18. Kehf Suresi / 92.ayet

Sonra başka bir yola daha koyuldu.

Mustafa Çavdar Meali

Kehf 92 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sonra gene bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Sonra bir yol (daha) tuttu.

(Kehf 92)

Abdullah Parlıyan Meali:

Zülkarneyn yine bir yol daha tuttu.

(Kehf 92)

Adem Uğur Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Ahmet Hulusi Meali:

Sonra (Zül-Karneyn) bir yolu daha kullandı.

(Kehf 92)

Ahmet Tekin Meali:

Sonra yine doğru sebep ve vesilelere, meşrû araçlara başvurarak bir hedefe daha yöneldi.

(Kehf 92)

Ahmet Varol Meali

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Ali Bulaç Meali:

Sonra bir yol (daha) tuttu.

(Kehf 92)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Sonra da (güneyden kuzeye doğru üçüncü) bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonra, yine bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Ali Ünal Meali:

Zülkarneyn, bunun da ardından, gerekli imkânlarla donanmış olarak yeni bir sefere çıktı.

(Kehf 92)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Sonra yine bir sebebin ardına düştü.

(Kehf 92)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sonra yine bir yol tutup gitti.

(Kehf 92)

Bekir Sadak Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Besim Atalay Meali:

Sonra, başka bir yol tuttu

(Kehf 92)

Celal Yıldırım Meali:

Sonra o başka bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Cemal Külünkoğlu Meali:

92,93. Arkasından yine bir sebebe sarılarak yola koyuldu. Sonunda iki dağ arasına varınca setlerin eteğinde neredeyse hiç söz anlamayan (dil bilmeyen) bir topluluk buldu.

(Kehf 92)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Diyanet Vakfı Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Edip Yüksel Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Elmalılı Orjinal Meali:

Sonra da diğer bir sebebi ta'kıb etti

(Kehf 92)

Elmalılı Yeni Meali:

Sonra da başka bir sebebi takip etti.

(Kehf 92)

Erhan Aktaş Meali:

Sonra bir sebebe tabi oldu.

(Kehf 92)

Gültekin Onan Meali:

Sonra bir yol (daha) tuttu.

(Kehf 92)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonra iki çağ sahibi, bir sebebe uydu.

(Kehf 92)

Harun Yıldırım Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Hasan Basri Çantay:

Sonra yine bir yol tutdu.

(Kehf 92)

Hayrat Neşriyat Meali:

Sonra bir sebeb (bir yol daha) tuttu.

(Kehf 92)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Sonra bir sebebe [vasıtaya/araca] uydu.

(Kehf 92)

Hüseyin Atay Meali:

Sonra bir yol tuttu.

(Kehf 92)

İbni Kesir Meali:

Sonra da bir yol tuttu.

(Kehf 92)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sonra yine bir sebepten dolayı yola çıktı.

(Kehf 92)

İskender Ali Mihr Meali:

Sonra (başka) bir sebebe tâbî oldu (yola koyuldu).

(Kehf 92)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sonra o yine başka bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Kadri Çelik Meali:

Sonra (yine) bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Mahmut Kısa Meali:

Derken, buradan ayrıldı. Bir yol daha tuttu.

(Kehf 92)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Farklı bir yol daha tuttu gitti sonra. Ta ki iki set arasına ulaştı

(Kehf 92)

Mehmet Türk Meali:

O, (yine) bir sebebe sarıldı.

(Kehf 92)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sonra o, (yine) bir yolu takip etti.

(Kehf 92)

Muhammed Esed Meali:

Ve o (böylece, doğru bir amaca ulaşmak için) bir kere daha, doğru aracı seçmiş oldu.

(Kehf 92)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Mustafa Çavdar Meali:

Sonra başka bir yola daha koyuldu.(Kehf 92)

Mustafa Çevik Meali:

89-92 Bir süre sonra Zülkarneyn oradan ayrılıp yeni bir görev için güneşin doğduğu yöne doğru ulaşabildiği en son yere ulaştı, oraya varınca da güneşin üzerlerinden hiç eksik olmadığı, aylarca güneş gören bir halk ile karşılaştı. İşte Biz Zülkarneyn’e buralara ve böylesi toplumlara ulaşabilecek kadar ilim, güç ve imkân vermiştik. Şüphesiz ona bahşettiklerimizin sınırını ve neler olduğunu da Biz biliriz.

(Kehf 92)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Yeniden kendisini (amacına) ulaştıracak bir araca başvurdu.

(Kehf 92)

Osman Okur Meali:

Sonra bir yol (daha) tuttu.

(Kehf 92)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Sonra diğer bir yolu takibe başladı.

(Kehf 92)

Ömer Öngüt Meali:

Sonra yine bir yol tutup gitti.

(Kehf 92)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sonra, bir sebebe daha uydu.

(Kehf 92)

Sadık Türkmen Meali:

SONRA yine bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Seyyid Kutub Meali:

Arkasından yine bir sebebe sarılarak yola koyuldu.

(Kehf 92)

Suat Yıldırım Meali:

Sonra o başka bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Süleyman Ateş Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sonra yine başka bir yol tuttu.

(Kehf 92)

Şaban Piriş Meali:

Sonra yoluna devam etti.

(Kehf 92)

Talat Koçyiğit Meali:

Sonra bir yol daha tutmuştu.

(Kehf 92)

Tefhimul Kuran Meali:

(92-93) Sonra (yine) bir yol tuttu. Nihayet iki dağ arasına ulaştığı zaman orada hiç söz anlamayan bir kavim buldu.

(Kehf 92)

Ümit Şimşek Meali:

Sonra yine bir sebebi izledi.

(Kehf 92)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sonra yine bir sebebi izledi.

(Kehf 92)