18. Kehf Suresi / 64.ayet

Musa:
– İşte bizimde aradığımız tam orasıydı, dedi ve geldikleri yere izlerini takip ederek geri döndüler.

Mustafa Çavdar Meali

Kehf 64 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Musa, buydu aradığımız işte dedi ve kendi izlerini izleyerek geri döndüler.

(Kehf 64)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Bu itirafı duyan Hz. Musa) Dedi ki: “Tamam, işte (zaten) aradığımız buydu!” (Çünkü ulaşmaya çalıştıkları Zat’ı, balığın denize kaçtığı yerde bulacakları kendilerine vahyolunmuştu.) Bunun üzerine (kendi) izlerini takip ederek tekrar (dinlendikleri ve balığı unutuverdikleri) yere geri dönüp (araştırmaya başlamışlardı).

(Kehf 64)

Abdullah Parlıyan Meali:

Musa: “Buydu aradığımız işte ya!” dedi. Ve izleri üzerinde, hemen geri döndüler.

(Kehf 64)

Adem Uğur Meali:

Musa: İşte aradığımız o idi, dedi. Hemen izlerinin üzerine geri döndüler.

(Kehf 64)

Ahmet Hulusi Meali:

(Musa) dedi: "İşte aradığımız o ya!"... Böylece izlerinin üzerine, geri döndüler.

(Kehf 64)

Ahmet Tekin Meali:

Mûsâ da: “İşte aradığımız yer orası” dedi. Hemen geldikleri yolu hatırlamaya çalışarak geri döndüler.

(Kehf 64)

Ahmet Varol Meali

(Musa): "İşte bizim aradığımız da buydu" dedi. Böylece izlerini takib ederek geri döndüler.

(Kehf 64)

Ali Bulaç Meali:

(Musa) Dedi ki: "Bizim de aradığımız buydu." Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler.

(Kehf 64)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Mûsa: “- İşte aradığımız bu idi.” dedi. Bunun üzerine izlerine dönüp gerisin geri gittiler.

(Kehf 64)

Ali Rıza Sefa Meali:

"İşte, aradığımız bu!" dedi. Böylece, izlerini takip ederek döndüler.

(Kehf 64)

Ali Ünal Meali:

Musa, “İşte bu idi aradığımız!” dedi. Hemen izleri üzerinde gerisin geriye döndüler,

(Kehf 64)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Musa: “İşte aradığımız bu idi” dedi. Ve izlerini takip ederek geri döndüler.

(Kehf 64)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Musa,"İşte arzu ettiğimiz de buydu" dedi. Hemen geldikleri yoldan izlerini takip ederek geri döndüler.

(Kehf 64)

Bekir Sadak Meali:

Musa: «Istedigimiz zaten buydu» dedi. Hemen geldikleri yoldan izleri uzerinde geri donduler.

(Kehf 64)

Besim Atalay Meali:

Musa dedi: «işte budur bizim istediğimiz», iz kovarak hemen geri dönerler

(Kehf 64)

Celal Yıldırım Meali:

Musa ona: «Aradığımız bu ya» dedi ve izleri üzerine gerisin geri döndüler.

(Kehf 64)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Musa: “İşte bizim de aradığımız buydu” dedi. Bunun üzerine izlerini takip ederek gerisingeri (kayanın yanına) vardılar.

(Kehf 64)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Musa: "İstediğimiz zaten buydu" dedi. Hemen geldikleri yoldan izleri üzerinde geri döndüler.

(Kehf 64)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Musa: "İşte aradığımız bu idi" dedi. Bunun üzerine tekrar izlerini takip ederek gerisingeri döndüler.

(Kehf 64)

Diyanet Vakfı Meali:

Musa: İşte aradığımız o idi, dedi. Hemen izlerinin üzerine geri döndüler.

(Kehf 64)

Edip Yüksel Meali:

(Musa:) 'İşte aradığımız yer orası idi,' dedi ve böylece izleri üzerinde geri döndüler.

(Kehf 64)

Elmalılı Orjinal Meali:

İşte dedi: aradığımız o ya, bunun üzerine izlerini ta'kıb ederek gerisin geri döndüler

(Kehf 64)

Elmalılı Yeni Meali:

Musa da dedi ki: "İşte aradığımız oydu!" Bunun üzerine izlerini takip ederek gerisin geri döndüler;

(Kehf 64)

Erhan Aktaş Meali:

"Hemen oraya dönmeliyiz" dedi. Ve izlerini takip ederek geri döndüler.

(Kehf 64)

Gültekin Onan Meali:

(Musa) Dedi ki: "Bizim de aradığımız buydu." Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler.

(Kehf 64)

Hakkı Yılmaz Meali:

Mûsâ, “İşte bu, aradığımızdı!” dedi. Hemen izlerini takip ederek gerisin geri döndüler.

(Kehf 64)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Demişti ki: “Bu tam da aradığımız şey!” İkisi, izlerini takip ederek gerisin geriye döndüler.

(Kehf 64)

Harun Yıldırım Meali:

Musa: İşte aradığımız o idi, dedi. Hemen izlerinin üzerine geri döndüler.

(Kehf 64)

Hasan Basri Çantay:

(Musa) "İşte, dedi, bizim arayacağımız bu idi". Şimdi izlerinin üzerinde gerisin geri döndüler.

(Kehf 64)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Mûsâ:) “Aradığımız zâten buydu!” dedi. Hemen kendi izlerini ta'kib ederek geri döndüler.

(Kehf 64)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[Musa] "İşte bu, aradığımızdı." dedi. Hemen izlerini sürerek geriye döndüler.

(Kehf 64)

Hüseyin Atay Meali:

"Zaten aradığımız oydu" dedi, hemen izleri üzerine geldikleri gibi geri döndüler.

(Kehf 64)

İbni Kesir Meali:

Musa; zaten istediğimiz buydu, dedi. Hemen izlerinin üstünden gerisin geri döndüler.

(Kehf 64)

İlyas Yorulmaz Meali:

Musa ona “Tamam bizim istediğimizde buydu” dedi ve tekrar izlerini takip ederek, olayı anlata anlata geri döndüler.

(Kehf 64)

İskender Ali Mihr Meali:

(Musa A.S): “Bizim aradığımız şey, işte bu.” dedi. Böylece kendi izlerini takip ederek geri döndüler.

(Kehf 64)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Musa dedi: «İşte bizim aradığımız da bu ya.» Hemen geldikleri yoldan gerisin geriye döndüler.

(Kehf 64)

Kadri Çelik Meali:

(Musa) Dedi ki: “Bizim de aradığımız oydu.” Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler.

(Kehf 64)

Mahmut Kısa Meali:

Mûsâ heyecanla, “Demek aradığımız yer orasıydı!” diye bağırdı ve hemen izlerini takip ederek, gerisin geriye döndüler.

(Kehf 64)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Ha işte aradığımız buydu" dedi Musa. Kendi izleri üzere geri döndüler.

(Kehf 64)

Mehmet Türk Meali:

(Mûsa): “Bizim de aradığımız buydu.” dedi ve hemen ikisi birden izlerini takip ederek geri döndüler.

(Kehf 64)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Musa) dedi ki: “Bizim aradığımız (yer) işte burasıdır.” Sonra ikisi, ayak izlerini takip ederek geri döndüler.

(Kehf 64)

Muhammed Esed Meali:

(Musa heyecanla): "Demek, aradığımız yer orası(ydı)!" diye bağırdı. Ve izleri üzerine hemen geri döndüler.

(Kehf 64)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Musa şöyle söyledi; "İşte aradığımız oydu!" Bunun üzerine izlerini takip ederek gerisin geri döndüler.

(Kehf 64)

Mustafa Çavdar Meali:

Musa: – İşte bizimde aradığımız tam orasıydı, dedi ve geldikleri yere izlerini takip ederek geri döndüler.(Kehf 64)

Mustafa Çevik Meali:

60-70 Vaktiyle Musa, Allah’ın kendisine lütufta bulunup, üstün ilim bahşettiği âlim bir zat ile iki denizin birbirine kavuştuğu yerde buluşmak ve onun bilgisinden istifade etmek amacı ile arkadaşıyla birlikte yola koyulmuş, ömrünün sonuna kadar yürüsem de oraya ulaşacağım demişti. En son dinlenmek için konakladıkları deniz kenarındaki kayalıkların yanında yemek için yanlarında bulundurdukları balıklarını unuttular, zaten balık da denize düşüp gözden kaybolmuştu. Konakladıkları o yerden uzaklaşıp da karınları acıkınca, Musa arkadaşına, “Bu yolculuk bizi epeyce yordu, getir şu balığı da yiyelim.” dedi. Arkadaşı da ona: “Ben balıkla ilgili durumu sana söylemeyi unuttum, hani en son dinlenmek için oturduğumuz kaya var ya, işte orada balık şaşılacak biçimde denize düşüp kayboldu. Bunu sana söylemeyi de galiba şeytan bana unutturdu.” dedi. Bunun üzerine Musa heyecanla, “İşte aradığımız yer, buluşma noktamız orasıydı.” diyerek hemen geldikleri o yöne doğru dönüp yürüdüler, oraya varınca da kendisine katımızdan üstün ilim bahşedip, görevler verdiğimiz kulumuzla karşılaştılar. Musa hemen ona: “Sendeki bilgilerden yararlanmak suretiyle yaşanmakta olanların gerçek mahiyetini öğrenmek ve doğru olanı yapabilmek için yanında olmak, gideceğin yerlere seninle birlikte gitmek istiyorum.” dedi. İlim verdiğimiz o kişi de Musa’ya: “Sen benimle birlikteyken, karşılaşacaklarımıza, olup biteceklere katlanamazsın. İç yüzünü, gerçek mahiyetini bilip anlayamadığın işlere nasıl katlanırsın, sen kendi işine bak.” dedi. Musa da ona: “İnşallah benim sabırlı biri olduğumu göreceksin, senin yaptığın hiçbir işine karışıp, karşı çıkıp, itiraz etmeyeceğim.” dedi. Bunun üzerine ilim verdiğimiz kulumuz da Musa’ya: “Şayet benimle birlikte geleceksen, o halde ben sana yaptığım işin mahiyetini açıklamadıkça bana hiçbir şey sormayacaksın.” dedi.

(Kehf 64)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Musa) dedi ki: "İşte aradığımız da o(rası)ydı ya!" Bunun üzerine hemen geri dönüp kendi izlerini takip ettiler.

(Kehf 64)

Osman Okur Meali:

(Musa) Dedi ki: "Bizim de aradığımız buydu." Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler.

(Kehf 64)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Dedi ki: «İşte bizim aramakta olduğumuz da bu ya.» Hemen izleri üzerine uyarak geri döndüler.

(Kehf 64)

Ömer Öngüt Meali:

Musa: “İşte aradığımız o idi. ” dedi. İzlerinin üzerine hemen geri döndüler.

(Kehf 64)

Ömer Sevinçgül Meali:

Musa, “Biz de bunu arıyorduk ya!” dedi. İzleri üzerine hemen geri döndüler.

(Kehf 64)

Sadık Türkmen Meali:

(Musa): “Aradığımız şey işte buydu!” dedi. Kendi izlerini takip ederek derhal geri döndüler.

(Kehf 64)

Seyyid Kutub Meali:

Musa; «Bizim aradığımız da buydu zaten» dedi. Hemen geldikleri yoldan kendi izlerini sürerek geri döndüler.

(Kehf 64)

Suat Yıldırım Meali:

Musa: "İşte gözleyip durduğumuz da bu idi ya!" dedi. Derhal izlerini takip ederek gerisin geri dönüp kayanın yanına vardılar.

(Kehf 64)

Süleyman Ateş Meali:

(Musa): "İşte aradığımız o idi." dedi. Tekrar izlerini ta'kibederek geriye döndüler, (kayaya vardılar).

(Kehf 64)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Musa: "İşte bizim aradığımız da bu ya" dedi. Hemen geldikleri yoldan gerisin geriye döndüler.

(Kehf 64)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Musa: "İşte bizim aradığımız da buydu" dedi. Geldikleri yoldan hemen geri döndüler.

(Kehf 64)

Şaban Piriş Meali:

Musa: -İşte, aradığımız buydu, dedi. İzleri üzerine gerisin geriye döndüler.

(Kehf 64)

Talat Koçyiğit Meali:

Mûsâ da demişti ki: "Bizim istediğimiz de bu idi". Hemen izlerini takip ederek aynı yoldan geri dönmüşlerdi.

(Kehf 64)

Tefhimul Kuran Meali:

(Musa) Dedi ki: «Bizim de aradığımız buydu.» Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler.

(Kehf 64)

Ümit Şimşek Meali:

Musa “Aradığımız buydu” dedi. Sonra kendi izlerini takip ederek geri döndüler.

(Kehf 64)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Musa: "Arayıp durduğumuz işte o idi." dedi. Bunun üzerine kendi izlerini sürerek gerisingeri döndüler.

(Kehf 64)