67. Mülk Suresi / 9.ayet

Onlar: -Evet, bize bir uyarıcı gelmişti, fakat biz onu yalancılıkla suçladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik.

Bknz: (6/91)(26/154)

Mustafa Çavdar Meali

Mülk 9 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Evet derler, andolsun ki geldi bize korkutucu da yalanladık onu ve Allah dedik, hiçbir şeyi indirmemiştir; siz ancak, pek büyük bir sapıklığa düşmüşsünüz.

(Mülk 9)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onlar: "Evet" diyecekler, "Bize gerçekten bir uyarıcı geldi (ve Hakka çağırıp bugünleri hatırlattı) . Fakat biz (onları) yalanladık ve (üstelik) : “Allah (sizin vesilenizle) hiçbir şey indirmemiştir, siz sadece büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik" (şeklinde yanıtlayacaklardır).

(Mülk 9)

Abdullah Parlıyan Meali:

Onlar: “Evet” diyecekler. “Aslında bize bir uyarıcı gelmişti ama biz onun söylediklerini yalanladık ve ona Allah vahiy yoluyla hiç birşey indirmiş değildir. Siz kendisini uyarıcı peygamber olarak görenler büyük bir yanılgı içindesiniz dedik.”

(Mülk 9)

Adem Uğur Meali:

Onlar şöyle cevap verirler: Evet, doğrusu bize, (bu azap ile) korkutan bir peygamber gelmişti; fakat biz (onu) yalan saymış ve: Allah'ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa büyük bir sapıklık içindesiniz! demiştik.

(Mülk 9)

Ahmet Hulusi Meali:

(Cehennem ehli de) der ki: "Evet, gerçekten bize bir uyarıcı geldi de biz inanmayıp reddettik! 'Allah hiçbir şey inzal etmemiştir; sizin yaptığınız çok büyük bir sapıklıktır' dedik. "

(Mülk 9)

Ahmet Tekin Meali:

Onlar: “Elbette geldi. Bize sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı geldi. Biz onu yalanladık. Allah'ın amellerimize değer kazandıran dînî-şer'i esaslar indirdiği yok, siz, olsa olsa, büyük bir dalâlet, bir yanılgı içindesiniz demiştik.” derler.

(Mülk 9)

Ahmet Varol Meali

Derler ki: "Evet. Bize bir uyarıcı gelmişti. Ama biz yalanladık ve: "Allah bir şey indirmedi. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz" dedik."

(Mülk 9)

Ali Bulaç Meali:

Onlar: "Evet" derler. "Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve: "Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik."

(Mülk 9)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlar derler ki: “- Evet, doğrusu bize, azab ile korkutan bir peygamber geldi de, biz, O'nu yalanladık ve : Allah hiç bir şey indirmemiştir; siz muhakkak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik.”

(Mülk 9)

Ali Rıza Sefa Meali:

Şöyle diyecekler: "Evet, öyle! Bize uyarıcı gelmişti; yine de biz yalanladık. Üstelik şunu söyledik: ‘Allah, hiçbir şey indirmemiştir. Siz, yalnızca büyük bir sapkınlık içindesiniz!' "

(Mülk 9)

Ali Ünal Meali:

“Evet,” diye cevap verirler, “bize bir uyarıcı gelmesine geldi, fakat biz onu yalanladık ve ‘Allah, (öyle iddia ettiğiniz gibi) bir şey indirmiş değildir; belli ki siz. çok büyük bir sapkınlık içindesiniz.’ dedik.”

(Mülk 9)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Derler: “Evet, geldiler. Fakat onları yalanladık: “Allah hiçbir şey indirmez; siz (ey peygamberlik iddia edenler!) büyük bir sapıklık içindesiniz.” dedik.

(Mülk 9)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onlar şöyle cevap verecekler: "Evet, doğrusu bize uyarıcı bir peygamber gelmişti; fakat biz onu yalanlamış ve 'Allah'ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa, bir sapıklık içindesiniz!' demiştik."

(Mülk 9)

Bekir Sadak Meali:

Onlar: «Evet; dogrusu bize bir uyarici geldi, fakat biz yalanladik ve Allah hicbir sey indirmemistir, siz buyuk bir sapiklik icindesiniz demistik» derler.

(Mülk 9)

Besim Atalay Meali:

«Evet, bize bir peygamber gelmişti, yalanladık onu biz; Allah bir şey göndermedi, sizler ancak, büyük bir sapkınlık içindesiniz!» dedik onlara

(Mülk 9)

Celal Yıldırım Meali:

Onlar da: «Evet bize gerçekten uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah birşey indirmemiştir, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik» diye cevap verirler.

(Mülk 9)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Onlar:) “Evet, gerçekten bize (bu azabı haber veren) bir uyarıcı geldi. Fakat biz (o uyarıcıyı) yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz” dedik. *

(Mülk 9)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Onlar: "Evet; doğrusu bize bir uyarıcı geldi, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz demiştik" derler.

(Mülk 9)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlar da şöyle derler: "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve 'Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' demiştik."

(Mülk 9)

Diyanet Vakfı Meali:

Onlar şöyle cevap verirler: Evet, doğrusu bize, (bu azap ile) korkutan bir peygamber gelmişti; fakat biz (onu) yalan saymış ve: Allah'ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa büyük bir sapıklık içindesiniz! demiştik.

(Mülk 9)

Edip Yüksel Meali:

Onlar da dediler ki, 'Evet, bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz yalanladık ve, 'ALLAH hiçbir şey indirmemiştir. Siz tümüyle sapıtmışsınız,' dedik.'

(Mülk 9)

Elmalılı Orjinal Meali:

Evet, doğrusu bize kocundurucu bir Peygamber (bir nezir) geldi, fakat biz ona inanmadık ve Allah, hiçbir şey indirmedi, siz büyük bir dalal içindesiniz diye tekzib ettik, derler.

(Mülk 9)

Elmalılı Yeni Meali:

Onlar: "Evet, bize gocundurucu (uyarıcı) bir peygamber geldi; ama biz ona inanmadık ve "Allah hiçbir şey indirmedi. Siz büyük sapıklık içindesiniz." diye yalanladık." derler.

(Mülk 9)

Erhan Aktaş Meali:

Onlar, "Evet, bize uyarıcı geldi, fakat biz onu yalanladık. Allah, hiçbir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapkınlık içindesiniz." dedik.

(Mülk 9)

Gültekin Onan Meali:

Onlar: "Evet" derler. "Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve: "Tanrı hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik."

(Mülk 9)

Hakkı Yılmaz Meali:

Onlar derler ki: “Evet, bize uyarıcı geldi de biz yalanladık ve ‘Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ dedik.”

(Mülk 9)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Derler ki: “Evet! Muhakkak ki bize uyarıcı geldi (fakat) biz onu yalanladık ve: ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz yalnızca büyük bir sapıklık içindesiniz.’ dedik.”

(Mülk 9)

Harun Yıldırım Meali:

Onlar: “Evet gerçekten bize bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve: ‘Allah hiç bir şey indirmemiştir. Başka değil, siz sadece büyük bir sapıklık içindesiniz.’ dedik.” diye cevap verirler.

(Mülk 9)

Hasan Basri Çantay:

Onlar "Evet, dediler (derler), gerçek bize, (bu) azab ile korkutan peygamber gelmişdir. Fakat biz (onları) yalan saydık ve Allah hiç birşey indirmemişdir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz dedik".

(Mülk 9)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Onlar) derler ki: “Evet! Gerçekten bize bir korkutucu geldi, fakat biz yalanladık ve(onlara): 'Allah hiçbir şey indirmemiştir; siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz!' dedik.”

(Mülk 9)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Onlar "Tabiki bize bir uyarıcı gelmişti, ardından yalanlamıştık ve "Allah, hiçbir şeyden kısım kısım indirmedi. Siz, ancak apaçık bir kayboluşun içindesiniz!" demiştik." dediler.

(Mülk 9)

Hüseyin Atay Meali:

Onlar "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapkınlık içindesiniz’ demiştik" derler.

(Mülk 9)

İbni Kesir Meali:

Onlar: Evet, doğrusu bize bir uyarıcı geldi, ama biz yalanladık ve: Allah, hiç bir şey indirmemiştir. Siz, büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik, derler.

(Mülk 9)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlarda “Evet. Bize uyarıcılar geldi ve biz onları yalanladık ve onlara, Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak çok büyük bir sapıklık içindesiniz” dedik.

(Mülk 9)

İskender Ali Mihr Meali:

Onlar (cehenneme atılanlar) dediler ki: “Evet, bize nezir gelmişti. Fakat biz onu yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz, dedik.”

(Mülk 9)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Derler: «Evet, gerçi bize uyarıcı geldi. Ancak, biz onu yalancı saydık, Allah hiçbir nesne bildirmiş değildir, siz büyük bir sapkınlık içindesiniz dedik.»

(Mülk 9)

Kadri Çelik Meali:

Onlar, “Evet” derler. “Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve, “Allah hiç bir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapıklık içindesiniz” dedik.”

(Mülk 9)

Mahmut Kısa Meali:

Buna karşılık zâlimler, “Elbette!” diyecekler “Bize uyarıcı gelmişti fakat biz ‘Allah vahiy nâmına hiçbir şey göndermiş değildir! Evet, Allah’ı kabul ederiz fakat işi yok bizim yeme içmemizle, basit hayatımızla mı uğraşacak? O bizleri tamamen serbest bırakmıştır, hayatımıza karışmaz; siz büyük bir sapıklık içindesiniz!’ diyerek onların getirdiği gerçeği yalanlamıştık.”

(Mülk 9)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Mes'ulcesine " Evet uyarıcı geldi, ama yalanladık. Allah vahiy indirmemiştir. Üçkağıtçısınız siz, siz sapkınlık içindesiniz dedik." diye cevapladılar.

(Mülk 9)

Mehmet Türk Meali:

Onlar da: “Evet! Gerçekten bize bir uyarıcı geldi, fakat biz, onu yalanladık ve ona; ‘Allah hiç bir şey indirmedi,1 siz sadece büyük bir sapkınlık içerisindesiniz,’ dedik.”2 diyecekler.*

(Mülk 9)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar diyecekler ki: “Evet! Elbette bize uyarıcı geldi, ama biz onu yalanladık ve dedik ki: Allah, hiçbir şey indirmedi (ve) sizler büyük bir sapıklık içindesiniz.”

(Mülk 9)

Muhammed Esed Meali:

Onlar: "Evet" diyecekler, "aslında bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz o'nu(n söylediklerini) yalanladık ve o'na: 'Allah (vahiy yoluyla) hiçbir şey indirmiş değildir! Siz (kendinizi uyarıcı olarak görenler) büyük bir yanılgı içindesiniz! dedik".

(Mülk 9)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlar şöyle derler; "Evet, bize bir uyarıcı geldi ama, biz onu yalanladık ve 'Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz.' dedik."

(Mülk 9)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlar: -Evet, bize bir uyarıcı gelmişti, fakat biz onu yalancılıkla suçladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik.

Bknz: (6/91) - (26/154)

(Mülk 9)

Mustafa Çevik Meali:

5-11 Biz yeryüzüne en yakın olan gökyüzünü, kandil gibi parıldayan yıldızlarla donattık. Şeytanın oyuncağı olmuş bir kısım kimseler bu yıldızların konumundan, hareketlerinden, gayba dair haberler alıp vermek gibi boş ve anlamsız işlerle uğraşıp, Allah’ı layıkıyla tanımayan insanları da buna inandırıp oyalar, bundan da çıkar elde ederler. Biz bu şeytani tuzakları gönderdiğimiz âyetlerin ışığı ile yakıp yok ederiz. Buna rağmen peygamberler ve onlarla gönderdiğimiz kitaplardan yüz çevirip de şeytanın tuzağına düşüp oyuncağı olmaya razı olanları da cehennem azabına mahkûm ederiz, orası çok kötü bir varış yeridir. Onlar oraya, o tuzak kuranlarla birlikte atıldıklarında cehennemin neredeyse öfkeden çatlayacakmış gibi çıkardığı o korkunç sesini duyacaklar ve bölük bölük oraya atılırlarken, bir yandan da cehennem görevlileri onlara: “Sizi yaptıklarınızın yanlış olduğu ile uyaran ve cezasının böyle olacağını haber verip doğruya davet eden olmadı mı?” diyecekler. Onlar da: “Evet, aslında bize uyarıcı gelmişti fakat biz uyarıları umursamadık. Aklımızı doğru kullanıp da peygamberlerin ve kitapların bildirdiklerinin önemini kavrasaydık, şimdi bu kavurucu ateşe müstahak olmazdık.” diyerek suçlarını, şirk ve küfürlerini itiraf edecekler, merhamete, rahmete layık olmayan bu kimseler hak ettikleri azap ile cehennemde yaşayacaklar.

(Mülk 9)

Mustafa İslamoğlu Meali:

"Evet, doğrusu bize bir uyarıcı gelmişti; fakat biz onu yalanladık ve "Allah hiçbir şey indirmemiştir; siz (elçiler) büyük bir şaşkınlık içindesiniz" demiştik" itirafında bulunacaklar.

(Mülk 9)

Osman Okur Meali:

Onlar: "Evet; doğrusu bize bir uyarıcı geldi, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz demiştik" derler.

(Mülk 9)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Derler ki: «Evet.. Muhakkak ki bize bir korkutucu (peygamber) geldi, fakat biz tekzîp ettik ve dedik ki: «Allah bir şey indirmemiştir.» «Siz başka değil, ancak büyük bir sapıklık içindesiniz.»

(Mülk 9)

Ömer Öngüt Meali:

Onlar şöyle derler: "Evet, bize bir uyarıcı geldi amma, biz onu yalanladık ve: 'Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz. ' dedik. "

(Mülk 9)

Ömer Sevinçgül Meali:

Cehennemdekiler, “Evet, bize uyarıcı geldi, ama biz onu yalanladık. Allah bir şey indirmedi, siz büyük bir sapkınlıktasınız, dedik” derler.

(Mülk 9)

Sadık Türkmen Meali:

Derler ki: “Evet, tabi ki bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık. Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz!” dedik.

(Mülk 9)

Seyyid Kutub Meali:

Onlar; «Evet, doğrusu bize bir uyarıcı geldi, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz büyük bir sapıklık içindesiniz» dedik.

(Mülk 9)

Suat Yıldırım Meali:

Onlar şöyle cevap verirler: "Evet, bizi uyaran oldu, ama biz onu yalancı saydık ve Rahman hiçbir vahiy indirmedi, siz besbelli bir sapıklık içindesiniz." dedik.

(Mülk 9)

Süleyman Ateş Meali:

Dediler: "Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve: 'Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' dedik."

(Mülk 9)

Süleymaniye Vakfı Meali:

"Evet" derler; "bize uyarıcı geldi ama biz yalana sarıldık; Allah hiç bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapkınlık içindesiniz" dedik.

(Mülk 9)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(9-10) Onlar ise: "Evet, geldi. Ama biz, 'Allah hiçbir şey indirmemiştir; siz büyük bir yanılgı içindesiniz' diyerek onları yalanladık. Keşke vahye kulak vermiş ve aklımızı kullanmış olsaydık da bu yakıcı ateşe atılmasaydık" derler.

(Mülk 9)

Şaban Piriş Meali:

-Evet, bir uyarıcı gelmişti, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik derler.

(Mülk 9)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlar da derler ki: "Evet; bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik".

(Mülk 9)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlar: «Evet» derler. «Bize gerçekten bir uyarıcı, korkutucu geldi. Fakat biz yalanladık ve: -Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir şaşkınlık (ve sapıklık) içindesiniz, dedik.»

(Mülk 9)

Ümit Şimşek Meali:

“Evet,” derler. “Bize uyarıcı geldi. Ama biz yalanladık. Ve dedik ki: 'Allah'ın birşey indirdiği yok; siz büyük bir şaşkınlıktasınız.' ”

(Mülk 9)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Derler ki: "Gelmedi olur mu? Bize uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık. Ve: 'Allah bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz, başka değil!' şeklinde konuştuk."

(Mülk 9)