18. Kehf Suresi / 65.ayet
Kehf 65 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
Derken kullarımızdan bir kulu buldular ki biz, katımızdan ona rahmet ihsan etmiştik ve katımızdan ilim belletmiştik.*
(Kehf 65)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
(Derken) Kullarımızdan bir (seçkin ve erişkin) kul buldular ki, Biz ona katımızdan (üstün bir) rahmet (nimet ve fazilet) vermiştik ve Kendi tarafımızdan (çok özel) bir ilim (gayb ve kader bilgisi: İlmi Ledün) öğretmiştik. (Hadis-i Şeriflerde bu Zat’ın Hz. Hızır olduğu anlatılmaktadır.)
(Kehf 65)Abdullah Parlıyan Meali:
Ve orada kullarımızdan bir kul buldular ki, biz katımızdan O'na rahmet verip, özel bilgiyle donatmıştık O'nu.
(Kehf 65)Adem Uğur Meali:
Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet (vahiy ve peygamberlik) vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)Ahmet Hulusi Meali:
Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz Ona indimizden (Hakikatini yaşatan) bir rahmet vermiş ve yine Onda ledünnümüzden (Tecelli-i sıfat olarak tahakkuk etme {mardiye} şuuru) ilim açığa çıkarmıştık.
(Kehf 65)Ahmet Tekin Meali:
Orada, dindar, ahlâklı, hayırhasenat sahibi mü'min, salih kullarımızdan birini buldular. Nezdimizden ona rahmet, peygamberlik vermiştik. Yüce katımızdan kendisine ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)Ahmet Varol Meali
Derken kullarımızdan kendisine katımızdan bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan bir ilim öğrettiğimiz bir kulumuzu buldular.
(Kehf 65)Ali Bulaç Meali:
Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular.
(Kehf 65)Ali Fikri Yavuz Meali:
Nihayet kullarımızdan bir kul (olan Hızır'ı) buldular ki, biz ona, katımızdan bir vahy vermiş ve tarafımızdan (gayblara dair özel) bir ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)Ali Rıza Sefa Meali:
Sonunda, Kendi katımızdan Ona bir rahmet verdiğimiz ve bilgimizden öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul buldular.[231]
231)Bu suredeki 18:65-82 arasındaki on sekiz ayette, Musa peygamberle birlikte yaptığı yolculuk anlatılan kişi, Kur'an'da ismi belirtilmeden "Kendi katımızdan rahmet verdiğimiz ve bilgimizden öğrettiğimiz bir kul" olarak bildirilir. Söylence meraklıları, bu kişiyi Hızır ismiyle tanıtmışlar, üstelik kimi çevirilerde Hızır ismini ayetlere bile yazmışlardır. Bu yüzden Kur'an'da ismi geçen bir kişi olduğu sanılan Hızır, aslında Arap söylencelerinde sanal bir kişilik olup, değişik isimlerle İran, Mezopotamya, Ortadoğu, Yunan ve Türk söylencelerinde de yer almıştır. Sanal kişilik Hızır'ın, Kur'an'daki öyküyle hiçbir ilgisi yoktur. Tevrat, Zebur ve İncil ayetlerinde de Kur'an'da anlatılan bu öyküyü anımsatan bir konu geçmez.
Ali Ünal Meali:
Kayanın yanına vardıklarında seçkin kullarımızdan öyle has bir kul buldular ki, O’na katımızdan hususî bir nimet bahşetmiş ve nezdimizden Rabbanî bir ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)Bahaeddin Sağlam Meali:
Kendi katımızdan bir rahmet verdiğimiz ve kendimizden ilim öğrettiğimiz, ibadımızdan bir abdi (kulu) buldular.
(Kehf 65)Bayraktar Bayraklı Meali:
Orada katımızdan kendisine rahmet verdiğimiz ve yine katımızdan kendisine ilim öğrettiğimiz kullarımızdan birini buldular.
(Kehf 65)Bekir Sadak Meali:
Bu arada ikisi katimizdan kendisine bir rahmet verdigimiz ve kendisine ilim ogrettigimiz kullarimizdan birini buldular.
(Kehf 65)Besim Atalay Meali:
Katımızdan kendisine rahmet verdiğimiz, kendi yanımızdan, bilgi öğrettiğimiz kullarımız içinden birisini buldular
(Kehf 65)Celal Yıldırım Meali:
Böylece onlar kendisine yanımızdan bir rahmet verdiğimiz ve katımızdan bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul buldular.
(Kehf 65)Cemal Külünkoğlu Meali:
Orada kendisine tarafımızdan rahmet sunduğumuz ve katımızdan dolaysız biçimde ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu (Hızır'ı) buldular.
(Kehf 65)Diyanet İşleri Eski Meali:
Bu arada ikisi katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve kendisine ilim öğrettiğimiz kullarımızdan birini buldular.
(Kehf 65)Diyanet İşleri Yeni Meali:
Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)Diyanet Vakfı Meali:
Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet (vahiy ve peygamberlik) vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)Edip Yüksel Meali:
Katımızdan kendisine rahmet verdiğimiz ve bilgimizden öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular.
(Kehf 65)Elmalılı Orjinal Meali:
Derken kullarımızdan bir kul buldular ki biz ona nezdimizden bir rahmet vermiş ve ledünnimizden bir ılim öğretmiştik
(Kehf 65)Elmalılı Yeni Meali:
derken kullarımızdan bir kul buldular ki, Biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)Erhan Aktaş Meali:
Derken katımızdan, kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan[1] bir ilim öğrettiğimiz[1] Bizim kullarımızdan bir kul[2] buldular.
1)"Ledun" sözcüğü, kimi dünya dinlerinde gnosis (gizli, özel bilgi, sır) olarak tanımlanan biçimiyle "tasavvuf dininde" de bilgi türü olarak, "ilm-i ledun" olarak yer almaktadır. İlm-i ledun; "hiçbir çaba olmaksızın, Allah'ın, kimilerinin kalbine doğrudan bilgi yüklemesi" olarak tanımlanmaktadır. Oysaki "ledun" sözcüğü Kur'an'ın onlarca ayetinde(Bu surenin 76. ayetinde de var.) olduğu gibi, bu ayette de "mekan zarfı" olarak; tarafında, yanında, katında anlamlarına gelmektedir.
2)Çeşitli kaynaklara dayanılarak "Hızır" olarak adlandırılan "bir kul"un kim olduğu bilgisi Kur'an'da yer almamaktadır. Hızır sözcüğü Kur'an'da yer almadığı halde, "kullarımızdan bir kul"u, Kur'an dışı geleneksel anlayış, Kur'an dışı inançların etkisinde kalarak "Hızır" olarak anmaktadır.
Gültekin Onan Meali:
Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular.
(Kehf 65)Hakkı Yılmaz Meali:
Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, Biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan bir bilgi öğretmiştik.
(Kehf 65)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
(Orada) kullarımızdan bir kul buldular. Ona kendi katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)Harun Yıldırım Meali:
Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet (vahiy ve peygamberlik) vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)Hasan Basri Çantay:
Derken kullarımızdan (öyle) bir kul buldular ki biz ona tarafımızdan bir rahmet vermiş, kendisine nezdimizden (haas) bir ilim öğretmişdik.
(Kehf 65)Hayrat Neşriyat Meali:
Derken ikisi, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu (Hızır'ı) buldular.(1)*
(Kehf 65)Hubeyb Öndeş Meali: /
Ardından o ikisi, kullarımızdan olan, kendisine katımızdan bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan bir bilgi öğrettiğimiz bir kul buldular.
(Kehf 65)Hüseyin Atay Meali:
Orada, katımızdan kendisine rahmet verdiğimiz ve yine katımızdan kendisine ilim öğrettiğimiz kullarımızdan birini buldular.
(Kehf 65)İbni Kesir Meali:
Derken kullarımızdan bir kul buldular ki Biz, ona; katımızdan bir rahmet vermiş ve kendisine nezdimizden bir ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)İlyas Yorulmaz Meali:
Kendisine katımızdan bir rahmet ve ilim verdiğimiz kulumuzu buldular.
(Kehf 65)İskender Ali Mihr Meali:
Böylece katımızdan, kendisine rahmet verdiğimiz ve ledun (gizli) ilmimizden öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul buldular.
(Kehf 65)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
O aralık kullarımızdan öyle birini buldular ki, Biz ona kendi esirgeyiciliğimizi eriştirdik, hem de kendi katımızdan bir bilim de öğrettik.
(Kehf 65)Kadri Çelik Meali:
Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular.
(Kehf 65)Mahmut Kısa Meali:
Ve o kayanın yanı başında, Peygamber olan Hızır adında bir kulumuzla karşılaştılar ki, Biz ona katımızdan engin bir lütuf ve rahmet bahşetmiş ve yine katımızdan, onu evrenin bilinmezliklerine ve ilâhî takdire dâir, her Peygamberin sahip olmadığı bazı özel bilgilerle donatmıştık.
(Kehf 65)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
Fark ettiler orada ki, bir kul buldular. Biz ona katımızdan rahmet vermişizdir. Kendisine bir ilim öğrettiğimiz kulumuzdur o. Öyle ki, özel bilgiye sahipti.
(Kehf 65)Mehmet Türk Meali:
Derken (oraya varınca,) kendisine katımızdan bir rahmet ve tarafımızdan bir ilim1 öğrettiğimiz kullarımızdan2 bir kulu buldular.*
(Kehf 65)Muhammed Celal Şems Meali:
Onlar (orada seçkin) kullarımızdan, kendisine tarafımızdan rahmet verdiğimiz ve Katımızdan ilim ihsan ettiğimiz, yüce bir kulu buldular.
(Kehf 65)Muhammed Esed Meali:
Ve orada kendisine katımızdan üstün bir bağışta bulunarak (özel) bir bilgiyle donattığımız kullarımızdan birine rastladılar.
(Kehf 65)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
Orada kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan yüksek bir bilgi öğretmiştik.
(Kehf 65)Mustafa Çavdar Meali:
Derken orada kendisine rahmet/vahiy verdiğimiz ve katımızdan bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan biriyle karşılaştılar. (Kehf 65)Mustafa Çevik Meali:
60-70 Vaktiyle Musa, Allah’ın kendisine lütufta bulunup, üstün ilim bahşettiği âlim bir zat ile iki denizin birbirine kavuştuğu yerde buluşmak ve onun bilgisinden istifade etmek amacı ile arkadaşıyla birlikte yola koyulmuş, ömrünün sonuna kadar yürüsem de oraya ulaşacağım demişti. En son dinlenmek için konakladıkları deniz kenarındaki kayalıkların yanında yemek için yanlarında bulundurdukları balıklarını unuttular, zaten balık da denize düşüp gözden kaybolmuştu. Konakladıkları o yerden uzaklaşıp da karınları acıkınca, Musa arkadaşına, “Bu yolculuk bizi epeyce yordu, getir şu balığı da yiyelim.” dedi. Arkadaşı da ona: “Ben balıkla ilgili durumu sana söylemeyi unuttum, hani en son dinlenmek için oturduğumuz kaya var ya, işte orada balık şaşılacak biçimde denize düşüp kayboldu. Bunu sana söylemeyi de galiba şeytan bana unutturdu.” dedi. Bunun üzerine Musa heyecanla, “İşte aradığımız yer, buluşma noktamız orasıydı.” diyerek hemen geldikleri o yöne doğru dönüp yürüdüler, oraya varınca da kendisine katımızdan üstün ilim bahşedip, görevler verdiğimiz kulumuzla karşılaştılar. Musa hemen ona: “Sendeki bilgilerden yararlanmak suretiyle yaşanmakta olanların gerçek mahiyetini öğrenmek ve doğru olanı yapabilmek için yanında olmak, gideceğin yerlere seninle birlikte gitmek istiyorum.” dedi. İlim verdiğimiz o kişi de Musa’ya: “Sen benimle birlikteyken, karşılaşacaklarımıza, olup biteceklere katlanamazsın. İç yüzünü, gerçek mahiyetini bilip anlayamadığın işlere nasıl katlanırsın, sen kendi işine bak.” dedi. Musa da ona: “İnşallah benim sabırlı biri olduğumu göreceksin, senin yaptığın hiçbir işine karışıp, karşı çıkıp, itiraz etmeyeceğim.” dedi. Bunun üzerine ilim verdiğimiz kulumuz da Musa’ya: “Şayet benimle birlikte geleceksen, o halde ben sana yaptığım işin mahiyetini açıklamadıkça bana hiçbir şey sormayacaksın.” dedi.
(Kehf 65)Mustafa İslamoğlu Meali:
Sonunda orada, kendisine katımızdan bir rahmete nail kılarak (ilmimizden) bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan birini buldular.
(Kehf 65)Osman Okur Meali:
Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular.
(Kehf 65)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, ona kendi indimizden bir rahmet vermiştik. Ve ona nezdimizden bir ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)Ömer Öngüt Meali:
Derken kendisine nezdimizden bir rahmet verdiğimiz, tarafımızdan has bir ilim öğrettiğimiz bir kulumuzu (Hızır'ı) buldular.
(Kehf 65)Ömer Sevinçgül Meali:
Derken, ‘orada’ bir kulumuzu buldular. Ona katımızdan bir rahmet vermiş, ilim belletmiştik.
(Kehf 65)Sadık Türkmen Meali:
ORADA kullarımızdan bir kul buldular; kendisine katımızdan bir rahmet ve tarafımızdan ona bir ilim öğretmiştik/emir vermiştik.
(Kehf 65)Seyyid Kutub Meali:
Orada kendisine tarafımızdan rahmet sunduğumuz ve katımızdan dolaysız biçimde ilim öğrettiğimiz bir kulumuzu buldular.
(Kehf 65)Suat Yıldırım Meali:
Orada bizim seçkin kullarımızdan öyle bir has kulumuzu buldular ki Biz ona lütfedip, nezdimizden rabbani bir ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)Süleyman Ateş Meali:
(Orada) Kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiştik ve ona katımızdan bir ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)Süleymaniye Vakfı Meali:
Sonra kullarımızdan bir kulu buldular. Ona katımızdan bir ilim öğreterek ikramda bulunmuştuk.
(Kehf 65)Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
Orada, kendisine bağışta bulunduğumuz ve katımızdan bir ilimle donattığımız bir kulumuza rastladılar.
(Kehf 65)Şaban Piriş Meali:
Orada, kendisine esenlik verip, katımızdan bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul buldular.
(Kehf 65)Talat Koçyiğit Meali:
Orada, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan birini bulmuşlardı.
(Kehf 65)Tefhimul Kuran Meali:
Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular.
(Kehf 65)Ümit Şimşek Meali:
Orada kullarımızdan bir kul buldular ki, katımızdan ona bir rahmet vermiş, tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)Yaşar Nuri Öztürk Meali
Orada, kullarımızdan öyle bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, lütfumuzdan bir ilim öğretmiştik.
(Kehf 65)