40. Mümin Suresi / 83.ayet

Çünkü elçileri onlara hakikatin apaçık belgeleri ile geldiğinde sahip oldukları bilgiye güvenip şımardılar, sonunda küçümseyip alay ettikleri azap onları çepeçevre kuşatıverdi.

Bknz: (45/23)

Mustafa Çavdar Meali

Mümin 83 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Peygamberleri, apaçık delillerle onlara gelince kendilerindeki bilgiye güvenip övündüler, kendilerini gördüler de alay ettikleri şey, başlarına geliverdi.

(Mümin 83)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Resulleri (Hakk dava elçileri) kendilerine apaçık belgeler (ve Kur’ani hükümlere uygun proje ve hedefler) getirdiği zaman, onlar (şeytan kafalılar ve marazlı münafıklar) yanlarında olan (azıcık) ilimden dolayı böbürlenip şımardılar (gururlanıp ferahlandılar) da, (bu yüzden) alay (ve hakaret) konusu edindikleri şey, (sonunda) onları sarıp kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Abdullah Parlıyan Meali:

Peygamberleri onlara apaçık delillerle gelince, kendilerinde bulunan tüm boş bilgi ve becerilerine güvenip küstahca böbürlendiler de, böylece alay ettikleri şey başlarına geliverdi.

(Mümin 83)

Adem Uğur Meali:

Peygamberleri onlara apaçık bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (beşeri) bilgiye güvendiler (onu alaya aldılar). Alaya aldıkları şey kendilerini boğuverdi.

(Mümin 83)

Ahmet Hulusi Meali:

Rasulleri onlara apaçık deliller olarak geldiklerinde, onlar kendi bildiklerine dayanarak sevinip şımardılar! Alay etmekte oldukları şey onları kuşatmıştır!

(Mümin 83)

Ahmet Tekin Meali:

Rasulleri onlara apaçık bilgiler, delillerle gelince, onlar kendilerinde bulunan beşerî bilgiye güvendiler. Onu alaya aldılar. Alaya almaya devam ettikleri şeyin gücü onları kuşatıverdi, işlerini bitirdi.

(Mümin 83)

Ahmet Varol Meali

Peygamberleri onlara açık delillerle geldiklerinde, onlar kendilerinde olan bilgiyle rahatla(yıp böbürlen)diler. (Ama) alaya almakta oldukları şey onları kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Ali Bulaç Meali:

Resulleri kendilerine apaçık belgeler getirdiği zaman, onlar, yanlarında olan ilimden dolayı sevinip böbürlendiler de, kendisini alay konusu edindikleri şey, onları sarıp kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Çünkü onlara, peygamberleri mucizelerle geldikleri vakit, kendilerinde bulunan (batıl) ilme güvendiler de, o peygamberleri alaya aldıkları şeyin cezası kendilerini kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Ali Rıza Sefa Meali:

Elçiler onlara açık kanıtlar getirdikleri zaman, yanlarında bulunan bilgiden dolayı büyüklük tasladılar. Ve alay ettikleri şey, onları kuşattı.

(Mümin 83)

Ali Ünal Meali:

Kendilerine gönderilen rasûller onlara apaçık delillerle geldiler. Ne var ki onlar, (dünya hayatı ve onu yaşamanın vasıtaları konusunda) sahip bulundukları bilgi ile şımarıp, (kendilerine yapılan İlâhî ceza tehdidiyle alay ettiler). Fakat alay konusu yaptıkları (ceza), onları çepeçevre kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Peygamberleri, onlara mucizeler ile geldiğinde kendi yanlarındaki bilgi ile sevindiler. (Onunla yetindiler.) Ve alaya aldıkları (azap) başlarına gelmiş oldu.

(Mümin 83)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Peygamberleri onlara apaçık deliller getirdiklerinde, kendi bildikleri ile şımarmışlar ve alay ettikleri azap kendilerini çepeçevre kuşatmıştı.

(Mümin 83)

Bekir Sadak Meali:

Peygamberleri onlara belgelerle gelince, kendilerinde olan bilgiden gururlandilar da, alaya aldiklari sey kendilerini sariverdi.

(Mümin 83)

Besim Atalay Meali:

İmdi, onlara peygamberleri belgelerle geldiğinde, sevindiler kendi bildikleriyle, alay etmiş oldukları şey dahi onları sardı

(Mümin 83)

Celal Yıldırım Meali:

Peygamberlerimiz onlara açık belgeler ve mu'cizelerle gelince, onlar kendilerindeki bilgiden dolayı şımardılar da alaya aldıkları şey kendilerini sarıverdi.

(Mümin 83)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Peygamberleri onlara apaçık deliller getirince, sahip oldukları bilgi ile şımardılar (ve onları alaya aldılar). Sonunda alaya almakta oldukları şey kendilerini sarıverdi.

(Mümin 83)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Peygamberleri onlara belgelerle gelince, kendilerinde olan bilgiden gururlandılar da, alaya aldıkları şey kendilerini sarıverdi.

(Mümin 83)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Peygamberleri onlara apaçık deliller getirince, sahip oldukları bilgi ile şımardılar (ve onları alaya aldılar). Sonunda alaya almakta oldukları şey kendilerini sarıverdi.

(Mümin 83)

Diyanet Vakfı Meali:

Peygamberleri onlara apaçık bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (beşerî) bilgiye güvendiler (onu alaya aldılar). Alaya aldıkları şey kendilerini boğuverdi.

(Mümin 83)

Edip Yüksel Meali:

Elçileri apaçık kanıtlarla kendilerine vardıklarında, yanlarındaki bilgiyle gururlandılar. Alaya aldıkları şey kendilerini sarıverdi.

(Mümin 83)

Elmalılı Orjinal Meali:

Çünkü onlara Peygamberleri beyyinelerle geldikleri vakıt kendilerinde bulunan ılme güvendiler de o istihza ettikleri şey kendilerini kuşatıverdi

(Mümin 83)

Elmalılı Yeni Meali:

Çünkü onlara peygamberleri açık delillerle geldiği zaman, kendilerinde bulunan ilme güvendiler de alay ettikleri şey kendilerini kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Erhan Aktaş Meali:

Rasulleri kendilerine kanıt içeren açıklayıcı bilgilerle geldiği zaman, sahip oldukları bilgiye güvenerek şımardılar ve kendisi ile alay ettikleri şey onları kuşattı.

(Mümin 83)

Gültekin Onan Meali:

Resulleri kendilerine apaçık belgeler getirdiği zaman onlar, yanlarında olan ilimden dolayı sevinip böbürlendiler de, kendisini alay konusu edindikleri şey, onları sarıp kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ne zaman ki elçileri onlara açık delillerle geldi, kendilerinde bulunan bilgiden dolayı şımarıklık etmişlerdi. Hâlbuki o, alay ettikleri şey onları kuşatmıştı.

(Mümin 83)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Resûlleri onlara apaçık delillerle geldiği zaman, yanlarında bulunan ilim/bilgi/teknoloji sebebiyle şımarıp böbürlendiler. (Fakat) alaya aldıkları (azap), onları çepeçevre kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Harun Yıldırım Meali:

Peygamberleri onlara apaçık bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (beşeri) bilgiye güvendiler (onu alaya aldılar). Alaya aldıkları şey kendilerini boğuverdi.

(Mümin 83)

Hasan Basri Çantay:

Öyle ya, kendilerine peygamberleri apaçık mu'cizeler getirince onların nezdindeki ilme karşı (eğlenerek) şımarıklık gösterdiler de hakkında istihza edegeldikleri şey kendilerini çepçevre kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Hayrat Neşriyat Meali:

Öyle ki peygamberleri onlara mu'cizeler getirince, kendilerinde bulunan bilgiden dolayı şımardılar(2) da, kendisiyle alay etmekte oldukları (azab) onları kuşatıverdi.*

(Mümin 83)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Elçileri kendilerine açık kanıtlarla geldiğinde, onlar kendi katlarında bilgiden bulunan [şeyler] sebebiyle sevindiler. Maskara yapmaya çalıştıkları [şey] kendilerini kuşattı.

(Mümin 83)

Hüseyin Atay Meali:

Elçileri onlara açık belgelerle gelince, kendilerinde olan bilgiden sevinip şımardılar da, alaya aldıkları şey kendilerini kuşatıverdi.

(Mümin 83)

İbni Kesir Meali:

Peygamberleri kendilerine huccetlerle gelince; kendi yanlarındaki bilgi ile gururlandılar da, alaya aldıkları şey kendilerini kuşatıverdi.

(Mümin 83)

İlyas Yorulmaz Meali:

Elçilerimiz açık delillerle onlara geldiği zaman, onlar kendi yanlarında bulunan bilgilerle övünmüşler ve bundan dolayı da, alay ettikleri azap onların başına hak olmuştur.

(Mümin 83)

İskender Ali Mihr Meali:

Onlara resûlleri beyyinelerle geldiği zaman yanlarındaki ilim sebebiyle şımardılar. Ve alay etmiş oldukları şey onları kuşattı.

(Mümin 83)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Kaçan elçileri onlara apaçık belgeler getirdiler, onların taşıdıkları bilimle eğlendiler, bunun üzerine eğlendikleri azap onları çepçevre kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Kadri Çelik Meali:

Peygamberleri kendilerine apaçık belgeler getirdiği zaman, onlar, yanlarında olan ilimden dolayı sevinip şımardılar da alay konusu edindikleri şey, sonunda kendilerini sarıp kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Mahmut Kısa Meali:

Çünkü Elçileri onlara apaçık delillerle gelince, sahip oldukları sanatlarına, bilgilerine felsefelerine, teknolojilerine güvenip gurura kapılmışlardı; böylece, alay edip durdukları o korkunç azap, kendilerini dört bir yandan kuşatıvermişti!

(Mümin 83)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Muhkem delilleri açıkça, Resulleri onlara getirdikçe, bunlar bilgileriyle şımarıp böbürlendiler İşte en sonunda alaya almanın cezası olarak, onların kendilerini her taraftan kuşatıvermiştir.

(Mümin 83)

Mehmet Türk Meali:

Peygamberleri kendilerine apaçık deliller getirdiği zaman onlar ilim namına kendilerinde bulunana güvenip böbürlendiler, hafife aldıkları (azap da) kendilerini kuşatıverdi.1*

(Mümin 83)

Muhammed Celal Şems Meali:

Peygamberleri onlara apaçık delillerle geldiklerinde, kendilerinde olan (az bir) bilgi ile iftihar etmeye başladılar. Alay ettikleri (azap da) gelip onları kuşattı.

(Mümin 83)

Muhammed Esed Meali:

Çünkü elçileri onlara, hakikatin bütün kanıtlarıyla geldiklerinde, (halen) sahip oldukları bilgiye yaslanarak küstahça böbürlendiler ve (böylece / sonunda,) küçümsedikleri şey tarafından sarılıp kuşatıldılar.

(Mümin 83)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kendilerine gönderilen Tanrı elçileri onlara apaçık kanıtlarla geldiğinde, onlar sahip oldukları bilgiyle büyüklük taslamışlardı. Sonunda, alay ettikleri şey onları çepeçevre kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Mustafa Çavdar Meali:

Çünkü elçileri onlara hakikatin apaçık belgeleri ile geldiğinde sahip oldukları bilgiye güvenip şımardılar, sonunda küçümseyip alay ettikleri azap onları çepeçevre kuşatıverdi.

Bknz: (45/23)

(Mümin 83)

Mustafa Çevik Meali:

82-85 Bu müşrikler yeryüzünde gezip dolaşırken kendilerinden önce yaşamış olanların sonlarının nasıl olduğuna bakıp da hiç düşünmezler mi? Onlar sayıca kendilerinden daha fazla, daha güçlü ve yeryüzünde daha da derin izler bırakmışlardı. Fakat onların kazandıkları, biriktirdikleri, güçleri ve makamlarının onlara hiçbir yararı olmadı. Yaratılış sebepleri olan hayat nizamı ile yaşamayı reddedenler, kibirlenip mü’minlerle alay edenler hak ettikleri azap ile karşılaştıklarında ise hemen “Biz yalnızca Allah’ı ilah ediniyor ve O’na ortak koştuklarımızı tanımıyoruz.” demeye başlarlar. Fakat azabı gördükten sonra böyle demelerinin onlara hiçbir faydası olmayacak. Allah’ın kulları üzerinde öteden beri uyguladığı yasası budur. Yaratılış sebeplerine davet edildikleri halde sırtını dönenler hüsrana uğrayacaklar.

(Mümin 83)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Çünkü onlara elçileri hakikatin apaçık delilleriyle geldiğinde, elde tuttukları bir parça bilgiye güvenip küstahça şımardılar: sonunda alay ede geldikleri gerçek kendilerini çepeçevre kuşattı.

(Mümin 83)

Osman Okur Meali:

Resulleri onlara açık belgelerle gelince, kendilerinde olan bilgiden gururlandılar da, alaya aldıkları şey kendilerini kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Vaktâ ki, onlara peygamberleri zahir mûcizeler ile geldi, kendi yanlarındaki bilgiden olan ile ferahlandılar ve onları kendisiyle istihzâda bulundukları şey, şiddetle ihata etti.

(Mümin 83)

Ömer Öngüt Meali:

Peygamberleri onlara apaçık delilleri getirince, kendilerinde olan ilim ile gururlandılar. Alaya aldıkları şey onları kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Ömer Sevinçgül Meali:

Peygamberleri onlara apaçık delillerle, belgelerle gelince, kendi yanlarındaki bilgilere güvenip aldandılar. ‘Sonunda’ alaya aldıkları şey ‘kıyamet, yargılanma süreci, azap’ kendilerini kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Sadık Türkmen Meali:

Elçiler, onlara apaçık kanıtlar getirdiklerinde, kendi yanlarında bulunan bilgiyle sevinip övündüler. Alay edip durmuş oldukları şey onları kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Seyyid Kutub Meali:

Peygamberleri, onlara belgelerle gelince, kendilerinden olan bilgiden gururlandılar da, alaya aldıkları şey kendilerini salıverdi.

(Mümin 83)

Suat Yıldırım Meali:

Resulleri onlara açık açık delilleri getirdikçe, bunlar kendilerinde bulunan bilgi ile şımarıp böbürlendiler (Peygamberlerin getirdiği hidayetle alay ettiler). Sonunda alaya almalarının cezası, kendilerini her taraftan kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Süleyman Ateş Meali:

Elçileri onlara açık kanıtlar getirince, yanlarında bulunan bilgi ile sevin(ip övün)düler (peygamberlerin getirdikleri bilgiye değer vermediler, onlarla alay ettiler). Sonunda alay edegeldikleri şey, kendilerini kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Elçileri onlara o açık belgelerle(mucizelerle) gelince, kendilerindeki bilgiyle(din diye bildikleriyle) avundular. Hafife aldıkları şey başlarına geliverdi.

(Mümin 83)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Çünkü elçileri onlara apaçık deliller getirdiklerinde, bilgilerine güvenerek şımarmışlar; ama alay ettikleri şey onları kuşatıvermişti.

(Mümin 83)

Şaban Piriş Meali:

Peygamberleri onlara apaçık belgelerle geldiği zaman, kendi bilgileri ile şımardılar ve alay ettikleri şey onları çepeçevre kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Talat Koçyiğit Meali:

Peygamberleri, kendilerine apaçık deliller getirince, yanlarında bulunan (ve yanlış zan ve şüpheden ibaret olan) ilim yüzünden şımarmışlar, fakat alaya aldıkları şey, kendilerini çepeçevre kuşatıvermişti.

(Mümin 83)

Tefhimul Kuran Meali:

Peygamberleri kendilerine apaçık belgeler getirdiği zaman, onlar, yanlarında olan ilimden dolayı sevinip böbürlendiler de, kendisini alay konusu edindikleri şey, kendilerini sarıp kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Ümit Şimşek Meali:

Peygamberleri kendilerine apaçık delillerle geldiğinde, onlar sahip oldukları bilgiyle mağrur olmuşlardı. Sonunda, alay ettikleri şey onları çepeçevre kuşatıverdi.

(Mümin 83)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Resulleri onlara açık seçik beyyineler getirdiklerinde, onlar yanlarındaki bilgiyle sevinip övündüler. Ve alay edip durdukları şey kendilerini kuşatıverdi.

(Mümin 83)