5. Maide Suresi / 118.ayet

“Eğer onlara azap edersen, onlar şüphesiz senin kullarındır. Şayet onları bağışlarsan, şüphesiz üstün ve yüce olan ve her şeyi yerli yerince yapan sensin.”

Mustafa Çavdar Meali

Maide 118 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Onlara azap edersen şüphe yok ki onlar, senin kullarındır ve eğer yarlıgarsan şüphe yok ki sensin üstün olan, hüküm ve hikmet sahibi bulunan.

(Maide 118)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ya Rabbi!) “Eğer onları azaplandırırsan, şüphesiz onlar Senin kullarındır (her türlü takdir ve tasarruf Senin hakkındır) ; eğer onları (cehalet ve gafletleri dolayısıyla) bağışlarsan, şüphesiz Azîz olan, Hakîm olan Sen'sin Sen (Allah’ım).”

(Maide 118)

Abdullah Parlıyan Meali:

Şayet onları azaba çarptırırsan, şüphesiz onlar senin kullarındır. Ve eğer onları bağışlarsan, doğrusu sen çok güçlü ve üstün olansın. Yaptığın herşeyi yerli yerince yapansın.”

(Maide 118)

Adem Uğur Meali:

Eğer kendilerine azap edersen şüphesiz onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın). Eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin" dedi.

(Maide 118)

Ahmet Hulusi Meali:

"Eğer onları azaplandırırsan, elbette onlar senin kullarındır! Eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sensin Aziyz, Hakiym olan, sen!"

(Maide 118)

Ahmet Tekin Meali:

“Eğer onlara ceza verirsen, onlar Senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan Sen, sadece Sen, kudretli, hikmet sahibi ve hükümransın."*

(Maide 118)

Ahmet Varol Meali

Eğer onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Şayet kendilerini bağışlarsan, şüphe yok ki sen yücesin, hakimsin."

(Maide 118)

Ali Bulaç Meali:

Eğer onları azablandırırsan, şüphesiz onlar Senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz aziz olan, hakim olan Sen'sin Sen."

(Maide 118)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Eğer onlara azab edersen, şüphe yok ki, onlar senin kullarındır; ve eğer kendilerini bağışlarsan yine şüphe yok ki, sen, mutlak galibsin ve hükmünde hikmet sahibisin” der.

(Maide 118)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Onları cezalandırırsan, kuşkusuz, onlar, Senin kullarındır. Onları bağışlarsan, kuşkusuz, Sen, Üstünsün; Bilgelik ve Adaletle Yönetensin!"

(Maide 118)

Ali Ünal Meali:

“Eğer onlara azap edersen, ne diyeyim onlar Sen’in kulların. Eğer onları bağışlayacak olursan, yine ne diyeyim, şüphesiz ki Sen, Azîz (izzet ve ululuk sahibi, her işte üstün ve mutlak galip)sin; Hakîm (her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunan) sın.”

(Maide 118)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Eğer onlara azap verirsen, onlar Sen’in kullarındır. Eğer affedersen, şüphesiz affetme gücü ve hikmeti Sen’de vardır.

(Maide 118)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Eğer kendilerine azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, şüphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin."

(Maide 118)

Bekir Sadak Meali:

«Onlara azabedersen, dogrusu onlar Senin kullarindir; onlari bagislarsan, Guclu olan, Hakim olan suphesiz ancak Sensin.»

(Maide 118)

Besim Atalay Meali:

Onlara azap edersen, onlar senin kullarındır, bağışlarsan sen emresin, sen bilge

(Maide 118)

Celal Yıldırım Meali:

Eğer onlara azâb edersen, şüphesiz ki onlar senin kullarındır; bağışlarsan, doğrusu sen çok güçlüsün, çok üstünsün, hem de yegâne hikmet sahibisin.

(Maide 118)

Cemal Külünkoğlu Meali:

“Eğer onlara azap edersen, şüphe yok ki, onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın) ve eğer kendilerini bağışlarsan yine şüphe yok ki sen, mutlak galipsin ve hükmünde hikmet sahibisin.”

(Maide 118)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Onlara azabedersen, doğrusu onlar Senin kullarındır; onları bağışlarsan, Güçlü olan, Hakim olan şüphesiz ancak Sensin."

(Maide 118)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Eğer onlara azap edersen, şüphe yok ki onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, yine şüphe yok ki sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.

(Maide 118)

Diyanet Vakfı Meali:

Eğer kendilerine azap edersen şüphesiz onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın). Eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin» dedi.

(Maide 118)

Edip Yüksel Meali:

'Onları cezalandırırsan, onlar senin yaratıklarındır. Onları bağışlarsan, kuşkusuz sen Üstünsün, Bilgesin.'

(Maide 118)

Elmalılı Orjinal Meali:

eğer onlara azab edersen şüphe yok ki senin kullarındırlar ve eğer kendilerine mağfiret kılarsan yine şübhe yok ki sen o aziz, hakimsin

(Maide 118)

Elmalılı Yeni Meali:

"Eğer Sen onlara azap edersen, şüphe yok ki onlar senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan yine şüphe yok ki sen çok güçlü ve hikmet sahibisin."

(Maide 118)

Erhan Aktaş Meali:

Eğer onlara azap edersen onlar Sen'in kullarındır. Ve eğer onları bağışlarsan, Mutlak Üstün Olan ve En İyi Hüküm Veren Sen'sin."

(Maide 118)

Gültekin Onan Meali:

"Eğer onları azablandırırsan, şüphesiz onlar senin kullarındır; eğer onları bağışlarsan, şüphesiz aziz olan, hakim olan sensin, sen."

(Maide 118)

Hakkı Yılmaz Meali:

(116-118) Ve hani Allah demişti ki: “Ey Meryem oğlu Îsâ! Sen mi insanlara: ‘Beni ve annemi, Allah'ın astlarından iki tanrı edinin’ dedin?” Îsâ: “Sen arınıksın, benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemem bana yakışmaz. Eğer ben onu demiş olsam, Sen, bunu kesinlikle bilmiştin. Sen, benim içimde/özümde olanı bilirsin, ben ise Senin zatında olanı bilmem. Şüphesiz Sen; görülmeyeni, duyulmayanı, sezilmeyeni, geçmişi, geleceği en iyi bilenin ta kendisisin! Ben, onlara sadece, Senin bana emrettiklerini; ‘Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin’ dedim. Ve ben, içlerinde olduğum müddetçe onlar üzerine tanıktım. Ne zaman ki Sen, beni vefat ettirdin; geçmişte yaptıklarımı ve yapmam gerekirken yapmadıklarımı bir bir hatırlattırdın/ beni öldürdün, Sen, onları gözetleyenin ta kendisi oldun. Ve şüphesiz Sen, her şeye en iyi tanık olansın. Eğer onlara azap edersen, şüphesiz onlar, senin kullarındır ve eğer onları bağışlarsan, şüphesiz Sen, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olanın, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapanın ta kendisisin” dedi.

(Maide 118)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Onlara azap edecek olursan hiç şüphesiz onlar, senin kullarındır. Şayet onları bağışlarsan şüphesiz ki sen, (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) El-Azîz, (hüküm ve hikmet sahibi olan) El-Hakîm’sin.”

(Maide 118)

Harun Yıldırım Meali:

“Onları azaplandırırsan muhakkak ki onlar senin kullarındır, onları bağışlarsan muhakkak ki sen Aziz’sin, Hakîm’sin.”

(Maide 118)

Hasan Basri Çantay:

"Eğer kendilerine azab edersen şübhe yok ki onlar Senin kullarındır. Eğer onları yarlığarsan mutlak gaalib (ve) yegane hüküm ve hikmet saahibi olan da hakıykaten Sensin Sen".

(Maide 118)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Eğer onlara azâb edersen, artık şübhesiz ki onlar, senin kullarındır. Eğer onlara mağfiret edersen, yine şübhe yok ki Azîz (kudreti dâimâ galib gelen), Hakîm (her işi hikmetli olan) ancak sensin!”

(Maide 118)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Onlara azap edersen [bilirsin ki] kesinlikle onlar senin kullarındır; eğer kendilerini bağışlarsan sen daima üstünsün, hakimsin/hikmetlisin."

(Maide 118)

Hüseyin Atay Meali:

Eğer, onlara azap edersen, doğrusu onlar Senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, doğrusu Sen yücesin, bilgesin.

(Maide 118)

İbni Kesir Meali:

Eğer onlara azab edersen; şüphesiz onlar Senin kullarındır. Şayet bağışlarsan; muhakkak ki Sensin Sen; Aziz, Hakim.

(Maide 118)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Eğer onlara azap edersen, elbetteki onlar senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan muhakkak ki sen çok güçlü olan ve her şeyin hükmünü verensin” dedi.

(Maide 118)

İskender Ali Mihr Meali:

Eğer onlara azap edersen, artık muhakkak ki onlar, Senin kullarındır. Ve eğer onları bağışlarsan, o taktirde muhakkak ki Sen, Sen Azîz'sin (üstünsün) Hakîm'sin (hüküm ve hikmet sahibisin).

(Maide 118)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Eğer onları azaba uğratacak olursan onlar Senin kullarındır da onun için. Eğer onları yarlıgayacak olursan Sen erklisin, doğruyu bildiricisin de onun için.»

(Maide 118)

Kadri Çelik Meali:

“Onlara azap edersen, doğrusu onlar senin kullarındır; onları bağışlarsan, şüphesiz güçlü ve hikmet sahibi olan ancak sensin.”

(Maide 118)

Mahmut Kısa Meali:

“Şâyet onlara azap edersen, şüphesiz onlar, bu cezayı hak etmiş olsalar bile, Senin affına muhtaç âciz kullarındır ve eğer onları bağışlarsan, şüphesiz merhamet ve hikmetinle bunu yapmaya da kadirsin. Zira Sen, sonsuz kudret ve hikmet sahibisin.”

(Maide 118)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Muhtemel ki, Sen onları azaplandırırsan şüphesiz onlar senin kulların. Azaplandırmayıp bağışlarsan eğer, şüphesiz aziz olan ve hakim olan Sensin

(Maide 118)

Mehmet Türk Meali:

“Eğer onlara azap edersen, onlar Senin kullarındır yok eğer onları bağışlarsan, şüphesiz Sen çok güçlüsün, hüküm (ve hikmet) sahibisin.” (diyecek.)

(Maide 118)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Onlara azap edersen, şüphesiz onlar Senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, şüphesiz ancak Sen, her şeyden üstünsün, hikmet sahibisin.”

(Maide 118)

Muhammed Esed Meali:

Şayet onları azaba çarptırırsan şüphesiz onlar Senin kullarındır; ve eğer onları bağışlarsan şüphesiz yalnız Sensin kudret sahibi, hikmet sahibi!"

(Maide 118)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Eğer onları azaba çarptırırsan, onlar senin kullarındır. Şayet günahlarını bağışlarsan elbette ki, sen, gücün ve erdemli bilginin kaynağısın."

(Maide 118)

Mustafa Çavdar Meali:

“Eğer onlara azap edersen, onlar şüphesiz senin kullarındır. Şayet onları bağışlarsan, şüphesiz üstün ve yüce olan ve her şeyi yerli yerince yapan sensin.” (Maide 118)

Mustafa Çevik Meali:

116-118 Allah, Hesap Günü İsa’ya verdiği nimetleri hatırlattıktan sonra, ona şunu soracak: “Ey Meryemoğlu İsa! Sen dünya hayatında insanlara, Allah’la birlikte beni ve annemi de ilah edinin dedin mi?” İsa da bu soruya karşılık şöyle cevap verecek: “Hâşâ Rabbim, hakkım olmayan bir şeyi ben nasıl söylerim! Sen mutlak, yüce ve tek ilahsın! Aksine bir şey söylemiş olsaydım, elbette Sen bunu bilirdin. Sen benim düşündüklerimi, söylediklerimi ve yaptıklarımı da bilirsin ama ben bana bildirdiklerin dışında olanları bilemem. Ben onları Senin bana vahyedip öğrettiklerinle emrinin gereği olarak, yalnız Seni Rab ve ilah edinerek yaratılış sebepleri olan Allah merkezli bir hayatı yaşamaya davet ettim ve ancak böyle yaşanılarak Allah’a kulluk edilebileceğini bildirdim. Onların aralarında yaşadığım sürece yaptıklarını görüyor, biliyor ve şahitlik ediyordum. Sen benim canımı aldıktan sonrasını ben bilmem. Onları görüp gözetleyen, her şeyden haberi olan ve her şeyin aslını bilen yalnız Sensin. Onların neyi hak ettiklerini ve neye layık olduklarını bilen ve karar verecek olan da Sensin. Ey Rabbim! Onlar Senin kulların ve üzerlerinde hak sahibi olan, dilediğini ödüllendirmek, dilediğini cezalandırmak, dilediğini bağışlamak yetkisi yalnız Sana aittir, hüküm, hikmet ve kudret sahibi olan Sensin.”

(Maide 118)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Eğer onlara azab edersen, şüphe yok ki onlar Senin kullarındır; yok eğer onları bağışlarsan, hiç şüphesiz her işinde mükemmel olan tek Sensin, her hükmünde tam isabet eden de yalnız Sen!"

(Maide 118)

Osman Okur Meali:

Onlar şüphesiz senin kullarındır. Onları bağışlamak da, azap etmek de (sana aittir). Şüphesiz sen aziz ve hakimsin (doğru karar verensin).

(Maide 118)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Eğer onları muazzep kılarsan şüphe yok ki, onlar senin kullarındır. Ve eğer onları yarlığarsan yine şüphesiz ki, azîz olan, hakîm olan ancak Sen'sin.»

(Maide 118)

Ömer Öngüt Meali:

“Eğer onlara azap edersen, şüphe yok ki onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, şüphesiz ki sen Azîz'sin, hükmünde hikmet sahibisin. ”

(Maide 118)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Onlara azap edersen, onlar senin kullarındır, onları bağışlarsan, sen üstün gücü olansın, her işini anlamlı gayeler gözeterek yapansın.”

(Maide 118)

Sadık Türkmen Meali:

“Eğer onlara azap edersen, şüphe yok ki onlar Senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, yine şüphe yok ki Sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”

(Maide 118)

Seyyid Kutub Meali:

Eğer onları azaba çarptırırsan, onlar senin kullarındır, eğer günahlarını affedersen kuşku yok ki Sen üstün iradeli ve hikmet sahibisin.

(Maide 118)

Suat Yıldırım Meali:

(116-118) Hem Allah Teala: "Ey Meryem oğlu İsa!" Sen mi insanlara "Beni ve annemi Allah'tan başka iki tanrı edinin" dedin? sorguladığı vakit o şöyle diyecek: "Haşa! Sen şerikden ve her noksandan münezzehsin Ya Rabbi! Hakkım olmayan bir şeyi söylemem doğru olmaz, bana yakışmaz." "Hem söylediysem malumundur elbet. Benim varlığımda olan her şeyi Sen bilirsin, ama ben Sen'in Zatında olanı bilemem. Bütün gaybleri hakkıyla bilen ancak Sen'sin." "Sen ne emrettinse ben onlara, bundan başka bir şey söylemedim. Dediğim hep şu idi: "Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin." "Ya Rabbi! Ben aralarında olduğum müddetçe onları kolladım. Fakat vakta ki Sen beni aralarından tutup aldın, onları görüp denetleyen yalnız Sen kaldın. Sen gerçekten her zaman, her şeye hakkıyla şahitsin. Eğer onları cezalandırırsan, şüphe yok ki onlar Sen'in kullarındır. Onları affedersen, aziz-u hakim (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibi) ancak Sen'sin."

(Maide 118)

Süleyman Ateş Meali:

"Eğer onlara azabedersen, onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın); eğer onları bağışlarsan, şüphesiz sen daima üstünsün, hüküm ve hikmet sahibisin!"

(Maide 118)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Eğer azap edersen onlar senin kullarındır. Ama bağışlarsan üstün olan sen, doğru kararlar veren sensin."

(Maide 118)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Eğer onlara azap edersen, onlar Sen'in kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, kudret ve hikmet sahibi olan ancak Sen'sin" diye cevap vermişti.

(Maide 118)

Şaban Piriş Meali:

Eğer onlara azap edersen, onlar, şüphesiz senin kullarındır. Şayet onları bağışlarsan, şüphesiz sen aziz ve hakimsin.

(Maide 118)

Talat Koçyiğit Meali:

"Eğer onlara azâb edersen, onlar, şüphesiz, senin kullarındır. Yok eğer onları bağışlarsan, elbette gâlib olan, hüküm sahibi olan sensin."

(Maide 118)

Tefhimul Kuran Meali:

Eğer onları azablandırırsan, şüphesiz onlar Senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz aziz olan, hakîm olan da Sen'sin Sen.»

(Maide 118)

Ümit Şimşek Meali:

“Onlara azap edersen, onlar Senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, şüphesiz ki Sen kudreti herşeye üstün olan sonsuz hikmet sahibisin.”

(Maide 118)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Onlara azap edersen, onlar senin kullarındır. Ama onları bağışlarsan hiç kuşkusuz, sen tüm gücün sahibi, tüm hikmetlerin sahibisin."

(Maide 118)