23. Muminun Suresi / 110.ayet

Siz ise onlarla alay ediyordunuz. Öyle ki bu alaycı tavrınız sizi zikrimi/Kuran’ı unutturmuştu ve siz onlara gülüp geçiyordunuz.

Bknz: (83/29)»(83/33)

Mustafa Çavdar Meali

Müminun 110 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Halbuki siz, onları alaya aldınız da sonunda beni anmayı unutturdu size bu hal ve siz onlara gülerdiniz.

(Müminun 110)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ama) "Siz onları alay konusu edinmiştiniz (Hakka ve hayra çağıran mü’minleri terk edip, küçümseyip; zalimlerin ve hain kesimlerin peşine gitmiştiniz) ; öyle ki, (düşüncesiz ve dengesiz tarafgirliğiniz) size Benim Zikrimi (Kur’ani hüküm ve haberlerimi) unutturmuştu ve siz onlara gülüp duruyordunuz" (diye hatırlatılacaktır).

(Müminun 110)

Abdullah Parlıyan Meali:

siz onları alaya alırdınız. O kadar ki, bu yaramaz haliniz, beni anmayı size büsbütün unutturdu ve hep o mü'minlere gülüp dururdunuz.

(Müminun 110)

Adem Uğur Meali:

İşte siz onları alaya aldınız; sonunda onlar (ile alay etmeniz) size beni yâdetmeyi unutturdu, siz onlara gülüyordunuz.

(Müminun 110)

Ahmet Hulusi Meali:

"Siz onları alaya aldınız! Hatta (bu haliniz) Zikrimi (hakikatinizdeki varlığımı hatırlamayı) size unutturdu! Siz onlara gülüyordunuz. "

(Müminun 110)

Ahmet Tekin Meali:

“İşte siz onları alay konusu yaptınız. Alayınız size beni zikretmeyi, bana şükretmeyi, benim övünç kaynağı Kur'ân'ımı, benim şeriatımı unutturdu. Siz onlara alay yollu gülüyordunuz.”

(Müminun 110)

Ahmet Varol Meali

Sizse onları alay konusu edinmiştiniz. Size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüyordunuz.

(Müminun 110)

Ali Bulaç Meali:

"Siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle ki, size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz."

(Müminun 110)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Siz, onları, alaya aldınız. Nihayet bu hareketiniz, bana ibadet etmeyi size unutturdu. Onlara (istihza suretiyle) gülüyordunuz.

(Müminun 110)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Onlarla alay ediyordunuz. Öyle ki, Benim Öğretimi size unutturdu; onlara hep gülüyordunuz!"

(Müminun 110)

Ali Ünal Meali:

“Siz onları hep alaya alırdınız. Bu davranışlarınız, sonunda size Beni hatırlamayı ve düşünmeyi de unutturdu ve onlarla eğlenip durdunuz.

(Müminun 110)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Siz onları o kadar horladınız ki, onlar size mesajımı almayı unutturdular. Çünkü siz onlara gülüyordunuz. (Onları hafife alıyordunuz.)”

(Müminun 110)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- "Çünkü kullarımdan bir topluluk, 'Ey Rabbimiz! İnandık; bizi bağışla, bize merhamet et, sen çok merhametlisin' derdi de siz ise onlarla dalga geçerdiniz. Öyle ki, bu tavrınız size beni anmayı unutturmuştu. Siz onların yaptıklarına gülüyordunuz."

(Müminun 110)

Bekir Sadak Meali:

(108-11) 1 Allah: «inin oradan! Benimle konusmayin. Kullarimdan bir topluluk: «Rabbimiz! inandik, artik bizi bagisla, bize aci. Sen aciyanlarin en iyisisin» diyordu. Siz ise, onlari alaya aliyordunuz. Bu yaptiklariniz size Beni anmayi unutturuyordu. Onlara hep guluyordunuz. Sabretmelerine karsilik bugun onlari mukafatlandirdim. Dogrusu onlar kurtulanlardir» der.

(Müminun 110)

Besim Atalay Meali:

Siz onlarla alay ediyordunuz, beni anmayı da unutmuştunuz, onlara da gülerdiniz

(Müminun 110)

Celal Yıldırım Meali:

Siz onları alaya alırdınız; o kadar ki (bu yaramaz haliniz) beni anmayı size unutturdu ve siz onlara (bakıp bakıp alaylı şekilde) gülüyordunuz.

(Müminun 110)

Cemal Külünkoğlu Meali:

109,110,111. “Hani vaktiyle kullarımın bir bölümü: ‘Ey Rabbimiz! Biz sana inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!' diye dua ediyordu. Siz ise onlarla alay ediyordunuz. Bu yaptıklarınız size beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmeleri sebebiyle, bugün ben onları mükâfatlandırdım. Şüphesiz onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.”

(Müminun 110)

Diyanet İşleri Eski Meali:

108,109,110,111. Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der.

(Müminun 110)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Siz ise onlarla alay ediyordunuz. O kadar ki onlar size beni anmayı unutturdu. Onlara hep gülüyordunuz.

(Müminun 110)

Diyanet Vakfı Meali:

İşte siz onları alaya aldınız; sonunda onlar (ile alay etmeniz) size beni yâdetmeyi unutturdu, siz onlara gülüyordunuz.

(Müminun 110)

Edip Yüksel Meali:

'Sizse onları alaya aldınız ve onlar yüzünden beni anmayı unuttunuz. Onlara gülüp duruyordunuz.'

(Müminun 110)

Elmalılı Orjinal Meali:

siz onları maskara yerine tuttunuz, hatta size benim yadımı unutturdular, onlara öyle gülüyordunuz

(Müminun 110)

Elmalılı Yeni Meali:

Siz, onlarla alay ettiniz, hala Beni anmayı size unutturdular, onlara öyle gülüyordunuz.

(Müminun 110)

Erhan Aktaş Meali:

Siz ise onları alaya aldınız; öyle ki benim öğütlerimi kulak ardı ettiniz. Onların haline gülüyordunuz.

(Müminun 110)

Gültekin Onan Meali:

"Siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle ki, size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz."

(Müminun 110)

Hakkı Yılmaz Meali:

İşte siz onları alaya aldınız; sonunda da onlar, size Benim anılmamı, öğüdümü unutturdu/terk ettirdi. Ve siz onlara gülüyordunuz.

(Müminun 110)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onları alaya aldınız. Öyle ki (onlarla uğraşmanız) size beni zikretmeyi unutturdu. Siz onlara sürekli gülüyordunuz.

(Müminun 110)

Harun Yıldırım Meali:

İşte siz onları alaya aldınız; sonunda onlar (ile alay etmeniz) size beni yâdetmeyi unutturdu, siz onlara gülüyordunuz.

(Müminun 110)

Hasan Basri Çantay:

Siz onları eğlence edindiniz. Hatta bu, beni hatırlamayı size unutdurdu. Siz onlara (istihza ile) gülüyordunuz.

(Müminun 110)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Hâlbuki (siz) onları eğlence edindiniz; tâ ki (onlar ile alay etmeniz) size beni anmayı unutturdu ve (siz) onlara gülüyordunuz.”

(Müminun 110)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(109-111) "Gerçek şu ki, kullarımızdan olan bir grup, "RAB'bimiz! İnandık, o halde bizi bağışla ve sen merhametlilerin en iyisi (hayırlısı) olarak bize merhamet et." diyordu. Siz, onları bir alay konusu ediniyordunuz. Öyle ki, hatırlatmamı (zikrimi) size unutturdular¹. Siz onlardan yana gülmekteydiniz. Gerçekten ben, bugün onlara sabır etmeleri sebebiyle ''Onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir" diye onlara karşılığını verdim."

(Müminun 110)

Hüseyin Atay Meali:

109-111 Doğrusu kullarımdan bir bölük, der ki: "Rabbimiz! İnandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin." Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız, size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Dayanmalarına karşılık bugün onları ödüllendirdim. Doğrusu, onlar başarıya ulaşanlardır."

(Müminun 110)

İbni Kesir Meali:

Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Öyle ki size Benim zikrimi unutturdular. Ve siz, onlara hep gülüyordunuz.

(Müminun 110)

İlyas Yorulmaz Meali:

Rableri ”Siz, bana inanan kullarımı alaya aldınız ve inananlara karşı gülüp eğlenmek, beni anmayı size unutturdu.”

(Müminun 110)

İskender Ali Mihr Meali:

Böylece onları alay konusu edindiniz. Öyle ki (bu), size Benim zikrimi unutturdu. Ve siz, onlara gülüyordunuz.

(Müminun 110)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sizler ise onları eğlence yerine koyuyordunuz, okadar ki Beni anmayı bile unutuyordunuz, sizler onlara gülüyordunuz.

(Müminun 110)

Kadri Çelik Meali:

“Siz onları alay konusu edinmiştiniz; Sonunda (bu müminler, alaylarınız sebebiyle) size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz.”

(Müminun 110)

Mahmut Kısa Meali:

“Siz onlarla hep alay ederdiniz. Onlara yaptığınız baskı ve işkenceler yüzünden kalpleriniz katılaştı. Bu durum, sonunda size Beni anmayı büsbütün unutturdu. Öyle ki, onların bu gıpta edilecek durumuna gülüyor, onlarla dalga geçip duruyordunuz!”

(Müminun 110)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Umumiyetle siz onları alaya alırdınız. Öyle ki, o da Benim zikrimi unutturmuştur. Mutluluktan sanki bir hal olup onların yaptıklarına gülüyordunuz sizler.

(Müminun 110)

Mehmet Türk Meali:

“Siz onlarla, Beni unutacak kadar (fazla) alay ediyor ve onların (durumuna) hep gülüşüp duruyordunuz,”

(Müminun 110)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Ancak siz, onları alaya aldınız. Sonunda onlar (ile alay etmeniz,) size Beni zikretmeyi unutturdu. Siz kendilerine hep gülerdiniz.”

(Müminun 110)

Muhammed Esed Meali:

fakat siz onları alay konusu yaptınız; öyle ki, bu sonunda size Beni anmayı büsbütün unutturdu; çünkü hep gülüp durdunuz onlara.

(Müminun 110)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"İşte siz onları alaya almıştınız. Sonunda bu alaylarınız size beni anmayı unutturdu da onlara gülüp durmuştunuz."

(Müminun 110)

Mustafa Çavdar Meali:

Siz ise onlarla alay ediyordunuz. Öyle ki bu alaycı tavrınız sizi zikrimi/Kuran’ı unutturmuştu ve siz onlara gülüp geçiyordunuz.

Bknz: (83/29)»(83/33)

(Müminun 110)

Mustafa Çevik Meali:

101-111 Kıyamet Günü gelip de Sûr’a üflenildiğinde, artık ne soyun sopun ne de başka bir yakınlığın ve dostluğun kimseye faydası dokunmayacaktır. O Gün kimsenin, kimseyi soracak, ya da görecek hali olmayacak, herkes hak ettiğinin karşılığını görmek üzere bir araya toplanacak, Allah’ı layıkıyla kavrayıp, davetine icabet edip, O’na karşı sorumluluklarını yerine getirenlerin salih amelleri terazilerinde ağır basacak. Böyleleri umduklarına kavuşup, mutlu olacaklar. Allah’ın kitapları ve peygamberleri ile yaptığı davetten yüz çevirenler, amellerinin tartıda hafif gelmesi ile hüsrana uğrayıp cehenneme sürüklenecekler. Cehennem ateşi de onların yüzlerini kavuracak, dudakları yanıp dökülecek, dişleri dışarıda acılar içinde kıvranıp duracaklar. O Gün Allah onlara şöyle diyecek “Âyetlerim sizlere okunup, tebliğ edilirken, onları yalan sayıp reddedenler sizler değil miydiniz?” Onlar da şöyle cevap verecekler: “Ey Rabbimiz! Kibrimizin, nankörlük ve azgınlığımızın kurbanı olduk. Bu yüzden daveti umursamadık. Ey Rabbimiz! Bizi bu ateşten çıkarıp bize bir fırsat daha ver. Eğer tekrar şirke ve küfre dönersek o zaman bizi kendine zulmeden zalimlerden, ebedî cehennemliklerden kıl.” Allah bu defa da onlara: “Siz hak ettiğiniz o azabın içinde devamlı kalacaksınız boşuna feryat edip durmayın, siz verilen nimetleri ve zamanı, yapılan uyarılara rağmen gerektiği gibi kullanmayıp, heder ettiniz. Hâlbuki sizin aranızda yaratılış sebebine uygun yaşamak uğrunda ellerinden gelen gayreti gösterenler de vardı. Fakat siz onlarla alay edip dururken, onlar “Ey Rabbimiz! Biz Senin merhametine, şefkatine ve affına sığınıyoruz.” diye dua ediyorlardı. Ey müşrikler! Mü’minlerin imanları ile alay etmenin yanında, âyetlerimiz üzerinde düşünmeyi aklınıza bile getirmediniz. İşte Ben de bugün, mü’minleri sizin zulmünüze, alaycı tavırlarınıza karşı imanlarından taviz vermeden direnmeleri ve Rablerine güvenmelerinden dolayı cennet ile ödüllendiriyorum. Gerçek başarı, kazanç ve mutluluk budur.”

(Müminun 110)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ne varki siz onlarla alay ettiniz. En sonunda onlar(la alayınız) size beni hatırlamayı unutturdu; üstelik bir de onların halini gülünç buluyordunuz.

(Müminun 110)

Osman Okur Meali:

(108-111) (Allah ) Buyurur ki: Alçaldıkça alçalın orada! Bana karşı konuşmayın artık. Kullarımdan bir topluluk: "Biz! İnandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der.

(Müminun 110)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Halbuki, siz onlara maskara ittihaz ettiniz, tâ ki, bunlar (böyle maskaralıklarınız) size Beni yâd etmeyi unutturdular ve onlardan (istihzâ ile) güler kimseler olmuştunuz.»

(Müminun 110)

Ömer Öngüt Meali:

“Siz ise onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size benim zikrimi, beni anmayı unutturuyordu. Ve hep gülüyordunuz onlara!”

(Müminun 110)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Siz onlarla alay ettiniz. Bu davranışınız, size beni anmayı unutturdu. Onlara gülüp duruyordunuz.

(Müminun 110)

Sadık Türkmen Meali:

Ama siz, onları (müminleri) alaya almıştınız, öyle ki, bu yaptığınız sonunda size Beni anmayı unutturdu! Siz onlara (müminlere) gülüyordunuz!

(Müminun 110)

Seyyid Kutub Meali:

Siz onları alaya alıyordunuz. Sonunda bu tutumunuz beni anmayı size unutturdu, artık onlara hep gülüyordunuz.

(Müminun 110)

Suat Yıldırım Meali:

(109-110) Kullarımdan, bir kısmı "inandık ya Rabbi! Affet günahlarımızı, merhamet et bize, çünkü Sen merhamet edenlerin en iyisi, en hayırlısısın!" dediklerinde, onları alaya alan sizler değil miydiniz! Sonunda sizin bu davranışlarınız Beni gönlünüzden geçirmeyi, Beni yadetmeyi size unutturdu da, onlarla eğlenip durdunuz.

(Müminun 110)

Süleyman Ateş Meali:

"Siz onlarla alay ettiniz, (sürekli onlarla uğraştığınız için onlar) size beni anmayı unutturdular. Siz daima onlara gülüyordunuz."

(Müminun 110)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Siz de onları işletirdiniz; öyle ki, onlar size, beni hatırlamayı unutturmuştu. Onlara gülüp duruyordunuz.

(Müminun 110)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(108-111) Allah; "Kesin sesinizi, Benimle konuşmayın. Kullarımın bir kısmı: 'Rabbimiz! Sana iman ediyoruz, bize acı ve bizi bağışla. Çünkü Sen'in rahmetin sonsuzdur' diyor, siz ise onları alaya alıyordunuz. Sonunda Beni anmayı unuttunuz, onlara gülüp durdunuz. Sabrettikleri için bu Gün onları ödüllendireceğim. İşte onlar kazançlı çıkacaklar" der.

(Müminun 110)

Şaban Piriş Meali:

Siz ise size benim zikrimi unutturana kadar onlarla alay ederdiniz. Siz onlara gülerdiniz.

(Müminun 110)

Talat Koçyiğit Meali:

"Siz onları, beni anmayı size unutturacak kadar eğlence edinmiştiniz ve alay edip onlara gülüyordunuz."

(Müminun 110)

Tefhimul Kuran Meali:

«Siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle ki, size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz.»

(Müminun 110)

Ümit Şimşek Meali:

“Ve siz onları alaya alırdınız. Sonunda bu alaylarınız size Beni anmayı unutturdu da onlara gülüp durdunuz.

(Müminun 110)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Siz onları alaya aldınız. Öyle ki, zikrimi/Kur'anımı size unutturdular. Siz onlara hep gülüyordunuz.

(Müminun 110)