve O’ndan başka sığınılacak kimse de yoktur.
(Kehf 25)İmdi (kimileri) "Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar" (diye iddia ederlerken), bir (başkaları) da bu sayıya dokuz yıl daha ekledi.
(Kehf 25)(25-26) (Bazıları) onların mağaraların da üç yüz yıl kaldı(ğını) (söyledi, bazıları da) buna dokuz yıl daha ilâve etti. De ki: “Onların (orada) ne kadar kaldığını en iyi Allah bilir. Göklerin ve yerin gizli gerçekleri (yalnızca) O'nun elindedir. O ne güzel görür, ne güzel işitir! Onların O'ndan başka koruyucusu, yoktur. O hükmüne (egemenliğine) hiç kimseyi ortak etmez!”
(Kehf 25)Ve onlar mağaralarında üçyüz sene durdular. Dokuz (sene) de arttırdılar.
(Kehf 25)‘Kimileri’ onların mağaralarında üç yüz yıl durduklarını söylediler. ‘Kimileri buna’ dokuz ‘yıl’ daha eklediler.
(Kehf 25)VE (BAZILARI); onların mağaralarında üç yüz yıl kaldı(ğını ileri sürüyor) ve kimileri de (bu sayıya) dokuz yıl daha ilâve ediyorlar.
(Kehf 25)Kimileri derler ki, «O gençler mağarada üçyüz yıl kaldılar.» Buna dokuz daha eklerler.
(Kehf 25)Mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. Bazıları buna dokuz yıl daha ilave ettiler.
(Kehf 25)Onlar mağaralarında üç yüz sene kaldılar. Buna dokuz sene daha eklediler[1].
1) Üç yüz yıl uyudular, uyandıktan sonra orada dokuz yıl daha kaldılar. Dokuz yıl sonra başka bir yere taşınmış olabilecekleri gibi ölmüş de olabilirler.
Kimi, "Onlar o mağarada üçyüz yıl kaldı" diyor, kimi de buna dokuz yıl daha ekliyor.
(Kehf 25)Onlar, mağarada üç yüz sene kaldılar ve buna dokuz sene daha eklediler.
(Kehf 25)Onlar, mağaralarında üç yüz yıl kalmışlar, dokuz yıl da ilâve etmişlerdir.
(Kehf 25)Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz (yıl) daha kattılar,
(Kehf 25)Yine bazıları, “Onlar mağaralarında üç yüz sene kaldılar” dedi; bazıları da buna dokuz daha ekledi.
(Kehf 25)