18. Kehf Suresi / 48.ayet

Ve insanlar Rablerinin huzuruna sıra sıra getirilecekler. Biz de onlara diyeceğiz ki: “Bakın sizi daha önce nasıl yarattıysak öylece teker teker huzurumuza geldiniz, oysa siz, bizim böyle bir buluşmayı gerçekleştiremeyeceğimizi zannediyordunuz.”

Bknz: (6/94)(34/31)(78/37)»(78/40)

Mustafa Çavdar Meali

Kehf 48 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hepsi de safsaf Rabbine arz edilir, andolsun ki der, önce nasıl yarattıysak sizi öylece geldiniz tapımıza; size muayyen bir zaman tayin etmedik mi sandınız?

(Kehf 48)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ahirette insanlar) Sıra sıra saflar halinde Senin Rabbinin (huzuruna) arz olunacaklardır (ve onlara şöyle buyrulacaktır) : “Andolsun, siz ilk defa yarattığımız gibi (şimdi tekrar diriltilip) Bize gelmiş oldunuz. Fakat siz, Bizim size bir kavuşma-zamanı tespit etmediğimizi sanmıştınız (değil mi?) ”

(Kehf 48)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve saf saf Rablerinin huzuruna çıkarıldıklarında, Rableri onlara şöyle diyecek: “İşte sizi ilk kez yarattığımız günkü gibi, bütünüyle yapayalnız ve boyun eğmiş olarak huzurumuza geldiniz. Oysa siz, size verdiğimiz sözü yerine getirecek bir zaman tayin etmediğimizi sanmıştınız değil mi?”

(Kehf 48)

Adem Uğur Meali:

Ve hepsi sıra sıra Rabbinin huzuruna çıkarılmışlardır: Andolsun ki sizi ilk defasında yarattığımız şekilde bize geldiniz. Oysa size vâdedilenlerin tahakkuk edeceği bir zaman tayin etmediğimizi sanmıştınız, değil mi?

(Kehf 48)

Ahmet Hulusi Meali:

Saf saf Rablerine arz olunmuşlardır (inanç mertebelerine göre yer alırlar)! Andolsun ki, sizi ilk yarattığımız gibi (bilinç karışıklığından arınmış, saf şuurlar olarak) bize geldiniz... Belki siz, sizin için böyle bir aşamayı oluşturmayacağımızı sandınız!

(Kehf 48)

Ahmet Tekin Meali:

Hepsi saf halinde, sıra sıra Rabbinin huzuruna çıkarılacaklar. Allah onlara: “Andolsun ki, sizi ilk defasında yarattığımız şekilde bize geldiniz. Oysa size va'dedilenlerin gerçekleşeceği bir zaman tayin etmediğimizi sanmıştınız, değil mi?” buyuracak.*

(Kehf 48)

Ahmet Varol Meali

Saflar halinde Rabbine sunulurlar. "Andolsun, sizi ilk kez yarattığımız gibi bize geldiniz. Hayır, sizin için buluşma vakti belirlemeyeceğimizi sanmıştınız (değil mi)?"

(Kehf 48)

Ali Bulaç Meali:

Onlar senin Rabbine sıra sıra sunulmuşlardır. Andolsun, siz ilk defa yarattığımız gibi bize gelmiş oldunuz. Hayır, bizim size bir kavuşma zamanı tesbit etmediğimizi sanmıştınız değil mi?

(Kehf 48)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlar, saf halinde Rabbine arzedilmişlerdir. (Sonra onlara şöyle denir): Yemin olsun ki, sizi ilk önce yarattığımız gibi (çıplak olarak) bize geldiniz. Fakat, size kıyamet için yaptığımız vaadi yerine getirmiyeceğiz, sanmıştınız; değil mi?

(Kehf 48)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ve sıralanarak, Efendine sunulacaklar. "Gerçek şu ki, sizi ilk kez yarattığımız gibi geldiniz!" "Hayır! Sizin için bir zaman belirlemeyeceğimizi sanmıştınız!"

(Kehf 48)

Ali Ünal Meali:

Hepsi, (dünyada iken hakimiyetini kabul etmek istemedikleri ve Kendisine ortaklar tanıdıkları) Rabbinin huzuruna sıra sıra arz olundu. “İşte, en başta sizi nasıl yaratmışsak, aynen öyle (dünyevî bütün mal, evlât, makam, isim ve statüden soyunmuş olarak) Bize geldiniz. Size böyle bir randevu vermediğimizi iddia ediyordunuz değil mi?

(Kehf 48)

Bahaeddin Sağlam Meali:

O gün sıra sıra olarak Rabbine sunulacaklardır. Rableri onlara: “İşte ilk sefer sizi yarattığımız gibi, yine Biz’e geldiniz. Hâlbuki size hiçbir randevo vermediğimizi sanmıştınız” der.

(Kehf 48)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İnsanlar, sıra sıra Rabblerinin huzuruna çıkarılırlar. Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi bize geldiniz. Fakat, size bir buluşma sözü vermediğimizi sanmıştınız, değil mi?

(Kehf 48)

Bekir Sadak Meali:

Dizi dizi Rabbine sunulduklarinda onlara: «And olsun ki, sizi ilk defa yarattigimiz gibi Bize geldiniz. Sizi bir yere toplamak icin soz vermedigimizi iddia etmistiniz degil mi?» denir.

(Kehf 48)

Besim Atalay Meali:

Sıra sıra sunulurlar Tanrına, «Önce, nice yarattıksa öylecene geldiniz siz katımıza, size karşı sözümüzü yerine getirmez sanırdınız!» denilecek onlara

(Kehf 48)

Celal Yıldırım Meali:

(Hepsi de) saf saf Rabbınıza arzedilmişlerdir. And olsun ki, sizi ilk yarattığımız gibi bize geldiniz. Ama (ne yazık ki) size va'dimizi gerçekleştirecek bir yer ve zaman belirlemediğimizi iddia edip durdunuz.

(Kehf 48)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(O gün) sıralar halinde hepsi Rablerinin huzuruna çıkarılacaklar. Onlara: “Andolsun, sizi ilk önce yarattığımız gibi (şimdi de çırılçıplak olarak, hiçbir şeyiniz olmaksızın) bize geldiniz. Oysa siz, sizin için hesaba çekileceğiniz bir zaman belirlemediğimizi sanmıştınız değil mi” denir.

(Kehf 48)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Dizi dizi Rabbine sunulduklarında onlara: "And olsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi Bize geldiniz. Sizi bir yere toplamak için söz vermediğimizi iddia etmiştiniz değil mi?" denir.

(Kehf 48)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Hepsi saf saf Rabbinin huzuruna çıkarılırlar. Onlara, "Andolsun, sizi ilk önce yarattığımız gibi bize geldiniz. Oysa siz, sizin için hesaba çekileceğiniz bir zaman belirlemediğimizi sanmıştınız" denir.

(Kehf 48)

Diyanet Vakfı Meali:

Ve hepsi sıra sıra Rabbinin huzuruna çıkarılmışlardır: Andolsun ki sizi ilk defasında yarattığımız şekilde bize geldiniz. Oysa size vâdedilenlerin tahakkuk edeceği bir zaman tayin etmediğimizi sanmıştınız, değil mi?  *

(Kehf 48)

Edip Yüksel Meali:

Ve sırayla Rabbine sunulurlar. Bize, ilk başta sizi nasıl yarattıysak öyle gelirsiniz. Oysa, böyle bir buluşmayı gerçekleştirmeyeceğimizi ileri sürüyordunuz.

(Kehf 48)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve hepsi saffolarak Rabbına arz edilmişlerdir, işte buyurur celalim hakkı için ilk def'a yarattığımız gibi bize geldiniz, fakat size hiç bir mev'id yapmıyacağız zuummetmiştiniz değilmi

(Kehf 48)

Elmalılı Yeni Meali:

Hepsi saf saf Rabbine arzedilecekler; (O da şöyle) buyurur: "İşte andolsun ki, ilk önce yarattığımız gibi bize geldiniz; fakat siz va'd ettiğimiz zamanı gerçekleştiremeyeceğimizi sanmıştınız, değil mi?"

(Kehf 48)

Erhan Aktaş Meali:

Saf saf Rabb'ine arz olunacaklar. Ant olsun ki siz, ilk yarattığımız gibi Bize geldiniz. Hayır, size yaptığımız uyarıları, gerçekleştirmeyeceğimizi sanıyordunuz.

(Kehf 48)

Gültekin Onan Meali:

Onlar senin rabbine sıra sıra sunulmuşlardır. Andolsun, siz ilk defa yarattığımız gibi bize gelmiş oldunuz. Hayır, bizim size bir kavuşma zamanı tesbit etmediğimizi sanmıştınız değil mi?

(Kehf 48)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve onlar, saf hâlinde Rabbine yayılmışlardır: “Şüphesiz sizi ilk önce oluşturduğumuz gibi Bize geldiniz. Aslında siz, sizin için buluşma zamanı gerçekleştirmeyeceğimize bâtılca inanıyordunuz.”

(Kehf 48)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Saflar hâlinde Rabbine arz edileceklerdir. Andolsun ki sizi ilk defa (nasıl) yarattıysak, (çıplak, yalnız, sünnetsiz, tüm unvanlardan arınmış, sade bir kul olarak yine) bize öyle geldiniz. (Hayır, öyle değil!) Size bir buluşma zamanı tayin etmediğimizi sanmıştınız.

(Kehf 48)

Harun Yıldırım Meali:

Ve hepsi sıra sıra Rabbinin huzuruna çıkarılmışlardır: Andolsun ki sizi ilk defasında yarattığımız şekilde bize geldiniz. Oysa size vâdedilenlerin tahakkuk edeceği bir zaman tayin etmediğimizi sanmıştınız, değil mi?

(Kehf 48)

Hasan Basri Çantay:

Hepsi saf (lar) haaline Rabbine arz edilmişlerdir. Andolsun ki sizi ilk defa yaratdığımız gibi bize geldiniz. Hayır, size va'dimizi yerine getirecek bir zaman ta'yin etmediğimizi sandınız değil mi?

(Kehf 48)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve (hepsi) sıra sıra Rabbinin huzûruna arz olunmuş (çıkarılmış)lardır. (Onlara:)“And olsun ki, sizi ilk def'a yarattığımız gibi (çıplak ve hiçbir şeye sâhip olmayarak) bize geldiniz. Hayır! Size (söylenenlerin gerçekleşeceği) bir va'd zamânı(nı) aslâ ta'yîn etmediğimizi sanmıştınız, değil mi?” (denir).

(Kehf 48)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Sıra halinde RAB'bine sunuldular, "Elbetteki, sizi ilk defasında yarattığımız gibi, bize gelmiş [bulunuyorsunuz]. Aksine, sizin için söz verilmiş bir zamanı (kıyamet gününü) asla yapmayacağımızı iddia etmiştiniz." [denildi]¹

(Kehf 48)

Hüseyin Atay Meali:

Ve onlar, dizi dizi Rablerine sunulurlar. "Andolsun, sizi ilk defa yaratmış olduğumuz gibi işte Bize geldiniz. Ne var ki, size bir buluşma sözü vermediğimizi sanmıştınız, değil mi?"

(Kehf 48)

İbni Kesir Meali:

Saflar halinde Rabbına sunulduklarında onlara: Andolsun ki; sizi ilk kez yarattığımız gibi Bize geldiniz. Sizi toplamak için bir söz vermediğimizi iddia etmiştiniz değil mi?

(Kehf 48)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sıralar halinde insanlar Rablerinin huzuruna getirilir ve “Sizi ilk yarattığımız gibi, bizim karşımıza geldiniz. Halbuki siz, bizim size vaat ettiğimiz, yeniden diriltmeye gücümüzün yetmeyeceğini zannediyordunuz” denir.

(Kehf 48)

İskender Ali Mihr Meali:

Saf saf Rabbine arz olundular (sunulacaklar). Andolsun ki siz, Bize, ilk yarattığımız gibi geldiniz (geleceksiniz). Hayır, size vaadedileni yapmayacağımız zannında bulundunuz.

(Kehf 48)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlar çalapların önüne dizili olarak gönderilmişlerdir. «Gerçekten, işte ilkin sizi nasıl yarattıksa Bize yine öyle geldiniz. Belki de sizin için gün ayırmıyacağız sandınız.»

(Kehf 48)

Kadri Çelik Meali:

Onlar senin Rabbine sıra sıra sunulurlar. Şüphesiz sizi ilk defa yarattığımız gibi bize gelmiş olursunuz. Hayır, bizim size bir buluşma zamanı tayin etmediğimizi sandınız, değil mi?

(Kehf 48)

Mahmut Kısa Meali:

Böylece, hepsi derecelerine göre bölük bölük Rabb’inin huzuruna çıkarılacaklar. Ve Allah inkârcılara seslenecek: “İşte şimdi yapayalnız, çırılçıplak ve âciz bir şekilde huzurumuza geldiniz, tıpkı sizi ilk başta yarattığımız gibi! Oysa, sizin için böyle bir buluşmayı gerçekleştiremeyeceğimizi ve yaptıklarınızın hesabını vermek üzere asla diriltilmeyeceğinizi iddia ediyordunuz!”

(Kehf 48)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Fert fert, sıralı haller olarak Rablerine sunulmuşlardır onlar. Kasem olsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi Bize geldiniz Eh yani! Size kavuşma zamanını tayin etmedik mi sandınız?

(Kehf 48)

Mehmet Türk Meali:

(O gün;) onların hepsi, sırayla Rabbinin huzuruna çıkarılırlar ve onlara: “(işte sonunda) Bize, sizi ilk defa yarattığımız gibi geldiniz. Oysa siz, bir yere toplamak için Bizim size söz vermediğimizi iddiâ etmiştiniz.” denir.1*

(Kehf 48)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar, Rabbinin huzuruna sıralar halinde takdim edilecekler ve (kendilerine,) “Sizi ilkin yarattığımız gibi Bize geldiniz. Ancak Bizim, sizin için asla belli bir gün tayin etmeyeceğimizi zannetmiştiniz” (denilecek.)

(Kehf 48)

Muhammed Esed Meali:

Ve dizi dizi Rablerinin huzuruna çıkarıldıklarında (Rableri onlara şöyle diyecek:) "İşte, sizi ilk kez yarattığımız günkü gibi (bütünüyle yapayalnız ve boyun eğmiş olarak) huzurumuza geldiniz; oysa, sizin için böyle bir buluşmayı gerçekleştirmeyeceğimizi sanıyordunuz hep!"

(Kehf 48)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Hepsi sıra sıra rabbinin huzuruna çıkarılırlar. Tıpkı ilk yarattığımızda olduğunuz gibi karşımıza çıkmışsınızdır. Oysa benimle hiç karşılaşmayacağınızı sanmıştınız.

(Kehf 48)

Mustafa Çavdar Meali:

Ve insanlar Rablerinin huzuruna sıra sıra getirilecekler. Biz de onlara diyeceğiz ki: “Bakın sizi daha önce nasıl yarattıysak öylece teker teker huzurumuza geldiniz, oysa siz, bizim böyle bir buluşmayı gerçekleştiremeyeceğimizi zannediyordunuz.”

Bknz: (6/94) - (34/31) - (78/37)»(78/40)

(Kehf 48)

Mustafa Çevik Meali:

47-49 Günü gelince dağları yerlerinden söküp yürüteceğiz, yeryüzünü dümdüz, çırılçıplak ve bomboş bırakacağız. İşte O Gün bütün ölmüş insanları da diriltip bir araya toplayacağız ve Rabbinin huzurunda sıraya dizilecekler. Rableri onlara şöyle diyecek: “İşte sizi ilk yarattığımız gibi, bugün de yapayalnız huzurumuza geldiniz fakat dünyada iken çoğunuz huzurumuza çıkıp hesap vereceğinize inanmıyordunuz.” Ve o gün her insanın dünya hayatında yapıp ettiklerinin kayıtlarının tutulduğu amel defterleri ortaya konacak, Allah’ın davetini görmezden gelerek yaşamış olanlar amel defterlerindeki kayıtları görünce, dehşetle “Eyvah! Bu nasıl bir defter, küçük büyük denmemiş, her işimiz ve her sözümüz kayda geçirilmiş.” diyecekler, böylece dünya hayatlarıyla yüzleşecekler. Gerçek şu ki, Rabbiniz kimseye haksızlık edip, sebepsiz yere azap ederek cezalandırmaz.

(Kehf 48)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Sonunda saf halinde Rabbinin huzuruna çıkarıldıklarında: "İşte, nihayet sizi ilk yarattığımız günkü gibi Bize geldiniz; fakat (dünyadayken) sizin için böylesi bir buluşmayı gerçekleştiremeyeceğimizi düşünüyordunuz!" (denilecek).

(Kehf 48)

Osman Okur Meali:

Onlar senin Rabbine sıra sıra sunulmuşlardır. Andolsun, siz ilk defa yarattığımız gibi bize gelmiş oldunuz. Hayır, bizim size bir kavuşma zamanı tespit etmediğimizi sanmıştınız değil mi?

(Kehf 48)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve Rabbine bir saf olarak arzedilmişlerdir. Muhakkak ki siz, kendinizi ilk defa yarattığımız gibi Bize gelmiş oldunuz. Hayır. Siz zû'm etmiş idiniz ki, sizin için hiçbir mev'id tayin etmeyeceğiz.

(Kehf 48)

Ömer Öngüt Meali:

Hepsi saf saf Rabbinin huzuruna arzedilirler. “Andolsun ki sizi ilk defasında yarattığımız şekilde bize geldiniz. Halbuki siz, vâdedilenlerin gerçekleşeceği bir zaman tayin etmediğimizi sanmıştınız. ”

(Kehf 48)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sonra, diziler hâlinde Rabbinizin huzuruna getirilirler. Allah onlara, “Sizi ilkin nasıl yarattıysak şimdi de bize öyle geldiniz. Bir buluşma zamanı olmayacak sanıyordunuz!” der.

(Kehf 48)

Sadık Türkmen Meali:

Hepsi sıra sıra Rabbinin huzuruna sunulmuşlardır. Ant olsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi Bize geldiniz. Oysa siz, sizin için; belli bir hesap zamanı tayin etmeyeceğimizi sanmıştınız.

(Kehf 48)

Seyyid Kutub Meali:

Hepsi sıra sıra Rabb'inin huzuruna çıkarılırlar. Onlara «Tıpkı ilk yarattığımızda olduğunuz gibi şimdi karşımıza çıktınız. Oysa benimle hiç karşılaşmayacağınızı sanmıştınız» denir.

(Kehf 48)

Suat Yıldırım Meali:

Hepsi sıra sıra Rabbinin huzuruna arz olundular. Ve şöyle nida edildi onlara: "İlkin sizi nasıl yarattıksa, aynen o şekilde Biz'e döndünüz. Siz ise, böyle bir buluşma belirlemediğimizi iddia ederdiniz değil mi?"

(Kehf 48)

Süleyman Ateş Meali:

Ve hepsi sıra sıra senin Rabbine sunulmuşlardır: "Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (çırılçıplak, yalnız, malsız, mülksüz) bize geldiniz! Oysa siz, size (yaptıklarınızdan hesap sorulacak) bir zaman tayin etmeyeceğimizi sanmıştınız!"

(Kehf 48)

Süleymaniye Vakfı Meali:

İnsanlar sıralar halinde Rabbinin huzuruna çıkarılırlar. (Onlara denir ki) "Karşımıza, ilk yarattığımız gibi (tek tek) geldiniz. Aslında sizin için buluşma yeri ve zamanı belirlemeyeceğimizi sanmıştınız."

(Kehf 48)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sıra sıra Rablerinin huzuruna çıkarıldıklarında, onlara: "İşte, sizi ilk kez yarattığımız gibi Bize geldiniz. Oysa bu buluşmanın gerçekleşeceğini sanmıyordunuz" denir.

(Kehf 48)

Şaban Piriş Meali:

Saf saf Rablerinin huzuruna arz edilirler. -İlk defa sizi yarattığımız gibi yine bize geldiniz. Oysa sizi toplayacağımıza dair bir söz vermediğimizi iddia etmiştiniz.

(Kehf 48)

Talat Koçyiğit Meali:

Rabbına saf halinde arzolunurlar. (Onlara denir ki:) "ilk defa sizi yarattığımız gibi bize geldiniz. Fakat siz, sizin için böyle bir buluşma zamanı tayin etmeyeceğimizi zannediyordunuz".

(Kehf 48)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlar senin Rabbine sıra sıra sunulmuşlardır. Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi bize gelmiş oldunuz. Hayır, siz, bizim size bir kavuşma zamanı tesbit etmediğimizi sanmıştınız değil mi?

(Kehf 48)

Ümit Şimşek Meali:

Hepsi saf saf Rabbine arz olunur. İlk önce sizi nasıl yarattıysak, öylece huzurumuza gelmişsinizdir. Halbuki size olan vaadimiz için bir zaman belirlemediğimizi sanıyordunuz.

(Kehf 48)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Hepsi, saflar halinde Rabbine arz edilmiştir. Yemin olsun, sizi ilk kez yarattığımız gibi yine bize geldiniz. Ama siz, sizin için hesabın görüleceği bir zaman belirlemeyeceğimizi sanmıştınız.

(Kehf 48)